SON DAKİKA

logo

Elmalı Kapalı Pazar Yeri’ne girişte HES kodu sorgulaması

Ülke genelinde kontrollü normal yaşama geçilmesi, cumartesi sokağa kısıtlamasının kaldırılması ve restaurant ile cafelerin müşteri kabulüne başlaması ile birlikte, korona virüsün tehdit boyutunun daha da artmaması amacıyla İçişleri Bakanlığı tarafından bazı tedbirler alınmıştı. Alınan bu tedbirler arasında semt pazarlarına girişte HES kodu sorgulamasının yapılması da vardı.

    Bu bağlamda Elmalı’da her hafta pazartesi günleri kurulan semt pazarına girişte HES kodu sorgulaması yapılırken, uygulama vatandaştan da estek gördü.

    Kapalı pazar yerinin her girişinde görevliler tarafından HES kodu sorgulaması yapılırken, yapılan düzenleme ve alınan önlemler sayesinde uzun kuyruklarda oluşmadı.
    Son yapılan açıklamada Antalya 100 binde 119,18 kişi ile turuncu renkten, kırmızı renge dönerken,  tehlike sinyalleri de artıyor.
    Antalya’nın ilçeleri arasında korona virüs tehditi altında olan yüksek riskli ilçeler arasında Elmalı’da bulunurken, bir kez daha maske, sosyal mesafe ve hijyen kuralını hatırlıyor, açıklanan tedbirlere sıkı sıkıya uyulmas konusunda vatandaşları uyarıyoruz.       


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.03.23 07:45:46
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






ENFLASYONDA SINIRLI DÜŞÜŞ SÜRERKEN MALİYET BASKISI DEVAM EDİYOR

ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Haziran ayı enflasyon verilerini değerlendirerek, eğitim ve konut fiyatlarındaki artışların enflasyonu yukarı taşıdığını belirtti. Gıda fiyatlarındaki sakin seyirin manşet enflasyonu baskılasa da, üretici maliyetlerindeki yükselişin maliyet baskısını sürdürdüğünü vurguladı.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Haziran ayı enflasyon verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Haziran ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1,17 oranında artış gösterdiğini dile getiren Başkan Hacısüleyman, “Yıllık TÜFE’nin yüzde 35,05 seviyesine gerileyerek sınırlı da olsa düşüş eğilimini sürdürdüğünü görüyoruz. Bu süreçte, eğitim ve konut kalemlerinde dikkat çekici artışlar yaşanırken, gıda grubunda fiyatların aylık bazda gerilemesi manşet enflasyonu baskılamıştır. Ancak üretici fiyatlarında gözlenen yüzde 2,46’lık artış, önümüzdeki dönemler için maliyet baskısının sürdüğünü göstermektedir” ifadelerini kullandı.

TÜFE ve Yİ-ÜFE’de Temkinli Yavaşlama Sürerken, Bazı Kalemlerdeki Katılık Dikkat Çekiyor
Haziran ayında tüketici fiyatlarının bir önceki aya göre yüzde 1,37 oranında artış gösterdiğini dile getiren Başkan Hacısüleyman, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Altı aylık kümülatif artış yüzde 16,67 olurken, yıllık enflasyon yüzde 35,05 seviyesine gerilemiştir. Yurt içi üretici fiyatlarında ise aylık artış yüzde 2,46 olurken, yıllık artış yüzde 24,45 olarak kaydedilmiştir. Yİ-ÜFE’nin Aralık 2024’e göre artışı ise yüzde 15,71 düzeyindedir. Bu tablo, üretim maliyetlerinde hala güçlü bir yukarı yönlü eğilimin devam ettiğini ortaya koymaktadır.”

Üretici Fiyatlarında Artış Sürüyor: Hizmet Girdileri ve Enerji Belirleyici Rolde
Sanayinin dört ana sektöründe yıllık bazda en yüksek artışın yüzde 61,04 ile ‘su temini’ sektöründe gerçekleştiğini vurgulayan Başkan Hacısüleyman, “Elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 28,25, madencilikte yüzde 25,66 ve imalatta yüzde 23,79 oranlarında yıllık artışlar dikkat çekmektedir. Ana sanayi grupları itibarıyla, ara mallarında yüzde 21,77, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 29,92, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 26,45, enerjide yüzde 24,15 ve sermaye mallarında yüzde 27,40 oranında yıllık artış kaydedildi. Bu durum, üretici fiyatlarındaki artışın sadece enerjiyle değil, geniş tabanlı bir maliyet yapısıyla ilişkilendiğini ortaya koymakta” diye konuştu.

Başkan Yusuf Hacısüleyman: “Enflasyonla Mücadelede Mali Disiplin Öncelikli”
Enflasyonun yapısal ve yapışkan bir karaktere sahip olduğunu belirten Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Gıda fiyatlarındaki görece yatay seyir ve bazı kalemlerde gözlenen düşüşler kısa vadede olumlu bir tablo çizse de eğitim, konut ve ulaştırma gibi temel hizmet gruplarındaki fiyat artışları, enflasyonun dirençli yönünü göstermektedir” dedi. Enflasyonla mücadelenin sadece para politikasıyla sınırlı kalmaması gerektiğine dikkat çeken Hacısüleyman, “Bu mücadele, eş zamanlı olarak mali disiplin, kamu harcamalarının etkinliği ve arz yönlü reformlarla desteklenmeli” ifadelerini kullandı. Haziran ayı enflasyon verilerinin, yılın ikinci yarısına girerken maliyet temelli baskıların sürdüğünü ortaya koyduğunu belirten Hacısüleyman, “Bazı temel hizmet kalemlerinde katılık sorunu devam ediyor. Bu nedenle enflasyonla mücadelede bütüncül bir yaklaşım şarttır” şeklinde konuştu.

Eğitim ve Konut Fiyatlarındaki Artış Enflasyona Yukarı Yönlü Katkı Verdi
Haziran ayında ana harcama grupları içinde en yüksek artış yüzde 4,48 ile “Eğitim” grubunda kaydedildiğini dile getiren Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Bu kalemi yüzde 2,62 ile “Konut” ve yüzde 2,38 ile “Ulaştırma” grupları takip etti. Yıllık bazda ise yüzde 73,33 artışla “Eğitim”, yüzde 65,54 ile “Konut” ve yüzde 38,70 ile “Sağlık” grupları öne çıkarken, lokanta ve oteller grubunda da yüzde 35,59 yıllık artış yaşandı. Ters yönde ise “Gıda ve Alkolsüz İçecekler” ile “Giyim ve Ayakkabı” gruplarında aylık bazda yüzde 0,27 oranında düşüş kaydedildi. Bu iki grup, mevsimsel etkilerle manşet enflasyona sınırlı bir dengeleme katkısı sundu. Haziran ayında 143 temel başlıktan, 112’sinde artış yaşanırken, 5’inde değişim olmamış, 26 temel başlıkta ise düşüş gerçekleşti” diye konuştu. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.07.03 15:10:02
Son Düzenlenme Tarihi :





Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen: “Nedeni bilinmeyen inmelerde “PFO” araştırılmalı”

Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Anne karnında iken bebeğin..

Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Anne karnında iken bebeğin gelişimi sürecinde kalbin sağ ve sol kulakçıkları (atrium) arasında kapak benzeri bir yapı olan foramen ovale açıklığının olduğunu belirten Küçükseymen, “Süt çocukluğu döneminde bu kapak kendiliğinden kapanır, fakat kapanmaz ise patent foramen ovale (PFO) olarak adlandırılan durum ortaya çıkar. Sağlıklı yetişkin insanların yaklaşık yüzde 20’sinde PFO bulunur ve PFO’lu genç yetişkinlerde (60 yaş altı) inme riski PFO’su olmayanlara kıyasla yüzde 40-50 daha yüksektir. Ayrıca bu hastalarda PFO sıklığı sağlıklı bireylerden daha yüksek oranda bildirilmiştir” dedi.
60 yaş altında inmenin nedeni bulunamıyorsa (kriptojenik) PFO açısından ciddi araştırma yapılması gerektiğini vurgulayan Küçükseymen, “Ayrıca nedeni bilinmeyen inme geçiren hastalarda bacaklardaki damarlarda pıhtı oluşumu (derin ven trombozu-DVT) sıklığı da daha yüksektir. PFO ile nedeni bilinmeyen inme arasındaki ilişki genç yetişkinlerde, yaşlılara kıyasla daha barizdir. PFO’su olan ve bir kez nedeni bilinmeyen inme geçiren bir insanın gelecek her bir yıl için tekrar inme geçirme riski yüzde 2.5 oranında bildirilmiştir” ifadelerini kullandı.

“Auralı migren hastaları dikkat!”
Küçükseymen, PFO bulunan dalgıçlarda vurgun olma riski olmayanlara göre 5 kat fazla olduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunların dışında PFO’nun migren ile olan ilişkisi halen tam olarak çözülememesine rağmen aura ile seyreden migren vakalarda PFO’nun rolü olduğunu düşündüren veriler bulunmaktadır. Auralı migren olgularında da PFO sıklığının sağlıklı bireylere göre iki katına kadar arttığı, PFO kapatılmasının migrene bağlı baş ağrılarını azalttığı bilinmektedir. Çoğu insanda patent foramen ovale belirtileri görülmez. Nadiren de olsa PFO migren, ayağa kalkarken ve ayakta dururken nefes darlığı ortaya çıkabilir. PFO belirli felç türleri için daha yüksek risk olarak kendini gösterir.”

“Multidisipliner bir yaklaşımla tanı konuyor”
“İnme geçiren genç-yetişkin (60 yaş altı) hastalar nöroloji uzmanı tarafından inmenin nedenine yönelik yoğun bir araştırmaya tabi tutulur” diyen Küçükseymen, şunları söyledi: “Nedeni bulunamayan vakaları, nöroloji ve kardiyoloji uzmanı hekimler birlikte değerlendirir. Normal ekokardiyografik inceleme erişkin hastalarda çok net görüntüleme imkanı sağlamadığı için bu hastalarda yemek borusundan ekokardiyografik inceleme (transözefagal ekokardiyografi) yapılması gerekir. Bu işlem sırasında kol toplardamarlarından serum verilerek geçiş izlenebilir."

İnme geçirme riskini ortadan kaldırmak için PFO kapatma işlemi gerekli
Küçükseymen, nöroloji tarafından yapılan transkranial doppler tarama, PFO varlığını indirekt yolla gösteren bir yöntem olduğunu ve koldaki toplardamardan verilen serumun beyin atardamarında oluşturduğu ultrasonik sinyallerin ölçülmesi ile gerçekleştirildiğini bildirdi. Daha konforlu bir yöntem olmasına rağmen test pozitif olduğunda ekokardiyografi ile tanı kesinleştirmesi gerektiğini aktaran Küçükseymen, “Tüm bu testlerin pozitif ya da şüpheli olması durumunda, hastaların bacaklarında aktif ya da daha önceden pıhtılar (derin ven trombozu) oluştuğuna dair kanıtlar var ise, hastanın tekrar inme geçirme riski ve olabilecek işlemin öngörülebilir riskleri hasta ile paylaşıldıktan sonra PFO kapatma işlemine karar verilir” diye konuştu.

“PFO ameliyatsız kapatılabiliyor”
PFO’nun ameliyatsız kapatılabildiğini belirten Küçükseymen, “İşleminde kasık toplardamarından (femoral ven) iğne ile girilir ve buradan kalbe kadar uzanan ve PFO’dan geçen bir tel gönderilir. PFO’ya uygun büyüklükte seçilen kapama cihazı kasıktan ilerletilerek delikten geçirilir. Cihaz, deliği iki taraftan üzerine oturarak kapatır. Cihaz bırakılmadan önce PFO’nun uygun şekilde kapandığı ve takılan cihazın kalbin diğer bölümlerine zarar vermediği kontrol edilir ve işlem sonlandırılır. İşlem sonrası 3-6 ay içinde kalbin içini kaplayan hücre tabakası (endokardiyum) kapama cihazının üzerini kaplar ve cihaz artık vücudun bir parçası haline gelir” dedi.

İşlem sonrası dikkat edilmesi gerekenler
Son olarak Kücükseymen, işlem sonrası yapılması gerekenleri, “PFO kapama işlemi ortalama 1 saat kadar sürer. Kullanılan cihazlara göre hasta işlem sırasında uyanık olabilir ya da hafif uyutulabilir. İşlem sonrası hasta en az 6 saat yatakta ve bir gece hastanede kalır ve sabahında taburcu edilir. Kapama cihazı üzerinde pıhtı oluşumunu önlemek için kısa süre kan sulandırıcı ilaç kullanılması önerilir. Birkaç gün evde istirahat sonrasında hasta günlük aktivitelerine dönebilir. 6 hafta süreyle darbe almalarına neden olan durumlardan ve temas sporlarından (karate, boks, güreş, halter gibi) kaçınılmalıdır” sözleriyle anlattı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.23 15:22:09
Son Düzenlenme Tarihi :