SON DAKİKA

logo

Antalya’da 12.00 - 13.00 saatleri arasında 557 kişi aşılandı

Antalya aşılamada beşinci sıradaki yerini uzun süredir koruyor. Antalya’da 12.00 - 13.00 saatleri arasında bir saatlik süreçte 557 kişi aşılandı. 557 kişinin 174'ü ilk doz, 151'i ikinci doz aşısını olurken, 142 kişi de 3. doz aşısını oldu.

Bugün saat 13.00 itibariyle Antalya’da 1 milyon 927 bin 173 kişiye covit 19 aşısı yapılmış oldu. 1 milyon 248 bin 209 kişiye ilk doz, 587 bin 930 kişiye ise ikinci doz aşı yapıldı.
Aşılamanın 6-8 haftadan tekrar 4 haftaya düşürülmesinin ardından binlerce kişinin ikinci doz aşı vakti gelirken, kısa süre sonra Antalya’da ikinci doz aşı olanların sayısı bugünkü ilk doz aşı sayısını geçmiş olacak.
Saat 13. 00 itibariyle yapılan toplam aşı sayısı 55 milyon 656 bin 992 olurken, 37 milyon 323 bin 548 ilk doz, 16 milyon 644 bin 194 kişi de ikinci doz aşısını oldu.
Ülkemizde nüfus yoğunluğu ve sağlık kurumlarının fazlalığı nedeniyle en fazla İstanbul’da yapıldı. İstanbul’da yapılan toplam aşı sayısı 10 milyon 273 bin 163 olurken, Ankara’da 4 milyon 663 bin 411, İzmir’de 3 milyon 797 bin 274, Bursa’da ise 2 milyon 174 bin 463 oldu.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.07.09 14:34:12
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






ATSO Meclisinde ANFAŞ tartışması !

ATSO Meclis Üyesi Hasan Cumhur Göncü, Başkan Hacısüleyman’a ‘ANFAŞ yönetiminde ATSO temsilcisi neden yok ?” diye sordu. Başkan Hacısüleyman: ‘Yapı kullanma iznini almamış, yangın yönetmeliğini yerine getirmemiş olan bir binanın ya da bir şirketin yönetiminde olmayı tavsiye ediyorsanız, bunu bir tavsiye olarak sizden alırım’ cevabını verdi.

Meclis Üyesi: ANFAŞ yönetiminde olmak için 
lobimiz mi, gücümüz mü, sayımız mı yetmiyor ?

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyesi Hasan Cumhur Göncü, oda’nın ANFAŞ’ın ortağı olduğunu kaydederek, “ANFAŞ yönetim kurulunda Ticaret Odası’ndan temsilci var mı ? “diye sordu. 

Meclis Üyesi Göncü, ANFAŞ yönetimde diğer ortaklardan, belediyelerden, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nden de temsilcinin olduğunu gördüğünü kaydederek, “ANFAŞ yönetiminde  ATSO temcilcisi niye yok ? “ diye sordu ve ekledi: “Bizim lobimiz mi yetmiyor, gücümüz mü yetmiyor ? Sayımız mı yetmiyor ? “

ANFAŞ’la ilgili medyaya yansıyan, hatta savcılığa yansıyan olayların konuşulduğunu kaydeden Hasan Cumhur Göncü, “ANFAŞ’ta ATSO temsilcisinin olması halinde  eğer iddialar doğruysa belki bu işlere red verirdik, şerh düşerdik , kabul etmezdik. O günkü  yaşanan sıkıntıları bir nebze olsun bertaraf ederdik” diye konuşmasına devam etti. 

Rahmetli Ali Bahar ya da ondan önceki dönemde birçok iştirake ATSO’nun temsilci gönderdiğini kaydeden Göncü “Bu dönemin ilk yılında da göndermiştik. Üç yıldır göndermiyoruz. Demek ki yönetim kurulu olarak biz bu konuda biraz eksik kalıyoruz. İvedilikle karar alınıp, madem Ticaret Odası hissedarsa, sermaye artırımında da biz karar alıyorsak hem ATSO’nun gücünü göstermesi açısından , hem de sürekli savunduğumuz en büyük profil olduğumuzu göstermek adına  yetkililerle görüşüp kesinlikle ANFAŞ’ın yönetiminde bir temsilcimizin mutlaka olması gerekiyor. En azından yapılan işler konusunda bilgi sahibi oluruz, gerektiği durumlarda şerh koyarız, destek oluruz, Şehir için faydalı olan herşeye destek oluruz, faydalı olmayanların ise karşısında oluruz” dedi.

TSO Başkanı: Eksiklikleri olan bir şirkette 
yönetim kurulu üyeliği çok doğru olmaz

‘Orası anonim şirket. Çoğunluk hissedarlarını oluşturan kişiler bir yönetim kurulu listesi oluşturuyorlar. Dolayısıyla biz (ATSO)  o listede yer almıyoruz” diyen ve meclis üyesi Hasan Cumhur Göncü’nün konuşmasına cevap veren ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Meclis üyemiz eksikleri saydı. O halde bu tip eksikleri bulunan bir şirkette yönetim kurulu üyeliği çok doğru olmaz, herhalde” dedi.

“Saydığınız eksikliklere rağmen yönetim kurulunda  olmamızı  tavsiye ediyorsanız, bunu bir tavsiye olarak alırım. Saydığınız eksikliklere rağmen” diyen Başkan Yusuf Hacısüleyman şöyle devam etti:

“Dolayısıyla orada henüz kanunen yapılaşma süreçlerini yapı kullanma iznini almamış olan, yangın yönetmeliğini yerine getirmemiş olan  bir binanın ya da bir şirketin yönetiminde olmayı tavsiye ediyorsanız, bunu bir tavsiye olarak sizden alırım. Bizim dönemimizde bu şirkette genel kurul temsilcimiz oldu, yönetim kurulunda temsilcimiz olmadı.
* Erkin ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.10.03 12:28:39
Son Düzenlenme Tarihi :





19 yıl devam eden boşanma ve mal paylaşımı davası

Antalya’da yaşayan 1 çocuk annesi Nilüfer Yalçın, eşinin boşanma sürecinde çeşitli kurumlardan aldığı “Akıl sağlığı yerinde değildir” raporu ile 19 yıldır mağdur edildiğini belirterek, Adli Tıp Kurumu’ndan gelen “Akıl sağlığı yerindedir” raporu ile buruk sevinç yaşadı. Eşi adına çıkarılan raporlar..

Antalya’da yaşayan 1 çocuk annesi Nilüfer Yalçın, eşinin boşanma sürecinde çeşitli kurumlardan aldığı “Akıl sağlığı yerinde değildir” raporu ile 19 yıldır mağdur edildiğini belirterek, Adli Tıp Kurumu’ndan gelen “Akıl sağlığı yerindedir” raporu ile buruk sevinç yaşadı. Eşi adına çıkarılan raporlarla kendisinin kusurlu eş ilan edildiğini belirten Yalçın, “Boşanma davası devam ederken 2007 yılında eşim birden bire kısıtlandı, yani vasi tayin edildi ve tek başına karar veremez hale geldi. Bu evliliği para için yaptığım söylenerek yoksulluk nafakasından mahrum bırakıldım. Eşimin çeşitli kurumlardan almış olduğu heyet raporlarının hiçbirisi SGK’da kayıtlarında yok" dedi.
Antalya’da yaşayan 44 yaşındaki Nilüfer Yalçın 24 yıl önce C.Ç. ile hayatını birleştirdi. Ailenin 2001 yılında erkek çocukları dünyaya geldi. Ardından Yalçın, eşinin ağabeyi ile gayrimenkul nedeniyle tartışmalar yaşadı. Olay mahkemeye yansıyınca aile içinde gerginlikler oluştu. C.Ç. ise dava sürecinden 4 yıl sonra mülk kavgasından sıkıldığını belirterek evi terk etti. Nilüfer Yalçın, 2014 yılında eşinden boşandı. İddiaya göre boşanma davası devam ederken 2007 yılında eşi adına “Akıl sağlığı yerinde değildir” raporu çıkarıldı.

Adli Tıp karası sonrası yeniden boşanma davası
Yalçın ve avukatı dava sürecinde Adli Tıp Kurumu’ndan eşinin ‘Akıl sağlığı yerinde olup olmadığına yönelik’ rapor talep etti. Adli Tıp Kurumu’ndan gelen cevapta “Sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği tespit edilemediği” yönünde karar verildi. Bu gelişmelerin arından 2019 yılında boşanma ve mal paylaşımına yönelik dava yeniden başladı.

“Boşanma davası devam ederken 2007 yılında eşim birden bire kısıtlandı”
Bu gelişmenin ardından Yalçın ve avukatı, aile mahkemesine başvuruda bulunarak boşanma ve mal paylaşımı davasının yeniden görülmesini talep etti. Yaşadığı yasal süreci anlatan Nilüfer Yalçın, “1999 yılında eşimle hayatımı birleştirdim. Hiçbir sorunum yoktu, 2001’de oğlumuz dünyaya geldi. Daha sonra eşim üzerinde bulunan hisselerini paylaşmak istedi. Mal paylaşımı davası devam ederken eşim bir gece evden ayrıldı. 2006 yılında eşime boşanma davası açtım. Boşanma davası devam ederken 2007 yılında eşim birden bire kısıtlandı, yani vasi tayin edildi ve tek başına karar veremez hale geldi. “Doğuştan akıl hastasıdır” denildi. Ben de hem evlilikte kusurlu eş ilan edildim, hem de bu evliliği para için yaptığım söylenerek yoksulluk nafakasından mahrum bırakıldım. Eşim daha sonra başka birisiyle evlendi. Biz mal paylaşımı yapmak istedik. Aile mahkemesinde mal paylaşımına geçtiğimizde burada da akıl hastası olduğu söylendi” dedi.

“Eşimin akıl sağlığına yönelik alınan raporların SGK’da olmadığının yazısı geldi”
Yalçın, şöyle devam etti: “Geldiğimiz noktada eşimin akıl sağlığına yönelik alınan raporların SGK’da olmadığının yazısı geldi. Eşimin çeşitli kurumlardan almış olduğu heyet raporlarının hiçbirisi SGK kayıtlarında yok. SGK kayıtlarında olmayan bir raporun da gerçekliği yok. 20 yıldır ben adliyeye gidip gelirken bu sıkıntıları yaşadım. Şimdi buruk bir sevinç yaşıyorum. Ben bu konuda çok sayıda suç duyurusunda bulundum. Ben şahsın akıl hastası olmadığı yönünde de suç duyurusunda bulundum. Ben mağdur oldum, lütfen bu konuda gereken yapılsın” sözlerine yer verildi.

“20 yıldır mağdur ediliyorum”
Adli Tıp Kurumu’ndan kendisine gelen cevabı da paylaşan Yalçın, “Bize gelen cevapta, ‘Sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini, ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl sağlığı veya zeka geriliği tespit edilemediği’ Ama eşimin çok sayıda kurumdan raporu var. Kime bizim taleplerimizi yerine getirmedi. Biz sürekli oyalandık, biz 20 yıldan sonra şimdi hem boşanma davasını hem de mal paylaşımını yeniden görüyoruz. Önümüzdeki günlerde ilk duruşmam var. Ben adalete güveniyorum. Buradan kazandığım parayı devlet kurumlarında öğrenim gören öğrencilere, depremzedelere ve Mehmetçik Vakfına bağışlayacağım. 20 yıldır mağdur ediliyorum, bunun için çok yüksek tazminat talep edeceğim. Benim gençliğim gitti. Bu tür evraklarda oyalandık” dedi.

“SKG kayıtlarında bu raporların olmadığı ortaya çıktı”
Avukat ise Ercan Güven ise şunları konuştu: “2006 yılında boşanma davası başladı. Hukuk süreci çok uzun sürdü. Sebebi ise çeşitli illerdeki kurumlardan gelen heyet raporlarıdır. Biz bunu defalarca gündeme getirdik, suç duyurusunda bulunduk. Fakat sonuç elde edemedik. Fakat yıllar sonra Adli Tıp Kurumundan gelen karar bir nebze de olsa bizim haklı olduğumuzu gösterdi. Bunun için yargılamanın iadesi istedik, bu yargılamada SKG kayıtlarında bu raporların olmadığı ortaya çıktı. Adaletin yerini buldu. Adli Tıp Kurumu’ndan akıl sağlığının yerinde olduğuna dair rapor geldi.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.12 11:28:37
Son Düzenlenme Tarihi :