SON DAKİKA

logo

Elmalı Belediye Meclisi’nden bugün bir süpriz karar çıkar mı ?

Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Büyükşehir Belediyemiz ve bağlı şirketlerimizde 2021 Ocak ayından geçerli olmak üzere asgari ücreti 3 bin 100 lira olarak belirledik. Tüm mesai arkadaşlarıma hayırlı olmasını diliyorum” müjdesini verirken, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, “Muratpaşa Belediyemizde 2021 yılında, en düşük işçi geliri sosyal haklarıyla birlikte aylık 3290 TL olacak. Tüm emekçilerimize hayırlı olsun” müjdesini paylaştı.

     Aksu Belediyesi Personel A.Ş.’de en düşük maaşı bekar çalışanlar alacak. Bekar çalışanlara  3 bin 417 lira ödenirken, Belediye Başkanı Halil Şahin,” Belediyemizde en yüksek şirket çalışanı maaşımız ise 4 bin 406 lira olarak belirlendi” dedi. Döşemealtı Belediye başkanı Turgay Genç, “2021 yılında belediyemiz bünyesinde gece gündüz çalışan mesai arkadaşlarımızın aldığı en düşük asgari ücretin 3 bin 401 TL olmasına karar verdik. Değerli emekçi kardeşlerime hayırlı olsun” derken, Konyaaltı Belediyesi’nde ise bir çocuk sahibi evli bir belediye şirket çalışanı 3 bin 200 liranın üzerinde bir ücret alacak.
    Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “2021 yılı asgari ücret rakamını net 3 bin 100 TL olarak belirledim. Tüm çalışanlarımıza hayırlı uğurlu olsun” derken, Finike Belediye Başkanı Mustafa Geyikçi, “Her zaman emekten yana olduk ve emeğin en kutsal değer olduğuna inandık. Çalışma arkadaşlarımızın ücretlerini imkanlarımız dahilinde güncelledik. Belediyemizde en düşük ücret 3 bin 100 Tl olmuştur. Tüm çalışma arkadaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
    Peki Elmalı Belediyesi’nde ve şirketlerinde çalışan işçilerin maaşları ne oldu ? Devletin en taban olarak belirlediği rakamı mı olacak, yoksa bu rakamın üstünde bir maaş mı ? Bu konuda bir teklif bugünkü meclis toplantısına gelecek mi ? 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.01.06 20:14:26
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Çalık Çocuklarla Gönül Sofrası'nda Buluştu

Serik Belediyesi tarafından Serik’te yaşayan öksüz, yetim ve özel çocuklar ile yakınları için iftar programı düzenlendi.

Serik Belediyesi tarafından Belek Beach Park günübirlik tesislerinde öksüz, yetim ve özel çocuklar ile yakınları için iftar programı düzenlendi.Ramazan ayı boyunca Serik’te devam eden geleneksel mahalle iftar buluşmaları ile vatandaşları gönül sofrasında buluşturan Serik Belediyesi her yıl olduğu gibi bu yıl da öksüz, yetim ve özel çocukların yakınları için iftar programı düzenledi.

İftar yemeğine Antalya Ak Parti Milletvekili Gökçen Özdoğan Enç, Serik İlçe Kaymakamı Haluk Şimşek, Serik Belediye Başkanı Prof. Dr. Ramazan Çalık ve eşi Hayrunisa Çalık, Serik Ak Parti İlçe Başkanı Hasan Kozan ile çok sayıda yetim, öksüz ve özel çocuklar ile aileleri katıldı. Başkan Çalık eşi Hayrunisa Çalık ile birlikte masaları gezerek öksüz, yetim ve özel çocuklarla sohbet ederek, tek tek istekleri olup olmadığını sordu.

ÇALIK; “İHTİYAÇ SAHİPLERİNE GÖNÜL KAPILARIMIZ HER ZAMAN AÇIK’’

Ramazan ayının rahmetayı olduğunu belirtenBaşkanÇalık; “11 Ayın Sultanı Ramazan’da tekrar sizlerle bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Allah'a bu mübarek aya bizleri ulaştırdığı için ne kadar şükretsek azdır. Bugün çocuklarımızla birlikte iftar açarak onlara yalnız olmadıklarını göstermek için buradayız. Her zaman olduğu gibi yetim çocuklarımızı unutmadık. Düzenlediğimiz bu programda bir araya gelerek onların gönüllerine küçük de olsa bir dokunuş yapmak istedik. Katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Bu Ramazan ayında da ülkemiz ve milletimiz ve tüm İslam âleminebereket, refah, huzur içinde bir ay geçirmeyi temenni ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum” dedi. 
 
İftar programı, yetim, öksüz ve özel çocuklara hediye dağıtımı ile sona erdi.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2018.06.02 02:59:42
Son Düzenlenme Tarihi :





Sürdürülebilir Beslenme Sağlık Veriyor ve İsrafı Önlüyor

Dünya nüfusu 2000 yılından bu yana sürekli artıyor ve 2050 yılında da büyük bir artış öngörülüyor. Türkiye'nin nüfusunun da 2050 yılında 100 milyonu aşması bekleniyor. Bu hızlı nüfus artışı, insanları besleme, su temini, enerji sağlama gibi temel ihtiyaçların karşılanması konusunda büyük zorluklara neden oluyor. Artan insan nüfusunun tükettiği enerji gerek besinlere gerekse iklimlere zarar verebiliyor. Sürdürülebilir beslenme ile nüfusun artan gıda talebi karşılanabiliyor. 
Akdeniz beslenme biçimi, Nordik diyeti, Çift piramit diyeti, vegan ve vejeteryan diyetlerle sürdürülebilir beslenme biçimleri karbon ve su ayak izini düşürmeye katkı sağlıyor. 
Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzman Diyetisyen Aslıhan Altuntaş, sürdürülebilir beslenmenin faydalarını ve yöntemlerini anlattı.
Artan nüfus gıda talebini artırıyor
Artan insan nüfusu, gıda talebini artırmakta ve gıda endüstrisini daha verimli olmaya yönlendirmektedir. Son 10 yılda gıda endüstrisindeki yenilikler ve gelişen teknolojiler, daha fazla gıda üretimi ve sürdürülebilirlik için önemli adımlar atılmıştır. Gıda endüstrisindeki yenilikler ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlar, artan nüfusun beslenmesini karşılamak ve çevresel etkileri azaltmak için önemli adımlardır. Ancak, daha fazla çalışma ve yatırım gerekmektedir, çünkü nüfus artışıyla birlikte gıda güvencesi ve sürdürülebilirlik konularında hala önemli zorluklar vardır. Artan insan nüfusunun iklim ve çevreye etkisi oldukça büyük bir endişe kaynağıdır. Nüfus artışı, daha fazla enerji, su ve gıda talebi demektir, bu da doğal kaynakların aşırı kullanımına ve çevresel baskılara yol açmaktadır. Bu durum ekosistem hizmetlerinin azalmasına ve doğal kaynakların tükenmesine neden olabilir.
Sürdürülebilir beslenmenin farklı çeşitleri bulunuyor
Artan insan nüfusuyla birlikte iklim değişikliği, çevresel bozulma ve kaynakların tükenmesi gibi sorunlarla mücadele etmek için sürdürülebilirlik odaklı politikalar ve çözümler gerekmektedir. Bu çözümlerden biri de sürdürülebilir beslenme çeşitleri olabilmektedir.
Sürdürülebilir beslenme çeşitleri;
Akdeniz beslenme tipi; taze gıdalar ve doymamış yağlar tüketilir. İşlenmiş ve paketli gıdaları tüketim oranı düşüktür. Ülkemiz için en uygun seçenek Akdeniz beslenme modeli olarak belirlenmiştir. Sürdürülebilir diyetlere çok kültürlü bir yaklaşım ile yerli veya yerel gıda sistemlerini anlayarak, gıdalar ve diyetlerle ilgili kültürel bilgideki çeşitliliği korumak için de fırsatlar sunabilmektedir. Aynı zamanda, yemek ve kültüre ilişkin geleneksel bilginin korunmasının önemini de gündeme getirmektedir. 
Ekolojik ayak izi bakımından beslenme modelleri incelendiğinde, Akdeniz diyetinin diğerlerine göre azot, karbon, su ve enerji ayak izinin daha küçük olması, dünyamızın sağlığına daha az olumsuz etki gösteren sürdürülebilir bir beslenme modeli olarak görülmektedir.
Nordik diyeti; İskandinav ülkeleri olan Danimarka, Finlandiya, Norveç, İzlanda, İsveç gibi ülkelerdeki geleneksel yeme biçimi Nordik diyetine dayanmaktadır. Akdeniz diyeti ile benzerlik göstermektedir. Zeytinyağı yerine kanola yağı kullanılması Akdeniz diyetinden en önemli farkıdır.
Çift piramit diyeti; klasik besin piramidinin yani Akdeniz beslenmesinin yanına besinlerin ekolojik ayak izleri sınıflandırılmaktadır. Hem bireysel hem de ekosistem açısından yeterli olacak besinleri göstermektedir.
Vegan ve Vejetaryen diyetler; kırmızı et, tavuk, balık veya peynir gibi hayvansal kaynaklı besinlerin elimine edildiği diyetlerdir.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yürütülen “Live Well Plate for Low Impact Food in Europe” (LIFE) projesi’ne göre; sürdürülebilir bir diyetin 6 temel ilkesi bulunmaktadır.
- Sebze ve meyve tüketimini artırmak
- Besin çeşitliliğini sağlamak
- Et tüketimini makul seviyelere indirmek
- Gıda israfını önlemek
- Sertifikalı gıda satın almak
- Şeker, şekerli içecekler, yağ, tuz ve tuz içeriği yüksek gıdaların tüketimini azaltmak.
Meyve sebze tüketiminde her zaman mevsiminde olanları tercih etmek, mümkünse pazarlardan alışveriş yapmak önem kazanmakta.
Her gün mor, kırmızı, turuncu, sarı, koyu yeşil, açık yeşil, beyaz olmak üzere 7 farklı renkte sebze ve meyve her gün tüketilmelidir.  6 yumruk sebze ve 2 yumruk kadar meyve günlük minimum tüketim olmalıdır.
Günde 1-2 su bardağı yoğurt veya kefir, haftada 1 kez kırmızı et, haftada 1 kez balık veya haftada 1 kez tavuk ana yemek olarak tercih edilebilir. Diğer günlerde protein ihtiyacı bezelye, barbunya, nohut, kuru fasulye veya börülce gibi bitkisel proteinlerden gelebilir ve sebzeler de haftada en az 2 gün ana yemek olabilir.
Bu temel ilkeler uygulandığında karbon ayak izi düşürülmekte ve sürdürülebilir bir beslenme şekliyle hem sağlığa hem de doğaya faydalı olunabilmekte.
* MEMORİAL BASIN

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.16 15:42:28
Son Düzenlenme Tarihi :