SON DAKİKA

logo

BBP Elmalı eski İlçe Başkanı Köken: Elmalı Kent Meydanı ile ilgili yetkinin geri istenmesi akıl tutulmasıdır

Büyük Birlik Partisi Elmalı Eski İlçe Başkanı Recep Köken, partisinin ve kendisinin Elmalı Kent Meydanı Projesi ile ilgili düşüncelerini, sosyal medya hesabından kamuoyuyla paylaştı. Recep Köken, “ Bu (Elmalı Kent Meydanı) proje Devlet İhale Kanununa göre ihale olmuştur. Sözleşmeyi bilmiyorum ama bundan geri adım atmak belediyeyi tazminat ödemeye mahkum edebilir” dedi ve ekledi: “Onun için yetkinin geri istenmesi akıl tutulmasıdır.”

Recep Köken, uzun süredir kamuoyunu meşgul eden  Elmalı kent Meydanı Projesi’nin , geçmiş dönem belediye başkan adaylığı sürecinde  Elmalım için söz verdiği 35 projesinin arasında olduğunu kaydederek şunları söyledi:
“Biz bu projeyi gelişen Elmalı için bir proje olarak gördük . Çünkü bu projede esnafımız dükkan bulmada, pazarcı esnafımız daha rahat alışveriş yapmada,  park sorununun çözümü noktasında da bir ihtiyaç ve zorunluluk olarak gördük. Ama biz bu projeyi belediye imkanlarını kullanarak, kendi öz sermayemizle, kendi esnafımızla, kendi çalışanlarımızla yapmayı hedeflemiştik. Ama nasip olmadı. Elmalı Kent Meydanı Projesi Elmalı için hayati önem taşımaktadır. Bu proje Devlet İhale Kanununa göre ihale olmuştur. Sözleşmeyi bilmiyorum ama bundan geri adım atmak belediyeyi tazminat ödemeye mahkum edebilir. onun için bu yetkinin geriye istenmesi akıl tutulmasıdır. Belki yeni bir komisyon kurulup denetlenmesi sağlanabilir ama bu konuda belediye başkanımızın yanında olduğumuzu bildiririz. Bu konuda her yöneticimizin düşüncesi değerlidir, ancak bu proje Elmalı içinde değerlidir. Seçimi seçim zamanında yapalım, şu an seçim zamanı değildir.” 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.01.31 11:32:41
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






IC Holding ve IC İbrahim Çeçen Vakfı’ndan İskenderun’daki yaşam alanında çocukların yüzlerini güldüren etkinlik

(İHA) - IC Holding ve IC İbrahim Çeçen Vakfı’nın, İskenderun'da Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen vatandaşlar için inşa ettiği bin 500 kişilik yaşam alanı geçtiğimiz ay açıldı. Yaşam alanı, kalıcı konutlar yapılıncaya kadar bölge halkına barınma konusunda destek vermek üzere hayata geçirildi. Yaşam alanının, sadece bir barınma alanı olmanın ötesinde, depremden etkilenen vatandaşların günlük hayatlarının içindeki her türlü unsura cevap veren, yuva olarak nitelendirilebilecek bir yapı olması amaçlandı. Bu doğrultuda yaşam alanında, mutfak, çamaşırhane, banyonun yanı sıra revir, çocuk parkı, öğrenciler için okul, kütüphane, spor sahası, lokal, güvenlik, soğuk depolama alanı gibi mekanlar bir arada yer alıyor. Yaşam merkezinde ayrıca günde 5 bin kişiye kadar sıcak yemek servisi yapılıyor.   
  Depremin çocuklar üzerindeki etkilerini azaltmak amacıyla etkinlikler düzenleniyor 
  IC Holding ve IC İbrahim Çeçen Vakfı, bölgedeki vatandaşların güvenli bir şekilde barınmalarına ve özellikle çocuklara destek olmaya öncelik veriyor. Yaşam merkezinde, depremin çocukların psikolojisi üzerindeki etkilerini biraz olsun azaltabilmek amacıyla çocuklara çeşitli etkinlikler sunularak onların sosyalleşmeleri sağlanıyor. Bu doğrultuda düzenlenen ‘IC Mutluluk Harekatı’ çerçevesinde çocuklar için Antalya’daki IC Hotels’dan özel olarak animasyon ekibi getirildi. Animasyon ekibinin birbirinden renkli gösterileriyle çocukların keyifli vakit geçirmeleri sağlandı. İhlas Haber Ajansı’na konuşan IC İbrahim Çeçen Vakfı Müdürü Meral Dinçer çocuklara yönelik etkinlikle ilgili, “Animasyon ekiplerimiz çocukların yüzlerini güldürüyorlar. Etkinliklerimiz devam edecek. Konser ve tiyatro etkinliklerimiz olacak. Çeşitli organizasyonlarla hem kadınlarımıza hem de çocuklarımıza güzel imkanlar sunmak istiyoruz” dedi. 
  Etkinliğe katılan çocuklardan Gaye Dönmez de, “Burada çok eğleniyorum. Yüz boyama etkinlikleri yapıyoruz. Balon dağıtıyorlar. Çok mutluyum. Bizimle burada çok güzel ilgileniyorlar. Çocuklar çok güzel bir ortamda yetişiyorlar. Bizler için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Burada güvende hissediyoruz” sözleri ile yaşadığı mutluluğu dile getirdi. 
  Yaşam merkezindeki ilk öğretim okulunda 200’e yakın öğrenci eğitimini sürdürüyor 
  IC İbrahim Çeçen Vakfı Müdürü Meral Dinçer, IC Holding ve IC İbrahim Çeçen Vakfı’nın deprem felaketinin ilk anından itibaren yaptığı çalışmalar ve devam eden süreçle ilgili, “Ekibimizle hep birlikte Hatay’da enkazda kurtarma çalışmalarına katıldık. Binden fazla vatandaşımızı enkazdan kurtardık. Tüm ekibimiz ve ekipmanlarımızla sahada yer aldık. Barınma önemli bir ihtiyaç. Bu doğrultuda IC Holding ve IC İbrahim Çeçen Vakfı olarak bin 500 kişi kapasiteli 200 konteyner yaptık. Yaşam alanımızda şu anda 860 vatandaşımız yaşıyor. Barınma için gerekli şartlar yerine getirildi ancak farklı imkanlar da sunmak istedik. Çocuklar için kreş açtık. Kreşimiz daha sonra çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu her türlü eğitim materyal tedarik edilerek, M.E.B. tarafından ilk öğretim okulu haline getirildi. 200’e yakın öğrencimiz eğitimlerini sürdürüyorlar. Kadınlarımız için yaşam alanı içinde bir merkez bulunuyor. Kadınların gelişimleri ve iyileşmeleri için Halk Eğitim iş birliği ile eğitimler başlattık” ifadelerini kullandı. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.01 13:50:59
Son Düzenlenme Tarihi :





Madde bağımlıları ilaçsız tedavi olup, meslek sahibi olarak normal hayatlarına dönüyor

Isparta’da Uyuşturucu, Bağımlılıklarla ve Alkolizmle Mücadele Derneği’nin (UYUMDER) kurmuş olduğu iyileştirme merkezine gelen madde bağımlısı kişiler; at bakıcılığı, kütüphane, hobi bahçesi, ahşap ve demir atölyesi, oyun salonu ve su terapisi gibi birçok etkinlik sayesinde ilaçsız tedavi oluyor. Merkezde 8 yılda 500’den fazla genç, madde bağımlılığından kurtularak normal hayatlarına meslek sahibi olarak döndü.
Uyuşturucu, Bağımlılıklarla ve Alkolizmle Mücadele Derneği ilaçsız rehabilitasyon yöntemiyle madde bağımlısı gençlere umut oluyor. 51 dönüm araziye kurulan olan merkezde at çiftliği, kütüphane, hobi bahçesi, ahşap ve demir atölyesi, oyun salonu ve havuz gibi birçok etkinlik alanı bulunuyor. Her dönem Türkiye’nin birçok ilinden sayılı kişi kabul eden merkezde madde bağımlısı kişiler, kurs, etkinlik ve farklı aktivitelerle rehabilite oluyor. Merkezin hizmet verdiği 8 yıllık süreçte 500’e yakın genç madde bağımlığından kurtularak, meslek sahibi oldu.
UYUMDER Başkan Yardımcısı Yaşar Erbil, 2014 yılında kurulan derneğin Türkiye’de uyuşturucu bağımlılıklarının üzerine kurulan ilk dernek olduğunu belirterek, “51 dönüm arazide 2018 yılında rahmetli Mustafa Kaya’nın binamızı yaptırmasıyla biz buraya yerleştik. Toplamda 500’e yakın gencimiz rehabilite oldu” dedi. Dernekte tedavi gören kişilerin rehabilite süreçlerinden bahseden Erbil, “Öncelikle çocuklarımızın yoksunluk dediğimiz kriz aşaması var. Oradaki yoksunluk süreci bittikten sonra vücut temizliği daha sonra hayata adaptasyon kurslarımız var. Atabey Halk Eğitim Merkezi çerçevesinde yaklaşık 12 kursumuz var. Özellikle ağaç şekillendirme, oyma ve boyama sanatı olan kamelya, piknik masası yaparak bütün kurumlara ve kooperatiflere gönderiyoruz. Hem çocuklarımız akşama kadar burada vakit geçiriyor, hem de derneğimize gelir amaçlı burada imkanlar sunuyoruz. Burası sabah 9’da başlayıp akşam 5’e kadar sürüyor” dedi.

“Resmi belgeli olarak işlere yerleştirilip, iş sahibi oluyorlar”
Tedavi alan bireylerin hocalar ve eğitmenlerle birlikte dernekte birçok kursu aldıktan sonra iş imkanı sağlandığını belirten Erbil, “Aşçı yardımcılığı, aşçılık kursu, ağaç şekillendirme, oyma boyama sanatı, kaynakçılık, oksijen kaynakçılığı, gaz altı kaynakçılığı kursu, hayvan yetiştirme kursu, sportif ve kültürel faaliyetler olarak boks kursu, vücut geliştirme kursu, masa tenisi gibi eğitimler veriyoruz. Özellikle yakın çevre illerden çok başvuru oluyor. Iğdır’dan, Hakkari’den kardeşlerimiz geliyor. Son 2 aydır da Avusturya’dan ve Suriye’den maalesef kardeşlerimiz geldi. Burada bulunanlar çoğunlukla farklı illerden gelenler. Elimizden geldiği kadar başka canlar yanmasın, başka aileler ağlamasın diye burada hizmet veriyoruz” diye konuştu.

"Burada hem iş sahibi hem de rehabilite oluyorlar"
Tedavi süreçleri tamamlanan bireylerin resmi belgeli olarak meslek sahibi olduklarını vurgulayan Yaşar Erbil, “Gaz altı kaynakçılık kursu alan kaç tane yavrumuzu sağ olsun organize sanayiye yerleştirdik. Antalya’daki birçok otele aşçı yardımcısı ve aşçılık kursumuzu bitiren kardeşlerimizi yerleştirdik. Aynı zamanda ağaç ve mobilya sanatını bitirenler buradaki mobilyacılar çarşısında bu kardeşlerimizi işe aldılar. Ve tedavileri bittikten sonra onları yerleştirdik. Herhangi bir sıkıntıları olmasın diye devamlı kontrol altındalar. İl dışında olanlara telefonları ile ulaşıyoruz. Hem burada rehabilite oluyorlar hem de maddeye bulaşan yavrularımız resmi belgeli olarak işlere yerleştiriyorlar; burada hem iş sahibi hem de rehabilite oluyorlar” ifadelerini kullandı.

“Burada bağımlılıktan ’Asla kurtuluş yok’ gibi deyimler yok”
Yaklaşık 9 yıllık süreçte 500’e yakın gencin rehabilite olduğunu söyleyen Erbil, “Gidip de sonradan pişman olup gelen kardeşlerimizde var. Biz onları yine alıp yine rehabilite ediyoruz. Geldikleri süreçte bizim en az 6 aylık bir programımız var. Bunun 3 ayı vücut ve beyin temizliği. Diğer 3 ayda hayata adaptasyon dediğimiz kültürel ve sportif faaliyetler devam ediyor. Eğer kalmak isterlerse 6 aydan sonra eğitmen statüsüne geçiyor. Burada gençlerimizde telefon ve internet yok zorlu bir süreç kolay değil. Burada bağımlılıktan asla kurtuluş yok gibi deyimler yok. Bir kanser gibi erken teşhisle kurtulamayacakları hiçbir madde yok, buraya gelip arınıp hayatlarına devam ediyorlar” açıklamalarında bulundu.

“Burada herkes birbirini tedavi ediyor”
Dernek atölyelerinde mobilya, kaynak, güvercin yuvaları, tavuk kümesleri, hayvan barınakları, mantar çadırları ve kitap kafe gibi birçok seçeneğin olduğunu belirten Yaşar Erbil, “Burada herkesin belirli bir süreden sonra kabiliyetine göre burada eğitmenlerimiz yönlendiriyorlar. Burada gün yaşam alanlarının temizlikleriyle başlıyorlar ve daha sonra hocalarımız gözetiminde hastane programı olanlar hastaneye gidiyorlar. Birçoğu mobilya atölyesinde zamanını geçiriyor. Akşam bu sorumlulukları bittikten sonra sportif ve kültürel faaliyetlerle devam ediyorlar. Bunlar da masa tenisi, bilardo, dışarıda yüzme havuzu, içeride saunamız var, bunlara katılıyorlar. Müzik terapi ve su terapisi var. Haftada bir gün mehteran kursumuz var, Türkiye’nin ilk ve tek artık bağımsızlarından oluşan mehteran takımımız var. Buradaki eğitmenlerimiz de burada tedavi olan kişiler. Burada herkes birbirini tedavi ediyor” şeklinde konuştu.

“Diğer insanlar da kurtulabilir benim gibi”
UYUMDER derneğine 2020 yılında gelerek 8 aylık tedavi sürecini başarıyla tamamlayan 25 yaşındaki Hüseyin Eğridir, 3 yıldır dernekte eğitmen olduğunu belirterek, “Başta biraz zorlandım. Zor bir süreçten geçtim. Ama cefa olmadan sefa olmaz, bunları zorlanarak başarmaya çalıştık ve başardık. Şu an gayet iyiyim ve burada eğitmenim. Tüm öğrencilere yardımcı oluyorum. Severek yapıyorum, gönüllü olarak kaldım burada. Diğer insanlar da kurtulabilir benim kurtulduğum gibi. Biraz zor oluyor ama başarabiliriz hep beraber. Başarılamayacak hiçbir şey yok. Ben bu bağımlılıktan kurtularak örnek olarak da kalmayı tercih ettim. Çok memnunum. 8 ay kaldım. Başta tedavi sürecinde sauna tedavisi aldım. Çalışma programları olsun nasıl davranacağım, dışarıya nasıl hazır olacağımız, konuşma programları, beyin dersi hepsini baştan sona tamamladım. Dışarıdakilere söylemek istediğim tedaviyi denemelerini tercih ederim. Zor bir şey değil. Başta zorlanabiliriz ama başaramayacak hiçbir şey yok. Tedaviye gelmelerini tavsiye ederim” dedi.
Muğla Köyceğiz’den tedavi olmak için gelen 45 yaşındaki Osman Gedik, ortalama 30 yıllık bir bağımlılık süreci olduğunu belirtti. Süreç içerisinde AMATEM gibi değişik tedavi sistemleri yaşadığını fakat başarılı olamadığını belirten Gedik, “Bir buçuk yıldan beri buradayım, temizim ve rahatım. 6 aylık zaman zarfı içinde tedavi bitmiş oluyor ve diğer arkadaşlar kalmak istediklerinde eğitmen olarak kalabiliyor ve ben de kaldım. Çünkü 30 yıllık bağımlılık 3 ayda bitecek değildi. Onun için buradayım. En azından burası rahat ve kendimizde kaybettiğimiz duyguları tekrar kazanmaya başlıyoruz ve kendimizi daha iyi ifade ediyoruz. Diğer arkadaşlar da en büyük faktör benim görüşümce kendi istemesi lazım, kaybettiklerinin farkına varması lazım. Biz de bu şekilde arkadaşların görmemiş olduğu konuları resimleri göstermeye çalışıyoruz. Bizim en büyük avantajımız bu. En azından biz kendimiz yaşadık. Buraya gelenleri yargılamadan ve yadırgamadan eğitmeye çalışıyoruz. Sadece biz bağımlılar değil, örneğin alkollü trafiğe çıkmak yasak, o da bir suç. Yani bizi toplumdan dışlamak yerine kazanmaları daha iyi olur diye düşünüyorum” diye konuştu.

“Maddelerle dertleştim, onlarla savaştım”
Bağımlılık yaşayan bireyler için ilk temasın çok önemli başlama sebebi olduğunu belirten Gedik, “Örneğin merak veya bazı kişilere kendimizi kanıtlamak o ortama girmek bilmediğin bir şeyi tanımak, tanıdığın zaman vazgeçilmiyor, bağımlılık yapıyor. O ortamdan uzak durmak gerekiyor. Bundan uzak durmak için aile ve arkadaşlarımızı iyi seçmemiz lazım, kendimizi ifade edebileceğimiz arkadaşlar seçmemiz lazım. Ben kendimi örnek verirsem ben kendi üzüntümü de, mutluluğumu da ifade edememişim. Alkol ve diğer maddelerle dertleştim, onlarla savaştım, dünyam küçüldükçe küçüldü. Burada bunun farkına varıyorsun ve kaybettiğin değerleri kazanıyorsun sağlık, zaman gibi. Çok büyük kavramların burada anlamını önemsiyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.27 17:24:02
Son Düzenlenme Tarihi :