SON DAKİKA

logo

header-ad

Kepez Kent Meydanı hızla ilerliyor

Kepez’in kent estetiğine ciddi bir katkı sağlayacak olan Kepez Kent Meydanı Projesi,’nin yapım aşaması hızla ilerliyor. Birinci etabında 54 bin metrekarelik, ikinci etap ile 166 bin metrekarelik bir alana sahip olacak meydan çok amaçlı olarak inşa ediliyor.

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün,  2014 yerel seçimlerinde 70 proje arasında yer alan ve ‘Hayalim’ dediği Kepez Kent Meydanı Projesi’nin yapımı hızla devam ediyor. Kepez Belediyesi’nin kültürel, sanatsal, sosyal, sportif ve ticari faaliyetlerin yanı sıra, peyzaj alanlarıyla da görkemli bir görünüme sahip olacak ‘Kepez Kent Meydanı Projesi’ 166 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor.  

Kepez’e değer kazandıracak

Kepez’in coğrafi olarak merkezi olan Seyhan Caddesi’nde inşa edilen ‘Kepez Kent Meydanı’ ilçeye önemli değer kazandıracak. Kepez Kent Meydanı’nda çok amaçlı etkinlik alanı, rekreasyon, spor ve toplanma alanları, tören alanı, anıt alanı, ticari birimler, kamusal alanlar, model araç oyun alanı, kaykay oyun alanı, küçük fıskiyelerden oluşan havuz yer alıyor. Çok amaçlı etkinlik alanı, konserler, söyleşiler, sergiler, mitingler vb. işlemlerin gerçekleşmesine olanak sağlayacak şekilde tasarlandı. Kent meydanında yoğun olarak dört mevsim yaşayabilen endemik bitkilerin yer aldığı peyzaj alanları da oluşturulacak.

Tütüncü, ‘Büyük bir eser’

Devasa bir proje inşa ettiklerini belirten Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, “Kepez Kent Meydanı, Amsterdam’ın Dam Meydanı’ndan çok daha prestijli, Köln’ün Dom Meydanı’ndan daha değerli,  Rusya’nın Kızıl Meydanı’ndan daha da büyük bir eseri ilçemizde inşa ediyoruz. Antalya’ya böyle büyük projeler yakışır.” dedi.  

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2018.06.28 12:48:56
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Memur-Sen'den seçim değerlendirmesi

Memur-Sen Antalya İl Başkanı Ünal Hisarkaya, 14 Mayıs seçimlerinin ardından gerçekleştirilen 28 Mayıs ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirirken “Memur-Sen ve Kamu görevlileri olarak, gelirde adaletin sağlandığı, refahın adil paylaşıldığı müreffeh bir Türkiye için bu seferberliğe bütün gücümüzle katılacağız” dedi.

Türkiye tarihinde ilk defa ikinci tur seçim deneyimini yaşadığına işaret eden Hisarkaya, “Seçimler, maalesef, anket şirketleri üzerinden yapılan spekülasyonların, sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen manipülasyonların ve ulusal ve uluslararası ölçekteki dezenformasyonların gölgesi altında gerçekleşti. Buna rağmen, milletimiz, bütün tezvirat ve manipülasyonlara karşı olgunluk ve bağımsızlık bilinciyle hareket etti, güçlü bir demokrasi dersi verdi. Bu seçimler, hakikat ve gerçek ile spekülasyon, manipülasyon ve dezenformasyon anaforu arasındaki bir tercihti. Gerçeği istismar edilerek saptırıldığı, terör örgütleri tarafından seçim atmosferinin zehirlendiği, küreselcilerin emrindeki medya güçlerinin süreci manipüle ettiği bir zeminde milletimiz, engin irfanıyla içinde yaşadığı gerçeği kurgudan ayırarak ve ülkeye yapılmak istenen ameliyatı görerek oynanan oyunu bozmuştur” ifadelerini kullandı.

Başkan Ünal Hisarkaya, “Kurulduğumuz günden itibaren millet iradesinin yanında olan Memur-Sen ailesi olarak bizler, ilk günden itibaren ilkelerimizden ve özgün duruşumuzdan zerre taviz vermeden ve fakat istiklal ve istikbalimize tasallut edilmek istenen kurguyu görerek tavrımızı belirledik, süreci yönettik.Ülkemizin, dünya ile birlikte içinden geçtiği bu kriz anaforundan ancak istikrarla ve bağımsız politikalarla çıkabileceği gerçeğinin altını hep çizdik. IMF, Dünya Bankası krizin çözümü değil körükleyicisidir, bu köhnemiş kurumlar ülkeleri talan eden emperyalizmin koçbaşlarıdır dedik; kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin “temiz para” söylemi gibi vaatlere yansıyan boyutlarının bile ekonomik ve siyasi mandacılığa matuf olduğunu gördük, hakikati ve tavrımızı ortaya koyduk” açıklamasında bulundu.

Hisarkaya, ““Milletimiz, asırlara sâri deli gömleğini yırtıp atmıştır ve bundan sonra da giymeyecektir. Bu yöndeki nobran ve küçümseyici her teşebbüs de millet iradesine çarpıp geri dönecektir. Nitekim 14 Mayıs seçimleri sonrası milleti aşağılayan, depremzedeleri cezalandıran “millete rağmenci” tavrı bu millet görmüş ve gereğini yapmıştır. Dolayısıyla hiç kimse, hiçbir kesim demokrasiyi, milletin değerleriyle hesaplaşma aparatı olarak görmemeli, bilakis, bir başkasının hakkını emanet olarak görerek, çoğulcu bir mantıkla ülkeyi daha yukarıya taşıma azmini ortaya koymalıdır.Biz, bugünü, bir başlangıç olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle bu seçimin galibi 85 milyondur. Geçmişte her ne yaşandıysa yaşansın, bu seçimin kaybedeni yoktur. Dolayısıyla, hepimiz güzel Türkiye’miz ve aziz milletimiz için omuz omuza verip çalışmak zorundayız. Küsmeye, darılmaya, hele hele birbirimizi küçümseyici tavır içine girmeye hakkımız yok. Bu gemide hepimiz yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

“Emekle, alın teriyle yükselecek Türkiye yüzyılında, istikrarla, daha güçlü adımlar atılacağına inancımız tam” diyen Memur-Sen Antalya İl Başkanı Ünal Hisarkaya şöyle konuştu: “Kamu görevlileri olarak, Türkiye’nin üreten gücü emek kesimi olarak emekle büyüyen, emekle yükselen Türkiye için, insanlık ve adil bir dünya için çalışmaya devam edeceğiz. Biz varız... Memur-Sen ve Kamu görevlileri olarak, gelirde adaletin sağlandığı, refahın adil paylaşıldığı müreffeh bir Türkiye için bu seferberliğe bütün gücümüzle katılacağız.” -Hbr.Mrk.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.31 16:22:55
Son Düzenlenme Tarihi :





Doğu Akdeniz’i göçmen çayırı sarmaya başladı

Doğu Akdeniz’de istilacı balıklardan sonra, yerli deniz çayırlarının yerini Halophıla Stıpulacea olarak bilinen Kızıldeniz göçmeni deniz çayırı aldı. Su altında yapılan çalışmada 4 metreden 20 metre derinliğe kadar yaklaşık 100 kilometrelik alana göçmen deniz çayırının yerleştiği belirlendi.
Türkiye’nin Akdeniz’de en uzun sahil şeritlerinden birine sahip olan kentlerden Mersin’de denizde popülasyon kuran türlerin araştırılması devam ediyor. Bu çerçevede Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Öğretim Üyesi ve Proje Koordinatörü Prof. Dr. Deniz Ayas ile birlikte oluşturulan akademisyen ekip turizmin gözbebeği Erdemli Kızkalesi ile Silifke arasında dalış gerçekleştirdi. Daha önceki dalışlarda istilacı türlerden Deniz kestanesi ve Aslanbalığı yoğunluğu keşifleri yapan ekip, bu kez kıyıya yakın noktalardaki tahribatla yok olan yerli deniz çayırının (Posidonia oceanica) yerini, göçmen deniz çayırının yayılımını inceledi. Yapılan dalışlarda Erdemli’den Aydıncık ilçesine kadar 100 kilometrelik sahil bandında denizin 4 ile 20 metre arasında geniş bir yayılım gösterdiği belirlendi.
Mersin körfezinde deniz çayırlarının bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Deniz Ayas, "Bizim 2 yıldır yaptığımız çalışmalarda yerli deniz çayırlarının olduğu alanlarda, meralarda artık Halophıla Stıpulacea dediğimiz egzotik yani Kızıldeniz göçmeni bir deniz çayırının yerleştiğini gördük. Özellikle tahrip olmuş püsedonya otlaklarında halufilanın yerleştiğini ciddi anlamda buralarda geniş dağılımları olduğunu gözlemledik. Kızıldeniz’den gelen egzotik deniz çayırı rizonlar oluşturarak sediman içerisinde bir ağ şeklinde sarıyor. Her rizondan da 2 gövde çıkacak şekilde şekilleniyor. Bunlar alg değiller tohumlu bitkiler, çiçekli bitkiler ve Kızıldenizden gelerek, özellikle oşinika dediğimiz yerli deniz çayırlarının olduğu habitatlara yerleşiyorlar" dedi.

"Akdeniz’de büyük bir değişimi beraberinde getiriyor"
Özellikle göçmen deniz çayırlarının yerli deniz çayırlarının tahrip olduğu alanlara yerleşerek orada bir topluluk oluşturduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ayas,"Yerli deniz çayırları bio ekolojik, üstlendiği fonksiyon açısından Akdeniz için çok önemli bir türdür, önemli bir habitat oluşturur, bir çok deniz canlısı için. Bunlar dekapot dediğimiz deniz yengeçlerinde tutunda balıklara kadar, bir çok tür için yaşam alanıdır. Bu türün ortadan kalkıp yerini Kızıldeniz göçmeni olan bu türün gelmesi tabi Akdeniz’de büyük bir değişimi beraberinde getiriyor. Fonksiyonel olarak bir çok türü etkileyen yerli yerli deniz çayırları artık daha az tür için önemli habitatlar oluşturan egzotik türe yerini bırakıyor" ifadelerini kullandı.

100 kilometrelik sahil bandında ciddi bir yayılım gösteriyor.
100 yılı aşkın süredir göçmen deniz çayırının Akdeniz’de varlığının bilindiğine değinen Ayas, "Ama şu anda özellikle insan etkisiyle balıkçılık olabilir, turizm faaliyetleri, yatçılık gibi faaliyetlerle deniz tabanında özellikle oluşan tahribat ve tahribatın sonucunda yerli deniz çayırlarının zarar görmesi ile yerleşmeye fırsat buluyor. Zarar görmüş deniz çayırları otlaklarına meralarına egzotik deniz çayırı yerleşiyor. Şu anda 4 metreden başlayarak, 15 -20 metre derinliği kadar bu türü yaygın bir şekilde görüyoruz. Deniz tabanını bir ay gibi bir sürede sarıyor. Mersin açısından bakarsak Narlıkuyu’dan Aydıncık’a varıncaya kadar çok geniş bir alan 100 kilometrelik sahil bandında 4 ila 20 metre arasındaki göçmen deniz çayırı ciddi anlamda bir yayılım gösteriyor" diye konuştu.

"Deniz kaplumbağaları için besin kaynağı olabilir"
Akdeniz’in değiştiğini deniz suyu sıcaklıklarının arttığının altını çizen ekip üyelerinden dalış eğitmeni Biyoloji öğretmeni Ertuğrul Çete ise "Bu iklim değişikliği ister istemez ilk etkilenenler biziz. Akdeniz bölgesi özellikle Doğu Akdeniz Bölgesi çok etkileniyor. Tabi göçmen türler sürekli geliyor. Bu göçmen deniz çayırları üretici bandındalar. Yani üreticiler. diğer türler genelde tüketici olarak geliyorlardı, istila gerçekleştirebiliyorlardı. Ama bunlar üretici olunca eko sistemde belki faydaları olabilir. Deniz kaplumbağaları özellikle otla beslenen cloniya mydas için bir besin kaynağı oluşturabilir. Tabi üretici bandı dediğim şu, üretici olması yani bir çayır olarak geliyor olması, bir avantaj. Diğer balıklarında, otla beslenenler canlılar içinde Besin kaynağı açsından avantajdır. Deniz çayırı dediğimiz Posidonia oceanica vardı. O deniz çayırının boşluklarını o dolduruyor. Belki buraları daha zengin hale getirebilir" şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.27 22:42:36
Son Düzenlenme Tarihi :