SON DAKİKA

logo

Beydağı Mangalevi’nin yeri yıllık KDV dahil 215 bin liraya yeni işletmecisinde

Beydağı Mangalevi’nin bulunduğu lokanta& park konsepti, Elmalı Belediyesi şirketi Ebton A.Ş tarafından ihaleye çıkarıldı. İhaleyi KDV dahil 215 bin lira yıllık bedel ödeyecek Hüseyin Korkmaz kazandı

    Belediye Parkı içinde bulunan ve Elmalı Belediyesi Şirketi Ebton A.Ş.’nin o dönemdeki yönetimi tarafından Beydağı Mangalevi olarak düzenlenen Sultan Sofrası’nın eski yeri, 3 yıllığına ihaleye çıkarıldı. 4 kişi/firmanın katıldığı ihale yıllık KDV dahil 215 bin lira teklif eden Hüseyin Korkmaz adlı vatandaşta kalırken, sözkonusu kişi burayı lokanta & park konseptinde işletecek. 
3 yıllığına sözkonusu lokanta ve parkı işletecek olan Hüseyin Korkmaz ilk yıl için ödeyeceği  KDV dahil 215 bin lirayı 2 taksit halinde ilgili kuruma yatıracak. İlk taksit yer tesliminden itibaren 7 gün içerisinde ödeyecek.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2019.06.17 08:33:37
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Depremde evi yıkılan öğretmen, dolandırıcılara da 325 bin TL kaptırdı

Kahramanmaraş’ta depremden dolayı evsiz kalan 16 yıllık öğretmen, dolandırıcılara biriktirdiği 320 bin TL değerindeki 220 gram altın ve 5 bin lirasını kaptırdı.
6 Şubat’ta depremin vurduğu Kahramanmaraş’ta bir okulda öğretmenlik yapan 38 yaşındaki Hüseyin Altıparmak, 7 Haziran tarihinde bir numara tarafından arandı. Özel bir katılım bankasının yan kuruluşu olduklarını ve merkezi İngiltere’de bulunan şirketleri ile para kazandıracaklarını vadeden dolandırıcılar, depremzede öğretmenin yaklaşık 5 yıllık birikimi olan 220 gram altın ile 5 bin TL’sini dolandırdı.
Dolandırıcılarla yapılan telefon konuşmaları ile adeta hipnoz olduğunu ve gasp edildiğini anlatan Hüseyin Altıparmak, “Kendim öğretmen şartlarında başımıza gelen olayda ayda bir gram iki gram 4-5 yıllık bir birikimimiz vardı. 7 Haziran’da isminin bir katılım bankasına benzerliğinden dolayı kendi yan kuruşları olarak bizlere güven telkin ettiler. Hızlı zengin olacak insanlara söylenecek lafları söylediler. Haftalık 4 bin dolara yakın gelir elde edebileceklerini ve bunu yaparken de herhangi bir illegal bir gelir olmadıklarını altın, petrol ve çeşitli piyasalardan kar elde edebileceğimizi söylediler. Helal olacağını söylediler. Bir saat konuştular ve iradeniz gasp oluyor. Bir saat sonra sanki hipnoz olmuş gibi o insanların söylediklerini yapıyorsunuz” dedi.

Deprem bölgesi dışında ev bile ayarlarız demişler
Deprem sonrası evini kaybettiğini ve dolandırıcıların kendisine deprem bölgesi dışından bir ev vaadinde bulunduklarını ifade eden Altıparmak, “Ben normalde bir yere kimlik kartımın fotokopisini verirken dahi bir not düşerdim. 5 bin liralık ilk başta bir yatırım yaptığımı ve kendilerinin ekstra hediye vereceklerini söylediler. Yaklaşık 2 saat sonra yatırım danışmanı adı altında bir kişi aradı ve merkezinin İngiltere’de olduğunu söyledi. Bu işlemleri için kendilerinin dünya bankası tarafından denetlendiğini ve bankacılık düzenleme ve denetleme kurulu tarafından da denetlendiğini söylediler. Benim kazancımın kendilerinin güvenilirliğini artıracağını ve olursa bir kaybının kendilerinin de zarara uğrayacağından bahsettiler. Hatta İngiltere’deki bir kuzeniymiş gibi hissetmemi söyledi. Hatta depremde evimin yıkıldığını söyleyince, ‘Ağabey istiyorsan deprem bölgesi dışında sana bir yerden ev ayarlayabiliriz’ dediler. Benim hesabımı da gördüklerini söylediler ve insanın boş anına denk geliyor. Ben de banka hesabımda altın hesabım olduğunu söyledim ve bunu söyleyince kendiler açısından ilham verici hale geldi ve bu defa beni haftalık 4 bin dolara kadar kazanç elde edebileceklerini vadettiler. Ufak birikimlerle elde ettiğim 220 gram altınımı onlara teslim ettim. Bir gün sonra ‘eyvah’ dedim ama iş işten geçmişti. Keşke bir gün sonra savcılığa gitseydim. Belki bu haberi izleyenler böyle bir durumla karşılaştığında hemen vakit geçirmeden ilgili kurumlara şikayetleriyle başvurabilirler” diye konuştu.

"Evimiz gitti, birikimimiz de gitti"
Depremzede olduğu için evini kaybettiğini tüm birikimini yeni yapılacak olan konutlar için harcayacağını ifade eden öğretmen, mağdur olduğunu söyleyerek sorumluların bulunmasını istedi.
Altıparmak, “Evimi kaybettim hem de tüm birikimimi de kaybettim. İndirdiğimiz bir programın bir oyundan farkının olmadığını oradaki paranın yükselip alçalmasının hiçbir anlamının kalmadığını insan o zaman anlıyor. Bu defa da onlara muhtaç kalıyorsun. Hırsızın insafına kalıyor insan kendi yaptığı ile tabii. Bu uygulamaların mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini ve terör örgütlerine ve illegal işlere para aklamaları olarak kullanılabileceğini öğrendik. Sesimizin duyurulmasını istiyoruz. Evimiz gitti, birikimimiz de gitti ama en azından sesimizin duyurulmasını istiyoruz. Ben o parayla TOKİ aracılığı ile evimin borcunu ödemek için kullanacaktım. Ben şu anda kiradayım. Dolandırıcıların insafına kalmak çok kötü bir şey” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.20 19:08:13
Son Düzenlenme Tarihi :





Uzmanından okullardaki enfeksiyon artışını önlemek için alınabilecek önlemler

Okulların açılması ile beraber kapalı alanlarda geçirilen vaktin artığını ve okula gitmeye başlayan öğrencilerin ailelerini en çok tedirgin eden konunun çocukların yakalanabileceği hastalıklar olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Çağlar Erol, “Okullarda hijyenik ortamla..

Okulların açılması ile beraber kapalı alanlarda geçirilen vaktin artığını ve okula gitmeye başlayan öğrencilerin ailelerini en çok tedirgin eden konunun çocukların yakalanabileceği hastalıklar olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Çağlar Erol, “Okullarda hijyenik ortamların sağlanması önem taşıyor. Okullar açılalı henüz bir kaç hafta olmuşken enfeksiyonlardaki artış gözle görülür oranda” dedi.
Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Çağlar Erol, hastalık riskini en aza indirmek için alınabilecek önlemlere dikkat çekerek bilgilendirmelerde bulundu. Okulların yeni bir eğitim-öğretim yılına başlamasının aileler için de bir dizi sağlık önlemlerini beraberinde getirdiğini dile getiren Uzm. Dr. Erol, ailelerin alması gereken sağlık önlemlerini anlattı.

“Aşılar ve aşı takibi önem taşıyor”
Çocukların aşı takiplerinin yapılmasının önemine değinen Uzm. Dr. Erol, “Aşılar çocukları birçok bulaşıcı hastalığa karşı korur. Covid-19 pandemisinin etkileri halen aklımızda iken, bulaşıcı hastalıklara karşı en güçlü kalkan olan aşıların takibini yakından yapmalıyız. Çocuklar için uygun yaş ve dozlarda aşıları yenilemek, hem toplumun hem bireyin bağışıklık seviyesini yükseltir” diye konuştu.

“Çocuklara el yıkama alışkanlığı kazandırılmalı”
Hijyenin çocukların okullarda ve evlerinde sağlıklı kalmalarının temel taşı olduğuna vurgu yapan Uzm. Dr. Erol, “Çocuklara el yıkama alışkanlığı kazandırmak, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemeye yardımcı olur. Ağız hijyeni de unutulmamalı. Ayrıca okullarda hijyenik ortamların sağlanması da önemlidir. Okullar açılalı henüz bir kaç hafta olmuşken enfeksiyonlardaki artış gözle görülür oranda olmaktadır. Bu tamamen birlikte vakit geçirmekten, toplu olarak aynı ortamı paylaşmaktan kaynaklanmaktadır. Bireysel olarak enfeksiyondan çocuğumuzu korumak için yapabileceğimiz en kolay yöntemlerden biri ise hem kendisinin hem bulunduğu fiziksel ortamın hijyen standartlarını optimuma getirmektir” dedi.

“Maske kullanılabilir”
Okullarda enfeksiyon görüldüğü takdirde maske kullanmanın yararlı olacağını belirten Uzm. Dr. Erol, “Her ne kadar toplu yaşanılan alanlarda herkesin maske kullanımı yönetici kurumlar tarafından alınan veya kaldırılan bir karar olsa da, çocuğunuzun sınıfında arka arkaya enfeksiyonlar görülürse okulda maske kullanmasını bireysel olarak da olsa göz önüne almanızda fayda olacaktır. Her ne kadar çocuklar kurallara uyma ve onları uygulama konusunda biz erişkinlerden çok daha meziyetli olsa da maske takmayı ve doğru kullanmayı öğretmek, bu önlemin etkinliğini artırır” şeklinde konuştu.

“Semptomları izlemek önemli”
Çocukların okula gitmeden önce günlük olarak semptomlarını izlemenin önemli olacağını kaydeden Uzm. Dr. Erol, “Herhangi bir hastalık belirtisi (ateş, öksürük, burun akıntısı) gösteren çocuklarda bu durumlar ciddiye alınmalı, öğretmeni ile paylaşılmalı, gün içindeki semptomların seyri ile ilgili yine okuldan geri bildirim alınmalıdır. İnatçı semptomlar görüldüğünde ise bir sağlık profesyoneline, pediatri hekimine başvurulmalıdır” ifadelerini kullandı.

“Düzenli sağlık kontrolleri yaptırılmalı”
Çocukların düzenli sağlık kontrollerinin, potansiyel sağlık sorunlarının erken teşhis edilmesine yardımcı olacağının altını çizen Uzm. Dr. Erol, şu bilgileri paylaştı:
“Özellikle alerji hikayesi olan çocuklarımızın sonbahar alerjenleri ile karşılaşmadan önce koruyucu önlemlerin alınması açısından hekimleri ile plan yapmaları önemlidir. Bitmeyen öksürük ve geniz akıntılarıyla kış boyu uğraşmamak adına bu erken hamleyi yapmanız önemlidir. Standart takiplerin aksatılmaması da ayrı bir önem arz etmektedir. Hem sağlık düzeyinin artırılması hem yaşam konforu açısından çocuğun düzenli takiplerini okul döneminde de olsa aksatmayın.”

“Aile içi iletişim”
Aile bireyleri arasındaki açık bir iletişimin, sağlık önlemlerini uygulamayı kolaylaştıracağını söyleyen Uzm. Dr. Erol, “Ebeveynler çocuklarıyla düzenli olarak konuşmalı ve onlara sağlıkla ilgili önemli bilgileri aktarmalıdır. Bunları bir dayatma ya da zorunluluk olarak değil, bir alışkanlık ve hayatın bir parçası olarak çocuğa iletmek hem hijyen ve sağlık kurallarına uyulmasını kolaylaştırır hem de süreklilik sağlar. Ayrıca bu kurallara sizin uyduğunuzu görmek, çocuğun rol model aldığı kişiler olarak ona sağlık konusunda öğreteceğiniz en kalıcı bilgiler olarak hayatında yer tutacaktır” dedi.

“Ruhsal sağlık için destek”
Sağlıklı çocuğun sadece fiziki olarak değil, ruhsal olarak da bir iyilik halinde olması gerektiğinin önemine değinen Uzm. Dr. Erol, şunları söyledi:
“Çocuğun okula, öğretmenine, arkadaş çevresine, ders rutinine uyum sağlaması da önemlidir. Bu uyum sürecinde ortaya çıkan yahut çıkabilecek olan pürüzleri hem öğretmenleri hem de çocuk gelişim uzmanları ile görüşüp, akademik hayatı eğlenceli ve severek gidilen bir mecra haline getirmek için elimizden geleni yapmalıyız. İştahı açık ve mutsuz çocuklar yerine, gülümseyen ve seçimleri olan çocuklar oluşturmaya çabalamalıyız. Salgın dönemi tekrar başımıza gelirse, çocukların ruhsal sağlığını etkileyebilir. Aileler çocukların duygusal ihtiyaçlarına duyarlı olmalı ve gerektiğinde profesyonel yardım aramalıdır. Okula geri dönmek veya yeni başlamak ebeveynlerde ve çocuklarda her zaman bir heyecanı tetikler. Bu ışıltıyı bütün yıla neşretmenin temel kuralı ise, hem evde hem de okulda mümkün olabildiğince sağlıklı kalmaktır.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.04 11:42:07
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.10.04 11:42:18