Elmalı Belediye Meclisi’nin Ak Parti grubu, mevcut Belediye Başkanı Halil Öztürk’ün seçim vaatleri arasında yeralan “haftanın pazartesi günleri Elmalı merkeze, merkezden ise mahallere gerçekleştirilecek toplu taşımadan ücret alınmaması” konusunu sürekli gündemde tuttu.
BAŞKAN BAHAR; “DESTEĞİ SAHADA GÖRMEK İSTİYORUZ”
Artan vaka sayıları nedeniyle Türkiye’ye karşı alınan kısıtlama kararları, başta turizm olmak üzere, bağlı diğer tüm sektörleri olumsuz yönde etkiledi. Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, zamanın artık aleyhimize işlediğini belirterek, sözle ifade edilen desteklerin sahaya yansıdığını görmek istediklerini söyledi.
Vaka
sayılarında rekor artışların yaşanması nedeniyle, Türkiye’ye turist gönderme
potansiyeli olan ülkeler tarafından alınan kısıtlama kararları, Antalya’nın
turizm sezonuna dair hesaplarını alt üst etti. Söz konusu kısıtlamalar
Türkiye’ye yönelik 5oo binden fazla rezervasyonun ertelenmesine ya da iptal edilmesine
neden oldu. Yaşanan bu beklenmedik gelişmelerle birlikte Antalya, büyük umutlar
bağladığı 2021 yılı turizm sezonuna da kayıpla başladı.
TURİZM BÖLGELERİNE ÖZEL TEDBİRLER
Yaşanan
gelişmeleri değerlendiren Antalya Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu
Başkanı Ali Bahar, başta Antalya olmak üzere Muğla ve İzmir gibi turizm
şehirlerine ayrı bir düşünce ile yaklaşılmasını ve bu şehirlerin kendilerine
has yöntemler ile korunması gerektiğini belirtti. Turizmin bacasız sanayi
olduğunu hatırlatan Bahar, “Turizm, cari açığı kapatan, çok ciddi döviz girdisi
sağlayan, direk ihracat hatta yanındaki diğer sektörlere de büyük katma değer
yaratan, ekonomi çarkının çok önemli bir dişlisidir. Dolayısıyla turizm
bölgelerimizi, bu şehirlerimizi Türkiye’den ari bir biçimde, çok iyi korumak
zorundayız. Bu şehirlerimizin havayolu açık bırakılabilir fakat karayolu ile
girişler sınırlandırılarak etkileşim ve vaka sayıları minimuma düşürülmeli, adı
ister Kısa Çalışma Ödeneği olsun ya da istihdamı destekleyici başka tedbirler
olsun, buralardaki istihdam özel olarak desteklenmelidir” dedi.
KAYIPLAR TELAFİ EDİLMELİ
Yaşanan
gelişmelerin turizm bölgelerindeki tüm işletmeleri olumsuz yönde etkilediğine
dikkat çeken Başkan Bahar, “Turizm hareketliliği planlanandan daha geç bir
tarihte başlayacağı için sektörün kayıpları bir kat daha artmıştır. Sezonun geç başlayacak olması, üretim
sanayinin kapasite kullanımını da olumsuz yönde etkileyecek, turizm tedarikçisi
konumundaki 50’den fazla sektörde de kayıplar yaşanacaktır. Ayrıca sokağa çıkma
kısıtlamalarında sürelerin uzatılması esnafımızın ve işletmelerin erken
kapanmasına, bu da ciddi ciro kayıplarına neden olacaktır. Dolayısıyla başta
Antalya olmak üzere turizm bölgelerimizde faaliyet gösteren işletmelerin
istisnasız bir şekilde desteklenmesi, kayıpların telafi edilmesi mevcut tabloda
bir zaruret olarak görülmektedir. Çünkü işletmelerimizin 1 Haziran’a kadar
dayanacak takatinin kalıp kalmadığı muammadır” dedi.
FAİZDEN FAİZ KAZANILMAZ
Salgının ilk
döneminde verilen Kredi Garanti Fonu Destekli işletme kredilerinin geri
ödemelerinin de başladığını hatırlatan Bahar, “Henüz kendini idame edecek güce
erişemeyen işletmelerimizden, pandeminin ilk döneminde oluşan zararın tanzimi
beklenmektedir. 6 ay ödemesiz, 3 yıl vade ile verilen KGF destekli işletme
kredilerinin ödemeleri 6 ay önce başladı. Bu ödemeler faizden faiz kazanılmaz
mantığı ile bir an önce ertelenmeli, en az 1 ya da 2 yıl ödemesiz, 5-7 yıllık
bir zaman dilimine yayılmalı, gerekirse şu andaki faiz rakamı bir önceki faiz
rakamına göre devlet tarafından sübvanse edilmelidir” ifadelerini kullandı.
ZAMAN ARTIK DÜŞMAN
Zamanın
aleyhimize işlediğini vurgulayan Başkan Bahar, “Turizm çalışanlarımızın hızlı
bir biçimde aşılanmaya başlamasının öneminden bahsetmiştik, bu konuda aldığımız
destek için teşekkür ediyoruz. Ancak daha yapacak çok işimiz var. Turizm
çalışanlarının aşılanması 15 Mayıs’a kadar tamamlamalı ve buraya gelecek, adına
turist dediğimiz misafirlerimizin nasıl korunacağı ile alakalı ciddi bir
tanıtım atağı başlatmalıyız. Gerek turizmcilerin, gerek tedarikçi sektörler ile
hizmet sektörünün yaşadığı sıkıntı ve sıkışıklığa artık sözlü olarak cevap
verilmesini değil, yapılmış, hayata geçirilmiş uygulamalarla, sahada cevap
bulmasını istiyoruz” dedi.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.04.20 14:22:24
Son Düzenlenme Tarihi :
Oruç Ülsere Nasıl İyi Gelir
Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır SöğütözüHastanesi Gastroenteroloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gürol Öksüzoğlu, Ramazan ayında uzun süreli açlık nedeniyle ülser riskinin artabileceğini ancak gerekli önlemler alınması durumunda oruç tutulabileceğini, hatta ülser şikayetlerine iyi bile gelebileceğini söyledi.
Ülser şikayeti olanların sanıldığını aksine Ramazan ayında gerekli önlemleri alarak rahatlıkla oruç tutabileceklerini söyleyen Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Hastanesi Gastroenteroloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gürol Öksüzoğlu, “Oruçta uzun süreli açlık nedeniyle ülser riski artabilir. Ancak oruç tutmak isteyen, sağlıklı kişilerin ülser riski artabilir mantığıyla oruçtan men edilmesi mantıklı değildir. Oruç tutarken sigaranın içilmemesi, duyulan manevi haz ve huzur ülser gelişmesini engelleyebilir” diyor.
Ülserin, mide ve on iki parmak bağırsağının iç yüzeyindeki doku kaybı ve yara olarak tanımlanabileceğini belirten Doç. Dr. Gürol Öksüzoğlu, şu bilgileri verdi:“Üst orta karında ağrı, şişkinlik, geğirme, yanma, bulantı, kusma hastayı rahatsız edebilir. Hastaların azında ağrı hissi görülmez. Az ihtimalle kanama, delinme, oniki parmak bağırsağında tıkanma gibi ciddi sonuçlar hastanın hayatını riske sokabilir, ameliyat gerektirebilir. Kanamada kanlı kusma, kahve telvesi gibi kusma, siyah cıvık dışkılama, nadiren makattan bol kan gelmesi, halsizlik, solukluk, çarpıntı, nefes darlığı gelişebilir.”
HUZUR ÜLSERE İYİ GELİR
Doç. Dr. Öksüzoğlu, ülser oluşumundaki etkili faktörleri şöyle sıraladı: “Helikobakterpilori isimli bir bakteri, ağrı kesiciler, bazı ilaçlar (kalsiyum tabletler vs.), sigara, genetik faktörler, stres, uzun süreli açlık, bazı hastalıklar (KOAH, böbrek yetmezliği vs.) önemli etkenlerdir.”
Uzun süreli aç kalmanın ülseri tetiklediğini hatırlatan Doç. Dr. Gürol Öksüzoğlu, bu nedenle Ramazan ayı boyunca tutulan oruç döneminde deuzun süreli açlık nedeniyle ülser riski artabileceğini belirtti. “Ancak oruç tutmak isteyen sağlıklı kişilerin, ülser riski artabilir mantığıyla oruçtan men edilmesi mantıklı değildir” diyen Dr. Öksüzoğlu, şöyle devam etti:
MİDE HAPINIZI UNUTMAYIN
“Oruç tutarken sigaranın da içilmemesi, duyulan manevi haz ve huzur ülser gelişmesini engelleyebilir. Oruç tutmak isteyen hastaların dikkat etmesi gereken nokta, eğer eskiden ülser öyküsü varsa günde 1-2 adet mide asit salgısını azaltan mide hapı alarak oruç tutmak, ağrı kesicilerden, stresten, sigaradan kaçınmak, gerekirse parasetamol içeren ağrı kesicileri tercih etmektir. Eğer yeni teşhis edilmiş ülser varsa, ülserin tipine göre doktora danışarak belli bir tedavi süresi sonrası oruç tutmak ya da hiç tutmamak olabilir. Ayrıca üst orta karında saydığımız bu yakınmalar gelişmişse bir an önce doktora başvurmak gerekir.”
Dr. Öksüzoğlu, iftar ve sahurda
yavaş yemek gerektiği uyarısında bulunarak, “Bir öğünde mideyi tıka basa
doldurmamak, acı, ekşi, kızartmadan, asitli içeceklerden kaçınmak, mideye
dokunduğunu bildiğiniz gıdalardan kaçınmak faydalı olur” diye konuştu.

