16 Şubat 2015 tarihinden bu yana ATSO Başkanlığı görevini sürdüren Davut Çetin’in beni de heyecanlandıran ATSO’nun her ilçeye bir proje yapma düşüncesini biliyordum. Ama biraz geç kaldığını düşünüyor ve aklımdan da “acaba seçimlik mi?” diye de geçiriyordum.
Değilmiş. Bu düşüncenin ilk ağacı Kemer’e dikilecek. Başkan Çetin, ATSO Meclis toplantısına katılmadan önce Kemer Belediyesi’nde, 3 Nisan 2021 tarihine kadar bitirilecek kültür merkezi protokolünü, imzalıyordu.
Sanıyorum sıra da Serik var. Diğer ilçelerde peşi sıra gelir diye düşünüyorum. ve sayın başkanı da kutluyorum.
Ama bir uyarıda bulunmak istiyorum. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası olarak her ilçeye yapmayı düşündüğünüz projeyi sadece belediye başkanlarının ağızlarına bakarak şekillendirmeyin. Vatandaşa varıncaya kadar dinleyin ki, yapılan proje herkesin içine sinsin.
19 AY SONRA
MECLİS SALONUNDA
İLK MECLİS
Pandemi nedeniyle meclis toplantıları meclis salonunda düzenlenmiyordu. 19 ay aradan sonra meclis salonu, meclis üyelerine evsahipliği yaparken, Davut başkanının konuşması her mecliste olduğu gibi yine Türkiye gerçeklerini içeriyordu.
Sayın Çetin’in konuşmasından Twitter’da da paylaştığım bazı bölümleri aktarmadan önce, başkan konuşurken twitter’den o konuşmayı paylaşan ATSO Basın birimindeki arkadaşları da ayrıca kutlamak istiyorum. Kabul etmek gerekir ki, sosyal medya aracılığıyla mesajlar daha kısa sürede, daha çok kişiye ve geniş bir yelpaze içerisinde ulaşıyor. Gelelim sayın Çatin konuşması’ndaki bana göre bazı önemli cümleler.
....Gastronomi turizmi bizim zaten gündemimizdeydi. En kısa zamanda bu konuda da bir proje başlatacağız. Bizim mutfağımızı marka haline getirmemiz, bu markaların dünyaya ihracatını yapmamız gerekiyor....
....Yıllarca süren mahkemeler yerine hukukçuların hakemliğinde uzlaşmak herkes için hızlı ve faydalı bir çözümdür. Şu anda 37 avukat ile anlaşma yaptık, arabuluculuk ve danışmanlık hizmetlerimizle üyelerimize destek olacağız...
... Bizler halen iklim değişikliğinin ne anlama geldiğini anlamış değiliz. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Birpınar, iklim değişikliği trenini kaçırırsak G-20’ye bile giremeyeceğimizi söyledi. Önümüzdeki 20-30 yılda bütün sektörlerde üretim ve ticaret çok farklı olacak...
... Ekonomide enflasyon, kur artışı, girdi maliyetleri, beklenmedik kararlar yüzünden dalgalarla savrulan bir gemide gibiyiz...
... . Merkez Bankası geçen ay erken faiz indirimiyle bir sürpriz yaptı, dolar 9 lirayı geçti. Merkez Bankası sürpriz yapmamalı, beklentileri yönetmeli dedik, geçen hafta bir sürpriz daha yaptı, faizi 16’ya çekti. Bunun sonucunda dolar 9,8’e kadar çıktı, bir ayda %14’e yakın artmış oldu....
... Merkez Bankası sürpriz yaparsa birileri haksız yere para kazanır, ekonomi öngörülemez hale gelir....
.... Girdi maliyetleri her gün değişiyor, fiyatlar artacağı için mal verilmiyor. Son günlerde fiyatlar haftada bir değişmeye başladı. Enerji ve akaryakıt fiyatları arttı. Şu anda hükümet fiyat artışlarını sınırlıyor, buna rağmen yeni zamlar geliyor....
.... Biz konuşmaktan usandık, ama bu iş artık tatsız noktaya geldi. Son bir ayda dünyada parası en fazla değer kaybeden ülke olduk....
... Kimse dövizden bize ne diyemez, çünkü ekmeğin içinde bile döviz var...
.... ekonomi canlansın diye kamu bankaları faizi düşürdü, ama bu bir cepten alıp diğer cebe vermektir. Dolayısıyla bu faiz indirimleri kalıcı çözüm değildir, bunu geçen yıldan biliyoruz....
... Kuşkusuz asgari ücretin artması gerekir, çünkü bu kadar enflasyon sosyal barışı bozar. Fakat enflasyon düşmezse ücret artışı da kurtarmaz. ...
.... Dua edelim ki Fed faiz artışına geçmesin, çünkü bu olursa bir darbe daha yeriz....
.... Ekonomide düzen bozulunca ayaküstü alınan kararlar görüyoruz
....Biz kayıtdışı ekonominin vergilenmesini, vergi tabanının yayılarak vergi adaletinin sağlanmasını bekliyoruz. Oysa vergiyi verenden alalım, vermeyeni teşvik edelim gibi bir sistemimiz var. Vergiyi KDV ve ÖTV’den ve kümesteki tavuktan almaya devam ediyoruz.....
.... 2019’dan bu yana gelirimiz reel olarak artmadı, ama işyeri ve esnaf sayımız arttı. Bu da Antalya ekonomisinin cazibesini göstermektedir. Diğer taraftan bunun yarattığı sıkıntılar da var. Ekmek aynı, ama bölüşen sayısı artıyor.
... Bir ülkede huzur ve mutluluk sadece para konusundan ibaret değildir. Eğer ülkede sevgi, saygı, adalet, eşitlik varsa ülke yoksul olsa bile daha huzurlu olur. Bunlar yoksa ülkede zenginlik olsa da huzur olmaz...
.... Bal tutan parmağını yalar sözü kural haline gelmemelidir. Kanun dışına çıkan kim olursa olsun hesabını vermelidir....