SON DAKİKA

logo

Sayaç sökme, takma ve ölçü devresi işlemleri yaptırılacaktır

Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. Sorumluluk Sahasında bulunan, el bilgisayarı / endeksör ile (gprs) sayaç sökme-takma ve ölçü devresi yapım işleri Açık ihale usulü ihale edilecektir

Basın İlan Kurumu’nun ilan portalı ilan.gov.tr’de yer alan ilana göre Açık Teklif Usulü ile gerçekleştirilecek olan İhale, 16.03.2021 tarihinde saat 15:00'da CK ENERJİ YATIRIM A.Ş. Hürriyet Mah. Abide-i Hürriyet Cad. No: 168 Kağıthane -İSTANBUL, 2.Kat. Ticari Kurul Toplantı Salonu adresinde yapılacaktır. Detaylar için TIKLAYINIZ

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.03.05 22:08:48
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Yanarak küle dönen tarihi binalar milyoner alıcılarını bekliyor

Antalya’da 200 yıllık binaların bulunduğu tarihi Kaleiçi bölgesinde son 1 yılda çıkan yangınlarda 3 tarihi yapı küle döndü. Kullanılamaz hale gelen yapılar, yangınlara rağmen maddi değerini kaybetmedi. Fiyatları 300 bin dolardan başlayarak 1,5 milyon dolara kadar çıkan binalar alıcılarını bekliyo..

Antalya’da 200 yıllık binaların bulunduğu tarihi Kaleiçi bölgesinde son 1 yılda çıkan yangınlarda 3 tarihi yapı küle döndü. Kullanılamaz hale gelen yapılar, yangınlara rağmen maddi değerini kaybetmedi. Fiyatları 300 bin dolardan başlayarak 1,5 milyon dolara kadar çıkan binalar alıcılarını bekliyor.
Antalya’nın tarihi Kaleiçi bölgesinde yer alan metruk binalar adeta evsiz vatandaşların yaşam alanı oldu. Üzerinde yıllardır ’satılık’ ilanı bulunan ve bir türlü alıcı bulamayan binalarda zaman zaman yaşanan yangınlar bir yandan mahalledeki diğer konutlara zarar verirken, diğer taraftan yanan binayı kullanılamaz hale getiriyor. Bölgede son 1 yılda çıkan yangınlarda Tuzcular Mahallesi’nde bir hamam ve bir bina ve Selçuk Mahallesi’nde bir bina yanarak kullanılamaz hale geldi. Her iki yangında binaların ahşap olmasından dolayı itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu yangınlar kontrol altına alındı. Diğer taraftan bölgede yanan her iki binanın ‘satılık’ ilanının ise devam ettiği görüldü. Kullanılamaz hale gelen yapılar maddi değerini kaybetmeyerek 300 bin dolardan başlayığ 1,5 milyon dolara kadar alıcı bekliyor.

"Evsiz vatandaşlar ısınmak için ateş yakınca tarihi evler yanarak küle dönüyor"
Keleiçi bölgesinin 4 ayrı mahalleden oluştuğunu belirten Tuzcular Mahalle Muhtar Uğur Çetin, “595 kişi ikamet ediyor. Bölgemizde altyapısı oluşturularak restorasyon yapılacak çok sayıda konut var. Boş binalarda evsiz vatandaşlar kalıyor. Evsiz vatandaşlar ısınmak için ateş yakınca tarihi evler yanarak küle dönüyor. Bunlarsa sahip çıkabilir. Herkes kendisi restorasyon yaptığı için yapacak gücü olmayan da var. Aslında buranın restorasyonu Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılmalıdır. Buna göre bir düzenleme yapılması gerekir” dedi.

"Bu binalar 300 bin dolardan başlayarak 1,5 milyon dolara kadar alıcı buluyor"
Antalya’ya gelen turistlerin gözünü Kaleiçi’nde açtığını belirten Çetin, “Turist her şeyi burada görüyor, burada liman da var. Turist Kaleiçi’ne ne kadar çok gelirse o kadar iyi olur. Çok sayıda boş ev var, aslında önlemler alınıyor ama bir şekilde evsiz kişiler bu binalara giriyor. Ben mahallemde boş olan evlerin kontrollerini yapıyorum. Bu binalar 300 bin dolardan başlayarak 1,5 milyon dolara kadar alıcı buluyor. Restorasyon yapılarak satılsa daha bir güzel olacak. En azından yapı ortaya çıkacak. Normal değerinin üzerinde rakamlar konuşuluyor. Binaların yanında değerini kaybetmemesinin sebebi çoğu 150 yıllık tarihi bina olduğu için. 200 yıllık evler de var. Burada binaların değer kaybetme olanağı olmaz. İnsanlar yanan yerlere gelip bakıyorlar, buraya ne kadar para harcayacaklarını düşünüyorlar, aldıkları fiyatın üzerine bir o kadar da masraf ediyorlar” sözlerine yer verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.31 10:48:14
Son Düzenlenme Tarihi :





Düzen: “Korkunun ecele faydası yok”

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen Kadın Kolları Başkanı Zübeyde Güler ve ekibinin tertiplediği kahvaltılı toplantısına katıldı. Düzen, “Bizim derdimiz kavga etmek değil. İktidar yandaşları yeri geldiği zaman işi çığırından çıkarıp bir kavga ortamı oluşturmayı adeta zorluyorlar son zamanlarda. Ama inşallah korkunun ecele faydası yok’ diye bir tabir var bizde” dedi.

Saadet Partisi Antalya İl Kadın Kolları Başkanlığınca teşkilat binasında tertiplenen kahvaltılı toplantıya katılan Saadet Partisi İl Başkanı Ramazan Düzen seçim gündemi ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Bu toplantıyı tertipleyen İl Kadın Kolları Başkanı Zübeyde Güler ve ekibine teşekkür ederek sözlerine başlayan İl Başkanı Ramazan Düzen, “Bizim derdimiz kavga etmek değil. İktidar yandaşları yeri geldiği zaman işi çığırından çıkarıp bir kavga ortamı oluşturmayı adeta zorluyorlar son zamanlarda. Ama inşallah korkunun ecele faydası yok’ diye bir tabir var bizde. Bu korku bu arkadaşların siyasetteki sonlarını getirecek. Aslında bir bakıma onlar da memnun olacaklar bunaldılar çünkü. Bu işi nasıl bırakacaklarını bilemiyorlar. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Hepimiz pazar günü inşallah kanaatlerimizi sandıkta ifade edeceğiz” dedi.

Biz seçimin huzur içinde, barış içinde geçmesini arzu ediyoruz diyen Düzen, Demokrasilerde seçim en önemli konudur. Seçimin mutlaka huzurlu bir ortamda yapılması icap eder. İnsanlar kendileri ve kendi ülkelerini geleceği için oy kullanırlar. Bundan kimsenin korkmaması icap eder diyerek; “Ancak seçimlerde bir başka husus daha var. Siyasi partilerin adayları, siyasi partilerin temsilcileri seçime giderken halkı yanıltmamalıdırlar. Yalandan, iftiradan ve hakaretten uzak durmaları icap eder. Bugün farklı kanaatlere sahip olabiliriz. Yarın iktidar değiştiğinde gerçekleri görür gerçekleri kabul etmek mecburiyetinde kalırız ama bundan dolayı birbirimizle kavga etmemizin ihtiyacı yok” diye konuştu.

Düzen, konuşmalarında şu ifadeleri kullandı:
“Bizim ilk hedefimiz neden bir araya geldik. Altı siyasi parti bugün değil bundan 5-6 sene önce de bir araya geldik. Temel sebep, bugünkü başkanlık sisteminden kurtulmak. Bugünkü haliyle başkanlık sistemi diktatörlüğe eviriliyor. Dediğim dedik. Kimsenin fikrine itibar etmem. Meclis mi? ‘Benim nazarımda hiçbir kıymeti yok’ noktasına geliyor. Bundan dolayı da biz başkanlık sistemini mutlaka değiştirip bir müzakere, istişare ortamının doğmasını sağlayacağız. İhtisas sahibi arkadaşlarımız, kardeşlerimiz farklı konularda fikirlerini tartışıyorlar. Projeler hazırlıyorlar ama geldiğimiz nokta şu oldu. Biz bu seçime gittiğimiz zaman bu seçimden sonra sistem değişene kadar altı partinin liderleriyle birlikte istişare ederek karar vereceğiz. Adımımız bu oldu, çok açık ve net. Cumhurbaşkanlığı yardımcısı konusu böylece gündeme geldi. İstişareye hazır olmayanlar istişare ne olur bilmeyenler altı kişi bir araya gelecek. İki tane belediye başkanlarımız da cumhurbaşkanlığı yardımcılığını üstlenecekler. Nasıl Türkiye’yi idare edecekler? Bırak sen altı kişiyi, 600 kişilik mecliste istişare etmek mecburiyetindesin. Bunu akıllarına bile getirmeyenler bir konuda altı kişinin, sekiz kişinin bir araya gelip meseleleri tartışmasını karar almanın önünde bir engel gibi görüyor. Bu arkadaşlar demokrasi nedir hala anlamamış, içselleştirememişler demokrasiyi. Bunu unutamayız. Biz birbirimizin düşmanı değiliz, savaşa gitmiyoruz. Birbirimizle taban tabana zıt fikirlerimiz olabilir ancak biz bu fikirlerimizi, düşüncelerimizi kavga etmek için değil birbirimize anlatmak ikna etmek için gündeme getiririz. Neticede bir karar veririz… Bu seçimlerde bir numaralı hedefimiz bugünkü başkanlık sistemini değiştirmektir.”

Avrupa’da herkes yoksulluk sınırının üzerinde ücret alırken biz neden açlık sınırın altına mahkum ediliyoruz diye konuşan Düzen. Sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama şunu da biliyoruz. Meclis devreye girecek, Anayasa değiştirilecek. Bu bir süreç gerektiriyor. Mecliste 400 kişilik bir çoğunluğumuz olursa bu süreç kısalır. Burada Antalyalılara da büyük mesuliyet düşüyor. Seçime gittiğimiz zaman Antalya’da bir patlama yapmamız gerekiyor… Ele alacağımız konuların başında her zaman mağdur insanlarımız geliyor. Şimdi Kanun Hükmünde Kararname mağdurları olan kardeşlerimiz var. Kirasını ödeyemeyen, çalışan insanımız var. İşçimiz var. Emeklimiz memurumuz var. Borç almış, borcunu ödeyemeyen esnafımız var. Biz her mağdur kardeşimizin elinden tutmayı görev vaat ediyoruz. Şu bizdendi, şu bizden değildi diye bir ayrım yapmadan bu hizmetleri gerçekleştireceğiz. Onun için kim nerede olursa olsun mağdursa şu anda problemlerini çözemiyorsa bir pandemi dönemi yaşadık arkasından bir deprem hadisesi ile karşı karşıya geldik. İnsanlarımız perişan oldu. Elbette borcunu ödeyemeyen esnafın tepesine yumruk vuramayız. Memurumuz, çiftçimiz, işçimiz, esnafımız hepsi bizim kardeşlerimiz elbette biz onların derdiyle dertlenmeyi görev addediyoruz. Bu arkadaşlarımız belli konularda Sayın Cumhurbaşkanımızın ısrarla ‘Ben ekonomistim bana güvenin ekonomiyi bana bırakın, kısa zamanda nasıl düzelteceğim’ demişti. Biz bu sözü unutmuyoruz. Ama bir gerçeği gördük ki Sayın Cumhurbaşkanı ülkenin ekonomi problemlerini çözemedi. Çözmek bir taraf daha korkunç boyutlara çıktı. Çalışan insanlarımızdan büyük bir kesim asgari ücretin altında maaş alıyor. Açlık sınırının altında ücret alıyor biz buna rıza gösteremeyiz ki. Ne işveren ne devlet böyle bir anlayışta olamaz. Biz insanlarımız sadece karnının doymasını değil bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir ücreti almasını isteriz. Avrupa’da çalışan emekli olan memurluk yapan emekli herkes yoksulluk sınırın üzerinde ücret alırken biz neden açlık sınırın altında ücret almaya mahkum ediliyoruz.”

Düzen, Sadece ekonomi değil şu anda memleketimizde huzur içinde değil. Neden? Başına bir sıkıntı geldiğinde bir problemle karşı karşıya kaldığında adalete güvenemiyor ifade ederek; “Bir yerde adalet olmazsa o ülkede yaşanamaz zulüm var demektir. Bizim inancımızın temelinde de bu  yatar. Müslümanlıktan bahsediyorlar. Peygamber efendimiz ne buyurmuş, ‘İslam güzel ahlaktır’ diyor. Güzel ahlakın başında da adalet gelir. Harama el uzatmamak gelir. Yolsuzluktan vazgeçmek, israfı terk etmek gelir. Siz bunların hepsini yapacaksınız ondan sonra da alnı secdeye gelenlerle şampanya patlatanlar arasında tercih yapıyormuşuz diye bir safsata ortaya atacaksınız. Yok arkadaş. Biz güzel ahlakın Müslüman’ın şiarı olduğuna inanıyoruz. Hem yolsuzluk yap hem de alnım secdeye de yahu. Cenabıhak’tan en büyük cezaya sen müstahak olursun. Bundan dolayıdır ki, gençler arasında İslam’a temayülde bir azalma görüldü. Neden? Bu laflarla İslam’ı tarif etmeye insanlar kalkarsa bir genç niye Müslümanlığa özensin? Özenmez. Biz bu anlayışı kökünden değiştireceğiz. Her ilimizde yatırımlar olacak. Adalet denilen mefhum bizim en başta taşıdığımız levha olacak. Biz şahsiyetli bir dış politika güdeceğiz. Çevremizde, her ülkeyle uyum içinde bir politika sürmeye kararlıyız. İki şey önemli bizim için. Birincisi; Türkiye Cumhuriyeti olarak sınırlarımızı korumakta kararlıyız. Hiçbir suretle bu sınırları değiştirecek bir politika içine girmeyiz. Buna rıza göstermeyiz. Başkalarının sınırlarına tecavüz etmeyi de istemeyiz. İkincisi de biz aile mefhumumuzu mutlaka koruyacağız. Aile toplumun temelidir. Aile ile mefhumu ortadan kalkarsa o ülkede huzur olmaz. El birliğiyle aile mefhumunu güçlendirmek için ellimizden her şeyi göstereceğiz. Pazar günü oyların sandıklara atıldığı gün olacak. Pazartesi günü de inşallah bayram günü olacak" diye sözlerini noktaladı. -BLD.BSN.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.12 12:28:45
Son Düzenlenme Tarihi :