Muratpaşa Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğünce Semitreyler Bakım ve Onarım İşlemleri hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecek olup, teklifler sadece elektronik ortamda EKAP üzerinden alınacaktır
Basın İlan Kurumu’nun ilan portalı ilan.gov.tr’de yer alan ilana göre İhale 31.03.2021 günü 10:00'da Muratpaşa Belediyesi İhale Komisyonu Toplantı Salonu Tekelioğlu Cad. Fener Mah. No:63 MURATPAŞA / ANTALYA adresinde yapılacak. Detaylar için TIKLAYIN
https://www.ilan.gov.tr/ilan/763812/ihale-duyurulari/hizmet-alim-ihaleleri/bakim-ve-onarim-hizmeti-alimi-
Mersin’de incirde rekolte sevinci
Mersin’in Mut ilçesinde 8 bin dekar alanda üretilen beyaz incirden bu sene yaklaşık 30 bin ton rekolte beklenirken, fiyatının bahçede 55 TL’nin altına inmemesi üreticisinin yüzünü güldürdü.
Mut ilçesi başta kayısı, erik, zeytin ve incir olmak üzere birçok ürünü üreterek hem yurt içine hem de yurt dışına satılmasını sağlıyor. Kayısı ve erik sezonunun tamamlanmasının ardından hasadı başlayan beyaz incirde de sona yaklaşılıyor. İlçede 8 bin dekar alan üretilen şehrin beyaz altını incirden bu sene 30 bin ton rekolte bekleniyor. İlçede üreticinin önemli gelir kaynaklarından olan beyaz incir rengi, aroması, tadı ve sevkiyata dayanıklılığı ile tercih ediliyor. Turfanda da kilogramı 65 liradan alıcı bulan incir hasatta sona doğru yaklaşılırken 55 liradan alıcı bulmaya devam ediyor. Geçen yıl 15-20 TL’ye kadar düşen incirin fiyatının bu sene 55 TL altına inmemesi üreticisinin yüzünü güldürmeye devam ediyor.
Hem üretici olan hem de tüccarlığını yapan 49 yaşındaki Mehmet Yıldız, “İncir alımı geçen ayın 25’inde başladı. İlk alımına 65 ile 70 liradan alımına başladık. Şu an incirin sonuna geliniyor. Şu an fiyatı 55 liradan devam ediyor. Üretici para kazanıyor. Ben hem üreticiyim hem alıcıyım. Alıyoruz ticaretini yapıyoruz” dedi.
Üretici Doğan Can Şahin ise “Biz üreticiyiz çiftçiyiz bu sene incir fiyatlarımız 65 liradan başladı incirin sonuna gelmemize rağmen bugün 55 liraya satıyoruz. Bu senen incirden güzel paralar kazandık ve gelirimiz çok güzel oldu” diye konuştu.
Mut İlçe Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri, Mut Kaymakamlığı ve İlçe Tarım Müdürlüğü öncülüğünde Mut incirinin coğrafi işaret marka çalışmalarının devam ettiği ve en kısa zamanda sonuçlanmasının da beklendiği belirtildi.
Öte yandan kuru incirin fiyatının ise bu sene 250 TL civarında olduğu ifade edildi.
Mut ilçesi başta kayısı, erik, zeytin ve incir olmak üzere birçok ürünü üreterek hem yurt içine hem de yurt dışına satılmasını sağlıyor. Kayısı ve erik sezonunun tamamlanmasının ardından hasadı başlayan beyaz incirde de sona yaklaşılıyor. İlçede 8 bin dekar alan üretilen şehrin beyaz altını incirden bu sene 30 bin ton rekolte bekleniyor. İlçede üreticinin önemli gelir kaynaklarından olan beyaz incir rengi, aroması, tadı ve sevkiyata dayanıklılığı ile tercih ediliyor. Turfanda da kilogramı 65 liradan alıcı bulan incir hasatta sona doğru yaklaşılırken 55 liradan alıcı bulmaya devam ediyor. Geçen yıl 15-20 TL’ye kadar düşen incirin fiyatının bu sene 55 TL altına inmemesi üreticisinin yüzünü güldürmeye devam ediyor.
Hem üretici olan hem de tüccarlığını yapan 49 yaşındaki Mehmet Yıldız, “İncir alımı geçen ayın 25’inde başladı. İlk alımına 65 ile 70 liradan alımına başladık. Şu an incirin sonuna geliniyor. Şu an fiyatı 55 liradan devam ediyor. Üretici para kazanıyor. Ben hem üreticiyim hem alıcıyım. Alıyoruz ticaretini yapıyoruz” dedi.
Üretici Doğan Can Şahin ise “Biz üreticiyiz çiftçiyiz bu sene incir fiyatlarımız 65 liradan başladı incirin sonuna gelmemize rağmen bugün 55 liraya satıyoruz. Bu senen incirden güzel paralar kazandık ve gelirimiz çok güzel oldu” diye konuştu.
Mut İlçe Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri, Mut Kaymakamlığı ve İlçe Tarım Müdürlüğü öncülüğünde Mut incirinin coğrafi işaret marka çalışmalarının devam ettiği ve en kısa zamanda sonuçlanmasının da beklendiği belirtildi.
Öte yandan kuru incirin fiyatının ise bu sene 250 TL civarında olduğu ifade edildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.18 16:25:12
Son Düzenlenme Tarihi :
Ojeli tırnaklarıyla oto yıkamacı oldu, hedefi daha çok kadın istihdamı
Antalya’da yaşayan Burçin Başol, 7 yıl önce arkadaşının tavsiyesiyle korku içinde devraldığı oto yıkama işini başarıyla yapıyor. Ojeli tırnaklarıyla oto yıkama, oto kuaför ve pasta cila işi yapan Başol’un en büyük hedefi ise iş yerini büyüterek daha fazla kadına istihdam sağlamak.
Muratpaşa il..
Antalya’da yaşayan Burçin Başol, 7 yıl önce arkadaşının tavsiyesiyle korku içinde devraldığı oto yıkama işini başarıyla yapıyor. Ojeli tırnaklarıyla oto yıkama, oto kuaför ve pasta cila işi yapan Başol’un en büyük hedefi ise iş yerini büyüterek daha fazla kadına istihdam sağlamak.
Muratpaşa ilçesinde 7 yıldır oto yıkamacı işleten 37 yaşındaki Burçin Başol, erkeklerin ağırlıklı olarak yaptığı oto yıkama, oto kuaför, pasta cila işini başarıyla yapıyor. Öğrenim hayatını yarıda bıraktıktan sonra çeşitli işlerde çalışan ve işletmecilik hakkında tecrübe sahibi olan Başol’a, 7 yıl önce bir arkadaşından oto yıkama işletmesini devir alması yönünde teklif geldi. Hiçbir bilgisi olmaması nedeniyle korka korka bu alana giren Başol, kendini geliştirdi ve işi öğrendi. ’Herkes arabasını yıkatıyor’ sloganı çerçevesinde 7 yıldır ojeli parmaklarıyla oto yıkama, oto kuaför ve pasta cila işi yapan Başol, girişimcilik yapmak isteyen kadınlara da örnek oluyor. Evdeki kadının temizliğini araçlara yansıtan Başol’un en büyük hedefi ise iş yerini büyüterek birçok kadına istihdam sağlayabilmek. Başol, ücretsiz vale sistemi ile de sektöre farlılık katıyor.
"Kendini geliştirdi"
Burçin Başol, eğitim hayatını yarıda bıraktığını ve küçük yaşlardan itibaren iş hayatına atıldığını söyledi. 7 sene önce bir arkadaşının tavsiyesi üzerine oto yıkama işletmesini korka korka devraldığını anlatan Başol, “Arkadaşım işletemediği için bana, ‘sen yaparsın’ diyerek devretti. Ben de ilk başlarda çok korktum, makineyi bilmiyorum, elektrik çarpar mı diye düşündüm. Ama hepsinin tekniğini öğrendim. 7 sene oldu vazgeçemedim. Kendimi bu alanda geliştirdim, sadece yıkama işine bağımlı kalmadım. Otomobillerin parlatılması, pasta seramik, folyo kaplama eğitimleri alıyorum. İşimi severek yapıyorum. İlk bu işi yapamayacağım diye içimde bir korku vardı. Çocukluğumdan beri arabalara ilgiliydim.7 sene içinde kendimi geliştirdim” dedi.
"Yıkadığıma inanamıyorlar"
Bugüne kadar yaptığı işlerin içinde kendisini en mutlu edenin oto yıkama sektörü olduğunu dile getiren Başol, “Gelen misafirlerimizin hepsi, ’Bu işletmenin sahibi siz misiniz, siz mi yıkıyorsunuz, inanamıyoruz’ diye güzel sözler söylüyorlar. Ben de doğru yolda olduğuma inanıyorum. Güzel olumlu tepkiler alıyorum. Bütün kadınlarımıza da tavsiye ediyorum. Zaten temizlik işi kadınlarındır. ‘Biz yapamayız, edemeyiz’ diye bir şey yok. Görüldüğü gibi tazyik tutabiliyorum, içi zaten ev temizliği gibi. Evi nasıl süpürüyorsak, arabanın içini o şekilde süpürüyoruz. Kadınların bu anlamda daha titiz olduğunu düşünüyorum. Kadınların bu işi yapmasını çok isterim. İşi kendiniz bilmiyorsanız zor bir iş. O nedenle ben kendim öğrendim. Sıkıntı olduğu zaman veya işler arttığı zaman yıkama yapıyorum. İki personelimiz var, benimle 3 kişiyiz. Patron olsam da çalışıyorum” diye konuştu.
"Daha çok kadına iş sağlamak istiyor"
En büyük hedefinin iş yerini daha da büyüterek sadece kadınların çalıştığı bir yer haline getirmek olduğunun altını çizen Başol, “Kadınlara özellikle aileleri, ‘Oto yıkamada çalışma, erkek işi o’ gibi şeyler söylüyorlar. Kadınların bu işi yapabileceğini göstermek istiyorum. Sloganım’ Herkes arabasını yıkatıyor’. Kadın müşterilerim çok mutlu oluyorlar. Geliyorlar, çay kahve içiyorlar, kadın olduğum için ekstra bir güven var. Bir kadının araçlarını yıkıyor olması çok hoşlarına gidiyor. Benim elimin değmediği arabaları bile müşteriye teslim edilmeden önce son kontrolünü yapıyorum” ifadelerine yer verdi.
Başol, vale sistemiyle iş yerlerinden kişinin aracını aldığı geriye ücretsiz şekilde bıraktıklarını sözlerine ekledi.
Muratpaşa ilçesinde 7 yıldır oto yıkamacı işleten 37 yaşındaki Burçin Başol, erkeklerin ağırlıklı olarak yaptığı oto yıkama, oto kuaför, pasta cila işini başarıyla yapıyor. Öğrenim hayatını yarıda bıraktıktan sonra çeşitli işlerde çalışan ve işletmecilik hakkında tecrübe sahibi olan Başol’a, 7 yıl önce bir arkadaşından oto yıkama işletmesini devir alması yönünde teklif geldi. Hiçbir bilgisi olmaması nedeniyle korka korka bu alana giren Başol, kendini geliştirdi ve işi öğrendi. ’Herkes arabasını yıkatıyor’ sloganı çerçevesinde 7 yıldır ojeli parmaklarıyla oto yıkama, oto kuaför ve pasta cila işi yapan Başol, girişimcilik yapmak isteyen kadınlara da örnek oluyor. Evdeki kadının temizliğini araçlara yansıtan Başol’un en büyük hedefi ise iş yerini büyüterek birçok kadına istihdam sağlayabilmek. Başol, ücretsiz vale sistemi ile de sektöre farlılık katıyor.
"Kendini geliştirdi"
Burçin Başol, eğitim hayatını yarıda bıraktığını ve küçük yaşlardan itibaren iş hayatına atıldığını söyledi. 7 sene önce bir arkadaşının tavsiyesi üzerine oto yıkama işletmesini korka korka devraldığını anlatan Başol, “Arkadaşım işletemediği için bana, ‘sen yaparsın’ diyerek devretti. Ben de ilk başlarda çok korktum, makineyi bilmiyorum, elektrik çarpar mı diye düşündüm. Ama hepsinin tekniğini öğrendim. 7 sene oldu vazgeçemedim. Kendimi bu alanda geliştirdim, sadece yıkama işine bağımlı kalmadım. Otomobillerin parlatılması, pasta seramik, folyo kaplama eğitimleri alıyorum. İşimi severek yapıyorum. İlk bu işi yapamayacağım diye içimde bir korku vardı. Çocukluğumdan beri arabalara ilgiliydim.7 sene içinde kendimi geliştirdim” dedi.
"Yıkadığıma inanamıyorlar"
Bugüne kadar yaptığı işlerin içinde kendisini en mutlu edenin oto yıkama sektörü olduğunu dile getiren Başol, “Gelen misafirlerimizin hepsi, ’Bu işletmenin sahibi siz misiniz, siz mi yıkıyorsunuz, inanamıyoruz’ diye güzel sözler söylüyorlar. Ben de doğru yolda olduğuma inanıyorum. Güzel olumlu tepkiler alıyorum. Bütün kadınlarımıza da tavsiye ediyorum. Zaten temizlik işi kadınlarındır. ‘Biz yapamayız, edemeyiz’ diye bir şey yok. Görüldüğü gibi tazyik tutabiliyorum, içi zaten ev temizliği gibi. Evi nasıl süpürüyorsak, arabanın içini o şekilde süpürüyoruz. Kadınların bu anlamda daha titiz olduğunu düşünüyorum. Kadınların bu işi yapmasını çok isterim. İşi kendiniz bilmiyorsanız zor bir iş. O nedenle ben kendim öğrendim. Sıkıntı olduğu zaman veya işler arttığı zaman yıkama yapıyorum. İki personelimiz var, benimle 3 kişiyiz. Patron olsam da çalışıyorum” diye konuştu.
"Daha çok kadına iş sağlamak istiyor"
En büyük hedefinin iş yerini daha da büyüterek sadece kadınların çalıştığı bir yer haline getirmek olduğunun altını çizen Başol, “Kadınlara özellikle aileleri, ‘Oto yıkamada çalışma, erkek işi o’ gibi şeyler söylüyorlar. Kadınların bu işi yapabileceğini göstermek istiyorum. Sloganım’ Herkes arabasını yıkatıyor’. Kadın müşterilerim çok mutlu oluyorlar. Geliyorlar, çay kahve içiyorlar, kadın olduğum için ekstra bir güven var. Bir kadının araçlarını yıkıyor olması çok hoşlarına gidiyor. Benim elimin değmediği arabaları bile müşteriye teslim edilmeden önce son kontrolünü yapıyorum” ifadelerine yer verdi.
Başol, vale sistemiyle iş yerlerinden kişinin aracını aldığı geriye ücretsiz şekilde bıraktıklarını sözlerine ekledi.

