SON DAKİKA

logo

Atatürk İlkokulu, geçmişi GELECEĞE TAŞIYOR

Atatürk İlkokulu öğretmenlerinden Emel Demirel tarafından 2-C sınıfı ile birlikte organize edilen Geçmişim Geleceğimdir projesi; başta projeler geliştirmek olmak üzere Avrupa’nın dört bir yanından öğrencilerin birbirleri ile karşılıklı etkileşim içerisinde olabilmesine imkan tanıyan e-Twinning platformu üzerinden gerçekleştiriliyor

Bu proje ile Türk tarihinde yer edinmiş önemli şahsiyetleri tanıtarak öğrencilerin geçmişleri ile bağını sağlamak ve bu bağdan hareket ederek öğrencilerin geleceğe daha sağlam adımlarla ilerlemeleri amaçlanıyor. 
Geçmişim Geleceğim projesinin e-dergi olarak interaktif bir şekilde yürütüleceğini kaydeden Atatürk İlkokulu öğretmenlerinden Emel Demirel, salgın döneminde okuldan uzak kaldıklarını ancak bununla birlikte teknolojide de büyük bir ivme kazandıklarını kaydederken, hedeflerinin öğrencilerin geçmişi iyi bilmelerini sağlamak olduğunu belirtti. 2 C sınıfı öğretmeni Emel Demirel, bu sayede öğrencilerin geleceklerini sağlam temeller üzerine kurmalarını planladıklarını belirtirken,  tarihe damga vuran şahsiyetlerimizin öğrenciler tarafından rol-model alınıp gelişimlerine katkıda bulunmalarını beklediklerini söyledi.
Her ay yayınlanması planlanan Geçmişim Geleceğimdir Dergisi’nin ilk sayısında başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Fatih Sultan Mehmet ve Mimar Sinan’ın hayat hikayeleri ve videoları yer alıyor.   


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.04.04 17:14:14
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Prof. Dr. Çeliktaş: "Skolyoz riskine karşı düzenli kontrol şart"

Aynaya bakıldığında omuz seviyeleri arasında eşitsizlik ve bel çukurlarındaki asimetrinin skolyoz hastalığıyla ilgili önemli ipuçları verdiğini kaydeden Medline Adana Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çeliktaş, Türkiye’de yaklaşık 2,5 milyon skolyoz hastası olduğunu ve sorunun ilerlemeden tespit edilmesi durumunda cerrahi girişim yapılmadan da tedavi edilebildiğini söyledi.
Skolyoz, doğuştan omurga gelişim kusurları nedeniyle oluşabildiği gibi hızlı büyüme, genetik faktörler veya sinir ve kas sisteminde gelişen hastalıklara bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor. Ancak günümüzde skolyozun tipine göre, farklı zamanlarda, farklı yöntemlerle tedavisi gerçekleştirilerek yüz güldürücü sonuçlar alınabiliyor.

İleri deformitelerde sorun büyüyor
Skolyozun arkadan bakıldığında normalde düz bir hatta yerleşmesi gereken omurganın sağa veya sola doğru 10 derece üzerindeki eğriliği olarak tanımlandığını anlatan Prof. Dr. Çeliktaş, "Ancak bu hastalıkta omurlar sadece yana doğru yer değiştirmekle kalmıyor aynı zamanda kendi eksenleri etrafında da dönerek deformiteyi arttırıyor" diyerek, ileri deformitelerde iç organların yerleşiminin de problemli hale geldiğini vurguladı.

Kritik eşik "10 derece"
Kız çocuklarında daha fazla rastlanan skolyozun toplumda görülme sıklığının yüzde 1-6 seviyelerinde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çeliktaş, "Normalde, her 10 kişiden birinde 10 derecenin altında işlev veya sağlık problemi oluşturmayan küçük eğrilikler bulunur. Bunlar tıbben normal olarak kabul edilir. Ancak bu eğrilik eğer 10 derecenin üzerine çıkarsa artık skolyoz varlığından bahsedilmelidir" dedi.

Tedavi seçenekleri değişiyor
Skolyozun sebep olduğu eğriliğin, bazen omurgaya arkadan bakıldığında ve düz durulduğunda bile fark edilebildiği gibi bazen de bu şekilde net olmadığı için ancak öne doğru eğilme, kontroller ve röntgen filmleri yardımıyla anlaşılabildiğini kaydeden Prof. Dr. Çeliktaş, hastalığın, oluşturduğu eğriliğin büyüklüğüne ve erken teşhis edilebilmesine bağlı olarak; gözlem, korse, egzersiz veya cerrahi yöntemler kullanılarak tedavi edilebildiğini söyledi.

Ayna karşısında fark edilebilir
Hastanın aynaya baktığında omuzlar ve bel oyuklarında farklılıkları görebileceğini belirten Prof. Dr. Çeliktaş, "Birey, ayna karşısında omuz seviyeleri arasında eşitsizlik, bel çukurlarında asimetri, bel kemiğinde bir tarafın öne çıkıntı yapması ve sırtta bir tarafta kemik kabarıklığı görülüyorsa bunlar skolyozu akla getiren önemli işaretlerdir. Skolyoz, doğumsal kemik anomalilerine ve kas hastalıklarına bağlı olabileceği gibi en çok da büyüyen çocukta nedeni bilinmeyen şeklide ortaya çıkar. Yaşlılık döneminde ise bireylerde tüm eklemlerde oluşan kireçlenmeye benzer şekilde omurgada meydana gelen dejenerasyonlar sonucu skolyoz gelişebilir" ifadelerini kullandı.

Ameliyatsız tedavi mümkün
Prof. Dr. Çeliktaş, skolyozun tespit edilmesi durumunda zaman kaybetmeden hastalığın takibini yapacak, konusunda uzman bir doktora başvurulması gerektiğini söyleyerek, "Birçok skolyoz vakasında hastalık ilerlemeden tespit edildiğinde cerrahi girişim yapılmadan tedavi etmek mümkün olabiliyor. Burada hastanın yaşı, skolyozun nedeni ve eşlik eden hastalıkların varlığı gibi etkenler de öne çıkıyor. Örneğin, kemik anomalisine bağlı bir skolyoz hastasının 2 yaşındayken ameliyat olması gerekirken, 11-12 yaşındaki bir çocuğun 25 derece olan skolyozu korse ile tedavi edilebiliyor. Onun için özellikle ebeveynlerin konu hakkında bilinçli olarak çocuklarını takip etmeleri ve okullardaki taramalar önem kazanıyor" dedi ve erken tanının önemini vurguladı.

Ameliyatlarda ileri teknolojiler kullanılıyor
Geçmiş dönemlerde skolyoz vakaları cerrahlar tarafından yüksek riskli olarak değerlendiriliyor ve bu hastaların ameliyat edilmesinden kaçınılıyordu. Ancak günümüzde skolyoz cerrahisinde büyük ilerlemeler olduğunu aktaran Prof. Dr. Çeliktaş, kullanılan implant çeşitleri, nöromonitörizasyon sistemleri, cerrahi navigasyon gibi ileri teknolojilerin de yardımıyla bu ameliyatların artık rahatlıkla yapılabildiğini, daha güvenli ve daha çok düzeltme elde edilerek başarılı sonuçlar almanın artık eskiye göre daha kolay olduğunu anlattı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.31 18:48:49
Son Düzenlenme Tarihi :





Çadırda dikiş atölyeleri depremzedelere yeni gelir kapısı oldu

Kahramanmaraş’ta ev hanımları, oluşturulan çadır dikiş atölyelerine gelerek hem deprem psikolojisinden kurtuluyor hem de meslek öğrenerek ev ekonomilerine katkı sağlıyor.
Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesindeki oluşturulan iki çadırdaki dikiş atölyesi, depremden etkilenen ev hanımlarının yeni iş yeri oldu. Girişimci bir iş adamı tarafından oluşturulan ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin de katkı sunduğu çadır atölyelerde kadınlar ilk etapta tişört hazırlıyor. Deprem psikolojisini atmak için çadır atölyeye geldiğini ifade eden 2 çocuk annesi Ayşe Nacar, “Biz psikolojik olarak çok zor zamanlardan geçtik, hem maddi hem de manevi olarak. Daha önce Halk Eğitim kursunda olduğumuz için hocamız bizi davet etti ve bizler de öncelikle psikolojimin düzelmesi ve hayata yeniden başlayabilmek için geldim. İki çocuğum ile beraber çok iyi geliyor, meslek öğreniyorum” dedi.
Makbule Türkyılmaz ise, “Artçılar oluyor ama biz burada daha rahat çalışıyoruz. Tişört yapıyoruz, depremzedelere vereceğiz” diye konuştu.
Depremzede kadınlara iş imkanı sağlayan Ferhan Geylan, “Buraya gelme amacımız en büyük sorunun istihdam olarak çalışma başlatmak istedik. Aynı zamanda Büyükşehir Belediyesi de destek oldu. Buradaki projeyle bir dikiş atölyesi kurduk. Bu atölyemizde şimdilik tişörtler yapılıyor ve pazarlanacak. Bunun yanı sıra başka teklifler de geliyor ve daha sonra pazarlanması ile çalışan, emek veren kadınlarımızın gelirlerini artırmak istedik. Minik bir proje ile başladık ana amacımız bu projenin yaygınlaşması için tüm firmaların bu tip çalışmaları destekleyerek ve katılarak acil işe ihtiyacı olan insanların istihdamlarını sağlamak. Ufakta olsa bir kıvılcım başlatmak ve devam ettirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.15 12:08:31
Son Düzenlenme Tarihi :