Antalya aşılamada beşinci sıradaki yerini uzun süredir koruyor. Antalya’da 12.00 - 13.00 saatleri arasında bir saatlik süreçte 557 kişi aşılandı. 557 kişinin 174'ü ilk doz, 151'i ikinci doz aşısını olurken, 142 kişi de 3. doz aşısını oldu.
Bugün saat 13.00 itibariyle Antalya’da 1 milyon 927 bin 173 kişiye covit 19 aşısı yapılmış oldu. 1 milyon 248 bin 209 kişiye ilk doz, 587 bin 930 kişiye ise ikinci doz aşı yapıldı.
Aşılamanın 6-8 haftadan tekrar 4 haftaya düşürülmesinin ardından binlerce kişinin ikinci doz aşı vakti gelirken, kısa süre sonra Antalya’da ikinci doz aşı olanların sayısı bugünkü ilk doz aşı sayısını geçmiş olacak.
Saat 13. 00 itibariyle yapılan toplam aşı sayısı 55 milyon 656 bin 992 olurken, 37 milyon 323 bin 548 ilk doz, 16 milyon 644 bin 194 kişi de ikinci doz aşısını oldu.
Ülkemizde nüfus yoğunluğu ve sağlık kurumlarının fazlalığı nedeniyle en fazla İstanbul’da yapıldı. İstanbul’da yapılan toplam aşı sayısı 10 milyon 273 bin 163 olurken, Ankara’da 4 milyon 663 bin 411, İzmir’de 3 milyon 797 bin 274, Bursa’da ise 2 milyon 174 bin 463 oldu.
Sudenas Çakmak, yüzmede Türkiye Şampiyonu oldu
(İHA) - Antalya’nın Alanya ilçesinde düzenlenen Açık Su Yüzme Yaz Şampiyonası ve Milli Takım Belirleme Yarışları sona erdi. Kayseri Erça Spor Kulübü adına yarışan Sudenas Çakmak, 19 yaş kategorisinde Türkiye Birincisi oldu.
Açık Su Yüzme Yaz Şampiyonası ve Milli Takım Belirleme Yarışları, 14-16 Temmuz’da Alanya’da gerçekleştirildi. Kayseri’yi şampiyonada Erça Kulübü’nde Sudenas Çakmak temsil etti. 19 yaş kategorisinde mücadele eden Sudenas Çakmak, 10 bin metre serbest kategorisinde 2,24,18’lik deresi ile Türkiye Birincisi oldu. Müsabakaların ardından Sudenas Çakmak, yeni Türkiye derecesi nedeniyle büyük sevinç yaşadı.
Dereceye giren sporculara madalyalarını Alanya Gençlik Spor Müdürü Emre Kıldırgıcı ve Türkiye Yüzme Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeleri verdi.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.18 18:03:42
Son Düzenlenme Tarihi :
Prof. Dr. Selahattin Kumru: “Çiğ et tüketimi ve çiğ et ile temas etmek tehlikeli olabilir”
Kurban Bayramı dolayısıyla et tüketiminin artacağını belirten uzmanlar, gebeleri et tüketimi ve riskleri konusunda uyardı. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Perinatolog Prof. Dr. Selahattin Kumru, “Çiğ etten mümkün olduğunca uzak durun, porsiyonlara dikkat edin” dedi.
Özellikle hamile kadınl..
Kurban Bayramı dolayısıyla et tüketiminin artacağını belirten uzmanlar, gebeleri et tüketimi ve riskleri konusunda uyardı. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Perinatolog Prof. Dr. Selahattin Kumru, “Çiğ etten mümkün olduğunca uzak durun, porsiyonlara dikkat edin” dedi.
Özellikle hamile kadınlar için önemli bir protein kaynağı olan kırmızı et aynı zamanda yanlış pişirildiğinde ve tüketildiğinde, hem anne hem de bebek için tehlikeli olabiliyor. Çiğ veya iyi pişirilmemiş kırmızı etin Toksoplazma, Salmonella, Brusella ve tenya gibi hastalıklara neden olabileceğini belirten uzmanlar, çiğ etin temas ettiği mutfak aletlerinin de iyice temizlenmesi gerektiğini ve diğer gıdalarla temas etmesinden kaçınmak gerektiğini vurguluyor.
“Çiğ et tüketimi ve çiğ et ile temas etmek tehlikeli olabilir”
Prof. Dr. Selahattin Kumru, anne adaylarının Toksoplazma enfeksiyonlarına yakalanması durumunda hem anneye hem bebeğe ciddi riskleri olabileceğini belirtti. Kumru, “Anne adayı çiğ etten enfeksiyon kapabilir. Bu durumda düşük, erken doğum veya kalıcı ömürler ile doğum sonrası bebeği kaybetme ya da sakatlıklar gibi ciddi sorunlar yaşayabilir. Anne karnındaki bebeğin kalıcı bazı rahatsızlıkları da yaşayabileceğinin altını çizen Perinatolog Selahattin Kumru, “Anne adayının enfeksiyonu kapması durumunda bebekte göz enfeksiyonu, görme kaybı, sarılık, dalak ve karaciğer büyümesi gibi olumsuz durumların yanında zihinsel engel ve işitme kaybı da görülebilmektedir” şeklinde ifade etti.
Çiğ ve az pişmiş et yemek kadar çiğ etin temas ettiği ürünlere de dikkat etmek gerektiğini vurgulayan Kumru, “Ete dokunmak gebeler için tehlikeli değildir ancak anne adayı elini parazitlerden yeterince temizleyememiş olabilir. Bu durumda farkında olmadan elini ağzına götürebilir. Aynı zamanda etin kesildiği bıçak, üzerinde doğrandığı kesme tahtası gibi çiğ etin değdiği tüm mutfak araçları da risk barındırmaktadır ve çiğ ette bulunan parazitlerden arındırılmalıdır” dedi.
“Kırmızı eti dinlendirdikten sonra tüketmek önemli”
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Perinatolog Prof. Dr. Selahattin Kumru, kırmızı etin önemli bir protein kaynağı olduğunu ancak Kurban Bayramı’nda aşırı tüketiminden kaçınmak gerektiğini, kızartılmış et yerine haşlanmış, buğulanmış veya ızgara olarak tüketilmesini önerdiğini söyledi. Kumru şöyle devam etti:
“Etin en az 24 saat serin bir yerde dinlenmesi önemlidir. Çünkü iyi dinlendirilmemiş et hazım ve mide sorunu oluşturabilir. Bununla birlikte çiğ köfte, kurban etinden yapılan salam ve sosis gibi çiğ tüketilen ürünlerden de gebelik süresince uzak durmak gerekir. Bunun yanı sıra kırmızı et tüketirken demir emiliminden yeterince faydalanabilmek için etin mutlaka bol yeşil salata veya sebze ile birlikte tüketilmesini ve haftada 4’ü geçmeyecek şekilde günde 150-200 gramlık porsiyonlar olarak tüketilmesini öneriyorum. Çiğ etten uzak durmalıyız ancak aşırı pişmiş eti de önermiyorum. Çünkü bu durumda da içerisindeki faydalı besinleri kaybedebilir. Buradaki denge önemsenmelidir.”
Kumru, gebelerin tüm besinlerde aşırıya kaçmasının zararlı olabileceği gibi et tüketiminde de aşırıya kaçmamak gerektiğini hatırlattı.
Özellikle hamile kadınlar için önemli bir protein kaynağı olan kırmızı et aynı zamanda yanlış pişirildiğinde ve tüketildiğinde, hem anne hem de bebek için tehlikeli olabiliyor. Çiğ veya iyi pişirilmemiş kırmızı etin Toksoplazma, Salmonella, Brusella ve tenya gibi hastalıklara neden olabileceğini belirten uzmanlar, çiğ etin temas ettiği mutfak aletlerinin de iyice temizlenmesi gerektiğini ve diğer gıdalarla temas etmesinden kaçınmak gerektiğini vurguluyor.
“Çiğ et tüketimi ve çiğ et ile temas etmek tehlikeli olabilir”
Prof. Dr. Selahattin Kumru, anne adaylarının Toksoplazma enfeksiyonlarına yakalanması durumunda hem anneye hem bebeğe ciddi riskleri olabileceğini belirtti. Kumru, “Anne adayı çiğ etten enfeksiyon kapabilir. Bu durumda düşük, erken doğum veya kalıcı ömürler ile doğum sonrası bebeği kaybetme ya da sakatlıklar gibi ciddi sorunlar yaşayabilir. Anne karnındaki bebeğin kalıcı bazı rahatsızlıkları da yaşayabileceğinin altını çizen Perinatolog Selahattin Kumru, “Anne adayının enfeksiyonu kapması durumunda bebekte göz enfeksiyonu, görme kaybı, sarılık, dalak ve karaciğer büyümesi gibi olumsuz durumların yanında zihinsel engel ve işitme kaybı da görülebilmektedir” şeklinde ifade etti.
Çiğ ve az pişmiş et yemek kadar çiğ etin temas ettiği ürünlere de dikkat etmek gerektiğini vurgulayan Kumru, “Ete dokunmak gebeler için tehlikeli değildir ancak anne adayı elini parazitlerden yeterince temizleyememiş olabilir. Bu durumda farkında olmadan elini ağzına götürebilir. Aynı zamanda etin kesildiği bıçak, üzerinde doğrandığı kesme tahtası gibi çiğ etin değdiği tüm mutfak araçları da risk barındırmaktadır ve çiğ ette bulunan parazitlerden arındırılmalıdır” dedi.
“Kırmızı eti dinlendirdikten sonra tüketmek önemli”
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Perinatolog Prof. Dr. Selahattin Kumru, kırmızı etin önemli bir protein kaynağı olduğunu ancak Kurban Bayramı’nda aşırı tüketiminden kaçınmak gerektiğini, kızartılmış et yerine haşlanmış, buğulanmış veya ızgara olarak tüketilmesini önerdiğini söyledi. Kumru şöyle devam etti:
“Etin en az 24 saat serin bir yerde dinlenmesi önemlidir. Çünkü iyi dinlendirilmemiş et hazım ve mide sorunu oluşturabilir. Bununla birlikte çiğ köfte, kurban etinden yapılan salam ve sosis gibi çiğ tüketilen ürünlerden de gebelik süresince uzak durmak gerekir. Bunun yanı sıra kırmızı et tüketirken demir emiliminden yeterince faydalanabilmek için etin mutlaka bol yeşil salata veya sebze ile birlikte tüketilmesini ve haftada 4’ü geçmeyecek şekilde günde 150-200 gramlık porsiyonlar olarak tüketilmesini öneriyorum. Çiğ etten uzak durmalıyız ancak aşırı pişmiş eti de önermiyorum. Çünkü bu durumda da içerisindeki faydalı besinleri kaybedebilir. Buradaki denge önemsenmelidir.”
Kumru, gebelerin tüm besinlerde aşırıya kaçmasının zararlı olabileceği gibi et tüketiminde de aşırıya kaçmamak gerektiğini hatırlattı.

