SON DAKİKA

logo

Başkan Öztürk ile Güreşlerin Ağası Ak’ın arası açık mı ?

İlk kez 663ncü Tarihi Elmalı Yeşilyayla Yağlı Pehlivan Güreşleri’nde ”ağalık” ihalesini kazanan ve bir süre ara verdikten sonra 667, 668 ve bu yıl düzenlenen 669 ncu tarihi güreşlerde üç yıl “güreş ağalığını” kimseye kaptırmayan, aynı zamanda Ak Parti Antalya İl Başkan Yardımcısı Muammer Ak’ın, Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk’le arası açık mı ?

Muammer Ak’ın, Halil Öztürk’le arasının açık olduğunu, her ne kadar köşesine çekilse de bir zamanlar Elmalı siyasetinde aktif rol üstlenen Ramazan Karakülah’ın,  başkanın sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşıma yazdığı yorumdan anlıyoruz.
Karakülah'ın;  Öztürk ve Ak’a, “değerli kardeşlerim” diye başladığı işte o yorum:
“Bizler sizleri her zaman birarada görmek istiyoruz, inanın sizi sevenlerde bunu istiyor.Şunu bilinki sizler dostsunuz,yeni türemiş dost gibi gözüken çakallara fırsat vermeyin.Çünki yarın başınıza olumsuz bir iş gelse o çakalların hiç birini yanınızda bulamazsınız. O firıldakların eleştirilerine inanmayın. Sizler kardeşsiniz. Sizden ricam birbirinizi kırmayın ALLAH Yolunuzu açık etsin.” * Erkin ÖZGÜNSÜR


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.09.03 05:45:06
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Hasarlı binaların onarılmaya başlandığı enkaz kentte, günlüğü bin 500 TL’ye usta bulunamıyor

Hasarlı binaların tadilatının başladığı enkaz kent Hatay’da günlüğü bin 500 TL’ye inşaat ustası bulunamıyor.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde en büyük hasarı alan Hatay’da eğitim öğretim döneminin başlamasına sayılı günler kala Hatay’dan ayrılan depremzedeler geri dönmeye başladı. Vatandaşların dönmeye başlamasıyla asrın felaketinde hasar alan evlerde onarılmaya başlandı. Deprem sonrası iş göçünün olduğu Antakya’da inşaat ustası yevmiyeleri günlük bin 500 TL’yi buldu. Diyarbakır, Bingöl, Adana, Gaziantep başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından ustanın geldiği kentte hala usta bulmakta sıkıntı yaşanıyor.
“Deprem bölgesinde hayli bir iş yoğunluğu var ama usta bulamıyoruz”
İnşaat ustası Hikmet Karaköse, deprem bölgesindeki iş yoğunluğuna dikkat çekerek, “Bingöl’den deprem bölgesi olan Hatay’a çalışmaya geldik. Burada büyük sıkıntılar var; işçi bulamıyoruz, usta bulamıyoruz. Deprem bölgesinde hayli bir iş yoğunluğu var ama usta bulamıyoruz. Şuanda bin 500 TL usta yevmiyesi, bin- bin 200 TL arası işçi yevmiyesidir” dedi.
“İnsanlar, az hasarlı evlerini tadilat yapıp tekrar oturmaya çalışıyor”
Müteahhit Mehmet Erdoğan, deprem sonrası yaşanan iş göçüyle birlikte usta bulmakta güçlük çekildiğini ifade ederek, “Şuan orta ve az hasarlı binalarda tadilat başladı. İnsanlar, az hasarlı evlerini tadilat yapıp tekrar oturmaya çalışıyor. Şuan Hatay’da aşırı bir iş yoğunluğu var. Hatay’daki iş gücünün dışarıya gitmesi de Antakya’da usta ve yardımcı eleman ihtiyacını ortaya çıkardı. O yüzden aşırı bir yoğunluk var, yeteri kadar ekip yok. Şuan Antakya’da 1 bin 500 TL ve üstü. Bu paraya yeteri kadar eleman bulamıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.26 17:29:55
Son Düzenlenme Tarihi :





Akdeniz’de mikroplastik alarmı: "Her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edildi"

Son yıllarda tüm dünyayı tehdit eden, artık insan vücudunda bile ortaya çıkan mikroplastikler, giderek Mersin ve Akdeniz için de büyük bir sorun haline geldi. Son dönemde kıyı şeridinde bile gözle görülür şekilde plastik atıkları görülürken, yapılan çalışmada Mersin Körfezi’nde her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edildi.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Mersin Şubesi Başkanı Sinan Can, denizlerin gün geçtikçe kirlendiğini belirterek, "Bütün ülkelerin topyekun olarak bu kirlilik kaynaklarını görmesi ve denizel ortamların korunması için çalışmaların yapılması gerekmektedir. Eğer denizler temiz tutulmazsa insanlar denizleri kullanamayacak ve turizmin gelişimi ya da ilerlemesinde de set vurabileceğini söyleyebiliriz" dedi.
Son dönemde Mersin sahillerindeki kirlilik gözle görülür şekilde artarken, özellikle plastik ve mikroplastikler büyük bir tehdit oluşturuyor. Yıllardır küresel bir sorun haline gelen mikroplastikler artık Mersin ve tüm Akdeniz için de büyük bir tehdit olmaya başladı. Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin Mersin Körfezi’nde yaptığı bir çalışmada, her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edildi.

"Deniz kirliliği son yıllarda gözle görülür bir şekilde artmış bulunmaktadır"
Oluşan kirlilikle ilgili konuşan ÇMO Mersin Şube Başkanı Sinan Can, Mersin’in 321 kilometre kıyı şeridine sahip bir il olduğunu söyledi. Bunun 108 kilometresinin doğal kumsallardan oluştuğunu kaydeden Can, "Mersin yapısına baktığımız zaman batısında turizm ve tarım faaliyetlerinin yoğun olarak gerçekleştiği bir kent. Doğusunda ise sanayinin ve liman faaliyetlerinin gerçekleştiği bir kent. Böyle bir kentin deniz üzerinde ya da sucul ortamlar üzerindeki baskının çok fazla olması zaten beklenen bir durumdur. Deniz kirliliği ise son yıllarda özellikle gözle görülür bir şekilde artmış bulunmaktadır. Keza bu hem deniz çöpü hem de mikroplastikler noktasında önem arz etmektedir. İnsanlar denizleri kullandığı zaman, denizlere girdiği zaman denizlerde gördükleri atıkları ya da çöplerden doğrudan etkilenmektir. Bu açıdan deniz kirliliği son yıllarda artan bir kirlilik olarak karşımıza çıkmaktadır" diye konuştu.

"Her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik var"
Kirliliğin farklı nedenleri olduğunu vurgulayan Can, "Bunlar karasal ve deniz faaliyetlerinden kaynaklı nedenler. Bir de tabii gelişen sektörlerin de deniz kirliliğine olan etkileri var. Fakat gerçekleştirilen tahminlere göre deniz kirliliğinin sebeplerinden yüzde 80’i karasal kaynaklı olduğu belirtiliyor. ODTÜ Deniz Bilimleri’nin yapmış olduğu kirlilik ölçümleri projesinde Mersin Sahili’nde 9 pilot bölge seçildi. Kirliliklere bakıldığı zaman yüzde 78,8 ile yüzde 98 arasında plastik kaynaklı olduğu görülüyor. Zaten deniz kirliliğinin en önemli noktalarından birisi de plastik kaynaklı. Bu plastik kaynakların da karasal noktadan geldiği belirtilmektedir. Diğer yandan Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin Mersin Körfezi’nde yapmış olduğu bir çalışmaya göre ise her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edilmiş. Bu da çok can alıcı bir veri" şeklinde konuştu.

"Deniz kirliliği giderek artıyor"
Gerçekleştirilen araştırmada Akdeniz Körfezi’nde deniz kirliliğinin giderek arttığının gözlendiğinin altını çizen Can, "Bu artışa nazaran tabii bunun önlenmesi, sağlıklı denizlere girilmesi açısından ciddi çalışmaların yapılması gerekir. En önemlilerinden birisi de farkındalık çalışmaları ve eğitim çalışmaları. Mersin’de bu çalışmaların giderek artırılması gerekmektedir. Diğer yandan, bizim denizlerimize ulaşan su kaynaklarımız derelerimiz, ırmaklarımız var. Buralarda ciddi anlamda kirlilik kaynağı olarak görülmektedir. Buralardan gelen kaynakların da önlenmesi son derece önemli. Nehirlerimiz ve derelerimize yapacağımız kirlilik baskıları doğrudan denizel ortamda biz onun karşılığını görebilmekteyiz. Sadece Mersin özelinde değil, bölgesel hatta ulusal olarak değerlendirmemiz gereken bir konu. Çünkü eğer bunu bölgesel olarak değerlendirirsek yalnızca Mersin’i düşünmüş oluruz. Fakat bu kirlilik kaynakları birçok noktada var" ifadelerini kullandı.

"Temiz tutulmazsa insanlar denizleri kullanamayacak"
Türkiye’de yasa ile denizlerin kirlenmesinin önüne geçildiğini dile getiren Can, "Hatta uluslararası sözleşmelere de taraf bir ülkeyiz. Yani denizlerimizin kirlenmesini doğrudan önleyebilecek olan uluslararası sözleşmelere de tabiyiz. Bütün ülkelerin topyekun olarak bu kirlilik kaynaklarını görmesi ve denizel ortamların korunması için çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bu da son derece önemli. Giderek dikkati de o yöne çeken bir alan olarak görüyoruz. Mikroplastikler yapılan çalışmalarda görüyoruz ki denize girdiğimiz esnada yutulan sulardan ya da farklı noktalardan canlı bünyesine doğrudan girebilen maddeler olarak görüyoruz. Çünkü çok küçük boyutta kirlilik kaynakları bunlar. Diğer yandan da deniz canlıların gözle görülemeyecek boyutta olan bu kirlilikleri besin kaynağı olarak görüp yutarak, besin zincirine dahil edilmesi gibi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Diğer yandan deniz canlıların nesillerinin tükenmesine ya da azalmasına da sebep olur. Yani çok boyutlu bir nokta. Kirlilik kaynakları arttıkça, kirlilik gözle görülür bir şekilde arttıkça insanlar denizi kullanamaz hale gelecekler. Bu nedenle denizlerin temiz tutulması özellikle turizm faaliyetleri çerçevesinde oldukça önemli. Eğer denizler temiz tutulmazsa insanlar denizleri kullanamayacak ve turizmin gelişimi ya da ilerlemesinde de set vurabileceğini söyleyebiliriz" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.03 11:13:56
Son Düzenlenme Tarihi :