SON DAKİKA

logo

header-ad

Piyanonun sihirli elleri Muratpaşa’da

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say tarafından keşfedilen piyanist Iraz Yıldız’ı makamında kabul etti. Başkan Uysal, piyanist Yıldız’ın Antalya’nın yetiştirdiği önemli bir sanatçı olduğunu belirterek, farklı projelerde bir araya gelebileceklerini söyledi.

Çukurova Devlet Konservatuarı’ndan başlayan Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuarı'nda devam eden ve dünyaca ünlü piyanist ve 2009’da Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nde Fazıl Say’ın keşfiyle hayatı değişen 24 yaşındaki piyanistIraz Yıldız, Başkan Uysal’ı makamında ziyaret etti.

Brüksel Kraliyet Konservatuarı, Paris Ecole Normale Superieureve Rotterdam Codarts gibi dünyanın önemli müzik okullarında eğitimlerini tamamlayarak Türkiye’ye dönen başarılı piyanist Yıldız, yeni projelerini, hedeflerini Başkan Uysal’la paylaştı. Yıldız, Türkiye’de sanatla ilgilenen ve piyano konusunda dinleyici olarakdahi kendi geliştirmek isteyen önemli bir kitle bulunduğunu aktardı. Başkan Uysal, kedisinin Antalya’nın yetiştirdiği önemli sanatçılardan biri olduğunu belirterek farklı birçok projeyi gerçekleştirebileceklerini söyledi.

IRAZ YILDIZ KİMDİR?

24 yaşındaki sanatçı Iraz Yıldız, piyano çalışmalarına 6 yaşında Çağla Çoker’le başladı. 2006-2009 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuarı'nda Rauf Ulusoy ve YuriySayutkin'in öğrencisi oldu. 2007’de Rusya’da, 3. Gavrilin Genç Yetenekler, 2009’da Sofya’da Genç Virtüözlerve aynı yıl Mersin'de düzenlenen 1. Kamuran Gündemir Ulusal Piyano yarışmalarında mansiyon ödülü kazandı. Iraz Yıldız’ın müzik hayatında Uluslararası Antalya Piyano Festivali dönüm noktası oldu. 2009’da düzenlenen 10’uncu festivalin genç yetenekler bölümüne seçilen Yıldız, festival basın toplantısında Fazlı Say’la tanıştı. Say’ın yönlendirmesiyle Bilkent Üniversitesi’ne geçen Yıldız, 2010 yılında “Fazıl Say ve Arkadaşları” projesi kapsamında birçok konser verdi.Cihat Aşkın, Prof. Dr. Muhiddin Dürrüoğlu, Borusan Quartet gibi isimler ve orkestralarla birlikte çalışan Yıldız, Gülnara Aziz, Argun Defne ve Prof. Dr. Ersin Onay sınıflarında eğitimine devam etti. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.09.09 10:00:58
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Dr. Uçar: “Her 17 çocuktan birinde besin alerjisi var”

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gamze Uçar, tüm dünyada da alerjik hastalıkların salgın gibi yaşandığını, Türkiye’de de her 17 çocuktan birinin besin alerjisi yaşadığını belirterek, “5 yaşından sonra yapılacak test ile çocukların neye alerjisi olduğu kolaylıkla bulunabiliyor” dedi.
Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gamze Uçar, modern yaşamın getirdiği çevre kirliliği, daha fazla kimyasal maddeye maruz kalma, aşırı hijyenik ortamlarda yaşama gibi etkenlerin alerjik hastalıkların görülme sıklığını hiç olmadığı kadar artırdığına dikkat çekerek, “Ülkemizde besin alerjisinin görülme sıklığı yüzde 6. Yani her 17 çocuktan biri besin alerjisi yaşıyor. Ayrıca çocukluk çağı astımına yakalanma oranı da yüzde 6-15 arasında. Tüm dünyada da alerjik hastalıkların salgın gibi yaşandığını söylemek mümkün” dedi.
Alerjiyi, vücudun savunma sisteminin, sağlıklı bireylerin reaksiyon vermediği maddelere karşı aşırı reaksiyon vermesi olarak tanımlayan Dr. Uçar, alerjilerin genellikle besin alerjisi, alerjik nezle, ilaç alerjisi başlıklarında toplandığını ifade etti. Kişinin savunma sisteminin, bir alerjenle karşılaştığında ona karşı IgE antikoru üreterek onu hafızasına aldığını belirten Dr. Uçar, “Böylece alerjenle tekrar karşılaştığında onu tanıyor ve hızla reaksiyon veriyor. Bu reaksiyonlar genellikle deride kızarma, kaşıntı, cilt döküntüsü, aksırma, tıksırma, kusma gibi şikayetler olurken bazı alerjiler, ölümcül sonuca yol açabilen anaflaktik şoklara da neden olabiliyor” diye konuştu.

“Saman nezlesi 3-4 ay kadar sürüyor”
Alerjik nezlenin genellikle ağaç, çimen, çalı polenlerine, küf mantarlarına, çeşitli hayvanlara ve ev tozu akarlarına karşı geliştiğinin altını çizen Dr. Uçar, polen nedeniyle oluşan saman nezlesinin 3-4 ay kadar sürdüğünü de söyledi.
Alerjinin nedenleri arasında genetik yatkınlığın yanı sıra her geçen gün artan çevre sorunlarını, hava kirliliğini, iklim değişikliğini, ekolojik ortamın ve hava kalitesinin bozulmasını sayan Dr. Uçar tüm bu etmenlerin alerjen yoğunluğunu artırdığını dile getirdi. Kum fırtınası ve kasırga gibi hava faaliyetleri ile polenlerin uzun mesafelere taşınabildiğini belirtirken astım ve alerjinin, modernleşme ile ilgili olduğu gerçeğini de anımsattı.

“Egzamadan alerjik astıma pek çok türü var”
Alerjinin genetik olarak kendinden sonraki kuşağa aktarılan bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Dr. Uçar, alerjinin yaşamın ilk yıllarında daha çok gıda ve cilt ile ilgili ortaya çıktığını, egzama ya da diğer ismiyle atopik dermatitin ise bebeklikten itibaren büyük sorun oluşturduğunu dile getirdi. Gıda ve beslenmenin, alerjik bebeklerde önemli bir sorun olduğunun altını çizen Dr. Uçar, “Ancak zamanla ve yaşla gıda alerjisinde azalma görülebiliyor. İlkokula doğru solunum yolu alerjileri yani alerjik nezle (rinit), sinüzit ve astım/bronşit ön plana geçiyor. Egzamalıların yaklaşık yüzde 70’i alerjik rinit ve astıma eğilimli oluyor. Tabii bunun tersi de doğru” dedi.

“Kesin tanı alerji testi ile konuluyor”
Çocukların alerjik olup olmadıklarını öğrenmenin eskisine göre daha kolay olduğuna değinen Dr. Uçar, kanda alerji düzeylerinin yüksek olması ve deri testinin, alerji konusunda kesin sonuç verdiğini söyledi. Alerjiden şüphe edilen çocuklarda hangi testlerin uygulanacağına karar verilmesi gerektiğini belirten Dr. Uçar, “Şunu özellikle belirtmek gerekiyor ki her alerjik hastalıkta istenecek testler farklı. Sonucun etkinliği için test yapılan çocuğun 5 yaşından büyük olması da önem taşıyor. Yeni tedavi yöntemleri sayesinde alerjik çocukların ömür boyu ilaç kullanmasına gerek kalmayabiliyor” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.20 21:38:37
Son Düzenlenme Tarihi :





Büyükşehirden arıcılığa yeni başlayanlara kovan desteği

Büyükşehir, kırsal bölgelerde yaşayan üretici, yetiştiricilere her konuda destek olmaya devam ediyor. Son olarak

Kırsal kesimlerde yerel çeşitliliği artırmak ve vatandaşları alternatif ürün üretimine teşvik etmek için çalışmalarını sürdüren Antalya Büyükşehir Belediyesi arıcılık faaliyetlerini desteklemeye devam ediyor. Bu kapsamda Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından arı üreticilerine 750 adet kovan dağıtımı gerçekleştirildi.

EĞİTİMİNDEN UYGULAMALI ARICILIĞA

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin arı kovanı desteğinden yararlanan Volkan Okur, Başkan Muhittin Böcek’e teşekkür etti. Üretici Volkan Okur, “Arıcılık faaliyetlerine hobi olarak başladım. Daha önce Büyükşehir Belediyesi’nin vermiş olduğu arıcılık eğitimlerine katıldım. Bu eğitimlerde arıcılıkla ilgili pek çok yeni şey öğrendim. Öğrendiğim bu bilgilerle arıcılık yapmaya karar verdim. Bugün de Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği kovanları teslim aldım. Belediyemizin kovan desteği sayesinde bende bir arıcı oldum” dedi.

KIRSAL KESİM İÇİN ÖNEMLİ DESTEK

Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli Ziraat Mühendisi Asaf Özalp ise üreticiler için dağıtılan arı kovanı desteğinin arıcılık faaliyetleri için teşvik edici bir çalışma olduğunu söyledi. Asaf, “Kırsal kesimde yaşayan vatandaşlar için arıcılık faaliyeti önemli bir gelir kaynağı oluyor. Arıcılığı hobi olarak yapan, buna yeni başlayan ya da arı üreticilerinin daha çok verim alabilmeleri için arı kovanı desteğinde bulunuyoruz. Üreticilerimiz Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na dilekçe ile başvurarak arı kovanı desteğinden yararlanabiliyor. Bugün burada 750 adet arı kovanını vatandaşlarımıza teslim ettik. Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak üreticilerimize desteklerimiz devam edecek” diye konuştu.



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.26 11:33:33
Son Düzenlenme Tarihi :