Sarıkamış Sergisi Anadolu Şehitler Müzesi’nde

Kepez Belediyesi’nin 25 farklı konu başlığı, 3 diorama, 1 şehit evi canlandırmasıyla tarihe tanıklık etmiş yüzlerce objeyi buluşturduğu Anadolu Şehitler Müzesi, Sarıkamış kahramanlarının anılarına da ev sahipliği yapıyor.

Kepez Belediyesi’nin şehit ve savaş konseptini bir arada içeren Türkiye’nin ilk müzesi Anadolu Şehitler Müzesi, kahraman vatan evlatlarının anılarını barındırıyor. 25 farklı konu başlığı, 3 diorama, 1 şehit evi canlandırmasıyla yoğun ilgi gören müze, Sarıkamış anılarına da ev sahipliği yapıyor. Müzenin en çarpıcı bölümleri arasında yer alan Sarıkamış Sergisi, ziyaretçilerine duygulu anlar yaşatıyor. Kepez Belediyesi’nin kültür ve sanat adasına dönüştürdüğü DokumaPark’ta yer alan Anadolu Şehitler Müzesi’nin orta bölümünde yer alan Sarıkamış sergisi, İstanbul’daki Hisart Canlı Tarih Müzesi ve Diorama Müzesi işbirliğiyle alanındaki uzman diorama sanatçıları tarafından yapıldı.

Bilgi ve belgeler de sergileniyor

Sarıkamış’da yüzey araştırmalarından ve koleksiyonerlerden temin edilen süngü, kürek, palaska tokaları gibi materyallerin yer aldığı bölümde, dönemin gerçek silahları ve istihkam malzemeleri dikkat çekiyor. Sarıkamış Harekatını anlatan diorama, ziyaretçileri adeta o anlara götürüyor. Duygulandıran ve o anları yaşatan sergideki evrak, doküman, bilgi ve belgeler ise, Sarıkamış hakkındaki bilinmeyenleri ortaya koyuyor. Anadolu Şehitler Müzesi, Pazartesi günleri hariç, diğer günler 09.30-18.00 saatleri arasında hafta sonları 19.00’a kadar ziyaretçilerini ücretsiz ağırlıyor.

Kaynak : Haber Merkezi

Ekleme Tarihi : 2020.09.10 07:53:55

Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap

Otomobilin yürütme maliyeti yükseldi, ekspertizin önemi arttı!

Uzun süredir döviz kurunda yaşanan artış nedeniyle araç fiyatları yükselmeye devam ediyor.

Sadece araç fiyatları değil, bu süreçte kasko, zorunlu trafik sigortası, periyodik bakım, akaryakıt gibi yürütme maliyetleri da artıyor. Öte yandan arızalı ya da masraf gerektiren bir otomobil satın almak, araç sahipleri için uzun vadede adeta bir kabusa dönüşebiliyor.

Bir otomobili satın almadan önce detaylı bir ekspertiz yaptırılması gerektiğini hatırlatan Pilot Garage Genel Koordinatörü Cihan Emre, “Hepimizin bildiği üzere araç fiyatları, pandeminin başlamasıyla beraber oldukça arttı ve bu yükseliş devam ediyor. Bununla birlikte kullanım, bakım giderleri ve yasal birtakım ödemelerin maliyeti de yükseldi.

Araç satın alacak tüketiciler en büyük harcamayı alım esnasında yaptığını düşünse de ekspertizden geçmemiş bir araç çok büyük masraflara neden olabiliyor. Örneğin aracın motorunda çıkacak bir arıza, otomobilin yaşı ve modeline bağlı olarak 50 bin ile 300 bin TL arasında ek bir masraf çıkarabilir. Aynı şekilde, fren sistemindeki bir sorunun 5 bin ile 20 bin bandında ek bir masrafı olur. Güncel yürütme maliyetleri oto ekspertizin önemini artırdı. Tüketicilere tavsiyemiz; gözü kapalı hiçbir aracı satın almasınlar.” dedi.

Araç sahibi olmak isteyenler sadece aracın fiyatına odaklansa da kullanım ve bakım giderleriyle yasal ödemeleri de göz ardı etmemek gerekiyor. Yeni düzenlemelerle birlikte 4-6 yaşında ortalama bir aracın yıllık vergisi 5 bin TL, araç muayenesi 1300 TL, Zorunlu Trafik Sigortası ise ortalama 8 bin TL'yi bulabiliyor. Zorunlu yasal ödemeler dışında aracın bir de her yıl düzenli olarak yaptırılması gereken periyodik bakımı bulunuyor.

Bundan 4-5 yıl önce 1000 TL olan periyodik bakımın güncel maliyeti 5 ile 12 bin TL civarında seyrediyor. Yakın zamanda ÖTV oranı artan akaryakıt ile yıllık yakıt masraflarının ciddi boyutlara geldiğini hatırlatan Pilot Garage, araç satın almadan önce öngörülemeyen masraflara karşı ekspertizin önemine değindi.

Artan maliyetlere bir de öngörülmeyen masraflar eklenmesin

Sıfır araçta yaşanan arz-talep sorunu, bir araç sahibi olmak isteyenleri ikinci ele yönlendirmeye devam ediyor. Diğer yandan ikinci el araç alırken dikkat edilmesi gereken hususların başında ise ekstra masraf ile karşılaşmamak adına “detaylı ekspertiz” geliyor. Tüketicilere önemli tavsiyelerde bulunan Pilot Garage Genel Koordinatörü Cihan Emre, “Aracımıza güvenmek, aracımızı iyi tanımak gerekiyor. Ekspertiz yaptırmak sadece güven vermekle kalmıyor, aslında bütçe planlamamızı doğru bir şekilde yapmamızı da sağlıyor. Malumunuz ekspertiz ile araçta olan arızaları ya da potansiyel sorunları ortaya çıkarabiliyorsunuz. Motorlu Taşıt Vergisi, Zorunlu Trafik Sigortası, kasko ve araç muayenesi gibi artan maliyetlere bir de ekstra onarım masraflarının eklenmesini istemezsiniz. Örneğin aracın motorunda çıkacak bir arıza, otomobilin yaşı, marka ve modeline bağlı olarak 50 bin ile 300 bin lira arasında bir masrafa neden oluyor.

Aynı şekilde, fren sistemindeki ya da lastiklerdeki bir sorun 5 bin ile 20 bin TL bandında ek masraf demek. Tüm bunlar dışında bir de zaruri yakıt masrafı var. Her gün işe araçla giden birini düşündüğümüzde, bu kişinin yıllık yakıt harcaması 50 bin TL'yi buluyor. Özetle artan yürütme maliyetleri oto ekspertizin önemini de doğru oranda artırdı diyebiliriz. Araç sahibi olmak isteyenlerin bunları mutlaka göz önünde bulundurmasını tavsiye ediyoruz. Gözü kapalı hiçbir aracı satın almasınlar.” şeklinde konuştu.

* Motto İletişim

Kaynak : Haber Merkezi

Ekleme Tarihi : 2023.07.24 10:24:10

Son Düzenlenme Tarihi :

Güne patlamalarla uyanıyorlar, tozdan yaşayamaz hale geldiler

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde faaliyet gösteren taş ocağı, bölge halkına korku ve endişe veriyor. Patlatmalar sırasında ocaktan fırlayan taş parçaları yerleşim yerindeki evlerin, arsaların üzerine düşüyor. Mahalleli 2016’dan bu yana faaliyet gösteren taş ocağı için tedbir alınmasını istiyor.
Gazipaşa ilçesinde faaliyet gösteren taş ocağı, kurulduğu günden bu yana dinamit patlatılması, ocaktan fırlayan taş parçalarının ise yerleşim yerindeki evlerin ve arsaların üzerine düşmesi nedeniyle ilçe halkı tedirgin. Her gün evlerin ve ekili arazilerin üzerine taşların düşmesinden dolayı vatandaşlar yıllardır korku içinde yaşıyor. Şikayetçi olan mahalle sakinleri, taş ocağı ile ilgili çözüm bekliyor.

“Toz bulutları mahalleyi kapladı”
Bölgede oturan ve patlamalara birebir şahit olduğunu belirten Kerim Uğur “Bu bölgede insanların geçim kaynağı tarım. Atalarımız bizleri bahçelerinde olan keçi boynuzu (harnup), zeytin gibi tarım ürünleri satarak okuttu. Maalesef ki yıllar önce mahalle yaşam alanı içine kurulan bu taş ocağı yüzünden artık mahallede kimse evlerinin balkonunda oturamıyor. Dışarıda hiçbir eşyanı koyamıyorsun" açıklamasını yaptı.

“Hiçbir güvenlik önlemi yok ”
Taş ocağında genel anlamda hiçbir güvenlik önlemi alınmadığını dile getiren Uğur, “Taş ocağında yapılan kırma, dökme ve öğütme işlemleri sulama ile yapılması gerekirken gelişi güzel yapılıyor. Herhangi bir güvenlik önlemi alınmadan yaklaşık 200 metre yukarıdan aşağıya taşları kepçe ile döküyorlar. Hem tehlike arz ediyor hem de toz çevreye zarar veriyor dedi.

“Mahallenin yüzde 80’i akciğer hastası”
Uğur, babasının da astım hastası olduğunu belirterek, “Taş Ocağından çıkan toz nedeniyle çocuklar ve mahalle halkının yüzde 80’i nefes darlığı problemi yaşıyor. Babam astım hastası. Artık nefes alamaz hale geldik" ifadelerini kullandı.

“Evlerde derin çatlaklar oluştu”
Taş ocağında yapılan dinamit patlamalarından dolayı evlerde derin çatlaklar oluştuğuna dikkat çeken Uğur, “Bahçelerimizdeki meyve ağaçları da meyve vermez oldu. Seralarının havalandırmasını yapamadığımız için ürünlerimizin verimi de düştü. Ben kendim 17 Eylül Pazar günü canlı olarak şahit oldum. Ocakta yapılan dökme işleminden dolayı toz bulutları mahalleyi kapladı. Artık bu taş ocağı ile ilgili acil yetkililerin yaptırım uygulamasını ve acil çözüm üretmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.

"Tadımız kalmadı"
Bölgede oturan Ümmü Uğur, eşinin de astım hastası olduğunu belirterek, taş ocağının evlerine yaydığı tozdan ve patlamalardan dolayı çok korktuğunu, eşinin sağlığından dolayı da endişe ettiğini dile getirdi. Uğur, “Kime şikayet etmemiz gerekiyor bilmiyoruz. Okuryazarlığım yok. Evimizin balkonuna tozdan çıkamıyoruz. Tadımızla evimizde ekmek yiyemiyoruz. Toz ocaktan direk buraya geliyor hemen karşısı olduğu için yüksek burası hiç toz kesilmiyor bu yüzden. Her sabah toz siliyorum. Eşim astım hastası dün gece yine rahatsızlandı, hastaneye götürdük. Yıllardır hasta yatıyor. Dışarı çıkarıp eşime bir hava bile aldıramıyorum. Devlet ise millet ise baksın derdimize. İyice canımıza doyduk . Dayanamaz hala geldik patlamanın gecesi gündüzü belirsiz. Kaymakamlığa da şikayet ettik ama hiçbir faydası olmadı. Biz burada kırılıp duruyoruz. Başka bir yere mi göçelim? Böyle giderse burada ne adam kalacak ne de bir ağaç. Hep millet astım hastası oldu. Köyün hepsi hasta bu tozdan dolayı. Patlama olduğunda evin her yeri yarıldı. Sürekli patlamalar oluyor zaten, patlama olduğunda göğe iner çıkarım, çok korkuyorum. Çok vakit bayılıyorum korkudan. Direk doktora götürüler beni. Eşim zaten hasta, komşularımda hasta, hep ihtiyarız, burada gençler de kalmadı. Yazık mı değil bize. O kadar canımıza bıktık ki. Bize artık yardımcı olsunlar.” İfadelerini kullandı.

"Camekanlarımızın duvarları hep çöktü"
Dursun Akgün ise “Yıllardır taş ocağının tozundan köy olarak hastalıklarla boğuşuyoruz. Astım ve bronşit var bende. Tozla gece gündüz sürekli mücadele ediyoruz. Gece gündüz fark etmiyor saati toz ve patlamalar sürekli oluyor zaten. O patlamalardan evlerimiz çatladı hep. Evi kalmadı kimsenin .Şöyle etrafa bakın hep yarık. Camekanlarımızın duvarları hep çöktü. Zeytin ağaçlarımız hep kurudu. Tarım yapamıyoruz artık” diyerek yetkililerden yardım istedi.

Patlama anları güvelik kamerasında
Öte yandan bölgedeki dinamitle patlama anları güvenlik kamerası ile bölge sakininin cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Görünütlerde patlama sonrası büyük bir toz bulutunun oluşup görüntülerin kaydedildiği alana doğru ilerlediği gözlendi.

SON DAKİKA