“Bundan 2 yıl önce, 23 Kasım 2018 Cuma günü Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’ın liderliğinde ve 99 Kurucu Üyemizin imzalarıyla Yeniden Refah Partimizi kurduk” diyen yeniden Refah Partisi Elmalı İlçe Başkanı Uğur Türkmen, “Yeniden Refah Partimiz’i kurarken binlerce yol arkadaşımızla birlikte yaşadığımız heyecan, merhum Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız’ın 1969’da başlattığı yürüyüşün ilk adımlarının heyecanı ile aynı heyecandı. Partimizi kurduğumuz o gün, mazlumların kurtuluş ümidinin yeniden yeşerdiğinin müjdesi olan tarihi bir gündü” dedi.
“Partimizi kurarken, yola çıkarken zorlukları biliyorduk. Nasıl engellerle karşılaşacağımızı, hangi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağımızı, bu yolun uzun ve meşakkatli bir yol olduğunu, bu yolda yürümenin zor ve zahmetli olduğunu biliyorduk. Bütün bu zorluklara rağmen, ülkemiz ve milletimiz büyük sıkıntılarla karşı karşıya iken, beka sorunu yüksek sesle dile getiriliyorken, ekonomik sorunlar milletimizin adeta belini büküyorken elbette seyirci kalamazdık” diye açıklamasına devam eden Türkmen şunları söyledi:
“İslam coğrafyası işgal altındayken, Müslümanlar eziliyor ve katlediliyorken, Akdeniz’in ve Ege’nin serin sularında küçücük yavrularımız can veriyorken elbette duramazdık.
Bütün bu zorluklara karşın sabrın, mücadelenin, kararlı olmanın, azmetmenin, cihat şuuruyla çalışmanın, Milletimiz’i, bütün mazlum Müslümanları ve bütün ezilmişlerimaddi ve manevi sıkıntılarından kurtarma heyecanının, imanın ve inancın karşısında beşeri hiçbir gücün duramayacağını da biliyorduk ve bu şuurla yola çıktık.
Milletimiz için “Paylaşımda Adalet” ve “Yönetimde Adalet”i tesis edeceğimize dair Milli Görüş sözü vererek yola revan olduk.
Milli Görüş Hareketi’nin yarı yolda kalmayacağını, Milli Görüş çınarının yeni sürgünler vereceğini aziz milletimizin kıymetli evlatlarına bir kez daha gösterdik. “1. Kırk Yıl”daMilletimiz’eefsane hizmetler yapmış Milli Görüş Hareketi’nin, “2. Kırk Yıl”da da bu hizmetleri sürdüreceğinin bir kez daha müjdesini verdik.
Bir kurtuluş ümidi bekleyen mazlum İslam coğrafyasına, üzülmeyin, ye’se düşmeyin, yola çıktık geliyoruz dedik. “Milletimiz için Biz Varız”, “Tüm Ezilenler için Biz Varız” dedik.
Yeniden Refah Partimiz’in bugün Türkiye’de yüz binlerce teşkilat mensubuyla var olan, çalışan, ülkemizin ve milletimizin geleceği için projeler, çözümler üreten büyük bir teşkilat haline geldiğini görmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz.
İki yıl önce kurduğumuz partimizde ilçe kongrelerimizi, il kongrelerimizi büyük katılımlarla, heyecanlı, coşkulu, ülkemize ve Milletimiz’e hizmet etme şuuruyla bir araya gelen topluluklarla gerçekleştirdik.
Bugün geldiğimiz noktada 81 ilde, 820 ilçede teşkilatlarımızı kurduk. BugünHakkari’mizden Edirne’mize, Sinop’umuzdan Antalya’mıza ülkemizin her köşesinibağımsızlığın ve maneviyatın“Hilali”, bereketin “Başağı” ile kuşanmış tabelalarımız ve bayraklarımız sarmış durumdadır.
İl ve ilçe kongrelerinin tamamlanması sonrasında 1. Olağan Büyük Kongremiz’içoğunluğu gençlerden oluşan 40.000’den fazla kişinin katılımı ile, siyasi tarihimizin en büyük kongresi olarak gerçekleştirdik.
Genel Başkanımız’ın “İnsan Seli, Heyecan Seli, Coşku Seli” diye tarif ettiğiBüyük Kongremiz’e katılanların büyük çoğunluğunu gençlerin oluşturması ise “Burada Gelecek Var” sloganımızın ne kadar isabetli olduğunun ispatı olmuştur.
Bugün Türkiye’nin her köşesinde sokağa çıktığınızda, parti stantlarımızda, esnaf ziyaretlerinde, salon toplantılarında ülkesine ve milletine hizmet etme sevdasıyla çalışan teşkilat mensuplarımızı görürsünüz.
Bu kadar kısa süre içerisinde, bu kadar muazzam bir teşkilat yapısının oluşturulması, Yeniden Refah Partisi bayrağının ülkemizin tamamında dalgalanıyor olması, sözümüzün, sesimizin bütün Milletimiz’e ulaşması ve İslam coğrafyasındaki mazlum Müslümanlarınumudu olması, Yeniden Refah Partisi kadrolarının inancının ve azminin en büyük ispatıdır.
İki yıldır büyük bir heyecanla sürdürdüğümüz bu çalışmalarda, Türkiye’mizin ihtiyacı olan samimiyete, nezakete, yalnızca vatan ve millet için çalışma anlayışına, en kıymetli manevi mirasa, tertemiz bir geçmişesahip olan Yeniden Refah Partimiz’in, Milletimiz’den gördüğü büyük teveccühe şahitlik ediyor olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Partimizin kurulduğu günden bu yana tüm Anadolu’yu karış, karış geziyor, milletimizle buluşuyoruz. Kapısına kadar gittiğimiz insanlarımız yakamızda bulunan rozetimizi görünce hasretle bize sarılıyor. Yeniden Refah Partisi ve Dr. Fatih Erbakan ismini duyunca bizleri sevgi ve muhabbet ile kucaklıyor, efsane Milli Görüş hizmetlerine duydukları özlemi ifade ediyorlar.
Bu azim ve inançla Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye, Hak ve Adaletin hakim olacağı Yeni Bir Dünya hedefine ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz.
Partimizi kurduğumuz günden bugüne kadar Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’ın liderliğinde, ülkemizin karşı karşıya olduğu bütün sorunlarla ilgili görüş ve düşüncelerimizi sadece eleştiri boyutunda değil, çözüm önerilerimizi ve somut projelerimizi de aktararak ifade ettik.
Ekonomik krizden, İstanbul Sözleşmesi’nin yol açtığı sosyal sorunlara, işsizlikten, eğitimde yaşanan sıkıntılara, Kıbrıs’tan, Akdeniz’de karşı karşıya olduğumuz tehlikelere kadar birçok konuda, doğruya gönül rahatlığıyla doğru, yanlışa da kararlılıkla yanlış diyerek düşüncelerimizi aziz Milletimiz’le paylaştık. Sadece eleştiren değil, Milli Görüş zihniyetiyle çözümü açıkçaortaya koyanbir siyaset anlayışıyla hareket ettik. Başta “Milli Kaynak Paketleri-1” kitabımız olmak üzere hazırladığımız tüm projeleri titiz çalışmalarla hazırladık ve tüm Milletimiz’lepaylaştık.
Tüm bu projeleri geliştirirken hedefimiz Yeniden Büyük Türkiye’yi inşa etmektir. Milli ve manevi değerlere bağlı, eğitimli ve donanımlı gençliğimizle, anne ve baba olmanın değerini bilen, yeni nesilleri yetiştirecek en sağlam yapının aile olduğunun bilincinde olan Milletimiz’le, refahın ve kalkınmanın üretmekle mümkün olduğunu bilen sanayicimizle, çiftçimizle Yeniden Büyük Türkiye hedefine ulaşacağız, ekonomik ve teknolojik bakımdan güçlü Türkiye’yi hayata geçireceğiz.
Merhum Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız’ın 1997 senesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin 54. Hükümetinin Başbakanı olarak kurduğu “D-8Organizasyonu”na bugüne kadar gereken önemi vermeyen ve Avrupa Birliği’ne üye olma hayali peşinde koşan dış politika anlayışını terk edeceğimizi, önce D-8’i canlandıracağımızı, sonrasında nihai hedefimizin 57 Müslüman ülkenin bir araya getirilerek oluşturulacak olan “D-60Organizasyonu”nu, yani İslam Birliği’ni kurmak olduğunu her platformda dile getirdik ve bu hedefe Yeniden Refah Partisi iktidarında ve Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’ın Cumhurbaşkanlığı’nda ulaşılacağını ifade ettik.
Bugün Ayasofya’nın zincirlerinin kırılmasının mutluğu içerisindeyken, Mescid-i Aksa’nın esaretinin hüznünü yaşamaya devam ediyoruz.
Karabağ’ın Ermenistan işgalinden kurtarılmasını sevinçle karşılarken, Doğu Türkistan, Suriye, Yemen ve Filistin’deki kardeşlerimiz için göz yaşı dökmeye devam ediyoruz.
Sadece mazlum Müslümanların değil, Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Amerika’ya tüm ezilmişlerin acı feryatlarını duymaya devam ediyoruz.
Aylan bebeğin acısı dinmeden, Akdeniz’de alabora olmuş tekneye tutunmuş Afrikalı annenin “bebeğim nerede” çığlıklarıyla sarsılıyoruz.
Tüm bu acı gerçeklerin reçetesi olan “D-60” öncülüğünde oluşturulacak “Yeni Bir Dünya” hedefi için çalışıyoruz.
Yeniden Refah Partimiz; Yeniden Büyük Türkiye’nin mimarı olacak kadroları,İslam Birliği’ni kuracak iradeyi ve Yeni Bir Dünya’yı inşa edecek lideri ve vizyonu bünyesinde barındırmaktadır.
Bu inanç, bu gayret, Milletimiz’in teveccühü ve en önemlisi Rabbimiz’in yardımı ile bu hedeflere ulaşmak elbette mümkün olacaktır.
Yeniden Refah Partimiz’in 2. Kuruluş Yıldönümü’nde, bugüne kadar büyük fedakarlıklarla çalışan tüm teşkilat mensuplarımıza, tüm üyelerimize, partimize gösterdikleri büyük teveccüh dolayısıyla Aziz Milletimiz’e, sonsuz teşekkürler ediyoruz.
Yeniden Refah Partimiz’inöncülüğünde‘Yeniden Büyük Türkiye’ hedefine ulaşılmış olan, adalet, refah, huzur ve barışın hakim olduğu, yedi milyar insanın kul haklarının teminat altına alındığı ‘Yeni Bir Dünya’nın kurulmuş olduğu nice kuruluş yıldönümlerinde buluşabilmek duasıyla Yüce Yaratana emanet olunuz.
Otomobil ile çarpışan bisikletin sürücüsü yaralandı
Antalya’nın Manavgat ilçesinde otomobil ile çarpışan bisikletin sürücüsü yaralandı.
Kaza; Sorgun Bulvarı’ndan meydana geldi. Alınan bilgiye göre; Titreyengöl Caddesi’ne dönmekte olan Dilek Metin’in kullandığı 07 LNV 59 plakalı otomobil ile Sorgun Acısu Caddesi’nden gelip Sorgun Bulvarı istikam..
Antalya’nın Manavgat ilçesinde otomobil ile çarpışan bisikletin sürücüsü yaralandı.
Kaza; Sorgun Bulvarı’ndan meydana geldi. Alınan bilgiye göre; Titreyengöl Caddesi’ne dönmekte olan Dilek Metin’in kullandığı 07 LNV 59 plakalı otomobil ile Sorgun Acısu Caddesi’nden gelip Sorgun Bulvarı istikametine gitmekte olan Anıl Benk İlcay’ın kullandığı bisikletin çarpıştı. Kazada yaralanan bisiklet sürücüsü, sağlık ekibinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Kaza; Sorgun Bulvarı’ndan meydana geldi. Alınan bilgiye göre; Titreyengöl Caddesi’ne dönmekte olan Dilek Metin’in kullandığı 07 LNV 59 plakalı otomobil ile Sorgun Acısu Caddesi’nden gelip Sorgun Bulvarı istikametine gitmekte olan Anıl Benk İlcay’ın kullandığı bisikletin çarpıştı. Kazada yaralanan bisiklet sürücüsü, sağlık ekibinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.13 17:46:32
Son Düzenlenme Tarihi :
Acılı babanın tek umudu depremde kaybolan kızını ve eşini bulmak
Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan Bulut Özgül, depremde yıkılan 12 katlı ve 250 daireli Rönesans Rezidans’ın enkazından çıkmayan kızı ve eşini bulmaya çalışıyor.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Hatay’ın Antakya ilçesinde "cennetten bir kare" olarak pazarlanan 12 katlı ve 250 daireli Rönesans Rezidans’ın yıkılmasıyla yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Burada kızı ve eşiyle beraber A2 Blok 138 numaralı dairede yaşayan Bulut Özgül, şehir dışında olduğu 6 Şubat günü depreme yakalanmadı. Ancak evde bulunan 16 aylık kızı Esila Özgül, eşi Nagihan Meryam Özgül (32) ve kaynanası enkaz altında kaldı. Arama kurtarma çalışmalarında kaynana Nejla Abı’nın (63) cansız bedenine ulaşılırken, Esila Özgül ve anne Nagihan Meryem Özgül’e ulaşılamadı.
Yaşananları İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan Bulut Özgül, kızı ve karısını aramak için çalıştıklarını ancak halen bir haber alamadıklarını söyledi. Özgül, depremden 9 saat sonra bölgeye geldiğini ve binanın yıkılmış olduğunu gördüğünü belirterek, “Hemen eşimi ve kızımı aramaya başladım. Enkazların arasına girip kızımın ve eşimin isimlerini haykırmaya başladım. Tam olarak kendimde olmadığım için bir şekilde gene binanın ön tarafına gelmişim. Burada binanın enkazından canlı çıkanlarla görüşmeye başladım. O ara binanın sağ tarafında bulunan petrol bölgesine geçmeye başladım. Petrolün yanında Hatay Rönesans Rezidans’ta kantin ve restoran işletmecisi olan Hülya ablayı gördüm. Kendisi saat 04.50’de enkaz bölgesine geldiğini söyledi. Çünkü kendi yakınları da rezidansta yaşıyordu. Bana ‘Bulut kesinlikle ne ölüler arasında de ne yaşayanlar arasında Nagihan ve Esila yok, eğer görmüş olsaydım, ölü veya diri ben zaten alırdım onları’ dedi” diye konuştu.
“Çıkarılanların ölü ve diri olarak ortalama yüzde 70’ini de gördüm ama eşime ve kızıma rastlamadım”
Madencilerle birlikte tünel açtıklarını ve arama çalışmalarına durmadan devam ettiklerini ifade eden Özgül, “Sığınak dedikleri yere indik. Tabii sığınak diye bir yer yoktu, eksi 2’nci katta otopark vardı. O otoparkta arabaların üstünde toz bile yoktu. Keşke millet eksi 2’nci kata düşseydi, burada 3-4 ay yaşanırdı, temiz su boruları patlamıştı. Burada bulunan arabaların içine de baktık ama kimse yoktu. Enkaz başında Şubat’ın 6’sından 22’sine yani temel kalkana kadar çalıştık. Orada eşim ve kızıma hiçbir şekilde rastlayamadık. Oradan çıkarılanların ölü ve diri olarak ortalama yüzde 70’ini de gördüm gene rastlamadım. Şöyle de bir durum söz konusu, o binada yatak odaları yok. Bir malzeme bulsaydık eğer oradan ilerleyecektik ama A2 Blok’taki yatak odaları ortada yoktu. Tabii enkaz çalışmaları bittikten sonra artık çıkmadığını gördük. Aynı daireden depremin 9’uncu günü kaynanamı çıkardık” açıklamasında bulundu.
“Kızımla eşim hakkında hiçbir bulguya ulaşamadım”
Enkaz çalışmaları bittikten sonra Adana, Mersin, Kayseri gibi yakın şehirlerde kızını ve eşini aradığını söyleyen Özgül, “Hastanelerde resimlere baktım, morgları gezdim, ölülerin çekilmiş fotoğraflarına baktım, yani yapılabilecek her şeyi yaptım ama kızımla eşim hakkında hiçbir bulguya ulaşamadım. Enkaz alanında kızımla, eşimle ilgili hiçbir şey bulamadım zaten. Bir eşyalarını bulsam ‘burada olabilirler’ diyeceğim. Enkaz altında her cenaze çıktığında girip baktım veya bir evrak, bir bulgu bulduğumda neredeyim diye baktım. 10’uncu kattan birini bulduğumuzda ondan aldığımız bilgi ile ‘Tamam daha 10’uncu kattayız’ diyorum ve biraz daha ileriye gitmeye çalışıyorum. Bu arada diğer tarafta da diğer arkadaşlar bakıyorlar. Koordineli bir şekilde işin içine girdik ama ben kendi eşimi ve çocuğumu halen bulamadım. Şu anda yaklaşık 65 gün oldu sanırım, unuttum çünkü” şeklinde konuştu.
“Çocuğumu ve eşimi bu bölgede gördüklerini ve çok tedirgin olduklarını söylediler”
Özgül, kızı ve eşiyle ilgili çalışmalara yılmadan devam ettiğini dile getirerek, “Yapıştırmalar olsun, reklamlar olsun, her türlü yola başvurdum. Kızım ve eşimle alakalı Antalya bölgesinde görüldüğü duyumunu aldım. Tabii bunu söyleyen beni açık numaradan aramadı. Çocuğumu ve eşimi bu bölgede gördüklerini ve çok tedirgin olduklarını söylediler. Tam bir konum istedim ama o ara kapattılar telefonu zaten. Bu aramadan sonra yaşadıklarına olan inancım yüzde 90’a çıktı. Buradan sesleniyorum; ben babasıyım. Deprem esnasında belki aldınız çocuğumu ve kimsesiz olduğunu düşünüyorsunuz. Kızımın babası benim, Esile Özgül benim kızım. Benim canım yanarken ne ona annelik edebilirsiniz, ne babalık ne de ondan size evlat olur” ifadelerine yer verdi.
Özgül arama çalışmalarına kızının ve eşinin ölü veya diri haline ulaşmadan son vermeyeceğini, bulana kadar aramalara devam edeceğini dile getirdi.
Kaynak : İHA
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Hatay’ın Antakya ilçesinde "cennetten bir kare" olarak pazarlanan 12 katlı ve 250 daireli Rönesans Rezidans’ın yıkılmasıyla yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Burada kızı ve eşiyle beraber A2 Blok 138 numaralı dairede yaşayan Bulut Özgül, şehir dışında olduğu 6 Şubat günü depreme yakalanmadı. Ancak evde bulunan 16 aylık kızı Esila Özgül, eşi Nagihan Meryam Özgül (32) ve kaynanası enkaz altında kaldı. Arama kurtarma çalışmalarında kaynana Nejla Abı’nın (63) cansız bedenine ulaşılırken, Esila Özgül ve anne Nagihan Meryem Özgül’e ulaşılamadı.
Yaşananları İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan Bulut Özgül, kızı ve karısını aramak için çalıştıklarını ancak halen bir haber alamadıklarını söyledi. Özgül, depremden 9 saat sonra bölgeye geldiğini ve binanın yıkılmış olduğunu gördüğünü belirterek, “Hemen eşimi ve kızımı aramaya başladım. Enkazların arasına girip kızımın ve eşimin isimlerini haykırmaya başladım. Tam olarak kendimde olmadığım için bir şekilde gene binanın ön tarafına gelmişim. Burada binanın enkazından canlı çıkanlarla görüşmeye başladım. O ara binanın sağ tarafında bulunan petrol bölgesine geçmeye başladım. Petrolün yanında Hatay Rönesans Rezidans’ta kantin ve restoran işletmecisi olan Hülya ablayı gördüm. Kendisi saat 04.50’de enkaz bölgesine geldiğini söyledi. Çünkü kendi yakınları da rezidansta yaşıyordu. Bana ‘Bulut kesinlikle ne ölüler arasında de ne yaşayanlar arasında Nagihan ve Esila yok, eğer görmüş olsaydım, ölü veya diri ben zaten alırdım onları’ dedi” diye konuştu.
“Çıkarılanların ölü ve diri olarak ortalama yüzde 70’ini de gördüm ama eşime ve kızıma rastlamadım”
Madencilerle birlikte tünel açtıklarını ve arama çalışmalarına durmadan devam ettiklerini ifade eden Özgül, “Sığınak dedikleri yere indik. Tabii sığınak diye bir yer yoktu, eksi 2’nci katta otopark vardı. O otoparkta arabaların üstünde toz bile yoktu. Keşke millet eksi 2’nci kata düşseydi, burada 3-4 ay yaşanırdı, temiz su boruları patlamıştı. Burada bulunan arabaların içine de baktık ama kimse yoktu. Enkaz başında Şubat’ın 6’sından 22’sine yani temel kalkana kadar çalıştık. Orada eşim ve kızıma hiçbir şekilde rastlayamadık. Oradan çıkarılanların ölü ve diri olarak ortalama yüzde 70’ini de gördüm gene rastlamadım. Şöyle de bir durum söz konusu, o binada yatak odaları yok. Bir malzeme bulsaydık eğer oradan ilerleyecektik ama A2 Blok’taki yatak odaları ortada yoktu. Tabii enkaz çalışmaları bittikten sonra artık çıkmadığını gördük. Aynı daireden depremin 9’uncu günü kaynanamı çıkardık” açıklamasında bulundu.
“Kızımla eşim hakkında hiçbir bulguya ulaşamadım”
Enkaz çalışmaları bittikten sonra Adana, Mersin, Kayseri gibi yakın şehirlerde kızını ve eşini aradığını söyleyen Özgül, “Hastanelerde resimlere baktım, morgları gezdim, ölülerin çekilmiş fotoğraflarına baktım, yani yapılabilecek her şeyi yaptım ama kızımla eşim hakkında hiçbir bulguya ulaşamadım. Enkaz alanında kızımla, eşimle ilgili hiçbir şey bulamadım zaten. Bir eşyalarını bulsam ‘burada olabilirler’ diyeceğim. Enkaz altında her cenaze çıktığında girip baktım veya bir evrak, bir bulgu bulduğumda neredeyim diye baktım. 10’uncu kattan birini bulduğumuzda ondan aldığımız bilgi ile ‘Tamam daha 10’uncu kattayız’ diyorum ve biraz daha ileriye gitmeye çalışıyorum. Bu arada diğer tarafta da diğer arkadaşlar bakıyorlar. Koordineli bir şekilde işin içine girdik ama ben kendi eşimi ve çocuğumu halen bulamadım. Şu anda yaklaşık 65 gün oldu sanırım, unuttum çünkü” şeklinde konuştu.
“Çocuğumu ve eşimi bu bölgede gördüklerini ve çok tedirgin olduklarını söylediler”
Özgül, kızı ve eşiyle ilgili çalışmalara yılmadan devam ettiğini dile getirerek, “Yapıştırmalar olsun, reklamlar olsun, her türlü yola başvurdum. Kızım ve eşimle alakalı Antalya bölgesinde görüldüğü duyumunu aldım. Tabii bunu söyleyen beni açık numaradan aramadı. Çocuğumu ve eşimi bu bölgede gördüklerini ve çok tedirgin olduklarını söylediler. Tam bir konum istedim ama o ara kapattılar telefonu zaten. Bu aramadan sonra yaşadıklarına olan inancım yüzde 90’a çıktı. Buradan sesleniyorum; ben babasıyım. Deprem esnasında belki aldınız çocuğumu ve kimsesiz olduğunu düşünüyorsunuz. Kızımın babası benim, Esile Özgül benim kızım. Benim canım yanarken ne ona annelik edebilirsiniz, ne babalık ne de ondan size evlat olur” ifadelerine yer verdi.
Özgül arama çalışmalarına kızının ve eşinin ölü veya diri haline ulaşmadan son vermeyeceğini, bulana kadar aramalara devam edeceğini dile getirdi.
Kaynak : İHA

