SON DAKİKA

logo

ANTALYA’DA REKOR UYUŞTURUCU ELE GEÇİRİLDİ

Antalya'da Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 3 adrese düzenlenen operasyonda, toplam 115 kilo 720 gram eroin ele geçirildi. Bu miktarın, şu ana kadar Antalya'da tek seferde ele geçirilen en yüksek miktarda eroin olduğu kaydedildi.

Antalya İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından, il genelinde uyuşturucu maddelerin kaynağının kurutulması, ticaretinin ve kullanımının engellenmesi amacıyla yürütülen çalışmalar doğrultusunda düzenlenen operasyonda rekor seviyede eroin ele geçirildi.

Kepez ilçesindeki 3 evde yüklü miktarda uyuşturucu madde depolandığı, uyuşturucu maddelerin Antalya'da 'torbacı' diye adlandırılan kişilere pazarlandığı yönünde ihbarı alan ekipler, yapılan teknik ve fiziki takibin ardından adreslere dün eş zamanlı operasyon düzenledi. Adreslerde narkotik köpeği ile yapılan aramalarda, 115 kilo 740 gram eroin ile 1 adet hassas terazi ve uyuşturucu yapımında kullanılan malzemeler ele geçirildi. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.02.02 14:47:23
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Oruç Reis’in hikayesinin başladığı ada, bugün turistlerin cazibe noktası oldu

Antalya’da gazeteciler ve tarih uzmanı Bizans İmparatorluğu’nda askeri karakol, Osmanlı zamanında Rasat (gözetleme) adası olarak kullanılan ve Sıçan adası olarak bilinen adaya yüzerek çıkıp geçmişin izini sürdü. Adada yapılan araştırmada tarihi surlar, sur kapısı ve adanın 3’te 1’lik bölümünü sula..

Antalya’da gazeteciler ve tarih uzmanı Bizans İmparatorluğu’nda askeri karakol, Osmanlı zamanında Rasat (gözetleme) adası olarak kullanılan ve Sıçan adası olarak bilinen adaya yüzerek çıkıp geçmişin izini sürdü. Adada yapılan araştırmada tarihi surlar, sur kapısı ve adanın 3’te 1’lik bölümünü sular altında bırakan 1743 yılında meydana gelen depremde oluşan fay aynası görüntülendi. Oruç Reis’in esaretten kaçarak sığındığı ada, tekne ve yat turizminde üs bölgelerden biri oldu.
Antalya’da gazeteciler ve Antalya Düşünce Platformu (ADP) Genel Sekreteri Uzman Tarihçi Çağrı Yılmaz, Konyaaltı ilçesi ile Kemer Beldibi Mahallesi arasında kıyıya 800 metre uzaklıkta bulunan Osmanlı zamanında Rasat (Gözetleme) 19. yüzyıldan sonra ise Sıçan adası olarak anılan adaya yüzerek çıktı. Adada daha çok yabani zeytin ağacının, ve çok sayıda orman türünün olduğu görüldü. Patika yollardan giderek yaklaşık 45 dakika süren bir tırmanışın ardından zirveye ulaşıldı. MÖ. 500’üncü yılda korsan saldırılarından korunma maksatlı kullanılan adada; adanın merkez yerleşkenin surlarını, kapısını ve gözetleme kulesiyle 1743 yılında meydana gelen depremde etrafa dağılan çatısının kiremit parçaları yakından görüntülendi. Ayrıca yapılan incelemede depremden sonra oluşan fay aynasına da rastlandı. Adaya yapılan bu tarihi yolculuk İhlas Haber Ajansı kamerası tarafından kayda alındı.

Turistlerin cazibe noktası oldu
1743 yılında meydana gelen depremde adanın 3’te 1 bölümü sular altında kaldı. Ada şimdilerde ise şehre gelen milyonlarca turiste her yıl görsel şölen oluşturuyor. Adanın doğu tarafı depremin ardından bıçakla kesilmiş gibi durduğu görünürken, su üzerine kalan diğer tarafı ise yeşilliğiyle kartpostallık görüntü sunuyor. Dalış tutkunlarının fazlasıyla ilgisini çeken ada, tekne ve yat turizminde de üs bölgelerden biri oldu. Tekne turuna çıkan turistlerin en çok uğrak noktası ada çevresi oldu. Ada yakınına demirleyen onlarca tekne, tatilcilerin Akdeniz’in serin sularında yüzmesi için mola veriyor.

“İlkçağlarda korsan baskınlarından korunma maksatlı kullanıldı”
Adanın tarihi hakkında bilgi veren Tarihçi Çağrı Yılmaz, “Ada İlkçağlardan bu yana kadar Antalya’nın önemli noktalarından birisidir. Her ne kadar orada bir yaşam olmasa da ilkçağlardan günümüze kadar aslında çok fazla medeniyette işlev görmüştür. İlkçağlarda korsan baskınlarından korunma maksatlı kullanılan bir adadır. Adada bulunan surlar ve Helenistik yapılar bunun bir göstergesidir. MÖ. 500. Yılda dahi adanın korsan saldırılarından korunma maksatlı kullanıldığını görüyoruz. Yakın çağımıza baktığımızda ise ada Bizans İmparatorluğu zamanında askeri karakol olarak kullanılıyor. Orada bir karakol binası var, adada Bizans yapı tarzı da buna örnektir. Sıçan adası tanımlaması aslında çok yeni bir isimdir. 18.19 yüz yıldan itibaren sıçan adası ismi kullanılıyor. Bizans döneminde çekirge adası olarak anılıyor” sözlerine yer verdi.

“Osmanlı İmparatorluğu adayı tehlikeli mahkûmların ıslahı için kullandı”
Adanın şeklinin sıçana benzediği için ya da sıçan popülasyonunun çok olmasından dolayı bu isimle anılmış olabileceğini belirten Yılmaz, “Osmanlı döneminde belgelerde ismi ise Rasat (gözetleme) adasıdır. Raşat ismi ile geçse de bunun doğrusu Rasat’tır. Osmanlı İmparatorluğu burasını gözlem adası olarak kullanmıştır. Adaya çıktığımız zaman bir büyük burç göreceğiz, bu burçtan gözlem yapıldığını görüyoruz. Aynı zamanda yine belgelerden öğrendiğimiz kadarıyla Osmanlı İmparatorluğu adayı tehlikeli mahkûmların ıslahı için kullanıyor. Adamızın en meşhur özelliklerinden birisi de herkesin yakından bildiği Barbaros kardeşlerin abisi Oruç Reisin bütün hikayesi bu adada başlar. Oruç reis Venediklilerin elinde kürek mahkumu iken kaçarak bu adaya sığınır. Bu adada da Osmanlı yetkililerine durumunu anlatır ve Şehzade Korkut’a ulaşır. Şehzade Korkut da kendisine 17 filika vererek, korsanlık faaliyetlerine başlar” dedi.

“Adanın 3’de 1’lik bölümü sular altında kalır”
Adanın şeklinin görünen olmadığını belirten Yılmaz, “Adamızın ilk şeklini 1522 yılında Piri Reisin çizdiği haritada görüyoruz. 1743 depreminde ada bir kırılma yaşar. Bunun delilini de adada bulunan fay aynasından görmek mümkündür. Adanın 3’te 1 bölümü sular altında kalır. Bu tarihten sonra oradaki yapılar yıkılır ve kullanılmaktan çıkar. Bu tarihten sonra kullanılmaz. Bugün gördük ki doğa adeta adaya hakim olmuş. Adaya yüzerek çıkmak zorunda kaldık. Çıktıktan sonra bizi ilk karşılayan bir yol vardı. Yabani zeytin ağaçları bu yolu kapatmış. Zorlu ve tehlikeli bir yolculuk oldu. Oraya çıkmak isteyen olursa mutlaka tedbir alsınlar. Depremde yıkılan gözetleme evinin kiremitleri her yere dağılmış. Biz bu kiremit parçalarını tespit ettik, daha önce tespit edilmemiş merkezi yapının kapısını ilk defa gördük. Bu da sanırım ilk kez görüntülendi, bu da güzel bir sürpriz oldu. Ayakta kalan surların olduğunu gördük” ifadelerine yer verdi.
Bölgede çok sayıda balık turu düzenleyen Yusuf Kara, "Vatandaşlarımıza adamızı en iyi şekilde tanıtıyoruz. Bugüne kadar çok az sayıda kişi çıktı. Bugün hep beraber çıktık. Çok güzel görüntüler gördük. Üzerinde çok eksi yapılar var. Bugün surların kapısını da keşfettik. Daha çok yabancı turistler ilgi duyuyorlar" sözlerine yer verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.04 11:00:25
Son Düzenlenme Tarihi :





Başkan Çetin'i ziyaret eden sektör temsilcileri: İki zam daha gelirse akaryakıt istasyonları birer birer kapanmaya başlar

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, ATSO 14. Grup (Akaryakıt ve Gaz Ürünleri) Komitesi ve sektör temsilcileri ile bir araya gelerek sektörün sıkıntılarını ve çözüm önerilerini dinledi.Kar marjı düşen sektör temsilcileri; "Akaryakıta iki zam daha gelirse tüm Türkiye genelinde istasyonlar birer birer kapanmaya başlar "uyarısında bulundular

Kar marjı düşen sektör temsilcileri; "Akaryakıta iki zam daha gelirse tüm Türkiye genelinde istasyonlar birer birer kapanmaya başlar."

Akaryakıt ürünlerine peş peşe gelen zamlara karşın, karlılık oranı hiç değişmeyen akaryakıt istasyonları kapanmanın eşiğinde. EPDK kararıyla 2005 yılından itibaren akaryakıt ürünlerinden litre başına 1 lira kazanan istasyon sahipleri, "Mazot 5 lirayken 1 lira kazanıyorduk, şimdi 14 lira oldu yine 1 lira kazanıyoruz. Kar oranı yüzde 20'den yüzde 9'a düştü. Buna karşın maliyetlerde korkunç bir artış var. Son dönemde elektriğe yüzde 200 zam geldi, personel maliyetleri yüzde 45-50 arttı, tüm girdilerde artış yaşanırken, bizim karlılık pul olmuş durumda. Akaryakıta iki zam daha gelirse tüm Türkiye genelinde istasyonlar birer birer kapanmaya başlar, vatandaş ve üreticiler benzin ve mazot bulmakta sıkıntı yaşar" uyarısında bulundu. İstasyon sahipleri, karlılıkların mutlaka yüzde bazında belirlenmesi ve günün koşullarında bu oranın en az yüzde 20 olması gerektiğinin altını çizdi.

MALİYETLER KATLANDI
Toplantı sonrası konuyla ilgili bir açıklama yapan ATSO Başkanı Davut Çetin, "Akaryakıt sektörünün temel sorunu kar marjı. 2005 yılında alınan bir kararla akaryakıt sektöründe kar marjı 1 lira olarak sabit tutulmuş. EPDK tarafından belirlenmiş sabit bir rakam. Bu rakam akaryakıta gelen zamlara rağmen hiçbir şekilde değişiklik göstermiyor, artmıyor. Dolayısıyla mazot 5 lirayken de karlılıkları 1 lira, mazot şu anda 14 lira olmuş, kar gene 1 lira. 2005'ten beri bu böyle. Mazot 5 lirayken kar marjı yüzde 20 iken, şu anda mazot 14 lira kar marjı yüzde 9'a düşmüş. Karlar erirken, maliyetler katlanarak artmış durumda. Sektör temsilcileri 2005 yılından bu yana devam eden uygulamanın değişmesini, enflasyon oranında artan yüzde olarak bir kar marjına sabitlenmesini talep ediyor" dedi.

SEKTÖR BATIYOR
Türkiye'de 14 bin civarında akaryakıt istasyonu bulunduğunu ve sektörün yaklaşık 150 bin kişiye istihdam yarattığını belirten Davut Çetin, "Akaryakıt sektörü her gelen zamda erimiştir, karlılığı bitmiştir. Arkadaşların ifadesine göre şu anda sektör batıyor. İki kere daha zam gelsin istasyonların kapanmaya başlayacağı belirtiliyor" diye konuştu. Davut Çetin, sektör temsilcilerinin artan zamlar nedeniyle tüm Türkiye'de, özellikle hafta sonl
arı trafiğe çıkan araç sayısında azalma yaşandığını söylediğini de kaydetti.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.01.12 12:29:42
Son Düzenlenme Tarihi :