SON DAKİKA

logo

‘Coğrafi işaret’ almak ÖNEMLİ ama kolay. ‘Coğrafi İşaret’ alınan ürünü arttırmak, paketlemek, tanıtmak ve pazarlamak zor.

ATSO Başkanı Davut Çetin ile ATB Başkanı Ali Çandır’ın önem verdiği konulardan biri Antalya’nın geleneksel ürünlerine ‘coğrafi işaret” almak. COĞRAFİ İŞARET; kısaca belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işaret. Nitekim bugüne kadar Antalya’nın ‘Alanya Avokadosu’, ‘Alanya Gülüklü Çorba’, ‘Alanya Yenidünya’, ‘Antalya Bergamut Kabuğu Reçeli’, ‘Antalya Kabak Tatlısı’, ‘Antalya Serpme Börek’, ‘ Antalya Piyazı’ ‘ Antalya Tavşan Yüreği Zeytini’, ‘ Antalya Turunç Kabuğu Reçeli’, ‘Döşemealtı El Halısı’, ‘Finike Portakalı’, ‘Korkuteli Karyağdı Armudu’ ve ‘ Manavgat Altın Susamı’ coğrafi işaretine kavuştu.

Ama artık bu konunun belediyelere bırakılmasının zamanı geldi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ve Antalya Ticaret Borsası bu işin yolunu açtı, yolculuk bundan sonra belediyelerle devam etmeli.
Kaldı ki; YÖREX basın toplantısında ATB Başkanı Ali Çandır konuşmasının bir bölümünde “Coğrafi işaretli ürünlerde kalite sorunu yaşanmıyor. Kaliteden ziyade miktar sorunu var. Üreticinin birlikte örgütlenerek ürünün etrafında ortak paketleme, ortak pazarlama, tanıtımı alışkanlık haline getirmemiz gerekiyor” derken, bence de kapı kapı dolaşılıp ‘coğrafi işaret’ belgesini dağıtıncaya kadar, ATSO, ATB hatta AESOB coğrafi işaret kazanan ya da kazanacak olan bazı ürünler üzerinde yoğunlaşmalı, o ürünlerin sadece Türkiye pazarına değil, dünya pazarına sunulması konusunda fikir üretmekten daha da öteye giderek üretimin arttırılmasına yönelik maddi açıdan bile gerekeni yapması gerekir,diye düşünüyorum.
Son haftalarda, özellikle belediyelerin girişimleriyle özellikle kadın üreticilerin örgütlendiği bir gerçek. Ama aynı şeyi paketleme, pazarlama ve tanıtım konusunda söylemek ise zor. İşte bu noktada ATSO, ATB ve AESOB devreye girmeli, hiç olmazsa birkaç ürünü tanıtımıyla, pazarlamasıyla ve özellikle de üretimiyle de ön plana çıkarmalı.
Ali Çandır başkan yine konuşmasının bir bölümünde “Fransa’nın Rokfor peynirinin başardığını Akseki’nin Çimi peyniri, Elmalı’nın Söğle peyniri de başarsın istiyoruz” derken, ben de o zaman Çimi ya da Söğle peynirinden işe başlanamaz mı ?  diye soruyorum..
Elbette bu yazıyı kaleme almadan Elmalı Belediyesi Kültür Müdürü Durmuş Altan’ın bilgisine başvurdum. Şunları paylaşmak isterim.
1- Söğle peynirinin ortalama yıllık üretimi 1-1,5 ton.
2- Özelliği  keselere basıldıktan sonra, katılaşan peynirler rende ile parçalanır, elle ufalanır ve tuzlanır. 4-5 yaşında yeni kesilmiş bir keçinin derisinin içine sıkı bir şekilde tepilir, çuvaldızla dikilir. En üstte tuz bırakılır, bozulmaması için. Antik dönemden kalma kuyularda 4 ay süresince bekletilir. Ve daha sonra da kuyulardan çıkartılıp satışa sunulur.
3- Geçen yılki üretilen Söğe Peynirinin kilosu 100 liradaydı. Birkaç yıl önce 30 lira dolaylarında olduğunu özellikle hatırlatmak isterim. Şunuda ayrıca vurgulamak isterim ki, geçen yılın Söğle Peyniri yerinde 1 ay içinde satıldı. Yani kısa sürede YOK satıyor. 
4- Antalya’da bazı yerlerde Söğle Peyniri adı altında 50 liradan satılan peynir çakma, yani gerçek Söğle Peyniri değil.
5- Keçi sütü işin özü. Yayla önemli. Keçi sayısı ve iklim üretimle doğrudan ilgili. Yani üretim öncesinde keçi sayısının arttırılması lazım. 
Sonuç olarak; ‘Coğrafi işaret’ almak ÖNEMLİ ama kolay. ‘Coğrafi İşaret’ alınan ürünü arttırmak, paketlemek, tanıtmak ve pazarlamak zor.  * Erkin ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.10.15 09:01:10
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Var mı Başka Seçkin Öğretmen !!!

El­ma­lı’nın Yuva Ma­hal­le­si Yuva İlko­ku­lu’ndan öğ­ren­ci­ler ilk kez Antal­ya Stad­yu­mu­nu gör­dü­ler, ilk kez maç iz­le­di­ler, ilk kez Nuri Şahin’i ya­kın­dan gör­dü­ler, ve An­tal­yas­por’un bu sezon ilk 4 gollü gali­bi­ye­ti­ne şahit oldular

    El­ma­lı’lı ço­cuk­la­rın An­tal­yas­por sev­gi­si­ni ateş­le­yen, an­la­tan, tanıma­sı­nı sağ­la­yan An­tal­yas­por sev­da­lı­sı öğ­ret­men Seç­kin Erol oldu.
    Sos­yal med­ya­dan bir pay­la­şım yaptı. Ge­ri­si çorap sö­kü­ğü gibi geldi.
    Şimdi ba­kı­yo­rum sos­yal med­ya­dan pay­la­şa­rak sa­hip­len­me­ye çalışan­lar tü­re­di.
    Seç­kin öğ­ret­me­nin ilk sos­yal medya çağ­rı­sı­nı ha­ber­leş­ti­ren, gündeme ta­şı­yan, Baş­kan Aziz Çetin ve Yö­ne­tim Ku­ru­lu’na des­tek olma­sı için ga­ze­te­den çağ­rı­da bu­lu­nan ki­şi­yim.
    Öğ­ren­ci­le­rin Gi­re­suns­por ma­çı­na ge­le­cek­le­ri­ni de ilk ha­ber­leş­ti­ren yine benim. Çor­ba­da tuzum ol­du­ğu­na ina­nı­yo­rum.
    Öğ­ren­ci­le­rin gel­me­sin­de, An­tal­yas­por’u iz­le­me­sin­de payım var.
    Ama benim payım, ne Seç­kin Erol öğ­ret­men kadar,
    Ne öğ­ren­ci­le­rin git­me­si­ne “evet“ diyen onlarla birlikte tribünde yer alan okul mü­dü­rü Hü­se­yin Te­ke­li kadar,
    Ne pay­laşı­mın ar­dın­dan bir kaç gün içe­ri­sin­de ço­cuk­la­rın An­tal­yas­por’lu ol­ma­sı için 07 Genç­lik Gru­bu­nu adeta se­fer­ber eden, kaş­kol - bere - polar gönderen, ço­cuk­la­ra 07 Genç­lik Ta­raf­tar Lo­ka­lin­de öğle ye­mek­le­ri­ni elle­riy­le ikram eden Tolga Cö­mer­toğ­lu kadar   
    Ne de, öğ­ren­ci­le­rin pas­so­lig kartının pa­ra­sı­nı ce­bin­den öde­yen An­tal­yas­por Baş­ka­nı Aziz Çetin kadar payım var.
    Ama, yine de çor­ba­da tuzum var, mutluyum.
    Bizim Seç­kin Erol gibi öğ­ret­men­le­re, ken­tin ta­kı­mı için "hayır" demeyen okul mü­dür­le­ri­ne, müdür yar­dım­cı­la­rı­na ih­ti­ya­cı­mız var.
    İna­nı­yo­rum ki o öğ­ren­ci­ler geri dö­nüş­le­rin­de halen maçın atmosferini ya­şa­ma­ya devam et­ti­ler. Maçın he­ye­ca­nı­nı Pa­zar­te­si günü okul ar­ka­daş­la­rı­na, so­kak­ta­ki ar­ka­daş­la­rı­na da an­lat­tı­lar.
    Var mı başka Seçkin öğ­ret­menler, öğ­ren­ci­le­ri­ni An­tal­yas­por’lu yap­mak isteyenler. Yö­ne­tim­den ta­lep­te bu­lu­nan.
    İna­nı­yo­rum ki bu ta­lep­ler Başkan  AQziz Çetin ve yö­ne­tim ta­ra­fın­dan gözü ka­pa­lı ye­ri­ne geti­ri­lecek. Tolga Cömertoğlu parasını ve zamanını  o çocuklara yine ayıracak. 07 Gençlik seferber olacak.
    An­tal­yas­por fut­bol so­rum­lu­su Nuri Şahin maç ön­ce­sin­de yap­tı­ğı konuş­ma­da tri­bün­ler­de­ki ço­cuk­la­rı örnek gös­ter­di. On­la­rı tri­bün­ler­de­ki ço­cuk­lar­la mo­ti­ve etti.
    Tri­bün­ler­de kaç çocuk vardı bil­mi­yo­rum. Takım ha­lin­de giren de var, elin­den 2 ço­cu­ğu­nu tu­ta­rak koşa koşa maça gelen de var, ailecek çocuk­la­rıy­la maça gelen de vardı.
    Yine tri­bün­ler­de 10 bin ki­şi­yi bile bu­la­ma­dık.
    Bu ko­nu­da ha­ki­ka­ten sı­kın­tı büyük ama. Ge­le­ce­ğin te­mel­le­ri­ni atma­ya, hem de sağ­lam at­ma­ya baş­la­dık. * Ferudun ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.03.21 06:52:25
Son Düzenlenme Tarihi :





2 aylık hamileyken kocası tarafından öldürülen Rabia Yılmaz cinayetinde DNA raporu açıklandı

- Daha önce bebeğin başkasından olduğu yönünde iddialar üzerine istenen DNA testi sonuçlandı, babanın sanık Ayhan Yılmaz olduğu belirlendi - Rabia Yılmaz cinayetinde üçüncü duruşma görüldü

Rukiye Senem Ok
ISPARTA (İHA) - Isparta’da iki aylık hamile eşi Rabia Yılmaz’ı tabanca ile öldüren, kayınvalidesi Ayfer Aydınlı'yı yaraladığı iddiasıyla tutuklu yargılanan Ayhan Yılmaz cinayetinde üçüncü duruşma görüldü. Sanığın daha önce bebeğin başkasından olduğu yönünde iddiaları üzerine yapılan DNA testi, Adli Tıp Kurumundan gelen raporla açıklandı. Davada bebeğin babası sanık Ayhan Yılmaz çıkarken, duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

Hakkında 'tasarlayarak eşini öldürme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'konut dokunulmazlığını ihlal' ve 'ateşli silah taşıma kanuna muhalefet' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılan Ayhan Yılmaz, Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinde üçüncü kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya sanık Ayhan Yılmaz SEGBİS sistemi ile katılırken, Rabia Yılmaz'ın annesi Ayfer Aydınlı ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.

DNA sonuçlandı bebeğin babası yüzde 99 sanık çıktı
İlk duruşmada sanık Ayhan Yılmaz, kayınvalidesinin kendisine 'Sen erkek değilsin, senin çocuğun olmaz' diyerek bebeğin kendisinden olmadığını iddia etmesi üzerine kendini kaybettiğini ve cinayeti bu yüzden işlediğini savunmuştu. Aynı duruşmada maktulün annesi Ayfer Aydınlı da, iddiaları kabul etmeyip böyle bir söyleminin olmadığını beyan etmişti. Sanığın beyanlarını değerlendiren mahkeme heyeti, olay anında hamile olan Rabia Yılmaz'ın bebeğinin, Ayhan Yılmaz’dan olup olmadığının tespiti için DNA testi yapılmasını talep etmişti. Bunun üzerine Adli Tıp Kurumundan gelen rapor mahkeme başkanı tarafından açıklandı. Gelen ATK raporuna göre bebeğin babası yüzde 99 sanık Ayhan Yılmaz çıktı.

Mahkeme başkanı tarafından dosya mütalaasının verilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. İddia makamı esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak için süre istedi ve duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

Olayın geçmişi
Olay, 21 Haziran 2022 tarihinde yaşandı. Eşi Rabia Yılmaz (27) ile görüşmek için Hızırbey Mahallesi 111. Cadde üzerindeki evlerine giden Ayhan Yılmaz (42), aile fertleriyle tartıştıktan sonra yanındaki tabancayla evin içinde rastgele ateş açtı. Rabia Yılmaz ve annesi Ayfer Aydınlı vücutlarına isabet eden mermilerle yaralanırken, Ayhan Yılmaz olay yerinden kaçtı. Aile yakınlarının yardım istemesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede, 2 aylık hamile olduğu öğrenilen Rabia Yılmaz'ın yaşamını yitirdiği belirlendi. Hafif şekilde yaralanan anne Ayfer Aydınlı'ya ise sağlık ekipleri müdahale etti.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.14 17:52:25
Son Düzenlenme Tarihi :