SON DAKİKA

logo

Çiçek fidesi üretimi için torf satın alınacaktır

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ PARK VE BAHÇELER DAİRESİ BAŞKANLIĞI 2021 YILI MEVSİMLİK ÇİÇEK FİDESİ ÜRETİMİ İÇİN TORF ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir.

 Basın İlan Kurumu’nun ilan portalı ilan.gov.tr’de yer alan ilana göre İhale 25.11.2021 - 11:00'da ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ 4. KAT İHALE SALONU-YÜKSEK ALAN MAH. A.MENDERES BULV. NO:20 07310 ANTALYA/MURATPAŞA adresinde  yapılacaktır. *Detaylar için TIKLAYIN



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.11.11 19:55:14
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Bakan Ersoy: "Koruma amaçlı imar planı çalışması başlatıldı”

Hatay’da konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Koruma amaçlı imar planı oluşturulması çok önemli. Önceliğimiz tarihi araştırma, alanın doğal yapısı, sosyolojik yapı, arkeolojik araştırmalar, kentsel hafıza araştırması, mimari doku, yapısal karakteristik özellikler. Bu çalışmalar için planlama ekibi oluşturuldu” dedi.
Hatay’a gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Afet Koordinasyon Merkezi’nde Bilim Kurulu toplantısına katıldı. Toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Bakan Ersoy, "Tarihi merkezleri aslına uygun olarak yeniden canlandırmak, kültürel mirasını ihya etmek, kent kimliğini korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla Antakya Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı’nı hazırladık. Alanın uzman Bilim Kurulu üyeleriyle iş birliğinde çalışıyoruz. Toplamda 307 hektarlık bölge riskli olarak ilan edildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yaptığımız protokol çerçevesinde, sit alanları ve tescilli yapılara ilişkin her türlü plan, proje hazırlama, uygulama ve denetleme yetkisini Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak devraldık” diye konuştu.

“Riskli alandaki hafriyat çalışmaları 15 Eylüle kadar kaldıracak”
15 Eylül tarihine kadar hafriyatın tamamını kaldıracaklarını ve ayrıştırma noktalarına taşımayı amaçladıklarını dile getiren Bakan Ersoy, "Ayrıştırma noktasında, içerisinde kurtarılabilecek malzemeleri çıkarıp onları yeniden ihya sırasında aynı binaların restorasyonlarında yapı malzemesi olarak kullanmaya devam edeceğiz. Tüm bu çalışmalar bittikten sonra Koruma Amaçlı İmar Planı çalışması başlatıldı. Yoğun şekilde devam ediyor. Hedefimiz Ağustos ayı sonuna kadar planı tamamlayıp 1 Eylül itibarıyla askıya çıkmak. 30 gün içerisinde itirazları değerlendirerek Ekim başına planı uygulamaya hazır hale getirmek istiyoruz. Ardından ise kurtarma kazısına başlayacağız. Bu bölgede antik şehir de var o antik şehrin izleri de tespit ediliyor” şeklinde konuştu.

"3 boyutlu modelleme ile yapıyoruz"
Bakan Ersoy, "Antakya’da 405 kültür varlığından depremde yıkılanlar ve zarar gören oldu. Bu tespitlerle ilgili çalışmalarımız tamamlandı. Bunların restorasyon çalışmaları yapılıyor. Ulaşılan kültür enkazı ise yüzde 50, kurtarma kazıları yapıldıktan sonra bunlar döküm sahalarına taşınacak ve ayrıştırma işlemleri yapılacak. Koruma amaçlı imar planı oluşturulması çok önemli. Önceliğimiz tarihi araştırma, alanın doğal yapısı, sosyolojik yapı, arkeolojik araştırmalar, kentsel hafıza araştırması, mimari doku, yapısal karakteristik özellikler. Bu çalışmalar için planlama ekibi oluşturuldu. Plandaki en önemli konu kentsel hafıza. Bilimsel çalışmalar göz önünde bulundurularak tespitler yapılıyor. Eski yerleşim bilgilerini topluyoruz. Etaplama halinde ihya odak noktalarını belirliyoruz. Mesela Kurtuluş Caddesi düzenlemesinde yapı yükseklikleri düşürülecek. İkonik yapılarla birlikte bütün Antakya’nın genelini kapsayacak bir imar yapısını oluşturacağız. Önce ikonik yapıları, şehrin cazibe merkezlerini oluşturuyoruz. Sonra da bu fikri Antakya geneline yayacağız. Bunları 3 boyutlu modelleme ile yapıyoruz. Hedeflenen yerleşim dokusu, Hatay’ın geçmiş hafızasını koruyacak şekilde olacak” ifadelerini kullandı.

“Uygulama desteği 5 milyon TL olarak belirlendi”
Bakanlık bünyesindeki tarihi yapılarda restorasyon çalışmalarının başladığını aktaran Bakan Ersoy, "Bakanlığımız dışında özel mülkiyettekilerle ilgili başvuru süreçleri oldu. İlk ve ikinci başvuru döneminde 279 adet yardım talebi ulaştı. 3 aşamalı program uyguluyoruz burada. Birincisi ibadethaneleri içeren projelendirme süreci. 3 milyon lira projeye destek veriyoruz. Uygulamaya geçince 25 milyon lira daha destek veriyoruz. Bunlar üst limitler. Turizm işletme belgeli yapılar için geçerli proje destek limiti 1,5 milyon lira ve uygulama desteği de 12,5 milyon lira olarak belirlendi. Konut ve diğer yapılar için ise proje desteği 750 bin lira. Uygulama desteği ise 5 milyon lira olarak belirlendi. Başvurulan bütün projeler kabul edildi ve uygulamaya başladık. Başvuru süresi dolmuş olsa da yeniden açıyoruz. 1 Ekim’de yeniden açacağız. Bu yardım tutarları ve tescilli yapıların yeniden ihyası için destek programı sadece Antakya değil, deprem bölgesindeki bütün illerimizdeki tüm tescilli yapılarla ilgili geçerli. Katsayıları da hasar durumuna göre belirledik. Eğer yapı tamamen çökmüşse veya ağır hasarlıysa üst limit yüzde 100. Orta ise yüzde 60, az hasarlı ise yüzde 40 olarak değerlendiriliyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.03 16:22:48
Son Düzenlenme Tarihi :





Antalya’da Yörükler yaylalara yerleşmeye başladı

Antalya’nın Akseki, Manavgat, Gündoğmuş ve Alanya ilçelerinde yaşayan Yörükler, havaların ısınmasıyla yaylalara göç etmeye başladı. Yörükler her yıl çıktıkları yaylalardaki obalarına yerleşmeye başladı. Yaylaya çıkan Yörüklerin bazıları taş ile çevrili obalarda kalırken, bazıları ise ata gelenekle..

Antalya’nın Akseki, Manavgat, Gündoğmuş ve Alanya ilçelerinde yaşayan Yörükler, havaların ısınmasıyla yaylalara göç etmeye başladı. Yörükler her yıl çıktıkları yaylalardaki obalarına yerleşmeye başladı. Yaylaya çıkan Yörüklerin bazıları taş ile çevrili obalarda kalırken, bazıları ise ata gelenekleri olan kıl çadırlarda kalıyor.
Antalya’nın çeşitli köylerinde yaşayan ve hayvancılık dışında geçim kaynakları bulunmayan Yörükler, havaların ısınması üzerine daha serin olan yaylaların yolunu tuttu. Yaz mevsimini Akseki’nin 2 bin 200 rakımlı Göktepe ve Gündoğmuş ilçesinin Eğrigöl Yaylası’nda geçirecek Yörüklerin ana geçim kaynağı olan keçiler ise çobanlar tarafından otlatılarak götürülüp getiriliyor. Bazı Yörükler ise hayvanlarını kamyonlara yükleyerek yaylalarına getiriyor. Yörükler, yaklaşık 4 - 5 ay burada kalıyor. Yaylanın temiz havası ve muhteşem doğasında hayvanlarını besleyen Yörükler, atalarının mirasını yaşatıyor.

Hayvancılık ata mesleği
Manavgat ilçesi Gebece Mahallesi’nde yaşayan Duran Topaça (71) hayvancılık mesleğinin atalarından kaldığını söyledi. Hayvanlarını yaylaya çıkararak obalarına yerleştiklerini anlatan Topaça, "Hayvancılık baba mesleğimizdir. Çocuk yaştan bu yana hayvancılık yapıyorum. Her geçen yıl bu meslekte zorlaşıyor. Çocuklarımın da kıl keçileri bulunmaktadır. Hep birlikte keçilerimizi otlatmak için yaylaya çıkmak zorundayız. Hava şartlarına göre her yıl mayıs ayı sonlarında, hayvanlarımızla beraber Akseki’nin Yarpuz Mahallesi yakınlarındaki Kaklıktaş Yaylası’na çıkıyoruz. Şu an obalarımıza yerleştik. Yine hava şartlarına göre eylül ayı sonunda, kasım ayı başlarında ise tekrar köyümüze döneceğiz" diye konuştu.
Topaça, keçilerin sütünden yoğurt ve peynir yaptıklarını dile getirerek, hayvanlarının yaylada doğal ortamda beslendiklerini, peynir ve yağının oldukça lezzetli olduğunu, bunları yaylaya kadar gelen özel müşterilere sattıklarını belirtti.

Yağmurlar nedeniyle bu yıl geç çıktılar
Bu yıl bahar yağmurlarının fazla yağmasından dolayı yaylaya 15 gün geç çıktıklarını anlatan Topaça, "Eskiden yaylaya bundan 15 gün önce çıkardık. Bu yıl bahar yağmurları oldukça fazla yağdı. Biz yüksek rakımlı yaylada kaldığımız için yıldırım düşmelerine karşın yaylaya geç çıkmak zorunda kaldık. Yağmurlar ile birlikte Yaylalarda bu yıl ise çok güzel ot var" diye konuştu.

"Böyle gelmişiz böyle gidiyoruz"
Yörüklerden Hatice Uçar ise, Toroslar’ın zirvesinde hayvanlarıyla geçimlerini sağlamak için yazın yaylaya çıkmak zorunda kaldıklarını söyledi. Hayvancılığın ata meslekleri olduğunu ve geleneklerini sürdürerek dağlarda kıl çadırda kaldıklarını anlatan Uçar, "Yaylada bizim evimiz, kıl çadırdır. Bizim mutfağımız, her şeyimiz dağlardır. Zorda olsa alıştık. Bize artık zor gelmiyor. Su sorunumuz olmasa daha iyi ama su sorunumuz var. Suyu tankerlere doldurup geliyoruz. Yaşam şartlarımız bu. Yaylaya çıkmak zorundayız. Yapmasak olmuyoruz. Böyle gelmişiz böyle gidiyoruz. Mecburen yapıyoruz. Yapacağımız başka bir işimiz yok. Göçer yaşamın zorlukları çok" diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.18 11:29:12
Son Düzenlenme Tarihi :