SON DAKİKA

logo

Vali Ersin Yazıcı’dan örnek bir davranış !

Sayın Vali Ersin Yazıcı, Antalya Valiliği’ne atandıktan bir kaç ay sonra ilk kez gazetecilerle biraraya gelmişti, yanılmıyorsam 2020’nin Ağustos ayıydı. Sayın Vali dün bir kez daha gazetecilerle buluşurken, umarım sayın Vali Antalya’da görev yaptığı süre içinde gazetecilerle (toplu olarak) yılda bir defa buluşmayı alışkanlık haline getirmez.

* Erkin ÖZGÜNSÜR
      Basın toplantısında, CHP’lilerin zaman zaman bana göre algı operasyonu yaptıkları  Manavgat Akseki, Alanya ve Gündoğmuş ilçelerindeki bazı mahalleleri etkileyen orman yangını sonrasında evleri, ahırları ya da işyerleri tamamen ya da kısmen yanan  vatandaşlarla ilgili sürecin yavaş ilerlemesi nedenini de açıklayan Vali Ersin Yazıcı, bana göre kamuoyunu aydınlatmakla kalmadı, bilgi kirliliğinin önüne de geçmiş oldu.
    Sayın Vali, “80 metrekarelik tapu var ama evin oturduğu alan 120 metrekare, bir kısmı yola giriyor ya da başka bir alana. Bunları çözmeye çalışıyoruz” derken, tapu ve aynı arsa üzerindeki birden fazla hak sahipliği de doğal bir sorun.
    Bana göre sayın Vali’nin basın toplantısındaki  aktardığı en önemli bilgi buydu. 
*****
    Covid’le ilgili son 15 gündür yukarı ya doğru hafif bir artışın olduğunu kaydeden Vali Ersin Yazıcı, bu artışa rağmen karamsar bir tablo çizmedi.         “Bu kadar misafire rağmen doluluk itibariyle (yoğun bakım)  yönetilebilir durumda olduğumuzu söyleyebirim. Birinci doz aşıda 90,7, ikinci doz aşıda da yüzde 78,6 dayız. İkinci doz aşıyı daha da yukarılara çıkartmayı hedefliyoruz. 12 yaş üstünün aşılanmasıyla ilgili okullarımızdaki ikna kampanyalarımızı sürdürüyoruz” diyen Vali Ersin Yazıcı, üniversite yoğun bakımı ile ilgili kendi sorduğu soruya , “Üniversitemniz sağlık alanında dünya markası, bunun sonucu olarak  bazı artı yükler var. Yoğun bakım kapasitesi, yoğun bakım için ayırdığı yatak sayısı sınırlı olmasından dolayı üniversitenizdeki yoğun bakım doluluğu yüzde 80’lerin altına hiç düşmüyor. Şu anda da yüzde 83,5. Çevre illerede hizmet veriyor, hatta komşu olmayan illere de hizmet veriyor. Dolayısıyla üniversitedeki yoğun bakımdaki oranımız yüksek, covid’le de direk ilgisi yok” dedi.
*****
    Ölümlü trafik kazalarında Antalya’nın sicilinin  hiçte iyi olmadığını kaydeden  Vali Ersin Yazıcı,  motorsikletli kazalarda ölüm oranının da çok yüksek olmasına dikkat çekerek, kask takmayan sürücülerin artık sözlü ikaz edilmediğini, direk cezai işlem uygulandığını söyledi.
    Sonuç olarak...Sayın Vali’nin KAHVALTISIZ toplantılarla daha sık basınla biraraya gelmesinde paylaştığı konuların kamuoyuna aktarılması ve bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi açısından  faydalı olur, diye düşünüyorum.
    “Ben trafik kuralına uyarım, kırmızı ışıkta kesinlikle geçmem” diyen sayın Vali’ye ayrıca teşekkür ederim. 

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.11.23 19:47:51
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Keçiboynuzu, orman yangınlarının yayılmasına set olabiliyor

Antalya Tarım Konseyi, Antalya Tarım ve Orman Müdürlüğü, Antalya Ticaret Borsası iş birliğiyle BATEM, Akdeniz Üniversitesi ve Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü desteğiyle İnteraktif Keçiboynuzu E-Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya, Adnan Menderes Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Antalya Bilim Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi’nden akademisyen ve uzmanların yanı sıra; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Portekiz, İspanya, İtalya, Fas, Cezayir ve Lübnan’dan akademisyen ve uzmanlar katıldı.
Çalıştayın açılışında konuşan ATB ve ATAK Başkanı Ali Çandır, 3 yıldır online eğitimler, paneller ve çalıştaylar düzenleyerek tarım sektörüne katkı koyduklarını söylerken, interaktif muz, çilek ve avokado çalıştaylarının ardından keçiboynuzu çalıştayı düzenlediklerini belirtti. Dünyada her yıl yaklaşık 140 bin ton civarında keçiboynuzu tohum ve meyvesi üretildiğini, Türkiye’de üretimin 25 bin ton civarında olduğunu kaydeden Çandır, son 1 yılda keçiboynuzu üretim alanları yüzde 58, üretim miktarının ise yüzde 22 arttığına dikkat çekti. Antalya’nın 13 bin tonluk üretimi ile Türkiye’de en çok keçiboynuzu üreten il olduğunu belirten Çandır, “Antalya, Türkiye’nin keçiboynuzu üretiminin yarısını sağlamaktadır” dedi. Çandır, Manavgat yangınından sonra bölgeye çok sayıda keçiboynuzu fidanı dikildiğini belirtirken, bu konuda yoğun çalışmalar yürüten Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne teşekkür etti.

“Manavgat yangınından sonra dikimi arttı”
Antalya Tarım ve Orman Müdürü Gökhan Karaca, ürün bazlı çalıştaylarla tarım sektörüne yön göstermeye çalıştıklarını söylerken, katma değeri yüksek keçiboynuzu üretimini artırmak için yaptıkları çalışmaları anlattı. Özellikle pandemi döneminde keçiboynuzuna talebin arttığını belirten Karaca, üretimi artırmak için susuzluğa dayanıklı keçiboynuzunu kıraç, susuz alanlarda yetiştirilmesi için üreticiyi yönlendirdiklerini kaydetti. Karaca, Manavgat yangınının ardından bölgede ağaçlandırma çalışması yaparken keçiboynuzuna öncelik verdiklerini kaydetti. BATEM Müdürü Abdullah Ünlü, keçiboynuzunu üretimi ve kalitesini artırmak için çalışmalar yürütüldüğünü belirterek, çalıştayın bu çalışmalara ışık olacağını söyledi.

“Orman yangınına karşı set”
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamide Gübbük, “fakir toprakların zengin ağacı” keçiboynuzunun değerinin yeni anlaşılmaya başlandığını söyledi. Besin değeri yüksek olan, gıdadan ilaç sektörüne, kağıt, petrokimya gibi bir çok alanda kullanılan keçiboynuzunun yaygınlaştırılması gerektiğini kaydeden Gübbük, sadece meyve olarak değil katma değerli hale getirilerek ihraç edilmesi gerektiğini söyledi. Gübbük, orman yangınlarının yayılmasını önlemede keçiboynuzunun önemli bir bitki olduğunu söylerken, “Keçiboynuzu orman yangınlarına karşı set ağacı olarak mutlaka kullanılmalı” dedi.
2 gün süren çalıştayda Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Portekiz, İspanya, İtalya, Fas, Cezayir ve Lübnan’dan katılan akademisyenler ve uzmanlar; keçiboynuzu yetiştiriciliği, keçiboynuzunun yetiştirilmesi ve ticareti, kapama bahçe kurulumu, iklim değişikliğine uyum, keçiboynuzunun ekolojik istekleri, çeşit geliştirme çalışmaları, endüstriyel açıdan yürütülen çalışmalar, keçiboynuzunun eczacılıkta kullanımını konuştu. Sektör temsilcileri keçiboynuzu üretimi ve ticaretinde yaşadıkları sorunları dile getirdi.

“Su kıtlığı olan yere keçiboynuzu”
Çalıştayın sonunda sonuç raporu yayımlandı. Raporda, keçiboynuzu üretimini arttırmak için kapama bahçe sayısının artırılması önerilirken, fidan üreten işletme sayısının da artırılması gerektiği kaydedildi. Mevcut arazilerdeki verimsiz ağaçların rehabilitasyonla üretime kazandırılması gerektiği kaydedilen raporda, “Küresel iklim değişikliğinin oluşturduğu en önemli sorunun su kıtlığı olacağı göz önüne alındığında su istemeyen özelliğiyle bilinen keçiboynuzu üretimi yaygınlaştırılmalı” denildi.

Yangına karşı tampon
Keçiboynuzu yaprağının daha az yanıcı olduğu vurgulanan raporda, ekolojisi uygun olan alanlarda yangına müdahalede zaman kazanmak amacıyla çam ağaçlarının arasına ve orman sınır bölgelerine tampon olarak diğer maki türleri ile birlikte dikilebileceği önerildi. Tescilli çeşit sayısının artırılması gerektiği kaydedilen raporda, Doğu Akdeniz, Batı Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde zengin gen kaynaklarının korunması amacıyla gen havuzları oluşturulması önerildi. Diğer meyve türlerinin çiçek açmadığı bir dönemde çiçeklenen keçiboynuzunun arıcılık için önemli olduğu belirtilen raporda, arıcılığın teşvik edilmesi önerildi.
Keçiboynuzunda erken hasadın kalite kaybına neden olduğu belirtilen raporda, hasat zamanının devlet tarafından ilan edilmesi, erken hasat için cezai yaptırım uygulanması istendi. Keçiboynuzu ihracatının, meyve ya da tohum olarak değil, katma değer kazandırılmış ürünler şeklinde yapılması gerektiği kaydedilen raporda, keçiboynuzunun endüstriyel kullanımında, ürün çeşitliliği artırılması önerildi. Raporda, “Endüstriyel üretim, her türlü tarımsal üretimin lokomotifi olduğu için keçiboynuzundan katma değeri yüksek ürünler üreten işletmeler teşvik edilmelidir” denildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.07 16:03:41
Son Düzenlenme Tarihi :





ANTALYASPOR’UN KALECİSİ, ZİRVEYE YERLEŞTİ

Antalyaspor ile resmi sözleşmeye imza attığı günün ertesinde kırmızı beyazlı formasıyla ilk maçına Galatasaray deplasmanında çıkan Helton Leite göstermiş olduğu performans ve yapmış olduğu 5 kurtarış ile Türk futbolseverler tarafından adından çokça söz ettireceğini hissettirmişti. 

Geçen sezon Antalyaspor formasıyla ligde 17 maça çıkan Helton, bu sezon da oynanan 12 maçın tamamında kırmızı beyazlıların kalesini korudu. 
Antalyaspor’un Ziraat Türkiye Kupası’nda oynadığı maçlarda eldivenini takım arkadaşı Ataberk Dadakdeniz’e devreden Brezilyalı kaleci, ilk maçtaki performansından ötürü beklentileri yükseltmesine karşın standart bir performans sergilemeye devam ederek geçen sezonu kapatmıştı.
Brezilyalı eldiven, sezonun ilk çeyreğine ise adeta damgasını vurdu. Spor Toto Süper Lig’de oynanan 12 maçın tamamında 90 dakika süre alıp en az gol yiyen kaleciler arasında birinci sırayı, Kayserispor’un genç kalecisi Bilal Bayazıt ile paylaşan Helton Leite; 12 Maçta yaptığı 27 kurtarışla Antalyaspor’un topladığı 18 puanda pay sahibi oldu. 
Sezon sonu sözleşmesi bitecek olan oyuncunun eğer devre arasında yabancı bir takımla anlaşması halinde sezon sonu takımdan bedelsiz ayrılma ihtimali bulunuyor. 

Spor Toto Süper Lig’de 12 maçın tamamında forma giyen ve en az gol yiyen kaleciler şu şekilde; 

1. Helton Leite (Antalyaspor) & Bilal Bayazıt (Kayserispor) 13

2. Uğurcan Çakır (Trabzonspor) 14

3. Ali Şaşal Vural (Sivasspor) & Gökhan Akkan (Çaykur Rizespor) 17

4. Bernardoni (Konyaspor) 18

5. Alp Arda (İstanbulspor) 22

HABER: ARİF CAN YILDIZ 

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.11.15 18:34:15
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.11.16 08:44:40