SON DAKİKA

logo

Öğrenci taşıma hizmeti alınacaktır

KEPEZ -İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Antalya İli Kepez İlçesinde bulunan ilkokul ve ortaokulların öğrencilerinin taşınma işi hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecek olup, teklifler sadece elektronik ortamda EKAP üzerinden alınacaktır.

 Basın İlan Kurumu’nun ilan portalı ilan.gov.tr’de yer alan ilana göre İhale 22.08.2022 - 10:00'da KEPEZ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ TOPLANTI SALONU adresinde yapılacaktır. *DETAYLAR İÇİN TIKLAYIN


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.08.02 19:06:04
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Emziren Annelerde Kanser Riski Daha Az!

Doç. Dr. Yılmaz Güzel “Anne sütü doğası gereği normal doğum haftasında dünyaya gelmiş sağlıklı bir bebeğin ilk altı ay ihtiyaçlarını tek başına karşılayabilecek besin değerlerine sahiptir. Süt, bütün memelilerin yavruları için optimum büyümesini ve gelişmesini sağlayan tüm besin öğelerini içeren, her zaman taze, temiz ve yavrusuna verilmeye hazır bir besindir. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, gelişmekte olan ülkelerde bebek ölümlerinin en sık nedeni ishal, pnömoni gibi enfeksiyon hastalıklarıdır. Bu hastalıkları önlemenin en kolay yolunun anne sütü ile beslenme olduğu belirtilmektedir. İlk 6 ayda bebeklerin sadece anne sütüyle beslenmesi ve 6. aydan sonra tamamlayıcı beslenme ile emzirmenin 2 yaşına kadar sürdürülmesi ile yılda yaklaşık 1.3 milyon bebek ölümünün önlenebileceği hesaplanmaktadır. Ancak, anne sütü yeterli değilse veya anne emzirme yapamıyorsa, bebeklere uygun bir süt formülü verilmesi gerekir” dedi.

Doğumdan sonra salgılanan sıvı olan kolostrum, yenidoğan için “ilk aşı” olarak adlandırılır

Doç. Dr. Güzel, “Doğumdan hemen sonra salgılanan anne sütüne kolostrum denir. Genelde anne sütüne göre daha sarımsı renkte ve daha koyu kıvamlıdır. Ortalama 4-5 gün boyunca salgılanmaya devam eder. İlk başlarda miktarı göze az gelebilir ancak yenidoğan midesinin boyutu da küçük olduğundan zengin içeriği ile bebek için oldukça yeterlidir. Kolostrum bağışıklık sistemini güçlendirdiği için “ilk aşı” olarak da adlandırılmaktadır. Kolostrumun yararları arasında bebeğin üst solunum yollarını koruması, alerjik reaksiyonları önlemesi, enfeksiyon riskini azaltması, sindirim sistemini geliştirmesi, yenidoğan sarılığını önlemesi ve içerdiği büyüme faktörü ile bebeğin hızlı bir büyüme ve gelişme göstermesi sayılabilir. Kolostrumun azalması ile birlikte sütün rengi açılarak sarıdan beyaz tonlara geçer ve kıvamı daha akışkan olmaya başlar” diye belirtti.

“Yenidoğanlar ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir”

Doç. Dr. Güzel, “Anne bebeğini doğumdan sonraki ilk bir saat içinde emzirmeye başlamalıdır. İlk altı ay sadece anne sütü ile beslemeli ve sonrasında ek besinlerle beraber iki yaşına kadar emzirmeye devam etmelidir.  Yeterli anne sütü almayan çocuklarda büyüme gelişme geriliği, orta kulak iltihabı, nekrozitan enterekolit ve sindirim sistemi yeterince gelişemediğinden enfeksiyonlar daha fazla oranda görülmektedir. Bu çocuklar ileriki yaşamalarında da birçok sorunla karşılaşmaktadır.

Zengin içeriği ile bebekleri birçok enfeksiyondan, akut ve kronik hastalıklardan korur. İçerdiği IgA ve antikorlar ile normal bağırsak florasının gelişmesine yardımcı olur ve bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca çene ve diş gelişimini de olumlu yönde etkiler. Anne sütü aynı zamanda bebeklerin beyin gelişiminde de önemli bir rol oynar. Bebeklerin beyinleri, doğumdan sonraki ilk birkaç yıl boyunca hızla büyür ve anne sütü, beyin gelişimi için gerekli olan omega-3 yağ asitleri, protein ve diğer besin öğelerini içerir” diye söyledi.

“Anne sütü, bebeklerin sağlığı ve gelişimi için en önemli besin kaynağıdır”

Doç. Dr. Güzel, “Anne sütünün yüksek besin değeri, sindirimi kolay olması, ekonomik olması, kolayca emilebilmesi, anne ve bebek sağlığına sayısız faydası sebebiyle anneler emzirmeye daha çok teşvik edilmelidir. Doğumdan sonra anne emzirme konusunda bilgilendirilmeli gerekirse destek verilmeli ve emzirme yönünden cesaretlendirilmelidir. Sadece anne sütü ile beslenmeyle bile oluşabilecek hastalık ve ölüm oranları minimuma indirilebilir. Anne sütü, bebeklerin sağlığı ve gelişimi için en önemli besin kaynağıdır ve bebeklerin ömür boyu sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri için hayati önem taşır” diye vurguladı.

“Emzirmenin bebeğe olduğu kadar anneye de faydası çok fazladır”

Doç. Dr. Güzel, “Emzirmenin bebeğe sağladığı sayısız faydanın yanında anneye de birçok olumlu katkısı vardır. Emzirmenin anneye sağladığı ilk belirgin fayda meme uçlarının uyarılmasıyla birlikte salgılanan oksitosin hormonunun rahmin kasılmasını güçlendirmesidir. Bu sayede doğum sonrası kanama miktarı azalır, lohusalık dönemi kanamaları daha kısa sürede biter, postnatal uterus kanamalarının azalmasıyla birlikte annede anemi önlenir ve gebelikte büyümüş olan rahim daha hızlı bir şekilde küçülüp eski haline döner. Oksitosin aynı zamanda anne ve bebek arasında sevgi bağının kurulmasını sağlamaktadır. Emziren annelerin kilo vermesi ve doğum öncesi vücut yapılarına geri dönmeleri daha kolaydır. Emzirmenin annenin ileriki yaşamında göğüs kanseri, endometriyum kanseri ve over kanserine yakalanma riskini azaltmasının yanında emziren annelerde osteoporoz görülme riski de oldukça azdır” diye konuştu. -Faselis

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.24 10:08:34
Son Düzenlenme Tarihi :





Yaz yağışları baskı altındaki sivrisinek türünü kontrolden çıkardı

Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin sivrisineklerin tam istediği bir ortam oluşturduğunu belirterek, “Kış aylarında sineklerin çoğu saklandıkları yerlerde olumsuz çevre şartlarından dolayı ölürlerdi. Bu kış havanın sıcak, y..

Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin sivrisineklerin tam istediği bir ortam oluşturduğunu belirterek, “Kış aylarında sineklerin çoğu saklandıkları yerlerde olumsuz çevre şartlarından dolayı ölürlerdi. Bu kış havanın sıcak, yaz aylarının da yağışlı geçmesi sineklerin tam istediği ortamları oluşturdu. Normalde ilaçlama ile baskı altında tutulan bir cinsimiz vardı. Ancak aşırı yağış toprağı doyurduktan sonra devasa genişlikte üreme alanı oluştu. Bu alanlarda da sinekler yumurtladı. Popülasyonunda şuanda bir artış yaşanıyor” dedi. Çetin, bu durumun havaların ısınması ve yağışın durması halinde 7-10 gün içerisinde normale dönebileceğini belirtti.
Yaz aylarında artış gösteren sivrisinek kabusu, bu yıl etkisini daha fazla gösteriyor. Buna sebep olarak da iklim değişikliği gösteriliyor. Kış aylarında saklanan ve aşırı soğuk nedeniyle telef olan sivrisinekler, bu kış havaların fazla soğumaması nedeniyle hayatta kalmayı başardı. Yaz aylarında ise ülke genelinde etkili olan yağışlar, sivrisineklerin üreme alanlarını genişletti. Belediyelerin rögar, fosseptik, kapalı alan ve su kanallarındaki ilaçlamaları bir yandan sürerken, tekrar eden yağışlar ilaçlamaların etkisini ise azalttı. Uzmanlar, sıcaklığın arması ve yağışların durması halinde bu durumun 7-10 gün içerisinde düzeleceğini öngörürken, konutlarında sivrisinek şikayeti yaşayan vatandaşlara da bazı önerilerde bulunuldu.

“Sineklerin tam istediği ortam oluştu”
Bu yıl Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Kış aylarının sıcak, yaz aylarında da bariz bir şekilde yağışın gerçekleşmesinin sivrisinekler için ideal bir ortam oluşturduğuna dikkati çeken Çetin, “Normal şartlarda Antalya gibi bir ilde 35 derecenin üzerinde bir sıcaklıklı kurak bir dönem geçirmemiz gerekiyordu ama halen 20-25 derecelerde yağışlı bir ortam geçiriyoruz. Bu sivrisinekler için çok ideal bir ortam. Kış aylarında sineklerin çoğu saklandıkları yerlerde olumsuz çevre şartlarından dolayı ölürlerdi. Bu kış havanın sıcak, yaz aylarının da yağışlı geçmesi sineklerin tam istediği ortamları oluşturdu” dedi.

“Yağışlar sonrası devasa genişlikte üreme alanı oluştu”
Antalya’nın Manavgat ve Serik bölgesinde ilaçlamayla baskı altında olan Ochlerotatus sivrisinek türünün, yağışlarla birlikte geniş alana yayıldığını aktaran Çetin, “Özellikle denize yakın alanlarda toprak suya aşırı doydu. Bu alanlarda böğürtlenlerin arasında biriken suda ya da kısmi alanlarda yetişen bir sivrisinek cinsimiz var, Ochlerotatus. Bu sinekleri normalde ilaçlamayla baskı altında tutuluyordu ancak aşırı yağış toprağı doyurduktan sonra devasa genişlikte üreme alanı oluştu. Bu alanlarda da yumurtladılar. Popülasyonunda şuanda bir artış yaşanıyor. Yağış, belediyelerin bu üreme yerlerine yapmış olduğu ilaçlamanın da sürüklenip gitmesine sebep oldu. Ochlerotatus bizim bölgemizde kısmi olarak görülüyordu. Ancak bu son yağışın etkisiyle gelişme alanı çoğalmasıyla maalesef arttı” diye konuştu.

Evlerdeki su kapları ve kovaları kontrol edin uyarısı
Havaların ısınması ve yağışın kesilmesinin ardından 1 hafta -10 günlük bir süreç içerisinde türün tekrar baskı altına alınabileceğini belirten Çetin, sivrisinek şikayeti bulunan vatandaşlara da bazı tavsiyelerde bulundu. Prof. Dr. Çetin, şunları söyledi:
“Özellikle balkondaki kovalar, çatı saçaklarında su birikintileri oluşuyor. Bu birikintileri engellemeleri gerek. Sivrisinek durgun suyu sever. Sivrisinek şikayetleri varsa durgun suyu ortadan kaldırdıklarında birkaç gün içerisinde problem ortadan kalkacaktır.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.15 12:58:52
Son Düzenlenme Tarihi :