SON DAKİKA

logo

Kalorifer yakıtı satın alınacaktır

T.C. ANTALYA GAYRİMENKUL SATIŞ İCRA DAİRESİ 2021/233 TLMT. TAŞINMAZIN GAZETE İLANI

Bir borçtan dolayı aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup mahcuzun ayrıntılı görsellerine, artırmaya ilişkin şartlara ve ayrıntılı açıklamalara esatis.uyap.gov.tr adresi üzerinden 2021/233 TLMT. sayılı dosya numarası ile erişim sağlanabilir.

Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, mahiyeti, bulunduğu yer, muhammen kıymeti ve önemli vasıfları:
TAŞINMAZIN
Özellikleri : Antalya İl, Aksu İlçe, 112 Ada, 28 Parsel, FETTAHLI Mahalle/Köy,Satışa konu taşınmaz Antalya Aksu İlçesi Fettahlı Mah. 112 ada 28 parselin sera vasfında olup üzerinde plastik örtülü seraların bulunduğu, seralarda biber yetiştiriciliğinin yapıldığı,taşınmazın güney ve kuzeyinden yol geçtiği, diğer cephelerinde komşu parseller bulunmaktadır. Parselin kadastro parseli olduğu, 1/25000 lik nazım planı içerisinde olduğu, Aksu belediyesi web sitesi üzerinden yapılan sorgulamadan anlaşılmıştır.Bulunduğu bölgenin tarıma maçlı kullanılan bölge olduğu,parselin topografyasının düz ve düze yakın olduğubelirlenmiştir.Antalya Aksu İlçesi Fettahlık Mah. 112 ada 28 parselin Fettahlımah. Orta mevkiinde bulunduğu,çevresinde benzer üzeri sera kaplı taşınmazların bulunduğu,Aksu Belediyesi sınırları içerisinde olduğu, alt yapı ve ulaşım hizmetinin mevcut olduğu, taşınmazın Antalya-Isparta yoluna 300,00 mt mesafede olduğu belirlenmiştir.
Adresi : Fettahlı Mah. 112 Ada 28Aksu/Antalya Aksu / Antalya/ ANTALYA
Yüzölçümü : 6.925,37 m2
İmar Durumu :Antalya Aksu Belediyesi Plan ve Proje Müdürlüğünün 12.02.2021 tarihli 1415 sayılı yazısında, "Söz konusu Fettahlık mahallesi 112 ada 8 parsel sayılı taşınmaza ait bilgiler arşivimizde bulunamamaktadır. Ayrıca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM) nin TAKBİS sisteminde yapılan araştırmada "taşınmazın pasife edildiği " anlaşıldığından ilgili taşınmaza ait Antalya Kadastro Müdürlüğünden onaylı Kadastro ölçü krokisi gönderildiği takdirde yeniden değerlendirilme yapılacaktır. " denilmiştir.
Kıymeti : 3.029.603,50 TL
KDV Oranı : %18
Kaydındaki Şerhler: Tapu kaydındaki gibidir.
Artırma Bilgileri

1.Artırma

Başlangıç Tarih ve Saati : 08/11/2022 - 10:35
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bitiş Tarih ve Saati : 15/11/2022 - 10:35

2.Artırma

Başlangıç Tarih ve Saati : 08/12/2022 - 10:35
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bitiş Tarih ve Saati : 15/12/2022 - 10:35

15/09/2022(İİK m.114 ve m.126)
(*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * Detaylar için tıklayın


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.09.21 21:21:49
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Dondurmadaki ‘süt tozu’ ve ‘tatlandırıcı’ oyununa dikkat

Türkiye’nin en sıcak illerinden olan Adana’da vatandaşlar serinlemek için dondurmaya talep gösteriyor. Dondurmacılar da, insan sağlığını tehdit eden ucuz dondurmalarda süt yerine süt tozu; meyve yerine de tatlandırıcı ve renklendiriciler kullanıldığını belirterek uyarıda bulundu.
Dünyada üst üste sıcaklık rekorları kırılırken, Adana’da da hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre kentte sıcaklık gölgede 37 derece olarak ölçülürken, park ve bahçelerdeki termometreler 44 ila 47 derece arasında gösteriyor. Hal böyle olunca vatandaşlar da serinlemek için dondurmaya yoğun talep gösteriyor. Ancak ucuz ve kalitesiz dondurmada süt yerine kullanılan süt tozu ile meyve yerine kullanılan tatlandırıcı ve renklendiriciler vatandaşların sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Hatta bazı dondurma üreticilerinin süt yerine süt tozu dahi kullanmayıp dondurmayı direkt su ile yaptığı ileri sürülüyor. Ayrıca fıstıklı dondurma yapılırken ise bazı üreticiler Antep fıstığı yerine bezelye, yeşile boyanmış yer fıstığı gibi ürünler kullanıyor.
Gerçek dondurmacılar ise ham madde, işçilik ve kira gibi giderleri katınca 1 top dondurmanın en az 18-20 TL’den satılması gerektiğini, topu 2-3 liraya satılan dondurmalardan vatandaşların uzak durması gerektiğini söyledi.

“Hazır dondurmaları da önermiyoruz”
Adana’da uzun yıllardır dondurmacılık yapan Mustafa Polat, İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Polat, “Adana çok sıcak ve insanlar hava sıcaklığında dondurmayla serinlemek istiyor. Ancak hal böyle olunca bazı kişiler hilelere başvuruyor. Vatandaşlarımız da burada dikkat etmeli. Dondurmada süt yerine süt tozu kullanan kişilerden dondurma almamalılar. Gerçek meyvenin yerine renklendirici ve tatlandırıcı kullanıyorlar. Bunun yerine vatandaşlar güvendikleri, bildikleri yerlerden dondurma almalılar. Hazır dondurmaları da önermiyoruz” dedi.

“Bazı yerlerde dondurmanın topu 3-5 lira”
Dondurma yaparken tamamen sudan üretim yapan kişilerinde olduğuna da dikkat çeken Polat, “1 kilogram dondurma 250 TL’den aşağı olmamalı. Ancak bazı yerlerde dondurmanın topu 3-5 liraya satılıyor. Orada mutlaka bir hile vardır. Fıstıklı dondurmada bezelye, meyveli dondurmada tatlandırıcı kullanıyorlar. Bazı kişiler süt yerine süt tozu kullanıyor ancak bazıları süt tozu dahi kullanmayıp su ile dondurmayı yapıyor. Bu ciddi anlamda insan sağlığını tehdit ediyor. Vatandaşlarımız sıcak günlerde serinleyim derken sağlığından olmasın” ifadelerini kullandı.
Dondurma yemeye gelenlerden Zehra Güzel ise, “Bazı yerlerde süt yerine süt tozu kullanıldığını biliyorum. Geçtiğimiz günlerde dışarıda dondurma almak istedim topuna 3 TL dedi, ben de oraya güvenip dondurma almadım. Herkes buna dikkat etmeli” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.05 10:23:25
Son Düzenlenme Tarihi :





Serebral Palsili çocukların yaşam konforunu artırmak mümkün

Halk arasında beyin felci olarak bilinen serebral palsi, çocuklarda görülmekte ve doğumdan önce, doğumda ya da doğumdan sonra herhangi bir sebeple beyin dokusundaki hasara bağlı ortaya çıkmakta. 
Bu hasar hiçbir zaman “tamamen” iyileşmemektedir ancak iyi rehabilitasyon uygulamaları ile hastalar bağımsız bir yaşam kurabilir, eğitim alabilir ve sosyal rollerine devam edebilir. 
Memorial Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Prof. Dr. Ümit Dinçer, serebral palsi ve fizik tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Erken doğan bebeklerde sık görülüyor
Serebral palsi bir çocuğun doğumdan önce, doğumda ya da doğumdan sonra herhangi bir sebeple beyin dokusunda gelişen hasarlar sebebiyle oluşan ilerleyici olmayan bir beyin hastalığıdır. Çocuklarda beyin felci olarak da tanımlanır. Etken beynin oksijenizasyon sorunu, enfeksiyonlar, kanamalar, ağır sarılık, genetik veya nörolojik hastalıklar olabilir. Hastalığın genel karakteri ilerleyici olmamasıdır. Yani sabit, permanent denilen bir beyin hasarından bahsedebiliriz. Ancak hastalığın vücudun periferindeki yani kollarda, bacaklarda ya da sistemler üzerindeki etkileri değişkenlik gösterebilir. En önemli problemlerden biri kas fonksiyonları üzerindeki etkileridir. 
Beyin hasarına bağlı olarak kas güçsüzlüğü, spastisite (istemsiz kas gerginliği),  distoni (istemsiz hareketler) ve ataksi (denge bozukluğu) dediğimiz tablolarla kendini gösterebilir. Her ne kadar beyindeki hasar sabit olsa da bu sayılan tablolarda bazen artış, bazen azalma yaşanabilmektedir. Bu yönüyle dinamiktir ancak beyin hasarı yönüyle dinamik değildir.
Risk gruplarına dikkat
En fazla erken ve düşük doğum ağırlığı ile dünyaya gelmiş olan çocuklarda görülmektedir. Yani prematüre ve 1.5 kg’ın altında doğmuş olan çocuklarda serebral palsi görülme ihtimali diğer çocuklardan çok daha yüksektir ancak her şeyiyle normal dünyaya gelmiş çocuklarda da serebral palsi görülebilmektedir.
Çocuğunuzu iyi gözlemleyin
Serebral palsinin erken ortaya çıkan belirtileri çocukların gelişim evrelerini izlenerek görülebilmektedir. Bir çocuk doğduktan 3 ay sonra en geç baş kontrolünü yapabilmeli, 9 ay sonra oturabilmeli, 12-14. aylarda yürüyebilmelidir. Eğer bir çocuk 5-6. aylarda hala baş kontrolünü sağlayamıyorsa, 8. ve 9. aylarda oturamıyorsa, 1 yaşına geldiğinde adımlama ya da sıralama fonksiyonlarını kazanamamışsa bu çocuklarda bir problem olduğunu düşünmeliyiz. Çoğul gebelik, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, kordon dolanması gibi doğum esnasında zorluklar yaşanması durumuna fonksiyon kazanımlarındaki gecikmeler de eklendiğinde çocuğun serebral palsi olma ihtimalinden şüphelenilir.
Tanıda geç kalınmaması önemli
Serebral palsi tanısı şüphelenmekle başlar. Dolayısıyla ilk bulgular ailede veya takiplerini yapan çocuk hastalıkları uzmanının şüphelenmesi ile başlar. Sonra Pediatrik Nöroloji uzmanları tarafından önce çocuktaki motor, nörolojik ve mental gelişimdeki sorunlar değerlendirilir. Bazı klinik değerlendirmelere eşlik eden MR incelemeleri ile beyindeki hasarlar tanınabilir. Nihayetinde belli bir aşamaya gelmiş ve ilerleyici olmayan beyin hasarı netleşirse serebral palsi tanısı klinik olarak da netleşir. Ancak ailelerin izleyebileceği yol şu olabilir. Eğer çocuk çoğul gebelikten biriyse yani ikiz ya da üçüz bebekten biriyse, düşük doğum ağırlığı ile doğmuşsa, erken doğmuşsa (özellikle 28. haftadan önce) ve motor gelişim evrelerinde gecikme varsa bu çocuk geç kalınmadan çocuk nörolojisi uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
Modern tedavi uygulamalarından faydalanın
Serebral palsili hastalarda pek çok problem eşlik edebilir. En önemlisi kas ve kas koordinasyonunu ilgilendiren motor becerilerde yaşanan sorunlardır. Dolayısıyla süreçte en önemli şey rehabilitasyon perspektifiyle bakmaktır. Yani çocuğun başını kontrol edebilir, yürüyebilir, oturabilir ve ayakta durabilir hale getirmek için yapılacak olan rehabilitasyon çalışmalarıdır. Ancak hastalığın ağırlığına bağlı olmak üzere çocuklarda başka nörolojik problemler de olabilir. Örneğin, epileptik ataklar, yutma güçlüğü, solunum ya da otonomik problemler vb. eşlik edebilir. Bu eşlik eden problemler de usulünce tedavi edilmelidir. İlerleyen zamanlarda tedaviye eşlik etmesi gereken uygulamalardan bazıları ortopedik operasyonlardır. 
Yani çocukta kas iskelet sistemi ve ekstremitelerde yani uzuvlarda (kalça, diz, ayak bileği ve ayak) bazen spastisite adı verilen şiddetli kas gerginliklerinin belirlediği deformiteler söz konusu olabilir. Bu tablolar eğer rehabilitasyon ve ortez (yardımcı tıbbi cihazlar) ile kontrol edilemez ise ortopedik cerrahi uygulamalarıyla ortadan kaldırılması gerekebilir. 
Ancak her serebral palsili aynı semptom ve bulgularla doğmaz. Dolayısıyla her çocuğun ihtiyacı onun için yapılacak olan özel değerlendirme ve tedavilerle bertaraf edilmelidir. Hatta temel rehabilitasyon uygulamaları dahi bireyselleştirilmelidir.
Temel amaç motor gelişim aşamalarını tamamlamak ve beceri düzeyini arttırmaktır. Tedavinin ekseni Fizyoterapi yani rehabilitasyondur. Özel rehabilitasyon uygulamaları nörogelişimsel destek sağlarken, spastisitenin sebep olduğu tabloların tedavisinde ortez, yardımcı cihazlar, botulinum toksin ( botoks) ve medikal tedaviler kullanılabilir. Bir fizyoterapistin birebir çalışması ile giden rehabilitasyon çalışmalarında zaman zaman sofistike cihazların (ileri teknoloji cihazları. Robotlar vs.)  kullanımı da söz konusu olabilir. Denge, kas güçlendirme çalışmaları için havuz tedavileri, hippoterapi gibi alternatifler de kullanılabilir.
Çocuğun yaşam kalitesi artırılıyor
Beyindeki lezyon tamamen ortadan kalkmaz. Ancak ilgili sorunlar iyi rehabilitasyon uygulamalarıyla ortadan kaldırılabilir. İyileşmeden kasıt şudur: Hastalar tutulum şekillerine bağlı olmak üzere özellikle hemiplejik ve diplejik olan çocuklar normal gelişimlerini geç de olsa yakalayabilirler, yürüyebilirler, okula gidebilirler, öğrenim hayatlarını tamamlayabilirler, meslek sahibi olabilirler ve sosyal rollerini tamamen oynayabilirler. Tetraplejik olanlarda yani hem kol hem bacak tutulumu olanlarda gerek mental gerekse fiziksel olarak gecikmeler kalıcı olabilir. Dolayısıyla onlardaki beklentiler biraz daha düşüktür. Ancak tam kür yani tamamen iyileşme maalesef bu hastalıkta söz konusu değildir. Amaç mevcut durumda maksimum bağımsızlık seviyesine çıkabilmektir.
* MEMORİAL BASIN

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.23 15:26:07
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.07.23 15:26:33