MANAVGAT BELEDİYESİ FEN İŞLERİ İ MÜDÜRLÜĞÜ
Bu soruyu sormanın zamanı şimdi değilse ne zaman?
Kepez Belediyesi tarafından yapılan yazılı açıklamada: 2009'da göreve geldiğimizde ağır bir borç yükü altında devraldığımız Belediyeyi, kimseye borcu olmayan ve her yıl bütçe fazlası ile yeni yıla devreden, kasası paralarla dolu bir Belediye haline getirdik. Yolsuzluk, usulsüzlük ve istismarın olduğu yerde borçlar ödenip kasalar parayla dolar mı? , diye soruldu
Kamuoyunun Dikkatine!
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, belediyesi ile ilgili asılsız haberlerle kamuoyunun meşgul edildiğini söyledi.
Başkan Tütüncü, “Bir internet sitesi ve bazı partilerin ilçe başkanları tarafından şahsım ve belediyemin adı kullanılarak yapılan açıklamalar asılsızdır.” dedi. Kepez Belediye Başkanı Tütüncü, 2009 yılında göreve geldiğinde ağır bir borç yükü altında devraldıkları Kepez Belediyesi’nin bugün kimseye borcu olmayan ve her yıl bütçe fazlası ile yeni bir yıla giren bir belediye olduğunu hatırlattı.
Başkan Tütüncü, sözlerini şöyle sürdürdü;
05.11.2018 günü Basında yer alan " KEPEZ BELEDİYESİ DENETLENDİ, HESAPLAR ALT ÜST EDİLDİ, SAYIŞTAY SORDU PARALAR NEREDE ?" başlıklı bir haberde, rutin bir denetim sonucu düzenlenen Sayıştay Raporu üzerinden asılsız iddia ve iftiralarla bir takım polemiklerin başlatılmış olduğu görülmüş, belli bir algı oluşturmaya dönük ortaya atılan bu iddia ve iftiralara karşı cevap verme zorunluluğumuz doğmuştur.
İDDİALAR VE CEVAPLAR
2017 'DE DE HESAPLARLA İLGİLİ ZOR SORULAR GELDİ, PARALAR NEREDE adı altında verilen haberde ;
İDDİA 1: "14 milyon 968 bin TL tutarındaki bazı arsa, arazi ve bina gelirlerinin muhasebe kaydının yapılmadığı" iddiası.
CEVAP 1: Bu iddia, idaremizin 14 milyon 968 bin TL bir bedeli iç ettiği algısını oluşturmaya dönüktür. Halbuki işin hakikati şudur:
Raporda 14 milyon 968 bin TL tutarındaki bazı arsa, arazi ve bina gelirlerinin muhasebe kayıtlarının yapılmaması gibi bir durum söz konusu değildir. Sayıştay Raporunda tenkit edilen husus, Devlet kurumlarına yapılan tahsislerin (OKUL ALANI, SAĞLIK OCAĞI, TRAFO ve CAMİ ALANI v.b.) bilançonun tahsis ile ilgili hesaplarına aktarılmasıyla ilgili teknik bir konu olup Belediyenin her hangi gelir kaybı ve suistimal söz konusu değildir. Zaten Denetim Raporunun bu kısmında gelir ile ilgili bir ifade de bulunmamaktadır.
Belediyemizin bu konulardaki uygulaması, kamu kurumlarına yönelik bu tip tahsis kayıtlarının bilançonun 500 nolu "Net Değer / Sermaye Hesabı"nda takip edilmesi yönündedir. Sayıştay, iddiaya konu tenkidinde, bu tür kamu tahsislerinin 500 nolu hesabın tahsislere yönelik yardımcı kodlarında takip edilmesini öngörmüştür.
Görüldüğü gibi bu tenkit, Belediyenin gelir kaybı ile ilgili herhangi bir içerik taşımamaktadır. Dolaysıyla tamamen muhasebe tekniği açısından yapılan tenkidin, iddia edildiği gibi gelir kaybına yada herhangi bir istismara yönelik yanı bulunmamaktadır.
Birinci iddia tamamen asılsızdır.
İDDİA 2: "Belediyede çalışan kadrolu işçi ve personelin kıdem tazminatı karşılığı ayrılması gereken 8 milyon 895 bin TL’nin de ilgili hesaplarda bulunmadığı" iddiası,
CEVAP 2: Bu iddia, idaremizin 8 Milyon 895 TL bir bedeli iç ettiği algısını oluşturmaya dönüktür. Halbuki işin hakikati şudur:
Sayıştay'ın bu tenkidi, Belediyemizde çalışan tüm kadrolu ve Belediye Şirketi işçilerinin 2017 yılına dair emeklilik kıdem tazminatı karşılığının, bilançonun 472 nolu kıdem tazminatı karşılığı hesabında gösterilmesi ile ilgilidir.
Belediyemizin konuya ilişkin uygulaması, o yıla ait kıdem tazminatı karşılıklarının her takvim yılının sonunda ilgili hesapta gösterilmesi yönündedir.
Bu tenkit, var olan bir hakkın iç edilmesine yönelik değil; muhasebe tekniği açısından farklı bir uygulamanın tavsiye edilmesi ile ilgilidir. Dolaysıyla bu konu da kamu zararına yönelik bir husus olmayıp ikinci iddia da asılsızdır.
İDDİA 3: "584 bin 049 TL Faiz nerede" iddiası,
CEVAP 3: Bu iddia, idaremizin 584 bin 049 TL faiz gelirini iç ettiği algısını oluşturmaya dönüktür. Halbuki işin hakikati şudur:
Belediyemiz mevduatlarının teftiş yılına ilişkin faiz geliri brüt 3.893.665,62 TL'dir. Bu gelirin vergisi 584.049 TL'dir. Bu vergi, belediyemiz adına ilgili bankalar tarafından vergi dairelerine ödenmiştir.
Bu ödemeler kayıt altındadır. Belediyemizin muhasebe kaydı uygulaması şu şekildedir: Muhasebe kayıtlarımıza faiz gelirinin net tutarı kaydedilmektedir. Bu uygulama, ilgili yönetmelik ve daha evvelki denetimlerde Sayıştay Denetçilerinin yönlendirmeleri ışığında muhasebe kayıtlarında mükerrerliğe sebebiyet vermemek amacıylaöngörülmüştür. O sebeple idaremiz bu yöntemi benimsemiştir.
"Paralar Nerede" sorusunun cevabı, "Paralar Devletin Vergi Dairesi Hesaplarındadır. Makbuzlar Belediyemizdedir.". Belediyemizin tüm evrak ve kayıtları, açıklık, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkesi gereği herkese açıktır. Dileyen, isteyen herkes gelip görebilir.
Görüldüğü gibi, bu iddia da asılsız, mesnetten yoksun ve iftiraya yöneliktir.
İDDİA 4: "Kurumun kiraya verdiği ve kayıtlı değeri 13.126.000,00 TL olan 122 adet taşınmazın ilgili hesaplara kaydedildiği, kayıtlı değeri 3.763.460,00 TL olan 67 adet taşınmazın ise ilgili hesaplarda izlenmediğinin görüldüğü" iddiası
CEVAP 4: Bu iddia idaremizin 3.763.460,00 TL değerinde 67 adet taşınmazının kayıtlarda olmadığı algısını oluşturmaya dönüktür. Halbuki işin hakikati şudur:
Söz konusu 67 adet taşınmazın tamamı muhasebe kayıtlarımızda mevcuttur. Belediyemizin uygulaması, bu taşınmazları bilançomuzun 252 nolu hesabına kaydedip takibi yönündedir. Konuya ilişkin Sayıştay tenkidinde, söz konusu 67 taşınmazın "Bilançonun Aktif ve Pasifini Etkilemeyen Nazım Hesaplar" grubunda yer alan 990 nolu hesabın altında takip edilmesi öngörülmektedir.
Bu tenkit, herhangi bir kamu zararı, istismar ve belediyenin gelir kaybına yönelik değildir. Dolaysıyla bu iddia da mesnetten yoksun ve asılsızdır.
İDDİA 5: "Bedelsiz tahsis olmaz." iddiası,
Kepez ilçesi Fabrikalar Mahallesi Kır Çiçeği Parkı içerisinde bulunan sosyal tesis alanı ve idari binanın 03.07.2017 tarih ve 182 sayılı Belediye Meclis Kararı ile Türkiye Yeşilay Cemiyeti Antalya Şube Başkanlığına 10 yıllığına bedelsiz tahsis edildiği, mevzuat hükümlerine göre belediyelerin kamu yararına çalışan dernekler ile sadece ortak hizmet projeleri gerçekleştirebileceği, bunun dışında söz konusu derneklere herhangi bir taşınmaz tahsis edilmesinin mümkün olmadığı" belirtilmektedir.
CEVAP 5: Bu iddia, idaremizin kamu mülklerini bedelsiz, gelişigüzel tahsise konu ettiği algısını oluşturmaya yöneliktir. Halbuki işin hakikati şudur:
Söz konusu tenkide konu gayrimenkul, kamu yararına çalışan ve Türkiye'nin en köklü cemiyetlerinden olan Türkiye Yeşilay Cemiyeti'ne kullandırdığımız Kırçiçeği Parkı içindeki yapıdır.
Belediyemiz bu yapıyı, 03.07.2017 tarih ve 182 sayılı Belediye Meclis Kararı ile Türkiye Yeşilay Cemiyetine bedelsiz olarak tahsis etmiştir. Sonrasında bu karar, belediyelerin bu tür kamu yararına çalışan derneklerle ortak proje yapmasına imkan veren 5393 sayılı Belediye Kanununun 75-C maddesi uyarınca 02.07.2018 tarih ve 188 sayılı meclis kararı ile tashih edilmiştir.
Yeşilay Cemiyeti, 1920 yılından bu yana her türlü bağımlılıkla mücadele eden, 1934 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsü verilen bir kurumdur. Belediyenin böyle bir kurumla işbirliği yapması, ortak proje yürütmesi kamu zararı doğuran değil, tam tersine kamu yararını hedef alan bir sosyal belediyecilik yaklaşımıdır.
Bu iddia da, diğer bütün iddialarda olduğu gibi mesnetten yoksun ve asılsızdır.
SONUÇ OLARAK;
Yukarıda ifade ettiğimiz şekliyle, sözkonusu Haber İnternet Sitesindeki haber ve yoruma konu edilen 2017 yılı Belediyemiz Sayıştay Denetim raporunda konusu suç teşkil eden hiç bir eylem, işlem ve uygulamaya rastlanılmamıştır. Bu husus raporda açıkça ifade edilmektedir.
Esasen 2017 Denetim Raporu gibi, 2009'dan bu yana Belediyemiz geçirdiği bütün teftişlerden alnının akı ile çıkmıştır. Göreve geldiğimiz 2009'dan beri yapılan tüm denetimlerde kamu zararına yönelik Belediyemiz adına herhangi bir Sayıştay İlamı düzenlenmemiştir. Cumhuriyet Savcılıklarında konusu suç teşkil eden bir soruşturma ve kovuşturmamız olmamıştır. Veremeyeceğimiz hiç bir hesabımız da yoktur.
İdaremiz, açıklığı, şeffaflığı ve hesap verilebilirliği temel bir yönetim ilkesi olarak görmektedir. Yukarıda ifade ettiğimiz tüm hususlarla ilgili bilgi, belge ve kayıtlar cevaplarımızı teyit etmek isteyen herkese açıktır.
Söz konusu haberde yer alan iddialar, yorumlar, takip eden tüm açıklamalar, en hafif ifadeyle seçime beş kala Belediyemizin itibarını zedelemeye yönelik art niyetli kasıtlı bir girişim değilse bilgisizlik ve cehaletin ta kendisidir.
2009'da göreve geldiğimizde ağır bir borç yükü altında devraldığımız Belediyeyi, kimseye borcu olmayan ve her yıl bütçe fazlası ile yeni yıla devreden, kasası paralarla dolu bir Belediye haline getirdik. Yolsuzluk, usulsüzlük ve istismarın olduğu yerde borçlar ödenip kasalar parayla dolar mı?
Bu soruyu sormanın zamanı şimdi değilse ne zaman?
Kamuoyuna Saygıyla duyurulur.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2018.11.08 18:13:58
Son Düzenlenme Tarihi :
ALKÜ’de arkeolojik istihbaratın önemi anlatıldı
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinde (ALKÜ) tarafından Alanya İlçe Jandarma Komutanlığı ve Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü iş birliğinde “Alanya Bölgesi Arkeolojisi ve Arkeolojik İstihbarat” başlıklı seminer düzenlendi. ALKÜ Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuna Akçay tarafından hazırlanan seminere ev sahibi ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan’ın yanı sıra Alanya Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer, Alanya İlçe Jandarma Komutanı Vekili Binbaşı Ali Arlı, Alanya İlçe Emniyet Müdürü Murat Kenan Patat, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Erdoğan Aslan, Prof. Dr. Nilgün Tatar, ALKÜ Genel Sekreteri Alper Özyürek ile dekanlar, jandarma ve emniyet mensupları katıldı.
Rektör Kalan: “Toprağın altındakilerine de sahip çıkmalıyız”
ALKÜ Eğitim Fakültesi Başöğretmen Atatürk Konferans Salonunda düzenlenen seminerin açılış konuşmasını gerçekleştiren ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan, arkeolojinin insanlığın geçmişine ışık tutmasının yanında geçmişe dair de çok önemli bilgilerin elde edilmesinde yardımcı olduğuna vurgu yaptı. Rektör Kalan, arkeolojinin kendi içinde birçok farklı bilim dalını barındırmasıyla önemli bir alan olduğunu hatırlatarak, “Arkeologların buluntuları sonrasında o topluluğun ekonomisini, inanışlarını, yetiştirdikleri bitkilerden tutunda daha geniş çerçeveli çalışmalarla hemen hemen her alanda kısacası geçmişe ilişkin her konuda bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ülkenin sağlam temellere oturması için gerekli olan tarih ve kültür bilincinin ne denli önemli olduğunu “Toprağın üstündekilere ne kadar sahip çıkıyorsak, toprağın altındakilerine de o kadar sahip çıkmalıyız” sözüyle anlıyoruz. Arkeoloji dalının ne kadar önemli ve çerçeveli olduğunu görmek ve göstermek için bu organizasyonu düzenleyen Doç. Dr. Tuna Akçay hocamıza ve katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
“Alanya’nın yüzü Selçuklu’dur”
Konuşmasının devamında Alanya’nın antik tarihi ile ilgili kısa bilgiler veren Rektör Kalan, “Alanya gün gelir Korakesion, gün gelir Kalonoros ve Alâiye olur. Pek çok medeniyetten izler taşısa da halen yüzü Selçukludur. Alanya’ya bakanlar, onda Uluğ Alaaddin Keykubat’ın emeğini görür. İlk anda aşina eder kendini kartal yuvası kayalıklar ve onları süsleyen gerdanlık gibi surlar. Uluğ Alaaddin Keykubat, ilk fethinin şerefine Türk-İslam geleneğini burada uygular” dedi.
“Selinus Antik Kenti için çok önemli bir proje hazırladık”
ALKÜ’nün vizyonu ve isminin ağırlığı nedeniyle Tarih ve Arkeoloji bilimlerine özel önem verildiğini söyleyen Rektör Kalan, “Bünyemizde Selçuklu Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi bulunmaktadır. İleride Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü kurmayı planlamaktayız. Bunun dışında Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümü, teknoloji ile arkeolojinin buluştuğu ve aynı zamanda TEKMER’de bir uygulama şirketi olan Dijital Arkeoloji Yüksek Lisans programlarını oluşturmak hedeflerimizin arasındadır. Ayrıca üniversitemizin akademik personeli ile Alanya ve Gazipaşa’da arkeolojik kazılar planlamış bulunmaktayız. Gazipaşa’daki Selinus Antik Kenti için çok önemli bir proje hazırladık. Alanyalı destekçilerimiz ile birlikte Selinus, Iotape, Syedra ve Alanya Kalesi’nin içinde olduğu bir kültür rotası projemiz de akademik personelimiz tarafından çalışılmaktadır. Hali hazırda Gazipaşa’daki Antiochia ad Cragum ve Alanya Kalesi kazılarının başkan yardımcıları üniversitemizin akademik personelidir. İnşallah ilerde Syedra kazılarını da üniversitemize kazandıracağız” diyerek konuşmasını tamamladı.
Doç. Dr. Akçay: “Ajanlar, arkeolog olarak faaliyetlerini yürüttüler”
ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan’ın açılış konuşmasından sonra Arkeolojik alanda yaptığı çalışmalar ile öne çıkan ALKÜ Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tuna Akçay “Alanya Bölgesi Arkeolojisi ve Arkeolojik İstihbarat” sunumunu gerçekleştirdi. Akçay, sunumunda Osmanlı Devletinin parçalanmasında İngiliz istihbarat ajanlarının arkeolog olarak Ortadoğu ve Anadolu’da onlarca yerde görev yaptığını söyledi. Akçay konuşmasının devamında, “Arkeoloji sadece arkeoloji değildir. Osmanlı Devleti’nin parçalanmasında ve özellikle Ortadoğu coğrafyasında Arapların ayrılmasında İngiliz ajanların arkeolog kılıfı altında yürüttüğü faaliyetler önemli bir yer tutuyor. Arkeolojinin alt yapısını kullanan İngiliz İstihbarat Merkezi Arap Büro konumuz gereği önemlidir. Ortadoğu’daki faaliyetlerin takip edilmesi, iletişim dilinin tahsis edilmesi ve gelen istihbaratlar ile propaganda yapılması için bu büro aktif olarak İngilizler tarafından Ortadoğu’da kullanılmıştır. Kahire’deki Savoy Hotel’in üç odası Arap Bürosu çalışanları için ayrılmış ve Büro orada konuşlandırılmıştır. Bu teşkilatın en önemli amacı; Arap dünyası ile işbirliği yaparak topladığı istihbaratı merkezîleştirerek Yakın Doğu’da Britanya’nın politik faaliyetine uyumlu hale getirmektir. Kurulduktan belli bir süre sonra arkeolog David Hogarth, Arap Bürosu’nun başına getirilmiştir. Hogarth ekibini kurarken güvendiği ve tanıdığı kişiler olmasına dikkat etmiştir. Bu ekipte arkeoloji camiasının de çok iyi tanıdığı kişiler vardır” diye konuştu.
1.Dünya Savaş’ı sonrasında Kudüs’ün paylaşımında arkeolojik araştırmaların dikkate alınmasının özellikle vurgulanması gereken bir durum olduğunu ifade eden Doç. Dr. Tuna Akçay; “İsrail’in milli bir kimlik oluşturulmaya çalıştığı dönemlerde arkeolojik verileri de kullanması, bir dayanak yapıp toprak istemesinde ön plana çıkartması geçmişte yapılan arkeolojinin istihbaratı ve diplomasi çerçevesindeki önemini göstermektedir.” dedi. Akçay devamında; “Arkeoloji ile istihbaratın buluşması günümüz dünyasında da devam edecek gibi görünmektedir. Topraklarımızda Göbeklitepe gibi alanların olması birçok arkeolojik bilginin değişmesine neden olacaktır. 23 senedir Anadolu’nun dağlarında, arazilerinde kazı ve yüzey araştırması yapan bir arkeolog olarak ülkemize yeni bir yumuşak güç sunmaya hazırız. Sözlerime şu soru ile son vermek isterim. Arkeolojik İstihbaratı hep savunmada kalmak için mi anlamamız gerekir?” dedi.
Kaynak : İHA

