Bir zamanlar Antalya caddelerinde sokaklarında dükkanı olan esnaf bir işi varsa ya da camiye gidecekse işyerlerinin girişine bir sandalye koyar giderdi. Kapı girişinde sandalyeyi görenler, dükkanın açık ama sahibinin orada bulunmadığını anlarlardı. Düşünün dükkan açık ama içeride sahibi yok.
Öylesine bir ortam ki...Hırsızlar yok, hırsızlık olayları yok. Bir sandalyeyi dükkanının girişine koyup gözü arkada kalmadan, dükkanıma hırsızlar girer endişesi taşımadan giden esnaf var....
Ya bugün...
Şehrin göbeğinde bir cami, Müsellim cami...Günün her vakti namaz kılmak için gelenler, dinlenmek için bahçesinde oturanlar. Tuvalet ihtiyacını giderenler, abdest alanlar...
İnsan sirkülasyonunun bu derece yoğun olduğu yerde, bir ibadethanede ne yazık ki abdest alma bölümündeki musluklara dadadan hırsız ya da hırsızlar.
Cami görevlileri çareyi ya plastik musluk kullanarak ya da krom kaplı muslukları demir korkulukla koruma altına almakta bulmuşlar.
Dükkanının kapısına sandalye koyarak açık bırakıp gidenlerin zamanından, cami abdesthanesindeki muslukları çalanların yaşadığı günümüze...
* İsa KAVLAK