SON DAKİKA

logo

Özkan Çelik’in Yeşil Enerji Sertifikası I-REC CK Enerji Akdeniz Elektrik’ten

1953 yılından beri İzmir’de demir çelik sektöründe faaliyet gösteren Özkan Çelik, CK Enerji Akdeniz Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) sahibi oldu. Özkan Çelik, 2023 yılı süresince tüketeceği 420 bin MWh’lik elektriği, yeşil enerji kaynaklarından sağlayacak.

    Küresel ısınma ile gündeme gelen iklim krizi dolayısıyla, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi her geçen gün artıyor. Sürdürülebilir bir gelecek için karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen; tasarruf tedbirlerini, sürdürülebilir çalışma stratejilerini esas alan bir anlayışla 1953 yılından beri demir çelik sektöründe öncü çalışmalara imza atan Özkan Çelik de CK Enerji Akdeniz Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) alan kurumlar arasına katıldı. Bu sertifika ile Özkan Çelik, 2023 yılı süresince elektrik tüketimini “Yenilenebilir Kaynaklardan” karşılamış olacak. Bu anlaşma aynı zamanda demir çelik sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın Türkiye’de gerçekleştirdiği en büyük yeşil enerji kullanım anlaşması olarak dikkat çekiyor.

 “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKALARINA DESTEK VERMEKTEN MUTLULUK DUYUYORUZ”

    Sertifika töreninde konuşan CK Enerji Akdeniz Elektrik Genel Müdürü Fahrettin Tunç, “Dünya genelinde yenilenebilir enerjinin payı her geçen gün artarken CK Enerji olarak biz de doğayı ve gelecek nesilleri korumak adına yeşil enerji kullanımının yaygınlaştırılması için çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda çevre dostu elektrik tedarik etmek isteyen sanayi ve ticarethane müşterilerimizin “Yenilenebilir Enerji Sertifikası” (I-REC /International RenewableEnergyCertificate) almalarına aracılık ediyoruz. Bu süreçte müşterilerimizin yanında yer alarak çevresel sürdürülebilirlik politikalarına destek vermekten büyük mutluluk duyduğumuzu ifade ederken, Özkan Çelik’i attığı bu değerli adım için kutluyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 

 “ÖZKAN ÇELİK’İN 420 BİN MWH’LİK ELEKTRİK TÜKETİMİ YENİLENEBİLİR ENERJİDEN KARŞILANACAK”

    2030 AB Yeşil Mutabakatı ve 2050 yılı Sıfır Karbon hedefleri doğrultusunda yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve I-REC’in önemine işaret eden Özkan Çelik İdari Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi Berna Özkan Hawkins süreci “Özkan Çelik olarak sürdürülebilir bir üretim, gelecek öngörüsü ve insanlık için üzerimize düşen sorumluluğunfarkındayız. Sürdürülebilirlik çatısı altında birçok alanda paydaşlarımızla projeler yürütmekteyiz. Bu sertifika ile 2023 yılı süresince tüketeceğimiz elektriği “Yenilenebilir Yeşil Enerji Kaynaklarından” sağlayacağız. Çelikhane ve Haddehane tesislerimizde yüzde yüz yenilenebilir enerji kullanacağız. I-REC ile demir çelik sanayii alanında örnek teşkil edecek bir çalışmaya imza atmanın gururunu yaşıyoruz” diye ifade etti.

 YENİLENEBİLİR ENERJİ SERTİFİKASI NEDİR?

    Son yıllarda giderek yaygınlaşan I-REC (Yenilenebilir Enerjisi Sertifikası), RECs International tarafından geliştirilen elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğini belgeleyen uluslararası bir sertifikasyon sistemi. Uluslararası bağımsız bir kuruluş olan IREC Foundation tarafından verilen ve denetlenen bu sistemde, yenilenebilir enerji tesislerinde (güneş, rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal ve biokütle) üretilen her 1 MWh elektrik karşılığında bir sertifika oluşturuluyor. Yetkili enerji şirketleri de bu sertifikalar ile talep eden müşterilerin elektrik enerjilerinin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması sağlanmasına destek veriyor.

 SERTİFİKAYA SAHİP OLAN ŞİRKETLER ÇEŞİTLİ AVANTAJLAR ELDE EDİYOR

    Üretilen her birim elektriğin, kaynağından başlayarak takip edilmesi ve nihai tüketiciye kadar izlenebilmesini sağlayan bu sistem, tüketicilerin bilinçli ve güvenilir bir seçim yapmasını sağlıyor. Aynı zamanda yeşil enerji kullanımının karbon salınımının engellenmesine yönelik olumlu bir adım olması, tüketici davranışını yeşil enerji kullanan tesisler için pozitif yönde etkileyen bir unsur olarak öne çıkıyor. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerdeki firmalar, satın aldıkları ürünleri üreten tesislerin yenilenebilir enerji sertifikası almasını şart koşarken, karşılığında çeşitli avantajlar sunabiliyorlar.

 

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.14 20:36:13
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






MANAVGAT HALKI MESİRE ALANINA SAHİP ÇIKTI

HALKTAN BÜYÜK TEPKİ

Manavgat Sorgun’da bir bölümü mesire alanı olarak kullanılan 254 dönümlük alanın Manavgat Belediyesi’ne yapılan tahsisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından iptal edilmesi, Manavgat halkını ayağa kaldırdı. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, aynı zamanda mesire alanının da girişi olan Sorgun Boğaz Sahili’nde vatandaşların katılımıyla büyük bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz ve yönetim kurulu, CHP Manavgat İlçe Başkanı Oykun Başar, İYİ Parti Manavgat İlçe Başkanı Hüseyin Ergen, CHP Antalya Milletvekilleri Cavit Arı, Aliye Coşar, Sururi Çorabatır, Mustafa Erdem, CHP eski Milletvekili Tuncay Ercenk, oda başkanları, stk temsilcileri, mahalle muhtarları, basın mensupları ile genç, yaşlı çok sayıda vatandaş katıldı. Mesire alanlarının tahsisinin iptaline büyük tepki gösteren vatandaşlar, ellerinde dövizler ve pankartlarla sloganlar attı. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, basın açıklaması öncesinde vatandaşlarla birebir ilgilendi, 

 MANAVGATLI OLMAK BİR ŞANS

Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen konuşmasına duyarlı Manavgat halkına, kentine, ülkesine, bölgesine sahip çıktıkları için teşekkür ederek başladı.  Sözen, “Ülkedeki bazı olumsuzluklara rağmen kentinize, ülkenize sahip çıkmak için buradasınız. Sizlerle daha keyifli bir ortamda bir arada olmayı isterdik. Ama bu gün bize ait olanlara sahip çıkmak anlamında bir aradayız. Duyarlı sevgi dolu, birbirine sahip çıkan, kentin değerlerine, çocuklarının geleceğine sahip çıkan bir Manavgat halkı olmak ayrı bir şans. Burada olduğunuz için sizlere minnet ve teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

 AVUÇ İÇİ KADAR YERİMİZE GÖZ DİKTİLER

Manavgat Belediyesi olarak halkın ortak kullanım alanlarını artırmaya gayret ettiklerini dile getiren Başkan Sözen, Kızılot, Boğaz, Evrenseki, Çolaklı, Side,  Örenşehir halk plajlarının hepsinin mavi bayraklı olduğunu, halk için açtıklarını söyledi. Manavgat’ın değerlerine bir bir göz dikildiğini belirten Başkan Şükrü Sözen, belediyenin nefes alanlarını artırmaya çabalarkenbirilerinin de buraları alarak özel sektöre devretmeye çalıştığını, ancak buna izin vermeyeceklerini söyledi. Başkan Sözen, büyük yangının acısının dinmediğini vurgulayarak, “Nefes almaya çalıştığımız avuç içi kadar kalan yere sahip çıkacağımızı bilmiyorlar. 70 bin hektar alanımız yandı. Bunu unuttular, böylesi bir dönemde avuç içi kalan alana bile sahip çıkacağız, teslim etmeyeceğiz” dedi.

 YER TESLİMİNİ YAPMADILAR

Başkan Sözen, tahsis iptaline konu olan bölgeyle ilgili şu bilgileri aktardı. “Değerli hemşehrilerim. 254 dönümlük, bir tarafı deniz, bir tarafı sahil olan bir alanın tahsisinin iptali noktasında sizlerle bir aradayız. Yıllardır bu toplumun koruduğu alanları birbir elimizden almaya çalışıyorlar. Dünden bu güne buraları bu toplum korumuştur. Bu kentteki insanlar, otellerin önündeki işgallerden dolayı 64 km lik sahillerden, denizden mahrum kalan bir halk. Bunları unutuyorlar. Yıllardır koruduğumuz bu alanların daraltılıyor. Bu alana,06.06 2012’de Manavgat Belediyesi’nin talebiyle ön izin veriliyor. Daha sonra 12.06.2013 yılından Manavgat Belediyesi adına yatırım belgesi düzenleniyor. 2013’den itibaren onlarca kez Manavgat Belediyesi yazı göndermesine kesin tahsisini yıllarca maalesef bekletiyorlar. 2016’da bizim baskılı yazılarımıza rağmen aradan 4 yıl geçtikten sonra kesin tahsisi veriyorlar. 20 yıllığına kesin tahsisi aldık. 2017’de tapuda Manavgat halkına tahsis ediliyor. Daha sonra Manavgat Belediyesi ısrarla yer teslimini istedi. Ön tahsis, kesin tahsis, üst kullanım hakkı ve en son noktada yer teslimi yapılması gerekiyor. 2018’e kadar en küçük bir hareket yok. 26.01.2018 tarihinde Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, Antalya İl Turizm Müdürlüğü’ne git yerinde Manavgat Belediyesi’ne bu tahsisi teslim et, yatırıma başlasın diyor. Ama ne hikmetse siyaset el atıyor, Turizm Müdürlüğü yer teslimi yapmıyor. Yer teslimi olmayan bir yere yatırıma başlayamıyoruz. Yer teslimini alamazsak tahsis iptaline gerekçedir. Bu sürede yeri teslim etmeyen Orman Bakanlığı, bizden Orköy bedeli olarak her yıl bu arazinin bedelini tahsil ediyor. Biz de tahsisimiz iptal olmasın diye halktan aldığımız paralarla bu bedeli ödedik. Bize teslim edilmeyen yerin bedelini Turizm Bakanlığı bizden alıyorlar. Eve taşınmamışız bizden bedelini alıyor. Bu güne kadar sizin ödediğiniz bedel 28 milyon TL.’dir. Bu bedele rağmen bize teslim etmediler. Biz de haksız yere ödeme yapmayalım diye tahsisi dondurduk. En son nokta burada oluşumuzun asıl amacı 12.09.2023 tarihinde maalesef ki, sayın bakanlık yetkilileri, tahsisinizi iptal ettik diyorlar. Buradaki ortak duruşumuz, burada oluşunuz en güzel cevaptır elimizden değerlerimizi almaya çalışanlara. İşin en ilginç yanı da gerekçeleri. Hukukçulardan görüş aldım, hepsi de koca bakanlığın böylesi gerekçe koymasını esefle kınadı. Sizlerin et alamayıp tavuk kanatlarıyla mangal yaptığınız mesire alanı. Bunu bile bize çok gördüler” dedi.

 MESİRE ALANINI GEREKÇE GÖSTERDİLER

Mesire alanı 2002 yılında o günün belediye başkanı sn. Zeynel Şenol tarafından yapılmış. Halk mangal keyfi yapsın diye. Ve bu tahsis verilirken, mesire alanını yerinde görmüş onay vermiş, Turizm Bakanlığı gelmiş gezmiş, mesire alanını görmüş içinde inşaat yok, ticaret yok sadece piknik masaları var. Ona rağmen tahsisi vermiş. Peki 10 yıl geçtikten sonra 18 dönümlük piknik alanını gerekçe göstererek tahsis iptal ediyorsunuz. Yeni mi görüyorsunuz. Biz sembolik 3 TL alıyoruz.  Peki siz Turizm Bakanlığı’nın günübirlik alanına 130 TL’ye giriyorsunuz. Biz bu alanları çoğaltmaya çalışıyoruz. Bakanlığın ve Özel sektörün elindeki plajlarda 1000 TL harcayamayacağınız için bu alanları artırmaya çalışıyoruz. Bize kural kaide öğretmeye çalışanlara, Yasaları uygulamaya çalışanlara sizin huzurunuzda hatırlatmak istiyorum. Kızılağaç’taki Halk Plajının iskanı var mı. Bize ders vermeye çalışan bakanlık, ıskansız çalıştırıyor orayı”

 ÖDÜLLÜ BOĞAZ HALK PLAJINI DA SÖKMEK İSTEDİLER

Bugün içinde bulunduğunuz bu proje mavi bayraklı. 6 kez milli emlaktan talep ettik. Çünkü insanlar ekonomik zorluk içinde. İnsalar çoluk çocuk gelsin, ücretsiz, duştan, şezlongtan faydalansın diye bu plajı açtık. Bugün gurur duyuyorum. Yerine göre günde 5 bin insan hizmet alıyor, burası halkın. Neden bundan rahatsız oluyorsunuz. Bizi yönetenler, gelin geceleri bile halkın buradan nasıl hizmet aldığını görün, mutlu olun. Buradan da rahatsız oldular. Bize defalarca tutanak tuttular. Duşları sök, kamelyaları kapat, yolu sök dediler. Sizin yüzünüzün gülmesinden mutlu olması gerekenler, vekil nezdinde, ilçe başkanlığı nezdinde buranın iptal edilmesi için baskı yaptılar. Biz de halka ait olan yeri yüreğiniz varsa gelin sökün dedik. Perşembe günü buranın ödül aldığı yazısı geldi. Şehircilik altyapısı kategorisinde Altın Kent ödülü almış buradaki projemiz. Arkadaşlarımız Ankaraya giderek bu ödülü alacak. Halkın huzuru önceliğimizdir. Ne pahasına olursa olsun halkımızın elde ettiği değerleri koruruz. Varoluşumuzu halka borçluyuz Onun değerleri uğruna konuşmayacak, sineceksek birileri gibi, vekillik koltuğundan korkan, ilçe başkanlığı koltuğundan korkan o koltukları kaybederim diyenlerin tam tersine bizler haksızlığın karşısında dimdik durduk, şimdiden sonra da duracağız. Bizler en dibini gördük.

 BU ULUALAN’IN RÖVANŞIDIR

Bu Ulualan’ın rövanşıdır. Hatırlatmak isterim. Göz diktikleri, çocuklarımızın yarını olarak gördüğümüz bir yer. Ulualan’ın bu kenti canlı kılacak şekilde projelendirilmesi gerekiyor. Hayalimiz 12 ay turizmi canlı tutmaktır oradaki hayalimiz. Yangınlarda kullandığımız pisti iptal ettiler. Marinayı iptal ettiler. 4 kişiye vermeye çalıştılar. Manavgat halkı ortak duruş gösterdiler. Bir dönem itibarıyla ötelediler. Sayın bakan bizi azarlamaya başladı. Size rağmen bu projeyi yapacağım dedi. İstemiyorsanız 50 yıl daha ötelensin dedi. Biz de burası halkın kullanımında olmalıdır dedik. O gündür bu gündür cezalandırılıyoruz. Size asla ve asla ulualanı ve burayı kurban etmeyeceğiz. Halkın verdiği makamları cezalandırma mekanizması olarak görenlere buradan seslenmek istiyorum. Kendinden olmayanı ötelemeye çalışan siyaset anlayışlarına buradan bir kez daha sesleniyorum. Sırtınızdaki o sırça kaftanlar çıkacak, halkın içinde tıpış tıpış yürümek zorunda kalacaksınız. Zulm edeni bu toplum asla affetmez. Yapılan zulüm o kadar ağır ki, size yansıtmıyoruz. Boğaz Otelin tahsisi rahmetli İbrahim Sözen tarafından alınmıştır. Biz buraya 4 -5 tane otel yapabiliriz.  Ama biz gelire ihtiyacımız olmasına rağmen doğal olarak kalması için çabalıyoruz. Oranın da işletme belgesini iptal etmek istiyorlar. Bizleri hırslandırıyorsunuz. Asla sizin gücünüz bu toplumun olanları yemeye yutmaya izin vermeyiz. Doğruyu öldüğümüzde mi söyleyeceğiz. Korkmuyorum. Gıpta ile bütün dünyanın izlediği Side’deki dönüşüm projesine elinden gelen sıkıntıyı yaratıyor. Manavgat Belediyesini ötelemeye çalışıyorlar. Side’de işlerin hızlı gitmesi için kuracağımız KUDEP’in kurulmasına bile izin vermediler. Şimdi de geldiler mesire alanımıza, soluk alacağımız günübirlik alanımıza. Asla gözünüzü, kafanızı, beyninizi bu kentin üstünden çekin. Kimse kendini halkın üstünde görmesin. Adı bakansa, vekilse, ilçe başkanıysa da elinizi çekin. Bu olumsuz duruşlarda yanımızda olmayan bakanlığın doğru yaptığını ifade edenleri uğurlayacağız. Kıymetli bir hanımefendi vekilimiz var. Vekillik halkın çıkarlarını korumak adına Ankara’ya gitmektir. Hataları tamamlamak demektir. Gedik açmak değildir. Sivil Toplum örgütlerini tehdit etmek değildir. Çok çabuk adapte oldun bu işlere. Unuttuğun bir şey var. Yarın bu toplum gel, sana da bize de diyecek. Ben hesabımı vereceğime inanıyorum,.Ama sen verebilecek misin, elimizden kaybedilen değerlerle ilgili olarak hesap verebilecek misin.

 ULUALAN ve MESİREDEN ELLERİNİ ÇEKSİNLER

ADAY OLMAYACAĞIM

Değerli dostlarım sizin huzurunuzda size bir söz vermek istiyorum. Bundan büyük bir yemin ant olmaz. Şerefim üzerine yemin ederim ki, Boğazdaki bu tahsisten ellerini çektikleri takdirde, Ulualan’ı halkın istediği şekilde planlayıp projelendireceklerine taahhüt ettikleri takdirde sizin huzurunuzda yemin ederim, aday da değilim, belediye başkanlığında hesabım da yok. Tek derdim, halkın bu değerlerinin sizde kalması. Söz veriyorum. Kimse halkın verdiği gücü sopa gibi kullanmasın. Buna müsaade etmeyiz. Bugün anayasal hakkımız olan basın açıklamamıza müsaade eden Kaymakamlığımıza, jandarmamıza, kolluk kuvvetlerimize teşekkür ediyorum. Günübirlik alanlarımız TTA alanına dönüştürülüp satılıyor. 3 tane Manavgat Belediyesine ait alanı davayla iptal ettirdik. Duruş koyabilecek insanlara ihtiyaç var demiştik önceden. Bugün mera vasfındaki yeri komisyon raporuyla satışa çıkardılar. Manavgat Belediyesinin açtığı davayla iptal oldu. Çocuklarınıza ait 100 parça yeri milli emlak arazisini TOKİ’ye devrederek sattılar. Haberiniz var mı. Yok. 400 parça milli emlak arazisini satmak için karar aldılar. Madem satıyorsunuz, gelin yangında mağdur olan insanlardan bu evlerin parasını almıyoruz diyin. Ellerinizi kaldırın elinizi öpelim. TOKİ’ye devredilen milli emlak arazisinden yüzde 40 belediye hakkını alamıyoruz. Bunun için TOKİ’ye devrederek satıyorlar. Niye bu parayı biz size harcayacağız. Ben de bu kentin yönetimine adayım diyen bir sürü kardeşim var. Siz de bu kentin. Buyurun size siyaset fırsatı. Siz de bu kentin geleceğine sahip çıkın, kavgasını verin. Görelim sizi. Biraz yürek. Hangi siyasi yapıya ait olursa olun. Bununla ilgili serzenişte bulunamayan iki kelime etmekten imtina edenlerden yönetici olmaz. Sizleri izliyorum. Hanginiz bu kentin kavgasını verecek. Sizleri izleyeceğim. Kentine sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum. * Manavgat Belediyesi Bülten


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.09.24 15:40:32
Son Düzenlenme Tarihi :





Akdeniz Üniversitesi ailesi bayramlaştı

Akdeniz Üniversitesi’nde bayramlaşma töreni gerçekleştirildi. Bayramda deprem bölgesindekileri unutmamak gerektiğini söyleyen Rektör Özkan, “Özellikle öğrencilerimize yalnız olmadıklarını hissettirelim” çağrısında bulundu.
Akdeniz Üniversitesi bayramlaşma töreni Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın katılımıyla Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Törene Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Murat Turhan, Dr. Cengiz Toker, Genel Sekreter Ali Evren İmre, fakülte dekanları, enstitü ve meslek yüksekokulu müdürleri ile çok sayıda akademik ve idari personel katıldı.
Sözlerine akademik ve idari personelin Ramazan Bayramını kutlayarak başlayan Rektör Özkan, pandeminin ardından deprem felaketiyle son iki yılda hep zor süreçlerde bayramlaştıklarını söyledi. Depremin üzerinden iki ay geçtiğini ancak acıların hala taze olduğunu belirten Rektör Özkan “Ateş en çok düştüğü yeri yakar elbet ancak Akdeniz Üniversitesi ailesi olarak biz de pırıl pırıl 20 öğrencimizi kaybetmenin acısını yüreğimizde yaşıyoruz. Yine personellerimizin yakınlarından yaşadığımız kayıplar oldu. Buradan tekrar yaşamını kaybeden öğrencilerimize Allah’tan rahmet, ailelerine, arkadaşlarımıza başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Onlar her zaman Akdeniz Üniversitesi ailemizin bir parçası olacaklar” dedi.
"Unutmayalım unutturmayalım"
Deprem acısının hala çok taze olduğunu ve konunun gündemden düşürülmemesi gerektiğinin altını çizen Rektör Özkan, “Deprem bir bölgede olsa da acısı tüm Türkiye’ye düştü. Yaşanan bu büyük felakete Hatay ve Kahramanmaraş’a giderek ben de bizzat yerinde tanık oldum. Çok sayıda can kaybı, ailesini, eşini dostunu yitirenler, tanık olduğumuz her bir hikâye bizi derinden yaraladı. Yaşamın bir bavula sığdığını gördük. Bu büyük felaketin üzerinden iki buçuk ay geçti. Ancak acılar hala çok taze. Bizlere düşen ise bu konuyu gündemimizden düşürmemek ve mümkün olduğunca yardımlarımıza devam etmek. Bugünlerde gündem seçim dolayısıyla çok hareketli. Yardımlaşmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç var” dedi.
"Öğrenciler için özel hassasiyet"
Böyle zamanlarda eski bayramların o sıcak hissinin tam hissedilemediğini ancak böyle dönemlerde millet olarak birlik ve beraberliğin öneminin daha da arttığını belirten Rektör Özkan, Bayramların omuz omuza verme, tek yürek olma, kardeşlik duygularını yenileme, kırgınlıkları onarma gibi duygu ve değerleri yaşatmak ve geleceğe taşımak için bir fırsat olması gerektiğini ifade etti. Bayramda özellikle öğrencilerin de unutulmaması gerektiğini söyleyen Rektör Özkan, “Bu zorlu süreçte ayrı kalmak zorunda kaldığımız öğrencilerimize de yanlarında olduğumuzu göstermeliyiz. Onların ne kadar önemli, değerli olduğunu hissettirmeliyiz. Yüz yüze eğitime katılamayan, özellikle de deprem bölgesinde yaşayan öğrencilerimizin yaşamlarına dokunmak için elimizden geleni yapmalıyız. Çünkü onlar için bayram çok daha buruk ve zorlu geçecek. Ailesini, evini, çocukluğunun geçtiği mahalleyi, tüm anılarını kaybedenler var. Bayramda onlara bu yokluğu unutturamayız belki ama en azından yanlarında olduğumuzu, acısını paylaştığımızı hissettirebiliriz. Bayram vesilesiyle kendi ailelerimiz ve akrabalarımızın yanında, öğrencilerimizin de gönüllerini almayı lütfen ihmal etmeyelim. Fark ettiğiniz, size ulaşan öğrenci ihtiyaçları için lütfen bizimle iletişim kurmakta imtina etmeyin” diye konuştu.
“Bayramları çocuklarımıza miras bırakalım"
Deprem ve iklim krizi gibi tehlikelere karşı bilimin ışığında hazırlıklı olmanın önemine dikkat çeken Rektör Özkan “Maalesef ülke olarak deprem kuşağındayız bundan kaçışımız yok. Ancak mümkün olduğunca hasarlarını en aza indirmek için gerekli çalışmaları yapmak bizim elimizde. Sadece deprem de değil biliyorsunuz iklim krizi ile karşı karşıyayız. İklim değişikliği, yağış azlığı, kuraklık gibi pek çok etkiyi yaşamaya başladık. Önümüzde belki çok daha kötü senaryolar var. Bu sebeple bilim insanı olarak üzerimize büyük sorumluluk düştüğüne inanıyorum. Gelecekte çocuklarımızın da bizim çocukluğumuzda yaşadığımız bayramları yaşamasını istiyorsak hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız” şeklinde konuştu.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.20 11:10:01
Son Düzenlenme Tarihi :