SON DAKİKA

logo

Antalya'nın göbeğinde obrukta canlı tespit edildi

Öğrencileriyle birlikte obruğa dalış yapıp içindeki canlıları görüntüleyen profesör, bu canlıların gen bankası olarak kullanılabileceğini söyledi

- Antalya’nın jeolojik yapısı açısından önemli bir bulgu olarak kayıtlara geçti
- Eski tarihlerde sulama ve içme suyu olarak kullanılan obruk, duyarsız vatandaşların çöplüğü haline geldi
- Deniz seviyesinin oldukça altında bulunan obruğun içinde Antalya’ya ait endemik çiçek balığı, yılan balığı, tatlı su karidesi, tatlı su kaplumbağası ve kurbağa görüntülendi
- Öğrencileriyle birlikte obruğa dalış yapıp içindeki canlıları görüntüleyen profesör, bu canlıların gen bankası olarak kullanılabileceğini söyledi

(Fotoğraflı)

Suat Metin - Fırat Demir
ANTALYA (İHA) - Antalya’da kentin göbeğinde bulunan ve içi tatlı suyla dolu 35 metre derinlikteki obrukta, birçok tatlı su canlısının yaşadığı ortaya çıktı. Daha önce bölgede yaşayan halk tarafından sulama ve içme suyu olarak kullanılan obruk ise şu sıralar etrafı tellerle çevrili olmasına rağmen bazı duyarsız vatandaşların çöplüğü haline geldi.
Sualtı dalışları ve yaptığı bilimsel çalışmalarla bilinen Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Konyaaltı ilçesi Arapsuyu Mahallesi’ndeki tatlı suyla dolu bir obruğa öğrencileriyle birlikte daldı. Biyolojik çeşitliliğe bağlı bilimsel bir çalışma yapmak için yaklaşık 30-35 metre derinliğe dalan Gökoğlu, obruğun içinde Antalya’ya endemik çiçek balığı, yılan balığı, tatlı su karidesi, tatlı su kaplumbağası ve kurbağayı görüntüledi. Suyun oldukça berrak olduğuna dikkati çeken Gökoğlu, içerideki canlı türlerin bir gen bankası olarak kullanılıp sıkıntı yaşayan bölgelere aşılama amacıyla kullanılabileceğine işaret etti.

“Buradaki canlılar bizim gen bankamız”
Obruk içindeki canlıları görüntüleyip bilimsel verilere oturtmak için böyle bir çalışma yaptıklarını kaydeden Prof. Dr. Gökoğlu, “Burada Antalya’ya has endemik çiçek balığı var, yılan balığı ve tatlı su karidesi, kurbağa ve kaplumbağa tespit ettik. Buradaki yerli balıklar ve diğer canlılar bizim gen bankamız. Diğer yerlere aşılama maksatlı kullanılabilir. Çok fazla bir popülasyon olmasa da işimizi görür derecede” dedi.

“Çöplük gibi kullanmışlar”
1980’li yıllarda obruğun hafriyatla kapatılmaya çalışıldığını, daha önceki dönemlerde ise bölge halkının burayı sulama ve içme suyu olarak kullandığını belirten Gökoğlu, “Su çok berrak ve temiz. Fakat burayı insanlar çöplük gibi kullanılmış. 1980’li yıllarda burayı kamyonlarla doldurup kapatmaya çalışmışlar. Eğer doldurulmasaydı mükemmel bir yermiş” ifadesine yer verdi.

“Antalya’nın jeolojik yapısı açısından önemli bir bulgu”
Gökoğlu, obruğun Antalya’nın jeolojik yapısı açısından önemli bir bulgu olduğuna vurgu yaparak, “Antalya’nın jeolojik olarak nasıl bir şehir olduğunu gösteren güzel bir örnek burası. Deniz seviyesinin çok çok altında. Turkuaz bir rengi var ve buraya dalış yaparken keyif alıyoruz. Buranın korunması gerekiyor” diye konuştu.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.16 10:06:28
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






DEHŞETİ BÖYLE ANLATTI!

Antalya’da boşanma aşamasındaki eşi tarafından elektriği kesilip evden çıkması sağlanan ve 24 yerinden bıçaklanarak ölümden dönen kadın, yaşadığı dehşet dakikalarını gözyaşları içerisinde anlattı. “Vücudumda dikiş olmayan yer yok” diyen acılı kadın, “Belki 20-25 dakika beni bıçaklamakla uğraştı. B..

Antalya’da boşanma aşamasındaki eşi tarafından elektriği kesilip evden çıkması sağlanan ve 24 yerinden bıçaklanarak ölümden dönen kadın, yaşadığı dehşet dakikalarını gözyaşları içerisinde anlattı. “Vücudumda dikiş olmayan yer yok” diyen acılı kadın, “Belki 20-25 dakika beni bıçaklamakla uğraştı. Ben balkona kaçtığımda yere yığılmıştım. Beni öldü diye bıraktı. Biz kadınlar ölmek ya da yaralanmaktan yorulduk artık” diyerek gözyaşı döktü.
Olay, Serik ilçesine bağlı Kökez Mahallesi’nde 25 Haziran Pazar günü öğle saatlerinde yaşandı. İddiaya göre, Muammer Özen, olay günü, eşi ile yaşadığı huzursuzluk nedeniyle uzaklaştırma cezası aldığı eve geldi. Binada eşinin oturduğu daireye ait elektrik ve suyu kestiği ileri sürülen Özen, ardından beklemeye başladı. Su ve elektriğin kesildiğini fark eden Serpil Özen, oğluyla birlikte aşağıya inerek vanayı ve şalteri kontrol etti. Açtıktan sonra oğlunu aşağıda bırakarak kontrol için tekrar evine çıktı. Bu esnada kapıda bekleyen eşi Muammer Özen tarafından zorla içeriye kapatıldı. Annesini telefon ile arayan oğlu ise cevap alamayınca eve çıktı. İçeriden gelen sesleri duyunca komşularında bulunan yedek anahtarla kapıyı açarak eve girdi. Annesinin babası tarafından bıçaklandığını görünce korkup dayısından yardım istedi. Bu sırada Muammer Özen, olay yerinden ayrılıp kendi evine gitti. Dayı Sinan Akman ise eve geldiğinde ablasını kanlar içinde gördü ve 112 Sağlık ve polis ekiplerine haber verdi. 2 çocuk annesi Serpil Özen, yapılan ilk müdahalenin ardından önce özel bir hastaneye, ardından iç kanaması geçirdiği için Antalya Eğitim Araştırma Hastanesine sevk edildi. 24 yerinden aldığı bıçak darbesi nedeniyle ağır yaralanan Özen, yoğun bakıma alındı.
Polis tarafından aynı gün evinde yakalanan Muammer Özen ise çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan Muammer Özen’in daha önce farklı tarihlerde apartman çatısı ve araç üst geçidine çıkarak intihar teşebbüsünde bulunduğu öğrenildi.

“Hiç konuşmadan direkt saldırdı”
Yoğun bakımdan servise alınan Serpil Özen, yaşadığı dehşet anlarını gözyaşları içerisinde anlattı. Özen, “Büyük oğlumla evde oturuyorduk. Elektrik ve suyun olmadığını fark ettik. Elektriği açmak için oğlumla aşağıya indik. Ona nereden açılacağını gösterip tekrar yukarı çıktım. Oğlum gelecek diye kapıyı açık bıraktım. Banyoya abdest almaya geçtim, mutfağa döndüğümde bıçakla saldırdı. Hiç konuşmadı, direkt saldırdı” dedi.

“Vücudumun dikiş atılmayan bir parça yeri kalmadı”
Eşinin boşanmak istemediği için böyle bir saldırı yaptığını ileri süren Özen, “23 yerimde bıçak darbesi var. Karın boşluklarımda çok var. Midem, akciğerim ve dalağımda hasar olduğunu biliyorum. Vücudumun dikiş atılmayan bir parça yeri kalmadı. Düne kadar yoğun bakımdaydım” diye konuştu.

“Beni öldü diye bıraktı”
Son olarak bıçaklandığında öleceğini düşündüğünü de sözlerine ekleyen Özen, şunları söyledi:
“Anlatılacak bir şey değil bu. Belki 20-25 dakika beni bıçaklamakla uğraştı. Ben balkona kaçtığımda yere yığılmıştım. Beni öldü diye bıraktı. Ona çocuklar görüyor diye çok yalvardım ama hiç dinlemedi beni. Benim gibi başka kadınlar bunu yaşamasın. Artık yeter. Biz kadınlar ölmek ya da yaralanmaktan yorulduk artık. Cezasını en ağır şekilde almasını istiyorum.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.04 12:14:42
Son Düzenlenme Tarihi :





Topuk dikenine tek doz botoks ile dakikalar içerisinde çözüm

Topuk dikeni rahatsızlığının kadınlarda ve erkeklerde daha sık ileri yaşlarda görülen önemli bir sağlık problemi olduğuna dikkat çeken Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Bahtiyar Demiralp, hastaların tek doz botoks yöntemi ile kısa sürede sağlıklarına kavuşabileceklerine dikkat çekti.
T..

Topuk dikeni rahatsızlığının kadınlarda ve erkeklerde daha sık ileri yaşlarda görülen önemli bir sağlık problemi olduğuna dikkat çeken Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Bahtiyar Demiralp, hastaların tek doz botoks yöntemi ile kısa sürede sağlıklarına kavuşabileceklerine dikkat çekti.
Topuk dikeni hem kadınlarda da erkeklerde de daha çok ileri yaşlarda görülen önemli sağlık problemleri arasında yer alıyor. Topuk kemiğinin hemen alt kısmında biriken kalsiyumdan kaynaklı ortaya çıkan topuk dikenin oluşmasında birçok farklı neden bulunuyor. İnsanların günlük yaşantılarını kısıtlayan bu önemli sağlık sorunundan kurtulmanın birçok yöntemi olsa da botoks işlemi ile de kısa sürede hastalar sağlıklarına kavuşabiliyor.

"Topuk dikeninin başlangıcını topuk tabanı zarının gerginleşmesi oluşturur”
Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Bahtiyar Demiralp, Plantar Fasiit olarak bilinen topuk dikeninin bir sebepten çok, bir sonuç olduğunu söyledi. Hastalığın nasıl ortaya çıktığı ile ilgili bilgiler veren Demiralp, “Hastaların düz ve çukur tabanlı olması, ramotolojik ve nörolojik sebeplerle hastalarımız bize topuk dikeni şikâyetiyle başvuruda bulunuyor. Genellikle orta ileri yaşta vatandaşlarımız bize şikayette bulunuyor. Topuk dikeninin başlangıcını topuk tabanı zarının gerginleşmesi oluşturur” dedi.

“Burada en sık karşımıza çıkan ’plantar fascia’ dediğimiz ayakta gerginliktir”
Tedavi yöntemleri hakkında da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Demiralp, “Ağrılı topuk sendromunun nedenlerine baktığımız zaman öncelikli olarak nedenini araştırmamız gerekir. Biz öncelikli olarak hastalarımızın şikayetlerini dinliyoruz. Ardından muayene yapıp gerekirse röntgen çekiyoruz. Burada en sık karşımıza çıkan plantar fascia dediğimiz ayakta gerginliktir. Ayakta yaşanan bu gerginliğin ardından uzun dönemde zarın çekmesiyle topuk kemiğinde uzaması sonucu gül dikenine benzer ince bir kemik yapı oluşturur” sözlerine yer verdi.

“Bu uygulama daha konforlu ve daha kısa sürede sonuç alınabiliyor”
Hastanın iki dakikalık botoks yöntemi ile sağlığına kavuştuğunu belirten Prof. Dr. Demiralp, “Çeşitli tedavi yöntemleri olsa da biz daha çok botoks tedavisini tercih ediyoruz. Bu uygulama diğerlerine göre daha konforlu ve daha kısa sürede sonuç alabiliyoruz. Hastamızı muayene edip filmlerini gördükten sonra enjeksiyona karar verirsek, eğer tıbbı bir problemi yoksa botoks uygulamasını gerçekleştiriyoruz. Hastamıza uygun bir doz seçerek topuğa çok ince bir iğneyle botoks enjeksiyonu yapıyoruz. Amacımız gerginliğe sebep olan, topuk dikenine sebep olan Plantar Fasiitin gevşetilmesidir. Hasta birkaç gün içerisinde bu gevşemenin farkına varıyor. Ağrısı azalıyor. Çok uzun süre ağrısız bir dönem geçirebilir. Hastamız hemen normal hayatına dönebiliyor. Hiçbir kısıtlamamız yok. Cerrahi yöntemde ise hasta en az 2-3 hafta hayatını kısıtlayabilir. Her zaman cerrahiye ihtiyaç yoktur” açıklamasına yer verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.23 10:57:04
Son Düzenlenme Tarihi :