SON DAKİKA

logo

Alanyaspor Başkanı Çavuşoğlu: "Maçın sonucuyla oynandı. Ben böyle bir penaltı görmedim"

lanyaspor Başkanı Hasan Çavuşoğlu, Türkiye’de futbolu 4 büyüklerin yönettiğini, onlar ne derse o olduğunu, Türk futbolunun da, hakemlerin de baskı altında tutulduğunu ifade etti. Başkan Çavuşoğlu Fenerbahçe maçında da buna benzer bir örnek yaşandığını belirterek "Maçın sonucuyla resmen oynandı. 21. dakikada rakibimize kırmızı kart verilmedi. Aleyhimize verilen ikinci penaltı kararı yanlış. Bize göre penaltı falan değil. Ben böyle bir penaltı görmedim. Maç sırasında tweetler atılıyor. Hakem elini arka cebine götürüyor, kulağını elliyor, sonra sarı kart çıkarıyor" dedi.

ANTALYA (İHA) - Alanyaspor Başkanı Hasan Çavuşoğlu, Alanya Aktif Gazeteciler Cemiyeti'nin (ALGC) düzenlediği 'Alanya'nın Değerleri' programının konuğu oldu. Programa Genel Koordinatörü Mevlüthan Çavuşoğlu, Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, ALGC Başkanı Ferit Kesen ve yönetim kurulu katıldı. ALGC Başkanı Ferit Kesen, basın mensupları olarak Corendon Alanyaspor'u yıllarca alt liglerde takip ettiklerini belirterek, “Herkes Süper Lig'i bir hayal olarak görüyordu ancak Hasan başkan buna inanıyormuş. Alanyaspor'umuz Süper Lig'in gediklisi oldu. Kendisi, Alanya'mız var olduğu sürece efsane başkan olmaya devam edecektir. Biz bugün kendisini burada ağırlamaktan onur ve gurur duyuyoruz” dedi.
KGK Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, “Alanya'nın marka taşıyıcısı olan Alanyaspor'umuzu önümüzdeki yıllarda uluslararası arenada daha çok göreceğimize inanıyorum. Dünya markası bir şehir olan Alanya'nın, her yıl Avrupa'da temsil edilmesi, hatta Alanya markasına katkı sağlayacak transferler yapması ortak dileğimiz” diye konuştu.
Alanyaspor Başkanı Hasan Çavuşoğlu ise gelinen noktada yayın gelirlerinin çok düştüğünü ve mevcut yayın gelirlerinin birçok kulübün olduğu gibi Alanyaspor’un da bütçesinin sadece üçte birini karşıladığını söyledi. Bütçenin geri kalanını sponsorlarla ve yönetim kurulu olarak karşılamaya çalıştıklarını dile getiren Çavuşoğlu, “Yabancı futbolcuların maaşını zaten dövizle ödüyoruz. Türkiye’de yabancı futbolcu sayısı da bana göre çok fazla. Federasyonun bunu düşünmesi gerekir. Önceki federasyonda bir karar aldılar. Bu sayıyı kademeli olarak düşürmeye çalıştılar. Yeni federasyon da baskılara dayanamadı, yine aynı seviyede kaldı” dedi.
Türkiye’de futbolu 4 büyüklerin yönettiğini kaydeden Çavuşoğlu, “Onlar ne derse o oluyor. Hep kaos oluşturma çabası içerisine giriyorlar. Biri maç kaybettiğinde bir şey söylüyor. Diğeri maç kaybettiğinde başka bir şey söylüyor. Sürekli Türk futbolu da, hakemler de baskı altında tutuluyor” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu: "Maçın sonucuyla oynandı"
Fenerbahçe maçında da buna benzer bir örnek yaşandığını kaydeden Çavuşoğlu, “Maçın sonucuyla resmen oynandı. 21. dakikada rakibimize kırmızı kart verilmedi. Aleyhimize verilen ikinci penaltı kararı yanlış. Bize göre penaltı falan değil. Ben böyle bir penaltı görmedim. Maç sırasında tweetler atılıyor. Hakem elini arka cebine götürüyor, kulağını elliyor, sonra sarı kart çıkarıyor. Benim gördüğümü tüm Türkiye gördü. VAR’ın başındaki arkadaşların da hakemi incelemeye davet etmesi gerekir. 5 yaşındaki çocuğa da sorsan buna kırmızı kart der. Net bir şekilde belli. Baskı, yaygara, kaos, yani Türk futbolu abluka altında. Bu şekilde Anadolu kulüplerinin yaşama şansı yok. Kırmızı kart olayında neden VAR’a gitmiyorsun. Elini kırmızı kart için arka cebine attıktan sonra neden vazgeçtin. Gerçekten artık Türk futbolu falan bu şartlar altında yönetmek istemiyoruz. Türk futbolu iyiye gitmiyor. Maalesef bu şartlar altında gerçekten Türk futbolunda yöneticilik yapmakta zor. Türk futbolu içerisinde bulunma konusunda da insanlar isteksiz hale geliyor. Akşam ki maçta da bunları yaşadık” diye konuştu.
Anadolu takımlarının yaşadığı sorunların ortak karar alınması için Kulüpler Birliği’nde görüşülüp görüşülmediğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu şöyle konuştu: “Kulüpler Birliği’nde birlik beraberlik yok. Ben Kulüpler Birliği toplantılarına gitmiyorum. Bundan önceki başkan döneminde de gitmiyordum. Şimdiki başkan döneminde de gitmiyorum. Gitmememin de sebepleri var. Kulüpler Birliği Başkanı dediğin insan, kulüp başkanlarının hepsini toparlar. Göksel Gümüşdağ zamanında bütün kulüp başkanları toplantılara katılıyordu. Sonra Mehmet Sepil başkan oldu, benim de başkan yardımcısı olduğum dönemde, Mecnun Otyakmaz başkanım ile birlikte yine tüm kulüp başkanları geliyordu. Son iki dönemin başkanı, kulüp başkanlarını bir araya toparlayamadılar. Maalesef böyle durum. Şu anda Kulüpler Birliği Whatsapp grubunda olmayan başkanlar var.”
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.21 08:51:51
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Depremzede kadınların Afrika sıcağında, tandır başında zorlu mesaisi

Afrika sıcaklarının etkisini hissettirdiği Hatay’da depremzede kadınlar, tandır başında ter dökerek kazandıkları parayla aile ekonomisine katkı sağlıyorlar.
Kahramanmaraş merkezli depremin vurduğu Hatay’ın Antakya ilçesinde vatandaşlar, hayatlarını idame ettirmeye devam ediyorlar. Antakya’nın Kisecik Mahallesi’nde yaşayan bir grup kadın da mahallede hizmet veren tandır ekmeği ve çeşitli ürünler üreten iş yerinde çalışarak para kazanıyor. Afrika sıcaklarının etkisini hissettirdiği Antakya’da; tandır başında mesai yapan kadınlar, ter dökerek zor anlar yaşıyorlar.

“Sıcak hava bizi biraz sarsıyor ama ne yapalım”
Sıcak havanın kendilerini sarstığını dile getiren Zeliha Vural, "Hava çok sıcak, ekmek yapıyoruz. Halkımıza veriyoruz, halkımızı memnun etmek için. Zor ama ne yapalım zor-kolay çalışıyoruz. Alevler de çok, güneşin sıcağı, ateşin sıcağı. Sıcak hava bizi biraz sarsıyor ama ne yapalım" dedi.

“Tandırın başında olduğumuz için hissedilen sıcaklık 10 derece daha yüksek”
Hissedilen hava sıcaklığının tandır başında daha yüksek olduğuna dikkat çeken Gülsüm Vural ise, "Hava şu anda çok sıcak. Ekstradan bir de tandırın başında olduğumuz için hissedilen sıcaklık 10 derece daha yüksek. Zor oluyor ama Hatay şartlarında iş bulabildiğimiz için en azından mutluyuz. En azından kazandığımızla çocuklarımızın karnını doyurabiliyoruz" şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.23 21:09:56
Son Düzenlenme Tarihi :





Düzen: “Korkunun ecele faydası yok”

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen Kadın Kolları Başkanı Zübeyde Güler ve ekibinin tertiplediği kahvaltılı toplantısına katıldı. Düzen, “Bizim derdimiz kavga etmek değil. İktidar yandaşları yeri geldiği zaman işi çığırından çıkarıp bir kavga ortamı oluşturmayı adeta zorluyorlar son zamanlarda. Ama inşallah korkunun ecele faydası yok’ diye bir tabir var bizde” dedi.

Saadet Partisi Antalya İl Kadın Kolları Başkanlığınca teşkilat binasında tertiplenen kahvaltılı toplantıya katılan Saadet Partisi İl Başkanı Ramazan Düzen seçim gündemi ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Bu toplantıyı tertipleyen İl Kadın Kolları Başkanı Zübeyde Güler ve ekibine teşekkür ederek sözlerine başlayan İl Başkanı Ramazan Düzen, “Bizim derdimiz kavga etmek değil. İktidar yandaşları yeri geldiği zaman işi çığırından çıkarıp bir kavga ortamı oluşturmayı adeta zorluyorlar son zamanlarda. Ama inşallah korkunun ecele faydası yok’ diye bir tabir var bizde. Bu korku bu arkadaşların siyasetteki sonlarını getirecek. Aslında bir bakıma onlar da memnun olacaklar bunaldılar çünkü. Bu işi nasıl bırakacaklarını bilemiyorlar. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Hepimiz pazar günü inşallah kanaatlerimizi sandıkta ifade edeceğiz” dedi.

Biz seçimin huzur içinde, barış içinde geçmesini arzu ediyoruz diyen Düzen, Demokrasilerde seçim en önemli konudur. Seçimin mutlaka huzurlu bir ortamda yapılması icap eder. İnsanlar kendileri ve kendi ülkelerini geleceği için oy kullanırlar. Bundan kimsenin korkmaması icap eder diyerek; “Ancak seçimlerde bir başka husus daha var. Siyasi partilerin adayları, siyasi partilerin temsilcileri seçime giderken halkı yanıltmamalıdırlar. Yalandan, iftiradan ve hakaretten uzak durmaları icap eder. Bugün farklı kanaatlere sahip olabiliriz. Yarın iktidar değiştiğinde gerçekleri görür gerçekleri kabul etmek mecburiyetinde kalırız ama bundan dolayı birbirimizle kavga etmemizin ihtiyacı yok” diye konuştu.

Düzen, konuşmalarında şu ifadeleri kullandı:
“Bizim ilk hedefimiz neden bir araya geldik. Altı siyasi parti bugün değil bundan 5-6 sene önce de bir araya geldik. Temel sebep, bugünkü başkanlık sisteminden kurtulmak. Bugünkü haliyle başkanlık sistemi diktatörlüğe eviriliyor. Dediğim dedik. Kimsenin fikrine itibar etmem. Meclis mi? ‘Benim nazarımda hiçbir kıymeti yok’ noktasına geliyor. Bundan dolayı da biz başkanlık sistemini mutlaka değiştirip bir müzakere, istişare ortamının doğmasını sağlayacağız. İhtisas sahibi arkadaşlarımız, kardeşlerimiz farklı konularda fikirlerini tartışıyorlar. Projeler hazırlıyorlar ama geldiğimiz nokta şu oldu. Biz bu seçime gittiğimiz zaman bu seçimden sonra sistem değişene kadar altı partinin liderleriyle birlikte istişare ederek karar vereceğiz. Adımımız bu oldu, çok açık ve net. Cumhurbaşkanlığı yardımcısı konusu böylece gündeme geldi. İstişareye hazır olmayanlar istişare ne olur bilmeyenler altı kişi bir araya gelecek. İki tane belediye başkanlarımız da cumhurbaşkanlığı yardımcılığını üstlenecekler. Nasıl Türkiye’yi idare edecekler? Bırak sen altı kişiyi, 600 kişilik mecliste istişare etmek mecburiyetindesin. Bunu akıllarına bile getirmeyenler bir konuda altı kişinin, sekiz kişinin bir araya gelip meseleleri tartışmasını karar almanın önünde bir engel gibi görüyor. Bu arkadaşlar demokrasi nedir hala anlamamış, içselleştirememişler demokrasiyi. Bunu unutamayız. Biz birbirimizin düşmanı değiliz, savaşa gitmiyoruz. Birbirimizle taban tabana zıt fikirlerimiz olabilir ancak biz bu fikirlerimizi, düşüncelerimizi kavga etmek için değil birbirimize anlatmak ikna etmek için gündeme getiririz. Neticede bir karar veririz… Bu seçimlerde bir numaralı hedefimiz bugünkü başkanlık sistemini değiştirmektir.”

Avrupa’da herkes yoksulluk sınırının üzerinde ücret alırken biz neden açlık sınırın altına mahkum ediliyoruz diye konuşan Düzen. Sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama şunu da biliyoruz. Meclis devreye girecek, Anayasa değiştirilecek. Bu bir süreç gerektiriyor. Mecliste 400 kişilik bir çoğunluğumuz olursa bu süreç kısalır. Burada Antalyalılara da büyük mesuliyet düşüyor. Seçime gittiğimiz zaman Antalya’da bir patlama yapmamız gerekiyor… Ele alacağımız konuların başında her zaman mağdur insanlarımız geliyor. Şimdi Kanun Hükmünde Kararname mağdurları olan kardeşlerimiz var. Kirasını ödeyemeyen, çalışan insanımız var. İşçimiz var. Emeklimiz memurumuz var. Borç almış, borcunu ödeyemeyen esnafımız var. Biz her mağdur kardeşimizin elinden tutmayı görev vaat ediyoruz. Şu bizdendi, şu bizden değildi diye bir ayrım yapmadan bu hizmetleri gerçekleştireceğiz. Onun için kim nerede olursa olsun mağdursa şu anda problemlerini çözemiyorsa bir pandemi dönemi yaşadık arkasından bir deprem hadisesi ile karşı karşıya geldik. İnsanlarımız perişan oldu. Elbette borcunu ödeyemeyen esnafın tepesine yumruk vuramayız. Memurumuz, çiftçimiz, işçimiz, esnafımız hepsi bizim kardeşlerimiz elbette biz onların derdiyle dertlenmeyi görev addediyoruz. Bu arkadaşlarımız belli konularda Sayın Cumhurbaşkanımızın ısrarla ‘Ben ekonomistim bana güvenin ekonomiyi bana bırakın, kısa zamanda nasıl düzelteceğim’ demişti. Biz bu sözü unutmuyoruz. Ama bir gerçeği gördük ki Sayın Cumhurbaşkanı ülkenin ekonomi problemlerini çözemedi. Çözmek bir taraf daha korkunç boyutlara çıktı. Çalışan insanlarımızdan büyük bir kesim asgari ücretin altında maaş alıyor. Açlık sınırının altında ücret alıyor biz buna rıza gösteremeyiz ki. Ne işveren ne devlet böyle bir anlayışta olamaz. Biz insanlarımız sadece karnının doymasını değil bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir ücreti almasını isteriz. Avrupa’da çalışan emekli olan memurluk yapan emekli herkes yoksulluk sınırın üzerinde ücret alırken biz neden açlık sınırın altında ücret almaya mahkum ediliyoruz.”

Düzen, Sadece ekonomi değil şu anda memleketimizde huzur içinde değil. Neden? Başına bir sıkıntı geldiğinde bir problemle karşı karşıya kaldığında adalete güvenemiyor ifade ederek; “Bir yerde adalet olmazsa o ülkede yaşanamaz zulüm var demektir. Bizim inancımızın temelinde de bu  yatar. Müslümanlıktan bahsediyorlar. Peygamber efendimiz ne buyurmuş, ‘İslam güzel ahlaktır’ diyor. Güzel ahlakın başında da adalet gelir. Harama el uzatmamak gelir. Yolsuzluktan vazgeçmek, israfı terk etmek gelir. Siz bunların hepsini yapacaksınız ondan sonra da alnı secdeye gelenlerle şampanya patlatanlar arasında tercih yapıyormuşuz diye bir safsata ortaya atacaksınız. Yok arkadaş. Biz güzel ahlakın Müslüman’ın şiarı olduğuna inanıyoruz. Hem yolsuzluk yap hem de alnım secdeye de yahu. Cenabıhak’tan en büyük cezaya sen müstahak olursun. Bundan dolayıdır ki, gençler arasında İslam’a temayülde bir azalma görüldü. Neden? Bu laflarla İslam’ı tarif etmeye insanlar kalkarsa bir genç niye Müslümanlığa özensin? Özenmez. Biz bu anlayışı kökünden değiştireceğiz. Her ilimizde yatırımlar olacak. Adalet denilen mefhum bizim en başta taşıdığımız levha olacak. Biz şahsiyetli bir dış politika güdeceğiz. Çevremizde, her ülkeyle uyum içinde bir politika sürmeye kararlıyız. İki şey önemli bizim için. Birincisi; Türkiye Cumhuriyeti olarak sınırlarımızı korumakta kararlıyız. Hiçbir suretle bu sınırları değiştirecek bir politika içine girmeyiz. Buna rıza göstermeyiz. Başkalarının sınırlarına tecavüz etmeyi de istemeyiz. İkincisi de biz aile mefhumumuzu mutlaka koruyacağız. Aile toplumun temelidir. Aile ile mefhumu ortadan kalkarsa o ülkede huzur olmaz. El birliğiyle aile mefhumunu güçlendirmek için ellimizden her şeyi göstereceğiz. Pazar günü oyların sandıklara atıldığı gün olacak. Pazartesi günü de inşallah bayram günü olacak" diye sözlerini noktaladı. -BLD.BSN.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.12 12:28:45
Son Düzenlenme Tarihi :