SON DAKİKA

logo

Konyaaltı 4 mevsim çok güzel

Konyaaltı ilçesinde 4 mevsim birbirinden farklı güzelliklerle yaşanıyor. Kışın aynı gün, Saklıkent’te kayak keyfi yaşanırken, Konyaaltı Sahili’nde vatandaşlar denizin keyfini çıkarıyor.

Her mevsim farklı yönleriyle ön plana çıkan Konyaaltı ilçesi, kış mevsimini bambaşka yaşıyor. İlçe sınırlarındaki Saklıkent gibi yüksek kesimler, bugünlerde beyaz örtüye büründü. Kartpostallık görüntülerin ortaya çıktığı yüksek kesimlerde vatandaşlar karın keyfini çıkarıyor. Öte yandan yaylalarda karın olduğu bugünlerde Konyaaltı Sahili’nde ise vatandaşlar ılık havanın tadını çıkarıyor. Bazı vatandaşlar sahilde yürüyüş yaparken, yabancı turistlerden bazıları denize girmeyi tercih etti.

SAKLIKENT’TE YOLLAR AÇIK

Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, Konyaaltı’nın her dönem ayrı bir güzelliği yaşadığını kaydetti. İlçe sakinlerinin ve ziyaretçilerin Konyaaltı’nda her dönem konforlu yaşamasını belediye olarak önemsediklerini belirten Başkan Esen, “Konyaaltı’mız her yönüyle Türkiye’nin en gözde ilçelerinden biri. Özellikle bu dönem vatandaşlarımızın ve ziyaretçilerimizin yüksek kesimlerde karın keyfini çıkarmasını istediğimiz için yollarımızı sürekli açık tutuyoruz. Ekiplerimiz yolların güvenliği için nöbet sistemine geçerek 24 hazır bekliyor. Geçen hafta 1 metrenin üstünde kar yağmasına rağmen yollarımız hiç kapanmadı” dedi.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.01.21 11:50:05
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Başkan Böcek'ten ilk fotoğraf ve açıklama

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, tedavi gördüğü Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ndeki odasından ilk kez Türkiye'ye seslendi. Taburcu olmaya hazırlanan Başkan Böcek, tüm sağlık çalışanlarına ve kendisi için dua eden herkese teşekkür etti. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan da, "Başkanımız bomba gibi. Taburcu etmeye hazırlanıyoruz" dedi.

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavisinin ardından taburcu olmaya hazırlanan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’ten ilk fotoğraf ve açıklama geldi. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın ziyaret edip durumunu sorduğu Başkan Böcek, gülen yüzü ve enerjisiyle tüm Türkiye’yi sevince boğdu.

TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR

Başkan Böcek, ‘Nasılsınız Başkanım’ diye soran Özkan’a sayenizde iyiyim yanıtını verdi ve şunları söyledi: “Sayenizde iyiyim. Şu anda 100 günü geçtik. Bu süreçte gece gündüz demeden şahsınızda tüm sağlık çalışanlarımıza, dua eden arayan soran herkese teşekküre diyorum. Yardımcı arkadaşlar dahil hemşirelerimiz, doktorlarımız gece gündüz demeden çok ilgilendi. Dualarımız size. Her şey için tüm Türkiye’ye teşekkür ediyorum”

ALLAH BİR DAHA GÖSTERMESİN

Prof. Dr. Özlenen Özkan da, her hastalarıyla yakından ilgilendiklerini belirterek, “Siz Antalya için önemli bir isimsiniz. Çok mutluyuz sizi böyle gördüğümüz için. İnşallah görevinizin başına da en kısa zamanda sizi görmek istiyoruz. Bakışlarınız enerji dolu zaten. İnşallah çok iyi şeyler yapacaksınız Antalya için. Geçmiş olsun. Allah bir daha göstermesin” diye konuştu.  

BAŞKANIMIZ BOMBA GİBİ 

Rektör Özkan, ziyaret sonrası sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız sabah saatlerinde ziyaret ettim. Kendisi bomba gibi. Taburcu etmeye hazırlanıyoruz. Başkanımız sağlık çalışanlarımıza teşekkür etti ve bir an önce görevinin başına geçmek istediğini söyledi. Her şey dilediği gibi olsun” ifadelerini kullandı.



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2020.11.30 12:24:20
Son Düzenlenme Tarihi :





Bin 500 yıl önce depremle birlikte denizin yuttuğu şehir tekne turlarının merkezi oldu

Akdeniz’de 6. yüzyılda yaşanan iki büyük deprem sonrası sulara gömülen Kekova Bölgesi-Batık Şehir-her yıl yüzlerce yerli yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Neredeyse bir uygarlığı sonlandıran bu büyük felaket sonrası sahil kesimleri su altında kalan şehrin üzerinden bugün tekneler geçiyor. Bölgen..

Akdeniz’de 6. yüzyılda yaşanan iki büyük deprem sonrası sulara gömülen Kekova Bölgesi-Batık Şehir-her yıl yüzlerce yerli yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Neredeyse bir uygarlığı sonlandıran bu büyük felaket sonrası sahil kesimleri su altında kalan şehrin üzerinden bugün tekneler geçiyor. Bölgenin tarihi konusunda bilgiler paylaşan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, “O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve neredeyse terk edildiğini arkeolojik verilerden ve Sionlu Nikolaos’un Vitası’ndan anlayabiliyoruz” dedi.

Her ne kadar M.S. 141’deki gibi büyük depremler olduysa da sonrasında kentlerin onarılıp hayatın devam ettiği biliniyor. Ancak özellikle 529 ve 540 yıllarında yaşanan büyük depremler sonucu Demre ilçesi Kekova Yarımadası’nı da içeren Orta Likya’daki büyük bir bölge sular altında kaldı. Depremler sonrası oluşan tsunami ve salgın hastalıklar bölgede yaşayan uygarlığı neredeyse yok etti. Batık Şehir adı verilen bölge bugün yerli yabancı turistlerin akınına uğruyor. Karadan ulaşımın olmadığı bölgeye turlar düzenlenip tekneler şehrin üzerinden geçiyor. Denizin altında kalan şehrin yapıları ise gözle görülüyor ve turistler o anları fotoğraflıyor.

"Plakalar denize doğru 2 metreden fazla kayarak bütün bölgedeki kentleri içine gömülmesine sebep olmuş"
Antalya’nın Demre ilçesinde sürdürülen Myra - Andriake Kazıları Başkanlığını yapan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Prof. Dr. Nevzat Çevik, tarihi olayın yaşandığı bölge hakkında bilgiler paylaştı. Kekova’daki yerleşimlerin batmadan önce üzerinde yoğun yaşamın olduğu bir bölge olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çevik, 529 ile 540 yıllarında yaşanan büyük depremler ve sonrasında yaşanan tsunami ile salgın hastalıklarla neredeyse 200 yıl boyunca bölgenin sessizliğe büründüğünü söyledi. Çevik, “Sadece Kekova bölgesi değil, Andriake, Finike, Kaş çevresinde bütün bölge batmış. Bu batığın da en erken ne zaman olabileceğine dair fikirlerimiz var. Batık kentlerin sulara gömülmüş yapılarının tarihleri felaket için bir alt tarih sınırı veriyor. Kapağına dek sulara batmış lahit ya da Andriake Limanı’nın tamamı batmış rıhtım caddesinde lentosuna kadar sulara gömülmüş yapılar bölgenin battığını gösteriyor. 6. yüzyıldaki büyük depremlerde, plakalar denize doğru 2 metreden fazla kayarak bütün bölgedeki kentlerin sulara gömülmesine sebep olmuş. Bundan sonra o kentlerin sahil kısımlarındaki hayatın bittiğini özellikle denize yakın limana ya da sivil yerleşime ilişkin konut gibi diğer yapıların sulara gömülmüş olmasından anlıyoruz. Üst kısımlarına Hristiyanlık döneminde hayatın devam ettiğini görüyoruz ancak klasik ve Helenistik Çağ ile Roma’nın bir kısmında o kentlerin sahil kısmı kullanılıyordu, özellikle Simena, Teimiussa, Aperlai ve Kekova Adası ve çevrelerindeki yapıların sahile yakın olanları tamamen sular altında kaldı. Bugün tekne gezginlerinin gördüğü yarısı sular altında kalmış basamaklar ve yapılar bu batışın sonucudur” dedi.

"Dönemin Akdeniz’deki en büyük limanı da işlevini yitirdi"
Oluşan tablo sonrası batık ve dolgularla beraber Akdeniz’in en büyük antik limanı Andriake’nin de işlevini kaybettiğini aktaran Çevik, “Andriake’deki kazılarda MS 7. Yüzyıl sonrasına ilişkin buluntu ele geçmemesi bu nedenledir. Kekova’da çok sayıda liman ve sığınaklar var. Özellikle Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun bir deniz trafiği var. Andriake antik Akdeniz’in en büyük limanlarından biri olduğu için orada çok büyük bir uluslararası gemi trafiği yaşanıyordu. Liman işlevini yitirince bu kullanım çok azaldı. Bunun temel nedeni depremler. Binlerce deprem oluyor. Özellikle Fethiye – Burdur hattında ana bir hat var. O hattaki büyük depremler de Likya’yı etkilemiş. Akdeniz içindeki büyük depremler de bütün bu kentlerin etkilenmesine yol açmış. Depremler sonrası tsunami ve salgınlar gibi etkenler de oradaki uygarlığı, kültürü ve yerleşim popülasyonunu derinden etkiliyor ve hayatı değiştiriyor. O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve yerleşimlerin terk edildiğini arkeolojik verilerden de görebiliyoruz. Bu oluşumlar şimdi muhteşem görüntüler oluşturan pitoresklere dönüşmüş durumda. Doğanın ve kültürel kalıntıların terkediliş sonrası oluşturduğu doğal sarmal eşsiz bir kültürel peyzaj oluşturmuş durumdadır. Bu nedenle Kekova sadece en berrak denizi ve Dalmaçya tipi etkileyici doğası ile değil su altında kalmış kalıntıları ile de akıl almaz bir görsellik oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.04 14:31:53
Son Düzenlenme Tarihi :