Stokçuların önüne geçemeyen yasa sorunu ve sıfır açaların yeteri miktarda tedarik edilememesi sebebiyle araç fiyatları 2023 yılında da hızla artmaya devam etti.
Bankalara gelen kısıtlama sonrası sıfır araçlarda bedeli 400.000 TL’ye kadar olan araçlara en fazla 280.000 TL kredi 48 ay vade ile verilebilirken, bedeli 400.000 – 800.000 TL aralığında olan araçlara en fazla 400.000 TL kredi 36 ay vade ile veriliyor.
Kredi ödemeleri hakkında bir fikir vermek gerekirse, bir kamu bankası olan Halkbankası sıfır araçlar için;
280.000 TL krediyi 1,59 faiz oranıyla 48 ay aylık 9.105,31 TL taksitle verirken, bu kredinin geri ödemesi 437.054,88 TL yapıyor.
400.000 TL krediyi 1,59 faiz oranıyla 36 ay aylık 15.661,65 TL taksitle verirken, bu kredinin geri ödemesi 563.819,40 TL yapıyor.
Bu durum ilk defa araç alacaklar ya da aracını değiştirecek olanlar da uygun fiyatlı araç arayışlarına girişti. Toros Gazetesi olarak en ekonomik bazı araçları sizler için derledik.
FİAT
Fiat Egea modellerinde sedan araçlar 376.900 TL’den, hatchback araçlar 425.900 TL’den, B-SUV segmentindeki Cross araçlar ise 438.900 TL’den başlıyor.
Egea Cross’un en donanımlı Lounge modelinde ise fiyatlar 1.4 Fire 95HP manuel benzinli modeli için 528.900 TL den başlarken, 1.5 T4 Hibrit 130 HP otomatik hibrit modeli ise 803.900 TL’den başlıyor.
KIA
Kia Picanto modellerinde 435.000 TL’den başlayan fiyatlar, Rio ve Stonic modellerinde 561.000 TL’den başlıyor. Dizel seçeneği bulunmayan Picanto, Rio ve Stonic modellerinde donanım paketleri Cool, Elegance Konfor, Business ve Prestige şeklinde.
HYUNDAI
Hyundai i10 modelleri 335.000 TL’den, i20 modelleri 424.000 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor. B-SUV segmentinde bulunan Bayon modelinin ise manuel vitesli modeli 452.000 TL’den başlarken otomatik vitesli modeli 511.000 TL’den başlıyor.
DACIA
Dacia Sandero Stepway modeli 474.900 TL’den başlayan fiyatlarla satılırken Duster modeli 532.900 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor.
MITSUBISHI
Mitsubishi Space Star modeli 1.2 motora sahip ve 466.800 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor.
RENAULT
Renault’un sedan modeli olan Taliant 393.000 TL’den başlayan fiyatlarla satılırken, en çok satılan modeli olan Clio 526.000 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor.
SEAT
Seat’ın en çok satan modellerinden biri olan 1.0 motora sahip Ibiza modeli 469.000 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor.
VOLKSWAGEN
Volkswagen’in en ekonomik modeli olan Polo 475.400 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor.
Depremde 7 üyesini kaybeden Antakya Medeniyetler Korosu, Mersin’de konser verdi
Kahramanmaraş merkezli depremlerde 7 üyesini kaybeden Antakya Medeniyetler Korosu, Mersin’de “El Ele Dayanışma Konseri” verdi.
Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen konsere Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, eşi Meral Seçer, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Fuat Gedik, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan ve çok sayıda sanatsever katıldı. Konserin başlamasından 4 dakika 17 saniye sonra şarkıya ara veren koro, “Sesimi duyan var mı” diye seslendi. Koronun şefliğini üstlenen Yılmaz Özfırat, depremde koro olarak yaşadıklarını anlattı ve konsere gelerek dayanışmaya katkıda bulunan tüm Mersinlilere teşekkür etti. Konseri dinlemeye gelenler, depremlerde hayatını kaybedenlerin ve yıkılan şehirlerin görüntülerinin gösterildiği sırada gözyaşlarını tutamadı. Kimi zaman hüzne boğan, kimi zaman ise keyifli anlar yaşatan konser, katılanlara unutulmaz bir gece yaşattı. Konserin ardından destek verenlere plaket verildi. Mersin Büyükşehir Belediyesinin de destek verdiği konserden elde edilen gelirlerin, Hatay’ı yeniden inşa etmek için kullanılacağı ifade edildi.
Konser sonrası konuşan Başkan Seçer, depremin ilk anından itibaren deprem bölgelerinde çalışmalar yürüttüklerini belirterek, "Depremin oluşturduğu enkazı Antakya’da, Defne’de, Samandağ’da, İskenderun’da, Arsuz’da ve daha birçok bölgede gördüm. Bizler yöneticiyiz. Elbette dualar kalbimizde, gönlümüzde, hissiyatımızda ama kalem kağıt bizim elimizde. İmzayı biz atarız, kararları biz veririz. Devletin ve devletin birer kurumu olan belediyelerin deprem bölgelerine ve depremzedelere yönelik destekleri yardım değil, kurumların asli görevidir. Bizler yardım yapmıyoruz. Sizlerden alınan vergilerle oluşturulan kaynağı kullanıyoruz" dedi.
Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen konsere Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, eşi Meral Seçer, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Fuat Gedik, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan ve çok sayıda sanatsever katıldı. Konserin başlamasından 4 dakika 17 saniye sonra şarkıya ara veren koro, “Sesimi duyan var mı” diye seslendi. Koronun şefliğini üstlenen Yılmaz Özfırat, depremde koro olarak yaşadıklarını anlattı ve konsere gelerek dayanışmaya katkıda bulunan tüm Mersinlilere teşekkür etti. Konseri dinlemeye gelenler, depremlerde hayatını kaybedenlerin ve yıkılan şehirlerin görüntülerinin gösterildiği sırada gözyaşlarını tutamadı. Kimi zaman hüzne boğan, kimi zaman ise keyifli anlar yaşatan konser, katılanlara unutulmaz bir gece yaşattı. Konserin ardından destek verenlere plaket verildi. Mersin Büyükşehir Belediyesinin de destek verdiği konserden elde edilen gelirlerin, Hatay’ı yeniden inşa etmek için kullanılacağı ifade edildi.
Konser sonrası konuşan Başkan Seçer, depremin ilk anından itibaren deprem bölgelerinde çalışmalar yürüttüklerini belirterek, "Depremin oluşturduğu enkazı Antakya’da, Defne’de, Samandağ’da, İskenderun’da, Arsuz’da ve daha birçok bölgede gördüm. Bizler yöneticiyiz. Elbette dualar kalbimizde, gönlümüzde, hissiyatımızda ama kalem kağıt bizim elimizde. İmzayı biz atarız, kararları biz veririz. Devletin ve devletin birer kurumu olan belediyelerin deprem bölgelerine ve depremzedelere yönelik destekleri yardım değil, kurumların asli görevidir. Bizler yardım yapmıyoruz. Sizlerden alınan vergilerle oluşturulan kaynağı kullanıyoruz" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.31 18:49:04
Son Düzenlenme Tarihi :
Çalışan kalpte bypass, hastayı 3-4 günde taburcu ediyor
En çok koroner bypass ameliyatı için kendilerine başvuruda bulunulduğunu belirten Coşkun, “Hastayı değerlendirdikten sonra en çok seçtiğimiz yöntem, çalışan kalpte bypass oluyor. Buradaki gaye, hastanın düşük riskle bir kalp ameliyatı geçirmesi ve bu ameliyat sonucunda uzun yıllar herhangi bir kalp sorunu yaşamadan normal hayatına devam edebilmesi. Seçtiğimiz cerrahi yöntem, bazı zorunluluklardan dolayı ortaya çıkmış bir yöntem.
Kalp ve Damar Cerrahisi Prof. Dr. İsa Coşkun, çalışan kalpte yapılan bypass ameliyatla hastaların daha çabuk iyileştiğini ve 3-4 günlük bir sürede taburcu edildiğini söyledi.
Memorial Antalya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Prof. Dr. İsa Coşkun, kalp ve damar hastalıklarıyla ilgili bilgiler paylaştı, cerrahi yöntem gereken hastalarda ameliyat seçeneğinin güncel teknolojiyle birlikte ilerlediğini söyledi.
Kalp ve damar hastalıklarının geniş bir konu olduğuna işaret eden Prof. Dr. İsa Coşkun, kardiyoloji hekimlerinde yapılan tetkikler sonrası hastaların kendilerine geldiğini ve değerlendirilmeye alındığını kaydetti. Tedavi seçeneğinin hastaya faydalı olacak seçeneğe göre değiştiğini aktaran Prof. Dr. Coşkun, “Bir kalp hastası bize başvurduğunda ya bunu ilaç tedavisiyle takip etmemiz lazım ya balon stentle damarını açmamız lazım ya da ameliyat yapmamız lazım. Bu üç seçenekten bir tanesini uyguluyoruz. Hastaların hangi cerrahi yöntemiyle seçileceğini de mevcut patolojisine göre karar veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Çalışan kalpte bypass
En çok koroner bypass ameliyatı için kendilerine başvuruda bulunulduğunu belirten Coşkun, “Hastayı değerlendirdikten sonra en çok seçtiğimiz yöntem, çalışan kalpte bypass oluyor. Buradaki gaye, hastanın düşük riskle bir kalp ameliyatı geçirmesi ve bu ameliyat sonucunda uzun yıllar herhangi bir kalp sorunu yaşamadan normal hayatına devam edebilmesi. Seçtiğimiz cerrahi yöntem, bazı zorunluluklardan dolayı ortaya çıkmış bir yöntem. İlk kalp ameliyatları başladığında klasik yöntem yani kalp akciğer makinesine bağlanıp ameliyat sırasında kalbi durdurularak yapılan ameliyat yöntemi kullanılmış. Bu ameliyatlar yapılmaya başlandıktan sonra bir süre bu yöntemin hastada birçok sorunlar oluşturduğu gözlemlenmiş. Hastalarda felç, böbrek rahatsızlıkları ve kalp ameliyatı sonrası en sık görülen problemlerden biri ise akciğer problemleri ortaya çıkmış” diye konuştu.
“3-4 günde taburcu oluyorlar”
Kalp cerrahlarının en iyi yöntemi araştırması ve gelişen teknolojiyle birlikte çalışan kalpte ameliyat yönteminin ortaya çıktığını aktaran Coşkun, yöntemin faydalarını şu sözlerle anlattı:
“Günümüzde bu yöntemi kullanmaya başladık. Ameliyat ettiğimiz hastaların yüzde 95’inde çalışan kalpte bypass uygulamaktayız. Hastalar ameliyatın ertesi günü servis odasına çıkabiliyor, yakınlarıyla birlikte odada kalabiliyor ve servis koridorlarında yürüyebilecek hale gelebiliyor. Ameliyat sonrası 3 ya da 4’üncü günde taburcu olabiliyor. Daha hızlı iyileşiyorlar. Bizim hasta grubumuz genellikle 60 yaş ve üzeri gruptur. Bu ameliyatları sık yapan kliniklerde görülmüştür ki, bir takım nörolojik ve algı değişiklikleri çalışan kalple yapılan hastalarda görülmemekte. Hasta sanki genel cerrahi ameliyatı olmuş gibi erken uyanmakta, erken mobilize olup daha hızlı iyileşmekte.”
Ameliyat sonrası dikkat edilmesi gereken hususlar
Prof. Dr. Coşkun, hastanın taburcu olduktan sonra dikkat etmesi gereken hususlara da değinerek, “Hastaların ameliyat sonrası yara iyileşmelerinin olabildiğince hızlı ve normal hayata olabildiğince çabuk adapte olmaları. Hastanın bunun için doktor tavsiyelerine uyması çok önemli. Hastanın enfeksiyon riskini azaltmak için kişisel hijyen çok önemli. Eğer ek bir hastalığı varsa bunu doktorların tavsiyesine göre tedavi edilmesi önemlidir. Ameliyat sonrası en ufak bir problem olduğunda da ameliyatı yapan hekime danışması gerekir” dedi.
Kaynak : İHA
Memorial Antalya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Prof. Dr. İsa Coşkun, kalp ve damar hastalıklarıyla ilgili bilgiler paylaştı, cerrahi yöntem gereken hastalarda ameliyat seçeneğinin güncel teknolojiyle birlikte ilerlediğini söyledi.
Kalp ve damar hastalıklarının geniş bir konu olduğuna işaret eden Prof. Dr. İsa Coşkun, kardiyoloji hekimlerinde yapılan tetkikler sonrası hastaların kendilerine geldiğini ve değerlendirilmeye alındığını kaydetti. Tedavi seçeneğinin hastaya faydalı olacak seçeneğe göre değiştiğini aktaran Prof. Dr. Coşkun, “Bir kalp hastası bize başvurduğunda ya bunu ilaç tedavisiyle takip etmemiz lazım ya balon stentle damarını açmamız lazım ya da ameliyat yapmamız lazım. Bu üç seçenekten bir tanesini uyguluyoruz. Hastaların hangi cerrahi yöntemiyle seçileceğini de mevcut patolojisine göre karar veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Çalışan kalpte bypass
En çok koroner bypass ameliyatı için kendilerine başvuruda bulunulduğunu belirten Coşkun, “Hastayı değerlendirdikten sonra en çok seçtiğimiz yöntem, çalışan kalpte bypass oluyor. Buradaki gaye, hastanın düşük riskle bir kalp ameliyatı geçirmesi ve bu ameliyat sonucunda uzun yıllar herhangi bir kalp sorunu yaşamadan normal hayatına devam edebilmesi. Seçtiğimiz cerrahi yöntem, bazı zorunluluklardan dolayı ortaya çıkmış bir yöntem. İlk kalp ameliyatları başladığında klasik yöntem yani kalp akciğer makinesine bağlanıp ameliyat sırasında kalbi durdurularak yapılan ameliyat yöntemi kullanılmış. Bu ameliyatlar yapılmaya başlandıktan sonra bir süre bu yöntemin hastada birçok sorunlar oluşturduğu gözlemlenmiş. Hastalarda felç, böbrek rahatsızlıkları ve kalp ameliyatı sonrası en sık görülen problemlerden biri ise akciğer problemleri ortaya çıkmış” diye konuştu.
“3-4 günde taburcu oluyorlar”
Kalp cerrahlarının en iyi yöntemi araştırması ve gelişen teknolojiyle birlikte çalışan kalpte ameliyat yönteminin ortaya çıktığını aktaran Coşkun, yöntemin faydalarını şu sözlerle anlattı:
“Günümüzde bu yöntemi kullanmaya başladık. Ameliyat ettiğimiz hastaların yüzde 95’inde çalışan kalpte bypass uygulamaktayız. Hastalar ameliyatın ertesi günü servis odasına çıkabiliyor, yakınlarıyla birlikte odada kalabiliyor ve servis koridorlarında yürüyebilecek hale gelebiliyor. Ameliyat sonrası 3 ya da 4’üncü günde taburcu olabiliyor. Daha hızlı iyileşiyorlar. Bizim hasta grubumuz genellikle 60 yaş ve üzeri gruptur. Bu ameliyatları sık yapan kliniklerde görülmüştür ki, bir takım nörolojik ve algı değişiklikleri çalışan kalple yapılan hastalarda görülmemekte. Hasta sanki genel cerrahi ameliyatı olmuş gibi erken uyanmakta, erken mobilize olup daha hızlı iyileşmekte.”
Ameliyat sonrası dikkat edilmesi gereken hususlar
Prof. Dr. Coşkun, hastanın taburcu olduktan sonra dikkat etmesi gereken hususlara da değinerek, “Hastaların ameliyat sonrası yara iyileşmelerinin olabildiğince hızlı ve normal hayata olabildiğince çabuk adapte olmaları. Hastanın bunun için doktor tavsiyelerine uyması çok önemli. Hastanın enfeksiyon riskini azaltmak için kişisel hijyen çok önemli. Eğer ek bir hastalığı varsa bunu doktorların tavsiyesine göre tedavi edilmesi önemlidir. Ameliyat sonrası en ufak bir problem olduğunda da ameliyatı yapan hekime danışması gerekir” dedi.
Kaynak : İHA

