SON DAKİKA

logo

MANAVGAT BELEDİYESİ UĞUR MUMCU ve DEMOKRASİ ŞEHİTLERİNİ ANACAK

Manavgat Belediyesi, 24-31 Ocak Adalet ve Demokrasi Haftası’nda düşünceleri nedeniyle katledilen aydınları düzenlenecek etkinliklerle anacak.Adalet ve Demokrasi Haftası nedeniyle Atatürk Kültür Merkezi’nde oluşturulan fotoğraflı anma koridorunda, hafta boyunca katledilerek öldürülen aydınlar, Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok Çetin Emeç, Gaffar Okkan, Hrant Dink, Muammer Aksoy, Metin Göktepe, Necip Hablemitoğlu fotoğrafları önünde yanan mumlar ve karanfillerle anılacak.

Atatürk Kültür Merkezi’nde 25 Ocak 2023 Çarşamba günü saat 19.00’daki anma etkinlikleri kapsamında 24 Ocak 1993’te katledilen gazeteci ve yazar Uğur Mumcu’nun Cumhuriyet Gazetesi’nden çalışma arkadaşı olan “Gazeteci Rıza Ezer’in Objektifinden Adalet-Demokrasi ve Uğur Mumcu Fotoğrafları” sergisinin açılışı yapılacak. Emekli Gazeteci Rıza Ezer ve Belediye Başkanı Şükrü Sözen’in katılımıyla açılacak olan fotoğraf sergisinde, Uğur Mumcu’nun gazetecilik yıllarındaki fotoğrafları ve o yıllarda adalet ve demokrasiye bakış açısını yansıtan fotoğraflar yer alacak.  Etkinlikler kapsamında ardından sanatçı Metin Güler’in “Aydınlık Türküler-Umutlu Şiirler” dinletisinde özgürlük şarkıları söylenecek. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, adalet ve demokrasiye en çok ihtiyacın olduğu bir dönemde tüm Manavgat halkını anma etkinliklerine katılmaya davet etti. Sözen, “Cumhuriyet’imize ve kazanımlarına canı pahasına sahip çıkan ancak bunun için katledilen tüm demokrasi şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Adalet ve Demokrasiye her an hepimizin ihtiyacı var. Adalet ve Demokrasi haftasında bu farkındalığı artırmak amacıyla etkinlikler düzenledik. Tüm halkımızı sergi ve dinletimize davet ediyorum” dedi. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.01.23 20:07:24
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Oğlunun kaza sonrası yaralandığını duyan baba olay yerinde kalp krizi geçirdi

Antalya’nın Manavgat ilçesinde ehliyeti olmayan sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu refüjdeki palmiyeye çarpan otomobilde bulunan 2 kişi yaralandı. Sürücü koltuğundaki oğlunun kaza yaptığını duyarak olay yerine gelen kalp hastası olup bypass geçirdiği belirtilen baba ise bir anda fenalaşarak yere yığıldı. Kaza anıysa güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.
Kaza, Aşağı Pazarcı Mahallesinde Barbaros Caddesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Emir Yılmaz’ın kullandığı 07 AAY 979 plakalı Tofaş Şahin Marka otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yolda savrularak refüje çıktı, ardından palmiye ağacına çarptı. Kaza sonrası araçta yolcu olarak bulunan Mehmet Yüksel, başını aracın ön camına çarpması sonucu yaralandı. Mehmet Yüksel sağlık ekipleri tarafından olay yerinde yapılan müdahalenin ardından ambulansa alınırken, aracı kullanan Emir Yılmaz’ın babası Ahmet Yılmaz, kaza haberini alarak olay yerine geldi.

Kalp krizi geçirdi
Baba Yılmaz’ın birden fenalaşıp yere yığılması üzerine olay yerine başka ambulans gelene kadar diğer ambulans da beklemek zorunda kaldı. Ambulansta görevli sağlık ekibi, kalp hastası ve bypass geçirdiği öğrenilen Ahmet Yılmaz’a ilk müdahaleyi yaparken, gelen diğer ekibe teslim ettikten sonra olay yerinden ayrıldı. Olay yerine gelen ikinci ambulans fenalaşan Ahmet Yılmaz’ı hastaneye götürürken, aracı kullanan ve hafif yaralanan Emir Yılmaz’da kendi imkanlarıyla hastaneye gitti.
Güvenlik kamerasına yansıyan kazanın ardından aracı kullanan Emir Yılmaz’ın ehliyetinin olmadığı belirlenirken, Emir Yılmaz’a 8 bin 190 TL, araç sahibi olduğu belirlenen ve kazada yaralanan Mehmet Yüksel’e 8 bin 190 TL para cezası uygulandı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.02 11:46:08
Son Düzenlenme Tarihi :





Acılı anne terk etmediği deprem bölgesinde arkadaşlarına destek oluyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok etkilenen Hatay’da, deprem nedeniyle iki çocuğu ve annesini kaybeden depremzede kadın, kendi acısını bir kenara bırakarak depremi yaşayan arkadaşlarına umut ışığı oluyor. Tedavisi sonrası deprem bölgesine dönen acılı anne Elçin Ezer, hem Hatay’ı hem de depremzede arkadaşlarını terk etmiyor.
Hatay’ın Antakya ilçesinde iki çocuğu Mertcan Ölmez (13) ve Nazlı Ölmez (8) ile annesi ve babasıyla beraber depreme evde yakalanan Elçin Ezer, enkaz altından 96 saat sonra sağ kurtarıldı. Annesi ve iki çocuğunu depremde kaybeden Ezer, yaşadığı tüm acılara rağmen hayattan kopmadı. Tedavisi sonrası hemen deprem bölgesine gelen Ezer, kendi imkanlarıyla edindiği çadırda kalarak depremi yaşayan arkadaşlarına umut olmaya çalışıyor. Arkadaşlarını ve deprem bölgesini terk etmeyen Ezer, zaman zaman evinin bulunduğu bölgeye de giderek annesi ve iki çocuğunun kokularını duyduğunu söyledi.

“Depremin biteceğini ve buradan çıkabileceğimizi düşündük”
Depremin olduğu gece hiç uyumadığını ve deprem sırasında çocuklarını uyandırdığını söyleyen acılı anne Elçin Ezer, “Deprem gecesi zaten hiç uyumamıştım. Bir şeyler olacağını zaten hissetmiştim. Cumartesi ve Pazar çocuklar çok mutlu bir şekilde yaşadılar o günlerini. Kendi odamızda yakalandık. Kızım yanımda yatıyordu. Oğlum kendi yatağında. Annem de bizimleydi. 04.05’te telefonu elimden bıraktım. Kızım o gece bana ‘Anne beni sararak uyur musun’ demişti. Kızımı sardım sarsıntıyla kalktım. Annemi uyandırdım. Annem çocukları uyandırmamı söyledi. İkisini de uyandırdım. Oğlum bilinçli bir şekilde ‘Anne telefonları alır mısın’ dedi. Depremin biteceğini ve buradan çıkabileceğimizi düşündük” dedi.

“Kızım bana ‘Anne ölmek istemiyorum’ dedi”
Yaklaşık 50 saniye sonra binanın yıkıldığını söyleyen Ezer, “50. saniyede tavanın üzerine çöktüğünü hissettim. Kızımın elini tutuyordum. Oğlum ve annem koridorda yakalandı. Kızımla irtibat kuruyordum. ‘Anne iyi misin’ diyordu. ‘Kızım nefesini yorma’ diyordum. Sadece parmak temasıyla iletişim kuruyorduk. Yağmuru üzerimizde hissettik. Kızım ilk önce bana ‘Anne ölmek istemiyorum’ dedi. Ben onu sakinleştirmeye çalışıyordum. ’Bizi buradan çıkaracaklar’ diye teselli ediyordum. ‘Anne seni çok seviyorum’ dedi. ‘Ben de seni çok seviyorum ama nefesini tüketme’ dedim. Üçüncüsünde ‘Anne ben ölürsem sakın ağlama, üzülme’ dedi. Birinci günün akşamına kadar da kızım yaşadı” diye konuştu.
Antalya’dan gelen eski eşinin sayesinde enkazdan çıkarıldığını ifade eden Ezer, “Maalesef oğlum ve annem ilk düştüklerinde can vermişlerdi. Ben onları hiç görmedim. Çıkarıldıklarında da yoktum. Çok zor bir geceydi. Enkaz altında geçen günlerin nasıl geçtiğini sabah ve akşam ezanıyla anlıyordum. Dördüncü gün çıkabildim enkazdan. Sabah ezan okundu. Biri bana adımla hitap ediyordu. Ben elime taş alarak ses yaptım. Bana seslenen Antalya’dan gelen eski eşimdi. Kızımı sordu. ’Kızım yanımda öldü’ dedim. Oğlumu sordu. ‘Hiç duymadım sesini’ dedim. Ekipleri getireceğini beni çıkaracağını söyledi. Sabah ezanından sonra çalışmaya başladılar. 13.15’te beni çıkarabildiler” dedi.

“Ben enkaza gittiğimde sanki çocuklarımın kokusu varmış gibi hissediyorum”
Çocukları ve annesinin cenazesine katılamadığını belirten Ezer, “Ben kızımın, oğlum ve annemin mezarını Antakya’ya gelene kadar görmedim. Cenazelerine katılamadım. Ben 40. günde geldim Antakya’ya. 31 Mart’ta babamı Adana’da hastanede bırakıp buraya geldim. Enkaz yığını da olsa insan memleketinde huzur buluyor. Çünkü çocuklarımın, annemin burada olduğunu biliyorum. Evet zor, acı. Ben yürümeye çıktığımda ayaklarım beni istemsiz bir şekilde enkaza götürüyor. Hiçbir şeyim yok. Evim yok. Ama ben enkaza bile gittiğimde sanki çocuklarımın kokusu varmış gibi hissediyorum” dedi.

“Babam yanımda olursa acım hafifler”
Babasının enkazdan 16 saat sonra çıkarıldığını ancak şu an Adana’da tedavi gördüğünü söyleyen Ezer, babasını da yanına alarak konteynerde kalmak istediğini söyledi. Şu an çadırda kalan Ezer, “Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Biz burada felaketi, kıyameti yaşadık. Dilerim bir daha olmaz insanlarımız da ders alsın. Kimse kimseyi üzmesin. İki dakikaya sığdı bütün hayatımız. Şimdi çadırda kalıyorum. 28 Şubat’ta yaptığım konteyner başvurusunun sonuçlanmasını bekliyorum. Dilerim sonuçlanır. Hayatta kalan tek varlığım babam. Babam da enkazda kaldı 16 saat sonra çıkarıldığını söylediler bana. Bütün aileyle beraber yaşıyorduk. Zaten ayağından engeli vardı. Hastanede şu an bakım altında ama yanımda olursa acım hafifler. Şu an konteyner başvurumun sonuçlanmasını bekliyorum” diye konuştu.

“Ben gözyaşlarımı tutamıyorum ama o benden daha metin duruyor”
Arkadaşı Rahşan Atahan ise, acılı anne Elçin Ezer’e destek olmaya çalıştığını ancak gözyaşlarını tutamazken, Ezer’in kendisinden daha güçlü olduğunu söyledi. Rahşan Atahan, “Bana teyze diyen iki çocuğu kaybettim ben. Elçin’in çocuklarını. Enkazda kalmadık ama sarsıntı nedeniyle çocuklarım da yaralandı. Kayıplarımız çok. Dostlarımız, anılarımız gitti. Hayatımız 1,5 dakikada alt üst oldu. Ben onu asla anlayabileceğimi düşünmüyorum. Çok inanılmaz feci bir kayıp. Elimden gelen her şekilde destek olmaya çalışıyorum ama bakıyorum kimi zaman o benden daha güçlü duruyor. Ben gözyaşlarımı tutamıyorum ama o benden daha metin duruyor. Çok daha dayanıklı. Umut oluyor” dedi.

“Yüreği çok geniş ama acısının tarifi yok”
Elçin Ezer ile çadır kentte tanıştığını söyleyen Mehtap Yılmaz da, “Yüreği çok geniş ama acısının tarifi yok. Ben onu yakın bir zamanda tanıdım çadırda. Kaybettiklerimiz kadar çok güzel dostluklarımız oldu. Kader arkadaşıyız. Hayatta kalmaya çalışıyoruz. Ben burada hayvanlar için kalıyorum. Hayvanlarla ilgili gönüllülerden destek istiyorum” ifadelerini kullandı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.15 12:08:20
Son Düzenlenme Tarihi :