SON DAKİKA

logo

İRAP ( İl Afet Risk Azaltma Planı) çalışmasından : Yerel yönetimler bazında deprem konusuna gereken önem verilmiyor

Antalya Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nce hazırlanan İRAP, İl Afet Risk Azaltma Planı’ nda yaşanabilecek afetler arasında deprem konusunda ortaya konan kentin güçlü, zayıf yönleri ile fırsat ve tehditleri içeren analizde, imar ya da yapılaşma gerçeğini net bir şekilde ortaya konulmakla kalmıyor, yerel yönetimlerin deprem konusuna gereken önemi vermediği de vurgulanıyor.

İl Afet Risk Azaltma Planı’nda  Antalya’da yaşanabilecek olası bir deprem afetinde güçlü ve zayıf yönler, fırsat ve tehditler için kalem kalem kağıda döküldü. Yapılan analizde aktif fay potansiyelinin düşüklüğü, 2000 sonrası yapılan malzeme  kalitesinin daha iyi olması, 2005 yılı sonrası özellikle jeofizik mühendisliği’nin zemin etütlerinde şart koşulması, Antalya’nın daha çok yeşil alana sahip olması, afet toplanma alanı bazında güvenli alanların olması ve çoğaltılabilecek olması kentin bir deprem anında kentin GÜÇLÜ yönleri olarak yer aldı. 
Olası bir deprem anında Antalya’nın ZAYIF yönleri ise şu şekilde dile getirildi:
* Yapı stoğu verisinin olmaması, 
* Kamu kurumlarının kendi yapılarının kaydını sağlıklı tutmaması, 
* Acil durumlarda ana arterlerde  trafiğin kilitlenmemesi için çalışma olmaması, 
* Falezlerde yapılaşmanın çok olması, 
* İl genelinde deprem riskli alanlarının belirlenmesi için çalışma yapılmaması, 
* 19 ilçeyi kapsayacak bütüncül çalışma yapılmamış olması, 
* Riskli yapı stoğunun fazla olması, 
* İlçelerde imara açılan  yerlerde denetimin az olması, 
* Kamu ve bazı okul binalarının yaşlarının oldukça eski olması, 
* İmar planına ve yapım usulüne uygun olmayan yapılar, 
* 2000 yılı öncesi yapılaşmanın plansız olması, 
* Mevcut yapıların tadilat projelerine denetim yapılmaması,
* Sıvılaşma potansiyeli olan alanlarla ilgili çalışma olmaması, 
* Yerel yönetimler bazında deprem konusuna gereken önemin verilmemesi, 
* Zemin etüdü şartını her belediyenin olması gereken kanunlar çerçevesinde uygulamaması, 
* Gerekli birimler bazında ilgili mühendislik çalışmalarını yapmıyor olmaları, ilgili mühendis istihdamını sağlamıyor olmaları.
ANALİZDE ORTAYA 
KONAN TEHDİTLER
Yapılan analizde olası bir depremde ; falez kaymalarının yerleşim birimlerini tehdit etmesi, hareketli, kırılgan, boşluklu ve dayanımı düşük falez ve traverten yapıların üzerine yapılan geniş tabanlı ve yüksek katlı yapılaşmanın son 20 yıl içerisinde ciddi boyutta yapılması ve devam etmesi, şehir nüfusun çok hızlı artması ve kamu arazilerinin işgal edilmesi ile kaderci toplum yapısı TEHDİT kategorisinde yeralıyor. * Erkin ÖZGÜNSÜR


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.02.24 08:50:56
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Antalya’da iki gencin can verdiği feci kaza güvenlik kamerasına yansıdı

Antalya’da sürücüsünün kontrolünden çıkan motosiklet palmiye ağacına çarparak durabildi. Feci kazada ağır yaralanan iki arkadaş hastanede hayatını kaybederken, kaza anları güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.
Kaza, dün saat 17.00 sıralarında Kepez ilçesi Varsak Fatih Terim Caddesi üzerinde..

Antalya’da sürücüsünün kontrolünden çıkan motosiklet palmiye ağacına çarparak durabildi. Feci kazada ağır yaralanan iki arkadaş hastanede hayatını kaybederken, kaza anları güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.
Kaza, dün saat 17.00 sıralarında Kepez ilçesi Varsak Fatih Terim Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Yasin Mutlu (19) kontrolünde bulunan 07 ARV 74 motosiklet, kontrolden çıkarak refüjdeki palmiye ağacına çarptı. Kazada motosiklet sürücüsü ve arkasında bulunan arkadaşı Mert Çabuk (19) ağır yaralandı. İhbarın ardından bölgeye çok sayıda sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi olay yerinde yapılan gençler hastaneye kaldırıldı. Gençler, burada doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatlarını kaybetti.
Öte yandan, gençlerin kaza anları bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. Görüntülerde motosikletin palmiye ağacına çarptığı ve üzerinde bulunan gençlerin düştüğü görüldü. Polis ekiplerinin kaza ile ilgili incelemesi devam ediyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.15 12:05:45
Son Düzenlenme Tarihi :





ASAT Yönetiminin aldığı bu karar İNSANİ olmadı ?

Türkiye genelinde olduğu gibi Antalya ilçelerinde de ciddi bir kuraklık tehditi var. Bu gidişle bırakın tarım alanlarının sulanmasını, belki de evlerimizdeki, işyerlerimizdeki çeşmelerimizden su belirli saatlerde akacak.

Antalya ve ilçelerinin su ihtiyacı arşılayan kurum Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı kısa adı ASAT olan Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel  Müdürlüğü. Başında da çok değerli bir isim var, belediyecilik konusunda uzmanlaşmış, kendini ispatlamış Avukat İbrahim Kurt.
ASAT’ın görev ve yetkileri ile ilgili ilk sırada “İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için; kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek...” geliyor.
Bu maddeye baktığım zaman, ASAT Yönetim Kurulu’nun “Bahçe ve Seralarda insani tüketim amacı ile verilmekte olan Bahçe-Sera Abonelikleri, Ülkemizde ve bölgemizde yağışların yetersiz olmasından dolayı yeraltı sularında düşümler, bazı kuyularda ise kurumalar izlenmeye başlandığından, İlimiz genelinde Yönetim Kurulumuzun 25.05.2021 tarih ve 2021/193 sayılı kararı gereği 26.05.2021 -  01.11.2021 arasında geçici olarak durdurulmuştur” açıklamasıyla ters düşüyor.
Siz “Bahçe ve Seralarda insani tüketim amacı ile verilmekte olan Bahçe-Sera Abonelikleri” diyeceksiniz, bir yandan da sıkıştığınız an insani tüketimi “es” geçip bahçe-sera aboneliklerini” geçici olarak durduracaksınız.
Kısaca ASAT Yönetim kurulunun bu kararı hiçte İNSANİ olmadı.
Evet, kapıda bir kuraklık tehditi var. Bu tehdite karşı tedbir almak ASAT’ın görevlerinin başınında gelir. Bir yandan yeni su kaynaklarını bulmak ve gerekli yatırımı yapmak,  bunun yanında su israfını en aza indirmek ASAT’ın görevidir. Bağ-bahçe-sera aboneliklerinin durdurulması yerine, 2 nci kademesi çok yüksek (caydırıcı)  bir fiyatın belirlenmesi neden düşünülmedi, soru işareti.
Sera-bağ-bahçe sahibi sulama suyu olarak ASAT’ın verdiği suyu kullanmasın, kullanırsa da ciddi bir rakam ödemek  zorunda kalsın. Ev ve işyerlerinde kademeli tarife nasıl uygulanıyorsa, sera-bağ-bahçelerde de uygulanıyordur. Elini yıkamak, içmek ya da başka kişisel ihtiyacı için yani ASAT’ın ifadesiyle İNSANİ ihtiyaçları için bir kişinin ne kadar su tüketeceğinin hesabı ASAT’ta vardır.  Buna göre bir kademe ve fiyat belirlensin. O kademe aşıldığı zamanda yüklü bir fiyat uygulanarak, bağ-bahçe ve sera sahiplerinin ASAT’ın suyunu sulama suyu olarak kullanmaları engellensin. Böyle bir şey mümkünken, kuraklık tehditi var diye bağ-bahçe ve sera aboneliklerinin durdurulması, işin kolayına kaçmak yönüdür ki, tekrar ediyorum bu da ASAT’a yakışmamaktadır. * Erkin ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.06.01 09:28:34
Son Düzenlenme Tarihi :