SON DAKİKA

logo

100 milyon balık kaynaklara bırakılacak

Tarım ve Orman Ba­kan­lı­ğı, Su Kay­nak­la­rı­nın Ba­lık­lan­dı­rıl­ma­sı Pro­je­si çer­çe­ve­sin­de Cum­hu­ri­ye­tin 100. yı­lın­da 100 mil­yon yavru balık üre­te­rek kay­nak­la­ra bı­ra­ka­cak.
Ba­kan­lık, belli boya gelen yavru ba­lık­la­rın suyla bu­luş­tu­rul­ma­sı ve de­niz­ler­de­ki av araç­la­rı­nın te­miz­len­me­si ça­lış­ma­la­rı­na ara­lık­sız devam edi­yor.
Stok­la­rın tak­vi­ye­si, balık üre­ti­mi­nin ar­tı­rıl­ma­sı ve bi­yo­lo­jik çe­şit­li­li­ğin ko­run­ma­sı için "Su Kay­nak­la­rı­nın Ba­lık­lan­dı­rıl­ma­sı Pro­je­si" yü­rü­tü­lü­yor.
Su kay­nak­la­rı­nın ge­liş­ti­ril­me­si fa­ali­yet­le­ri kap­sa­mın­da 15 türde üre­tim ya­pı­la­rak su kay­nak­la­rı­na bı­ra­kı­lı­yor. Ba­lık­lan­dır­ma fa­ali­yet­le­ri, 2020'ye kadar yılık 30-40 mil­yon dü­ze­yin­de devam eder­ken, üre­ti­len balık sa­yı­sı, 2021'de Dev­let Su İşleri Genel Mü­dür­lü­ğü­ne bağlı fa­ali­yet gös­te­ren 7 su ürün­le­ri üre­tim te­si­si­nin Ba­lık­çı­lık ve Su Ürün­le­ri Genel Mü­dür­lü­ğü­ne dev­re­dil­me­siy­le arttı.
Ba­kan­lık ta­ra­fın­dan geçen yıl 89 mil­yon yavru balık üre­ti­le­rek kay­nak­la­ra bı­ra­kı­lır­ken bun­la­rın 76 mil­yon 373 bin 300'ünü sazan, 71 bin 500'ünü lev­rek, 71 bi­ni­ni çi­pu­ra, 20 bi­ni­ni ala­ba­lık, 9 bi­ni­ni kal­kan oluş­tur­du.
Son 10 yılda top­lam 176 mil­yon 185 bin sazan ba­lı­ğı, 9 mil­yon 500 bin şabut, 820 bin siraz, 170 bin 500 kal­kan, 80 bin gran­yöz, 23 bin mer­sin ba­lı­ğı, 21 bin ala­ba­lık, 21 bin yayın, 5 bin Ka­ra­de­niz ala­ba­lı­ğı, 1033 çi­pu­ra-lev­rek, 1000 is­ta­koz, ve 1000 lahoz ba­lı­ğı yav­ru­su su ürün­le­ri kay­nak­la­rı­na bı­ra­kıl­dı.
Ba­kan­lık, Cum­hu­ri­ye­tin 100. yı­lın­da da 100 mil­yon yavru balık üre­te­rek kay­nak­la­ra bı­rak­ma he­de­fi doğ­rul­tu­sun­da üre­tim ha­zır­lık­la­rı­na da baş­la­dı.
2,3 MİLYON SUCUL CAN­LI­NIN HA­YA­TI KUR­TA­RIL­DI
Ba­kan­lık 2014'te De­niz­le­rin Ter­ke­dil­miş Av Araç­la­rın­dan Te­miz­len­me­si Pro­je­si'ni de uy­gu­la­ma­ya koydu. Proje kap­sa­mın­da şim­di­ye kadar 103 mil­yon met­re­ka­re alan ta­ra­na­rak, yak­la­şık 800 bin met­re­ka­re ha­ya­let ağı ve 35 bin sepet, pin­ter ve diğer av araç­la­rı çı­ka­rıl­dı. Böy­le­ce yak­la­şık 2,3 mil­yon sucul can­lı­nın ha­ya­tı kur­ta­rıl­dı.
Ba­lık­çı­lar, sivil top­lum ku­ru­luş­la­rı, be­le­di­ye­ler­le far­kın­da­lık ça­lış­ma­la­rı yü­rü­tü­lür­ken, bu kap­sam­da kay­bo­lan yeni av araç­la­rı be­lir­le­ne­rek çı­ka­rı­lı­yor.
* HABER MERKEZİ

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.08 16:51:38
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Teneffüs Park’ta Babalar Günü kutlaması

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Teneffüs Park’ta düzenlenen Babalar Günü etkinliğinde “Sevgiyle, saygıyla, dayanışmayla, insanlık değerleriyle, barış ve kardeşlikle yetiştirdiğimiz çocuklar bizi istediğimiz yerlere götürecektir” dedi.
Antalya’nın tek açık hava çocuk oyun dünyası Muratpa..

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Teneffüs Park’ta düzenlenen Babalar Günü etkinliğinde “Sevgiyle, saygıyla, dayanışmayla, insanlık değerleriyle, barış ve kardeşlikle yetiştirdiğimiz çocuklar bizi istediğimiz yerlere götürecektir” dedi.
Antalya’nın tek açık hava çocuk oyun dünyası Muratpaşa Belediyesi Teneffüs Park’ta, Babalar günü için özel bir etkinlik düzenlendi. Çocuklar, Teneffüs Park’ın amfi tiyatrosunda, bale ve modern dans gösterileriyle babalarının bu özel gününü kutladı. Babaların zaman zaman gözleri dolarak izlediği gösterileri Başkan Uysal da ailelerle birlikte takip etti.
Başkan Uysal, etkinlikte yaptığı konuşmada, Teneffüs Park’ın çocukları kapalı alanlardan çıkararak açık havada yenilikçi duygularının geliştirilmesi fikri üzerine şekillendiğini söyledi. Uysal, Kasım 2016’da törenle açılan ve 16 dönüm üzerine kurulu Teneffüs Park’ın yıllar içinde yeni oyun alanlarıyla sürekli geliştiğini aktardı. Bu anlamda parkın aynı zamanda bir fikrin temsilcisi olduğunu dile getiren Başkan Uysal, “Sevgiyle, saygıyla, dayanışmayla, insanlık değerleriyle, barış ve kardeşlikle yetiştirdiğimiz çocuklar bizi istediğimiz yerlere götürecektir” dedi.
Teneffüs Park’ta Babalar Günü kutlaması hep bir ağızdan ‘Hayat Bayram Olsa’ şarkısının söylenmesiyle sona erdi. Etkinlikte çocuklar, Başkan Uysal’a kendisinin parkta çekilmiş bir fotoğrafını hediye etti.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.19 11:23:19
Son Düzenlenme Tarihi :





Antalya’nın deprem künyesinde Hatay ve Kahramanmaraş detayı

Antalya’da antik çağlardan günümüze meydana gelen depremleri inceleyen ve önemli belgeler elde eden Uzman Tarihçi Çağrı Yılmaz, Hatay, Kahramanmaraş ve Adana bölgelerinde meydana gelen büyük depremlerin ardından Antalya’da da depremlerin yaşandığını söyledi. Yılmaz, tarih boyunca yaşanan depremlerin ardından çıkan tsunamilerde ise 3 antik kentin sular altında kaldığına dikkat çekti.
Antalya Düşünce Platformu Genel Sekreteri ve Tarihçi Çağrı Yılmaz, Antalya’da gerçekleşen depremler üzerine Akdeniz Üniversitesi Akdeniz Uygarlıklar Araştırma Merkezi’nde tez çalışmasına başladı. Çalışmasında antik çağlardan günümüze çok sayıda belgeyi inceleyen Yılmaz, çok önemli deprem notları ile karşılaştı. Yılmaz çalışmalarında depremin yanı sıra depremlerin ardından Antalya’da tsunami olaylarının da meydana geldiğini ortaya çıkardı.

“Myra Antik Kenti, Simena, Aperlai antik kentlerinin tsunami sonucu denizin altında kaldığını görüyoruz”
Meydana gelen depremlerde Antalya’da büyük yıkımlar tespit ettiğini belirten Yılmaz, “Çalışmalarımda Antalya’nın deprem tarihinin çok sığ incelendiğini gördüm. Arşiv belgeleri, Antalya’yı ziyaret eden seyyahlar sadece Osmanlı arşivi değil Ermeni kaynaklarını da incelemek açısından tarihçilerin kaynaklarını araştırdığımda çok fazla deprem olduğunu gördüm. Çalışmaya antik çağlardan başladım. İlk olarak Antalya’da depremi Karain Mağarası’nda görüyoruz. Bu depremde Karain Mağarası’nda üzerine kaya parçası düşerek ölen bir kadın cesedi bulunuyor. Yine incelemelerimizde Rodos merkezli Akdeniz’de meydana gelen bir depremde Myra Antik Kenti, Simena, Aperlai antik kentlerinin tsunami sonucu denizin altında kaldığını görüyoruz” dedi.

“Antalya’nın en büyük depremi 1741 yılında Rodos merkezli olmuştur”
Bizans İmparatorluğu kaynaklarında 500’lü yıllarda Antalya’da başka bir depremle karşılaştıklarını belirten Yılmaz, “Bu depremde özellikle can kayıplarının yaşandığı açıkça yazılıyor. Günümüze yaklaştığımız zaman Kıbrıs’ta 1222 yılında gerçekleşen bir deprem yine özellikle Antalya’yı derinden etkilemiştir. Daha yakın tarihe geldiğimiz zaman 1468 yılında ufak çaplı bir deprem meydana geldiğini gördük. Bugünkü liman bölgesinde gerçekleşen büyük bir depremde Leonardo da Vinci kendi notlarında denizin yarıldığını, denizin 3 saat boyunca yok olduğunu not almıştır. Antalya’nın en büyük depremi 1741 yılında Rodos merkezli olmuştur. Bu depremde Finike bölgesinde büyük yıkım olmuştur. Bu depremin yaraları sarılmadan 1743 yılında büyük bir deprem oluyor. Depremlerin şiddeti ölçülemiyor ama 7’nin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Fransa Büyükelçiliği bunu not almıştır. Bu depremde konsolosluk yıkılarak konsolos ölmüştür” sözlerine yer verdi.

“Antalya’da 3 ve 15 senelik zaman aşımıyla büyük depremlerin gerçekleştiğini gördük”
1926 yılında yine Antalya’da büyük bir deprem meydana geldiğini belirten Yılmaz, “Bu devletin kayıtları devlet arşivimizde vardır. Depremin yıkımının büyük olduğunu yazmaktadır. Biz bu belgeleri incelerken Türkiye’nin tarihsel sismik yapısını da inceledik. İlginç bir detayla karşılaştık. Biz yakın zamanda yaşadığımız büyük Kahramanmaraş depremine bir de tarihsel açıdan bakmak istedik. Araştırmamızda bu bölgede meydana gelen 3 büyük depremin ardından Antalya’da 3 ve 15 senelik zaman aşımıyla büyük Antalya depremlerinin gerçekleştiğini gördük. Örnek olarak 526 yılında meydana gelen Hatay depreminden 17 yıl sonra Antalya’da büyük bir deprem meydana geliyor. 1222 yılında meydan gelen Kıbrıs depreminden 10 yıl önce Adana, Hatay bölgesinde çok büyük bir deprem var. Yakın zamanda ise bizi de korkutan 1738 yılında büyük bir Malatya, Hatay, Adana bölgesini etkileyen ciddi bir depremin 3 yıl ardından 1741 yılında Antalya’da deprem meydana geliyor. 1743 yılında gerçekleşen çok büyük bir depremle karşılaştık. Biz bunu 3 noktada tespit ettik” dedi.

“Özellikle deniz merkezli depremler Antalya’yı çok daha büyük etkileyecek”
Akdeniz Üniversitesi Coğrafya Bölümü Türkiye Coğrafyası Ana Bilim Dalı Başkanı ve Antalya Düşünce Platformu Kurucu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ertürk ise büyük depremlerin ardından Antalya’da yaşanan tsunami gerçeğini anlattı. Antalya’da gerçekleşen depremlerin daha çok deniz merkezli olduğuna dikkat çeken Ertürk, şöyle konuştu:
"Güneybatı Helen Yayı üzerinde meydana gelen depremlerin Antalya’yı etkilediği gördük. Antik dönemdeki depremlere baktığımız zaman ise özellikle bir takım antik şehirlerin depremlerde değil sonrasında meydana gelen tsunamiden etkilendiğini gördük. Antalya için karasal depremleri sayabiliriz ama özellikle deniz merkezli depremler Antalya’yı çok daha büyük etkileyecek. Tsunaminin boyutunun ne kadar olacağını şu an için tahmin etmek çok zor. Nasıl bir alanda tahribat yapacak bilmek güç."

“Antalya sanıldığı gibi deprem bakımından rahat bir bölge değil”
Antalya’da ciddi bir şehirleşme olduğunu belirten Ertürk, "Bunun sonucunda var olan yapı stokumuzun elden geçirilmesi gerekir. 1999 öncesi yapılan bina stoklarının iyi araştırılması lazım. Bazı zeminlere yapılan binaların tekrar araştırılması gerekir. Bunu yapacak olan yer bilimcilere ve gerekli odalardır. Biz sadece bu bölgede meydana gelen depremlerin fotoğrafını çekiyoruz. Bu fotoğrafta depremlerin genetiğini ele alıyoruz. Biz özellikle şunu söylüyoruz; Antalya sanıldığı gibi deprem bakımından rahat bir bölge değil. Geçmişte çok büyük depremler yaşanmış. Depremin Antalya’da olabileceğimi düşünerek yaşamalı ve önlem almalıyız" ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.09 13:13:41
Son Düzenlenme Tarihi :