SON DAKİKA

logo

Adliye iftarda bir araya geldi

Antalya Adliyesi’nde çalışan yargı mensupları, adalet personeli ile eş ve çocukları iftar programında bir araya geldi.
Antalya Adliyesi’nde düzenlenen iftar programına, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Zafer Koç, Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanı Oğuzhan Yaşar, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Rıza Can, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Orhan Özdemir, Cumhuriyet Başsavcı vekilleri, ağır ceza mahkemesi başkanları, ticaret mahkemesi başkanları, hakim ve savcılar, şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın babası Hakkı Kiraz ve annesi Saadet Kiraz, adalet personelimiz ile eş ve çocukları katıldı.
Programda konuşan Zafer Koç, tüm yargı teşkilatı mensupları ile bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi. Yalnızca Ramazan’da ya da belirli günlerde değil, her fırsatta birbirlerine destek olmayı çok önemli gördüklerini vurgulayan Koç, vatandaşlara adalet hizmetini aksatmadan sunmaya vesile olan tüm adliye çalışanlarına özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
Koç, “Bugün aramızda, kendilerini ağırlamaktan mutluluk ve onur duyduğumuz Şehit Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz’ın ailesi bulunuyor. İftar programımızı onurlandıran aziz şehidimizin kıymetli ailesine ayrıca teşekkür ediyorum. İftar programının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, herkesin yaklaşan Ramazan Bayramını tebrik ediyorum” dedi. Program iftar yemeği ve edilen duaların ardından sona erdi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.12 11:23:47
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Oruç Reis’in hikayesinin başladığı ada, bugün turistlerin cazibe noktası oldu

Antalya’da gazeteciler ve tarih uzmanı Bizans İmparatorluğu’nda askeri karakol, Osmanlı zamanında Rasat (gözetleme) adası olarak kullanılan ve Sıçan adası olarak bilinen adaya yüzerek çıkıp geçmişin izini sürdü. Adada yapılan araştırmada tarihi surlar, sur kapısı ve adanın 3’te 1’lik bölümünü sula..

Antalya’da gazeteciler ve tarih uzmanı Bizans İmparatorluğu’nda askeri karakol, Osmanlı zamanında Rasat (gözetleme) adası olarak kullanılan ve Sıçan adası olarak bilinen adaya yüzerek çıkıp geçmişin izini sürdü. Adada yapılan araştırmada tarihi surlar, sur kapısı ve adanın 3’te 1’lik bölümünü sular altında bırakan 1743 yılında meydana gelen depremde oluşan fay aynası görüntülendi. Oruç Reis’in esaretten kaçarak sığındığı ada, tekne ve yat turizminde üs bölgelerden biri oldu.
Antalya’da gazeteciler ve Antalya Düşünce Platformu (ADP) Genel Sekreteri Uzman Tarihçi Çağrı Yılmaz, Konyaaltı ilçesi ile Kemer Beldibi Mahallesi arasında kıyıya 800 metre uzaklıkta bulunan Osmanlı zamanında Rasat (Gözetleme) 19. yüzyıldan sonra ise Sıçan adası olarak anılan adaya yüzerek çıktı. Adada daha çok yabani zeytin ağacının, ve çok sayıda orman türünün olduğu görüldü. Patika yollardan giderek yaklaşık 45 dakika süren bir tırmanışın ardından zirveye ulaşıldı. MÖ. 500’üncü yılda korsan saldırılarından korunma maksatlı kullanılan adada; adanın merkez yerleşkenin surlarını, kapısını ve gözetleme kulesiyle 1743 yılında meydana gelen depremde etrafa dağılan çatısının kiremit parçaları yakından görüntülendi. Ayrıca yapılan incelemede depremden sonra oluşan fay aynasına da rastlandı. Adaya yapılan bu tarihi yolculuk İhlas Haber Ajansı kamerası tarafından kayda alındı.

Turistlerin cazibe noktası oldu
1743 yılında meydana gelen depremde adanın 3’te 1 bölümü sular altında kaldı. Ada şimdilerde ise şehre gelen milyonlarca turiste her yıl görsel şölen oluşturuyor. Adanın doğu tarafı depremin ardından bıçakla kesilmiş gibi durduğu görünürken, su üzerine kalan diğer tarafı ise yeşilliğiyle kartpostallık görüntü sunuyor. Dalış tutkunlarının fazlasıyla ilgisini çeken ada, tekne ve yat turizminde de üs bölgelerden biri oldu. Tekne turuna çıkan turistlerin en çok uğrak noktası ada çevresi oldu. Ada yakınına demirleyen onlarca tekne, tatilcilerin Akdeniz’in serin sularında yüzmesi için mola veriyor.

“İlkçağlarda korsan baskınlarından korunma maksatlı kullanıldı”
Adanın tarihi hakkında bilgi veren Tarihçi Çağrı Yılmaz, “Ada İlkçağlardan bu yana kadar Antalya’nın önemli noktalarından birisidir. Her ne kadar orada bir yaşam olmasa da ilkçağlardan günümüze kadar aslında çok fazla medeniyette işlev görmüştür. İlkçağlarda korsan baskınlarından korunma maksatlı kullanılan bir adadır. Adada bulunan surlar ve Helenistik yapılar bunun bir göstergesidir. MÖ. 500. Yılda dahi adanın korsan saldırılarından korunma maksatlı kullanıldığını görüyoruz. Yakın çağımıza baktığımızda ise ada Bizans İmparatorluğu zamanında askeri karakol olarak kullanılıyor. Orada bir karakol binası var, adada Bizans yapı tarzı da buna örnektir. Sıçan adası tanımlaması aslında çok yeni bir isimdir. 18.19 yüz yıldan itibaren sıçan adası ismi kullanılıyor. Bizans döneminde çekirge adası olarak anılıyor” sözlerine yer verdi.

“Osmanlı İmparatorluğu adayı tehlikeli mahkûmların ıslahı için kullandı”
Adanın şeklinin sıçana benzediği için ya da sıçan popülasyonunun çok olmasından dolayı bu isimle anılmış olabileceğini belirten Yılmaz, “Osmanlı döneminde belgelerde ismi ise Rasat (gözetleme) adasıdır. Raşat ismi ile geçse de bunun doğrusu Rasat’tır. Osmanlı İmparatorluğu burasını gözlem adası olarak kullanmıştır. Adaya çıktığımız zaman bir büyük burç göreceğiz, bu burçtan gözlem yapıldığını görüyoruz. Aynı zamanda yine belgelerden öğrendiğimiz kadarıyla Osmanlı İmparatorluğu adayı tehlikeli mahkûmların ıslahı için kullanıyor. Adamızın en meşhur özelliklerinden birisi de herkesin yakından bildiği Barbaros kardeşlerin abisi Oruç Reisin bütün hikayesi bu adada başlar. Oruç reis Venediklilerin elinde kürek mahkumu iken kaçarak bu adaya sığınır. Bu adada da Osmanlı yetkililerine durumunu anlatır ve Şehzade Korkut’a ulaşır. Şehzade Korkut da kendisine 17 filika vererek, korsanlık faaliyetlerine başlar” dedi.

“Adanın 3’de 1’lik bölümü sular altında kalır”
Adanın şeklinin görünen olmadığını belirten Yılmaz, “Adamızın ilk şeklini 1522 yılında Piri Reisin çizdiği haritada görüyoruz. 1743 depreminde ada bir kırılma yaşar. Bunun delilini de adada bulunan fay aynasından görmek mümkündür. Adanın 3’te 1 bölümü sular altında kalır. Bu tarihten sonra oradaki yapılar yıkılır ve kullanılmaktan çıkar. Bu tarihten sonra kullanılmaz. Bugün gördük ki doğa adeta adaya hakim olmuş. Adaya yüzerek çıkmak zorunda kaldık. Çıktıktan sonra bizi ilk karşılayan bir yol vardı. Yabani zeytin ağaçları bu yolu kapatmış. Zorlu ve tehlikeli bir yolculuk oldu. Oraya çıkmak isteyen olursa mutlaka tedbir alsınlar. Depremde yıkılan gözetleme evinin kiremitleri her yere dağılmış. Biz bu kiremit parçalarını tespit ettik, daha önce tespit edilmemiş merkezi yapının kapısını ilk defa gördük. Bu da sanırım ilk kez görüntülendi, bu da güzel bir sürpriz oldu. Ayakta kalan surların olduğunu gördük” ifadelerine yer verdi.
Bölgede çok sayıda balık turu düzenleyen Yusuf Kara, "Vatandaşlarımıza adamızı en iyi şekilde tanıtıyoruz. Bugüne kadar çok az sayıda kişi çıktı. Bugün hep beraber çıktık. Çok güzel görüntüler gördük. Üzerinde çok eksi yapılar var. Bugün surların kapısını da keşfettik. Daha çok yabancı turistler ilgi duyuyorlar" sözlerine yer verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.04 11:00:25
Son Düzenlenme Tarihi :





Görünümleriyle dikkat çeken Kırgız çadırları, depremzedelere sıcak yuva olacak

Depremin vurduğu Hatay’da inşa edilen ve görünümleriyle dikkat çeken 174 Kırgız çadırı hazır hale gelmesinin ardından vatandaşların geçici de olsa yeni yuvası olacak.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde en büyük hasar Hatay’da meydana geldi. Defne ilçesinde de depremin yaralarını sarmak için çalışmalar aralıksız sürüyor. İlçede bir yandan yıkım çalışmaları devam ederken diğer yandan da depremzede vatandaşlara yeni yaşam alanları oluşturuluyor. Defne ilçesi Koçören Mahallesi’ne inşa edilen 174 Kırgız çadırı da eksiklerinin tamamlanmasının ardından depremzede vatandaşlara yuva olacağı belirtildi.

“Görüntüsü ilk başta insana çok ilginç geliyor”
Koçören Mahallesi’nde esnaflık yapan Şerife Yıldız, Kırgız çadırlarının görünümüyle ilginç olduklarını ifade ederek “Mahallemizde çok fazla yıkım ve kayıp oldu. Ben bu mahallede esnafım. Kırgız çadırları şuanda inşa aşamasında. Dışarıdan küçük gözüküyor ama içerisinde banyosu ve tuvaleti var. Klima takılacak diyorlar. Görüntü itibariyle biraz tuhaf duruyor ama depremzedeler için umarım iyi bir yaşam alanı olur. Görüntüsü ilk başta insana çok ilginç geliyor. Biz bu tip çadırda yaşama uzağız. Buranın insanı yapabilecek mi muamma. Umarım iyi olur, evsizler için bir barınak olur” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.04 16:02:04
Son Düzenlenme Tarihi :