SON DAKİKA

logo

Kent trafiği ileri teknoloji ile yönetilecek


Antalya Büyükşehir Belediyesi kent genelinde ulaşımın daha güvenli ve kesintisiz seyretmesi için Trafik Kontrol Merkezi’ni kurdu. Şehir merkezi ve ilçelerdeki 101 sinyalize kavşağı tek merkezden yönetecek Büyükşehir Belediyesi, akılcı uygulamalarla trafikte bekleme sürelerini azaltarak yakıt tasarrufu ve daha az karbon salınımı hedefliyor. 

Trafiğe kayıtlı 1 milyondan fazla araç ile Türkiye’de en fazla araç sayısına sahip dördüncü il olan Antalya’da trafiği daha akıcı hale getirmek ve yoğunluğu azaltmak için Büyükşehir Belediyesi yeni projeleri bir bir hayata geçiriyor. 

AKICI TRAFİK VE YAKIT TASARRUFU 
Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama ve Raylı Sistem Dairesi Başkanlığı tarafından kurulan Trafik Kontrol Merkezi ile 101 sinyalize kavşağa erişim sağlanarak 
hareketli ve balıkgözü kameralarla gözlem yapılacak. Kavşaklarda trafiği etkileyecek olumsuzluklar tespit edilerek, trafik sıkışıklığının giderilmesi sağlanacak. Merkezde görevli trafik operatörü personeli anlık izleme ile trafik akışını takip edip, müdahale edebilecek.  Merkezde detaylı trafik verisi, sinyalizasyon verileri, arıza bildirimleri, trafik yoğunluk analizlerinin çıkarılması, bu yoğunluklara bağlı olarak trafik sinyal sürelerinin anlık optimizasyonu ve uygulanması da sağlanacak. 
TRAFİĞE ANLIK MÜDAHALE 
Trafik Kontrol Merkezi üzerinden kent merkezi ve ilçelerdeki 40 adet akıllı kavşak sistemi ve 61 adet uzaktan erişilebilir kavşak, 61 hareketli (PTZ) kamera, 183 uzaktan erişimli kamera ve 55 adet balıkgözü kamera ile takip edilerek ve gerektiğinde sinyalizasyonlarda trafiği rahatlatacak anlık müdahalelerde bulunulabilecek. Sistem ile Antalya içi yoğunluk haritası oluşturularak karbon salınım ve yakıt tasarrufu oranları görülebilecek. 

-HABER MERKEZİ



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.13 11:38:13
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Ay Deresi 2021’nin en heyecan verici projesi

Başkan Hakan Tütüncü, Hüsnü Karakaş Mahallesi’nde 35 bin m2 alanda yapımını başlattıkları Ay Deresi Rekreasyon Projesi’nin, Kepez’in 2021’deki en heyecan verici yatırımlarından birisi olacağını söyledi.

Kepez Belediyesi, Hüsnü Karakaş Mahallesi’nde, tapularını vererek, gecekondulardan temizlediği 35 bin m2 alanı, Ay Deresi Rekreasyon Projesi ile yemyeşil bir vadiye dönüştürüyor.

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, geçtiğimiz Aralık ayındaki ziyaretinde Hüsnü Karakaş Mahallesi sakinlerine Ay Deresi Rekreasyon Projesi’nin müjdesini vermişti.
Park ve Bahçeler Müdürlüğü de, müjdenin verildiği hafta içerisinde parkın yapımını başlatmıştı.

Çocukların hayali Tütüncü’yü mutlu etti
Tütüncü, Ay Deresi Rekreasyon Projesinin yapıldığı alanı ikinci kez ziyaret ederek, çalışmaları inceledi. Bürokratlarından yeşil alanın yapımıyla ilgili bilgi alan Tütüncü, bölgede bulunan çocuklarla da sohbet etti. Büyüyünce ne olacaksınız, sorusuna çocukların, polis, öğretmen ve sporcu cevabı vermesi de Tütüncü’yü mutlu etti.
Yeşil alanın yapıldığı bölgede bulunan konutlarda oturan vatandaşlar da, pencerelere ve balkonlara çıkarak, projeden duydukları memnuniyeti Başkan Hakan Tütüncü’ye ilettiler.

“Çocukların hayallerini gerçekleştirmek için çalışıyoruz”
Yanına çocukları da alarak, bir açıklama yapan Başkan Tütüncü, “Çocukları çok seviyorum. Onların kocaman hayalleri var. Bu çocuklarımız; polis, öğretmen ve sporcu olmak istiyor. Çocuklarımızın büyük hayallerinin olması bizi de mutlu ediyor. Bize düşen şey, onların hayallerini gerçekleştirecek sahneyi oluşturmak ve ortamı sağlamaktır. Çocuklarımızın sağlıklı, güzel bir çevrede yetişmelerini istiyoruz.” ifadesini kullandı.

“Şehirleştirilen bölgeye 35 bin m2 yeşil alan”
Rekreasyon projesini yaptıkları 35 bin m2 alanın içerisindeki gecekonduların tamamını kaldırdıklarını anımsatan Tütüncü, açıklamasında şunları kaydetti: “Proje alanıyla birlikte Hüsnü Karakaş Mahallesi’nin genelinde gecekonducu hak sahiplerinin tapularını verdik ve mülkiyet sorunlarını çözdük. Mülkiyet sorunlarını çözerek, bölgede güzel bir şehirleşmeyi başlattık. Şimdi o şehirleşme ile birlikte yapılan konutlara sosyal ortamlar hazırlıyoruz.  Sosyal ve çevresel etkileri meydana getirecek ortamları da, bölgede yaşayan çocuklarımıza, mahalle sakinlerimize Ay Deresi Rekreasyon Projesi ile sunuyoruz.  Birkaç hafta evvelinde yeşil alan projesinin planlamasını yaptık. Ardından projenin yapımı başlattık. İnşallah 2021 in en heyecan verici projelerinden birisi de bu yeşil vadi projesi olacak.”

Bölgenin adına da artık Ay Deresi diyoruz!”
Başkan Tütüncü, 35 bin m2 yeşil alan projesinin, bölgenin değerini artıracağına işaret ederek, “Projeyi yaptığımız bölge, eskiden şehrin merkezine çok uzak,  çarpık kentleşmenin olduğu bir yerdi. Ama şimdi mülkiyet ve imar sorunlarını çözerek bölgeyi şehirleştirdik.  Bölgenin adına da artık Ay Deresi diyoruz! Ay Deresi Rekreasyon Projesi mahallemize tekrar hayırlı uğurlu olsun.”açıklamasını yaptı.

Parkta neler var?
Parkta nelerin olacağıyla ilgili de Başkan Hakan Tütüncü, şu bilgiyi verdi:
“35 bin m2 alanın içerisinde her şeyden evvel çocuklarımızın oynayacağı çok güzel parklar, futbol sahaları ile ailelerin hoşça vakit geçirebileceği, çaylarını içebileceği kamelyalar, yeşil alanlar, dinlenme alanları olacak. Zeytin ve narenciye ağaçları ile zakkum ve begonvil dikeceğimiz parka, endemik bitkiler bahçesi de kazandıracağız.”  

Gecekondudan yeşile dönüşüm
Rekreasyon projesi,  geçmiş yıllarda çevresindeki gecekondu dokusu ve su taşkınlarıyla gündeme gelen ve Düden Çayı’na dökülen Ay Deresi’nin çevresinde hayata geçiriliyor. Yeşillendirme çalışması, yağışlı havalarda su akışının olduğu derenin, Hüsnü Karakaş Mahallesi’ndeki bölümünde imar planında park alanı olan 35 bin m2 arazi üzerinde yapılıyor. Yeşil alan düzenlemesinin yapıldığı arazinin hemen yanı başında; gecekondulardan temizlenen alan üzerine inşa edilen toplu konutlar da yer alıyor.
Park ve Bahçeler Müdürlüğü, proje kapsamında ilk olarak iş makineleriyle alandaki taş ve molozları temizledi. Daha sonra kamyonlarla getirilen hafriyat alana serilerek, park alanının tesviyesinin yapımına geçildi. Daha sonra yeşil alanın sondaj, sulama, aydınlatma tesisatı çalışmaları yapılacak. Son olarak dev yeşil alana, yetişmiş portakal, limon, zeytin ağaçları ile zakkum, begonvil dikilecek ve çim ekilecek. Mevcut yeşil dokunun da korunacağı parka, kamelyalar ile çocuk oyun parkı da yerleştirilecek. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.01.05 06:50:03
Son Düzenlenme Tarihi :





Kurubaş :Devletin 1 TL’lik teşvikiyle çiğ süt fiyatının 3.50 TL olmalı dedi ve ekledi: Elimizdeki ürünü satamazsak inekler mezbahaya gider

Elmalı ve Çevresi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve Elmalı Ziraat Odası Başkanı Salih Kurubaş, devletin 1 TL’lik teşvikiyle çiğ süt fiyatının 3.50 TL olması gerektiğini söyledi. Gerek pandemiden kaynaklı turizmin daralması nedeniyle gerekse alım gücünün azalması nedeniyle süt ve süt ürünleri tüketiminde düşüş olduğunu bildiren Kurubaş, “Şu an ürünümüzü satamıyoruz. Elimizdeki ürünü satamazsak inekler mezbahaya gider” dedi. Kurubaş, yerel yönetimlerin süt alımı yaparak üreticiyi destekleyebileceğini söyledi.

Antalya Ticaret Borsası (ATB) ile Antalya Tarım Konseyi (ATAK) işbirliğinde 1 Haziran Dünya Süt Günü öncesinde “Sürdürülebilir Süt Politikası, Sağlıklı Gelecek” başlıklı çevrimiçi program düzenlendi. Dünya Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın moderatörlüğünde düzenlenen toplantıya, Akdeniz Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Küçükçetin, Eskişehir Mahmudiye Çifteler Han İlçeleri Süt Üreticileri Birliği Başkanı Güner Özer, Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi ve Hayvancılık Kooperatifleri Antalya Birliği (HAYKOOP) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Simav, Tüm Süt, Et ve damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu, Elmalı ve Çevresi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve Elmalı Ziraat Odası Başkanı Salih Kurubaş katıldı. ATB ve ATAK Başkanı Ali Çandır, hayvancılık politikalarının sürdürülebirliğinin sağlanmasında sütün önemini vurgularken, 1 Haziran Dünya Süt Günü öncesinde sütü konuşmak için sektör temsilcilerini bir araya getirdiklerini belirtti. Çandır, konuklara katılımları nedeniyle teşekkür etti.

 

Moderatör Ali Ekber Yıldırım, toplantıya süt içerek başladı. Sağlıklı gelecek için sağlıklı bir süt üretim sisteminin oluşturulması gerektiğini kaydeden Yıldırım, yılbaşından bu yana hayvancılığın en önemli girdisi yem fiyatının 8 defa artmasına karşın süt fiyatının yerinde saydığına dikkat çekti. Enflasyon kaygısıyla süt fiyatında hep sıkıntı yaşandığını söyleyen Yıldırım, sütün durumunu konuşmak üzere toplantının organize edildiğini belirtti.

 

SAĞLIKLI NESİL İÇİN SÜTE ULAŞIM SAĞLANMALI

Akdeniz Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Küçükçetin, Dünya Süt Günü’nün sütün tüketimini artırmak ve faydalarına dikkat çekerek farkındalık yaratmak için her yıl kutlandığını belirtti. Kalsiyum, fosfor, protein bakımından zengin olan temel gıda olan sütün tüketilmesinin insan sağlığı için önemini vurgulayan Küçükçetin, ülkemizde süt tüketiminin yetersizliğine dikkat çekti. Kişi başı yıllık süt tüketiminin İrlanda’da 125 kilogram, Almanya’da 53 kilogram iken Türkiye’de 40 kilogram olduğunu bildiren Küçükçetin, “Süt tüketiminde geçmişe göre daha iyi durumdayız ama bu miktar artırılmalı” dedi. İstanbul’da yapılan bir anketin sonuçlarını paylaşan Küçükçetin, katılımcıların yüzde 67’sinin süt içme alışkanlığının olmadığını, süt içmeyenlerin yüzde 64’ünün ise neden içmediğini bilmediğini kaydetti. Ankete katılanların yüzde 51’inin süt fiyatını pahalı bulduğunu söyleyen Küçükçetin, süt içme alışkanlığının yüzde 79’unun okul öncesi dönemde kazanıldığına dikkat çekti. Küçükçetin, süt tüketimini teşvik edici en önemli aracın medya çalışmaları olduğunu belirtirken, “Sağlıklı nesiller yetiştirmek istiyorsak, topluma süt içme alışkanlığı kazandırmalıyız, süte ulaşımı sağlamalıyız. Süt fiyatları tüketimin önünde önemli bir engel olabileceği öngörüsüyle sütün fiyatlandırılması konusuna dikkat edilmeli. Okul sütü projeleri ülke çapında ve uzun süreli devam etmeli” dedi.

 

7 ÜYEDEN BİRİ İŞİ BIRAKTI

Eskişehir Mahmudiye Çifteler Han İlçeleri Süt Üreticileri Birliği Başkanı Güner Özer, hayvancılıkta küçük üreticinin her geçen gün kan kaybettiğini söyledi. Hayvancılığın sürdürebilmesi için üreticinin para kazanması gerektiğini vurgulayan Özer, “Süt fiyatı belirlendiği günden bu yana yeme yüzde 69 zam geldi. Sadece son 15 günde yeme 3 defa zam geldi ama süt fiyatı aynı kaldı. Ulusal Süt Konseyi süt fiyatını belirliyor ama girdilere müdahale etmiyor. Elektrik, işçilik, mazot, gübre, yem fiyatı sürekli artarken süt fiyatı sabit kalınca üretici enflasyonun altına eziliyor. Süt fiyatına müdahale ediliyorsa maliyetlere de müdahale edilmeli. Süt yem 1.3 pariteye sabitlenmeli. Herhangi bir tarafın artması ya da düşmesi halinde bunların birlikte hareket ediyor olması sürdürülebilirliğin temelini oluşturacaktır” diye konuştu. Güner Özer, yem süt paritesinin 1.3 olduğu düşünüldüğünde çiğ süt fiyatının 2.80 TL değil 3.50 TL olması gerektiğini kaydetti. Para kazanamayan üreticinin işini bıraktığını söyleyen Özer, “Son 6 içinde bünyemizdeki 478 üyeden 73 işletme şartlara dayanamayarak işi bıraktı. Bunu Tarım Bakanlığı’na rapor ettik” dedi.

 

SÜT BİTERSE ET KRİZİ ÇIKAR

ATB Yönetim Kurulu Üyesi ve HAYKOOP Başkanı Hüseyin Simav, Antalya’da yıllık 400 bin ton süt üretildiğini, bunun sadece 150 bin tonunun kayıt altında sanayiciye ulaştırıldığını kaydetti. Antalya’da günlük 90 ton sokak sütünün sağlıksız koşullarda satışa sunulduğunu söyleyen Simav, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin sağlıklı sütü vatandaşa ulaştırma konusunda çalışma yürüttüğünü, bunun sevindirici olduğunu kaydetti. Süt tüketimini artıracak kampanyalara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Hüseyin Simav, bunun Tarım Bakanlığı kanalıyla ülke genelinde yapılmasını talep etti. Simav, okul sütü programının devam etmesini istedi. Kuraklığın bu yıl büyük sorun olarak hayvancılığı da olumsuz etkileyeceğini kaydeden Simav, daha önce kendi kaynaklarıyla yemini üreten küçük üreticinin kuraklık nedeniyle bu yıl sıkıntı yaşayacağı uyarısında bulundu. Simav, “Ciddi tedbirler alınmazsa girdi maliyetlerine dayanamayan küçük aile işletmelerinin büyük çoğunluğu sonbaharda son nefesini verip, hayvancılığı bırakacak. Devlet süte acil teşvik vermeli. Yem süt paritesi 1.3 olacak şekilde teşvik verilmeli. Süt biterse 17 ay sonra et krizi çıkar” öngörüsünde bulundu. Simav, aile işletmelerinin kırsalın ayakta kalması için ve işsizliğin önündeki çok önemli bir yapı olduğunu bu yapının yaşatılması gerektiğini ifade etti.

 

SANAYİCİ TARIMIN ÖNEMİNİ KAVRADIĞI ZAMAN KALKINABİLİRİZ

Tüm Süt, Et ve damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu, girdi fiyatlarının kontrol dışı yükseldiğini belirtirken, süt fiyatının girdi fiyatlarıyla baş edemediğini kaydetti. Kooperatiflerin büyük sanayici ile çiğ süt üzerinden rekabet edemeyeceğini, sütü yöresel ürünlere çevirerek rekabet edebileceğini söyleyen Solakoğlu, “Türkiye’de 200’e yakın yöresel peynir çeşidi var. Yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerin katma değeri yüksek. Bu potansiyel değerlendirilmeli. Tüketicinin alım istemi artırarak küçük üretici satışını artırabilir. Bakanlık da bu konuyu teşvik etmeli” dedi. Yem ve sütte 1.3 paritenin başa baş nokta olduğunu kaydeden Solakoğlu, üreticiyi teşvik etmek için 1.5 paritesinin sağlanması gerektiğini vurguladı. “Türkiye’nin sanayileşmesi için tarımda kalkınması şarttır” diyen Solakoğlu, Türk sanayicisinin tarımın önemini kavradığı zaman kalkınmanın sağlanabileceğini ifade etti. “Tarım adeta açık hava kumarhanesine döndü” diyen Solakoğlu, bir sene para eden soğanın ertesi sene para etmediği için sürüldüğünü anımsattı. Solakoğlu, “Artık kaybedecek zamanımız yok. Tarımda gerekli adımları atmalıyız” dedi.

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.06.01 09:08:25
Son Düzenlenme Tarihi :