SON DAKİKA

logo

Yangında ölen kadının kimliği 25 gün sonra belirlendi

Antalya’da çıkan yangında cesedi tanınmaz halde bulunan 2 çocuk annesi 41 yaşındaki kadının kimliği, yakınlarının alınan DNA örneğiyle tespit edildi. Kadının cenazesi toprağa verilmek üzere yakınları tarafından morgtan alındı.
Yangın, geçtiğimiz 19 Mart tarihinde gece yarısı Muratpaşa ilçesi Kızılsaray Mahallesi Yener Ulusoy Bulvarı üzerindeki bir apartmanın bodrum katında meydana geldi. Eşinden ayrı yaşayan 2 çocuk annesi 41 yaşındaki Meltem Bereket, evinde çıkan yangında feci şekilde hayatını kaybetti. İtfaiye ekiplerinin çalışmasına rağmen ev kullanılamaz hale geldi. Tanınmaz hale gelen ceset, olay yeri ve savcılık incelemesinin ardından Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis kadının kimliğini belirlemek için çalışma başlattı. Bölgede yapılan çalışmanın ardından polis, kadının Finike’de yaşayan yakınlarına ulaştı. Alınan DNA örneğinin ardından cesedin 25 gün önce ölen Meltem Bereket’e ait olduğu belirlendi. Ağabeyi ve yakınları tarafından morgtan alınan kadının cenazesi Finike Turunçova Mahallesi’nde toprağa verildi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.13 13:34:14
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Su ayak izini hesapla

Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, 22 Mart Dünya Su Günü’nde yaptığı açıklamada belediyenin iklim ve çevre krizine ilişkin çalışmalarının yer aldığı www.iklim.muratpasa-bld.gov.tr internet sitesinde ‘Su Ayak İzi’ hesaplama modülünü açtıklarını söyledi.
Başkan Uysal, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada evde, tarımda, sanayide sürdürülebilir su kullanımının önemine dikkat çekti, “Susuz yarınlarla karşılaşmamak için hem tüketim hem de su kullanım alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor” dedi. Uysal, iklim krizi, çevre sorunları ve hızla tükenen doğal kaynakların artık dünyanın sıcak gündemi haline gelirken artık doğrudan uygulanabilir çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Muratpaşa Belediyesi olarak bu çerçevede 100 bin eve 300 bin su tasarruf başlığın ücretsiz dağıtarak önemli bir adım attıklarını dile getiren Başkan Uysal, “2016 yılında başladığımız Çevreci Komşu Kart projesiyle üretimde kullanılacak 73 milyon 192 bin litre suyun 6 yıl içinde tasarrufunu sağladık. Bununla birlikte belediye parklarında akıllı sulama ve güneş enerjili aydınlatma sistemleri kurduk” diye konuştu.
+0,5 Akdeniz’in Geleceği başlığında gerçekleştirilen çalıştaylar ve iklim krizine ilişkin diğer tüm çalışmaları https://iklim.muratpasa-bld.gov.tr adresinde topladıklarını aktaran Uysal, şöyle konuştu:
“Doğrudan ve dolaylı su tüketimimizi kontrol etmek, önlem almak yeni su kaynakları aramaktan çok daha kolaydır. Bu bilincin oluşması için su ayak izimizi hesaplamalı ve azaltmak için harekete geçmeliyiz. İnternet sitemizde su ayak izinizi hesaplayabilir, susuzluğa karşı verilen mücadeleye nasıl katkı sağlayacağınızı öğrenebilirsiniz”

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.03.22 10:27:17
Son Düzenlenme Tarihi :





Prof. Dr. Bozkırlı: “Kilo vermenin temelinde sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz yatıyor”

Obezite tedavisindeki kilo verme sürecinin temelinde “sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz alışkanlığının” yer aldığını vurgulayan Endokrinolog Prof. Dr. Emre Bozkırlı, “İnanılmaz olarak lanse edilen tedavi yöntemlerinden uzak durulmalıdır. Zararsız-bitkisel olduğu iddia edilen ancak içeriği bilinmeyen takviye ürünleri hayati risk oluşturabilir” uyarısında bulundu.
Acıbadem Adana Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Emre Bozkırlı, kısaca “vücutta sağlığı bozacak düzeyde anormal veya aşırı yağ dokusu birikimi” şeklinde tanımladığı obezitenin, son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde görülme sıklığı giderek artan ciddi bir halk sağlığı problemi olarak karşımıza çıktığını söyledi.
Prof. Dr. Bozkırlı, modern yaşam tarzı ile birlikte yenilen-içilenlerin işlenmiş, yüksek kalorili gıdalara kayması ve toplumun giderek hareketsiz bir yaşam tarzına yönelmesinin bu durumun temel sorumlusu olduğunu ifade etti. Hastalığın başta hipertansiyon, diyabet, kan yağlarında yükseklik gibi metabolik bozukluklar olmak üzere, kalp-damar hastalıkları, solunum sistemi problemleri, karaciğer yağlanması, sırt-kalça ve diz eklem problemleri ve hatta birçok kanser türü ile olan yakın ilişkisi bulunduğunun altını çizdi. Bütün bu olumsuz tablolarda kilo vermeyle çok anlamlı düzelme sağlanabildiğini, bu nedenle toplum genelinde farkındalık oluşturma ve obeziteyle savaşın önemli olduğunu dile getirdi.

“Tedavinin temeli sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz”
Prof. Dr. Bozkırlı, hastalığın tedavisinde öncelikle, kilo problemi yaşayan bireylerin bu konuda deneyimli bir hekim tarafından değerlendirilmesi ve bu durumu açıklayacak altta yatan başta hormonal hastalıklar olmak üzere sağlık problemleri yönünden tetkik edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kilo vermeye engel durumlar yönünden uygun doktor önerilerinin alınması sonrasında tedavinin temelinde sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz alışkanlığının yer aldığını vurguladı.
Yaşam tarzı değişikliği haricinde günümüzde obezite tedavisinde doktor kontrolünde kullanılabilecek zayıflama ilaçları mevcut olup, önerilere uyan hastalarda yüz güldürücü sonuçlar elde edildiğini belirten Prof. Dr. Bozkırlı, “Bütün bu yöntemlerin haricinde, ileri düzeyde kilo problemi olan hastalardan yapılan değerlendirmeler sonrası uygun olduğu gösterilen bir kısmında da obeziteye yönelik cerrahi girişimler kilo vermede faydalı olabilmektedir” dedi.

“Motivasyon kaybıyla yeniden kilo alınabilir”
Mevcut kilosundan memnun olmayan ve uzman kontrolünde kilo vermeye yönelik tedavilere başlayan hastalarda başlangıçtaki motivasyonla kilo kaybı yönünden büyük oranda başarı sağlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Bozkırlı, “Ancak hastalığın tedavisinde en önemli unsurlardan biri sürdürülebilirlik olup, hastaların büyük bir kısmı zaman içerisinde motivasyon kaybı ile yeniden kilo almaya başlayarak eski kilolarına dönmektedir. Bunun yanında tüm insanlarda kilo vermeyle birlikte vücudun savunma mekanizması olarak açlık hissini arttıran hormonlar artış gösterirken, tokluk hissine neden olan hormonlar azalmakta ve vücut metabolizma hızını yavaşlatarak yeniden kilo almaya yatkın hale gelmektedir” diye konuştu.

“Verilen kiloyu korumak daha zor”
Kilo vermeye kararlı hastaların uzman kontrolünde uygun önerilerle büyük oranda başarılı sonuçlar alabildiğine işaret eden Prof. Dr. Bozkırlı, “Ancak kilo vermek mi yoksa verilen kiloları korumak mı daha zor diye soracak olursak şunu bilmeliyiz ki verilen kilolar vücudun savunma mekanizmaları ve zaman içinde sağlıklı beslenme ve hareket alışkanlığının kaybı ile yeniden kilo alabilmektedir. Yani verilen kiloların korunması, baştaki kilo kaybına göre çok daha zor görünüyor. Verdiği kiloları koruyan hastalarımızın ortak özelliklerine baktığımızda; iradesi yüksek, diyet ve egzersiz disiplinini kaybetmeyen, sağlıklı beslenme ve hareketi günlük doğal yaşantıları haline getirmiş bireyler olduğunu görüyoruz” dedi.
Bu nedenle tedavinin olmazsa olmazının “ömür boyu devam ettirilmesi mümkün olmayan ağır diyetler ve aşırı egzersizlerden uzak durulması” olduğunu önemle vurgulayan Prof. Dr. Bozkırlı şunları söyledi: “Tedavinin yapı taşlarını yaşam boyu devam ettirilebilecek sağlıklı beslenme ve sağlıklı hareket alışkanlığının kazanılması oluşturmalıdır. Kilo problemi kısa sürede oluşmadığı, zaman içinde gerçekleştiği için kısa vadeli inanılmaz olarak lanse edilen tedavi yöntemlerinden uzak durulmalıdır. Zararsız-bitkisel olduğu iddia edilen ancak içeriği bilinmeyen-doktor olmayan kişilerce önerilen takviye ürünlerin kullanımı gibi uygun olmayan girişimler hayati risk oluşturabilecek düzeyde sağlık problemlerine yol açabilmeleri nedeniyle dikkate alınmamalıdır.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.21 12:11:22
Son Düzenlenme Tarihi :