SON DAKİKA

logo

“Kanlı Nigar” bugün sahnede

Tiyatroseverler... Bu haberimiz sizin için...

An­tal­ya Dev­let Opera ve Ba­le­si, Ge­le­nek­sel Türk Ti­yat­ro­su’nun en önem­li eser­le­rin­den biri olan “Kanlı Nigar” mü­zi­ka­li­ni Cem İdiz’in bes­te­le­ri ile bugün akşam saat: 20.30’da Haşim İşcan Kül­tür Mer­ke­zi Opera Sah­ne­si’nde­An­tal­ya­lı sa­nat­se­ver­ler ile bu­luş­tu­ra­cak.
Kendi ayak­la­rı üze­rin­de duran, ko­ca­sın­dan şid­det gör­müş ka­dın­la­rı ça­tı­sı al­tın­da top­la­yan, kı­zıy­la be­ra­ber fal bakıp bohça aça­rak ge­çi­mi­ni sağ­la­yan bir ka­dı­nın hi­ka­ye­si­ni an­la­tan eser Hal­dun Özör­ten ta­ra­fın­dan sah­ne­ye ko­yul­du.
Eser­de An­tal­ya DOB or­kest­ra­sı­nı şef Ömer Yön­dem yö­ne­tir­ken , An­tal­ya DOB ko­ro­su Mahir Sey­rek ta­ra­fın­dan ha­zır­lan­dı. Baş­ke­man­cı­lı­ğı Fah­ret­tin Arda’nın üst­len­di­ği eğ­len­ce­li mü­zi­kal­de dekor ta­sa­rı­mı Özgür Usta, kos­tüm ta­sa­rı­mı Nur­sun Ünlü, ko­re­og­ra­fi Ser­hat Nü­fus­çu ve ışık ta­sa­rı­mı ise Mus­ta­fa Eski im­za­sı­nı ta­şı­yor.
Ese­rin ko­nu­su:
Hi­ka­ye 1900’lerin İstan­bul’unda geç­mek­te­dir. Bes­le­me ola­rak ye­tiş­ti­ği evden küçük yaşta kaçan Nigar yıl­lar sonra kızı Le­ta­fet, kal­fa­sı Şe­ta­ret, baht­sız bes­le­me Ne­fa­set ve dil­siz Ülfet ile be­ra­ber eski ma­hal­le­si­ne döner. Ma­hal­le­le­ri­ne yeni gelen ka­dın­la­rı merak eden ahali gece vakti Nigar’ın evini ra­hat­sız et­me­ye baş­lar ve olay­lar böyle ge­li­şir. Tek baş­la­rı­na bir er­ke­ğe ih­ti­yaç duy­ma­dan ya­şa­ya­bi­le­cek­le­ri­ni her­ke­se is­pat­la­yan ka­dın­lar bu yön­le­riy­le, gü­nü­müz ka­dın­la­rı­na ilham ol­mak­ta­dır.
İki perde ola­rak sah­ne­le­necek eser­de ‘Kanlı Nigar’ ro­lü­nü Emel Öziş, ‘Hamdi’ ro­lü­nü Fatih Şanal, ‘Hay­dar’ ro­lü­nü Taner Ölçen, ‘Şe­ta­ret’ ro­lü­nü Tuğba Ku­bi­lay, ‘Le­ta­fet’ ro­lü­nü Serap De­mir­han Işık, ‘Hüs­rev’ ro­lü­nü Baha İşler, ‘Ru­me­li­li’ ro­lü­nü Yal­çın Ünsal, ‘Laz’ ro­lü­nü Zafer İşgö­ren, ‘Acem’ ro­lü­nü Onur Al­pas­lan, ‘Ülfet’ ro­lü­nü Deniz Ünal, ‘Ne­fa­set’ ro­lü­nü Selda Ser­dar, ‘Ma­hal­le­nin Me­rak­lı­sı’ ro­lü­nü Ceren Ay­te­kin, ‘Naci’ ro­lü­nü Mus­ta­fa Öz­şam­lı, ‘İhti­yar’ ro­lü­nü ise Emre Ay­te­kin can­lan­dı­ra­cak.
* HABER MER­KEZİ

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.03 09:50:24
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Haploidentik kök hücre nakli tedavide önemli bir seçenek oluşturuyor

Prof. Dr. Can Boğa, Haploidentik kök hücre naklinin kötü huylu hastalıkları olan kişilerde kullanılan tedavi yöntemlerinde önemli seçeneklerden birini oluşturduğunu söyledi.
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Hematoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Can Boğa, doku grubu uyumsuz nakillerin son yılların en önemli keşif ve güncel gelişmelerinden birisi olduğuna dikkat çekerek, “Lösemi, lenfoma gibi kötü huylu hastalıkların tedavisinde ilacın gücünden yararlanarak iki hedefe ulaşmak isteriz. İlk hedefimiz hastalığı iyileştirmek, ikinci hedefimiz ise bu hastalıkların tekrarlama ihtimalini azaltmaktır. Bu sonuca ulaşmak amacıyla ilacın gücünün yanında hücrenin gücünden yaralanıyoruz. Hastaların doku grubu tam uyumlu gönüllü bir vericisi varsa, vericiden tümörle savaşan hücreleri topluyoruz. Bu hücreler hastalıklı hücrelerle mücadele ederek, tekrarlanmasına engel oluyor. Kötü huylu hastalıklarda kemoterapi gibi hedefe yönelik akıllı ilaçlar hastalığı tedavi edebiliyor ancak tekrar etme ihtimalini ortadan kaldırmıyor. Naklin en büyük avantajının kür şansı tanıyarak hastalığı tamamen ortadan kaldırması olduğunu söyleyebiliriz. Değişik hastalık grubuna göre hastaların ortalama yüzde 50’si tam olarak iyileşme şansı yakalıyor’’ dedi.
Tam uyumlu kardeş vericisi olmayan hastalar için akraba dışı donör taraması yapılarak, iyi uyumlu donör vericiler bulunduğunu kaydeden Boğa, “Ancak hastaların yaklaşık yüzde 60’ı bu şansı elde edebiliyor. Geri kalan hastalara ne akraba ne de akraba dışı donör bulunamıyor. Bu durumda hastalara umut olan aile içi doku grubu uyumsuz bir donörden nakil tercihini kullanıyoruz’’ diye konuştu.

Ön değerlendirme süreci tedavide başarı oranını arttırıyor
Nakil sürecinin detaylarından bahseden Prof. Dr. Can Boğa, şunları ifade etti:
“Nakli kabul eden gönüllü donörler olsa bile bağışçıların enfeksiyon hastalıkları açısından nakile bir engel oluşturmadığı ön değerlendirme yapılarak tespit edilmektedir. Aynı şekilde hastanın da uygun olması gerekir. Nakil öncesinde hastalık yükünün az olması tedavide başarı şansını arttırıyor. Bunun için uygun tedavilerle hastalık yükünü azaltıyoruz. İlk hedefimize ulaştıktan sonra hasta ve donör güvenliği bakımından engel bir durum olmaması durumunda, özetle donör ve hasta uygunluğu değerlendirildikten sonra nakil sürecine geçiyoruz. Hasta ve donör nakil için hastaneye yatırılıyor ve ilaç tedavisine başlanıyor. Nakil öncesi ilaç tedavisindeki hedefimiz hastalık yükünü biraz daha azaltmak ve verilen hücrelerin yerleşmesini sağlamak. İlaç uygulamasından bir gün sonra ilaçlar vücuttan atılıyor ve donörden alınan hücreler, özellikle yetişkin hastalarda çoğu zaman kan vermeye benzeyen bir işlemle hastaya naklediliyor.’’

Nakil sonrası yan etkilerden korunmak için tedbirlere dikkat etmek gerekiyor
Prof. Dr. Can Boğa, nakilden sonra bazen vericinin savaşçı hücrelerinin yollarını şaşırdığını belirterek, “Hastanın kendi dokusunu yabancı olarak kabul edebiliyor ve hastaların yaşam kalitelerini etkileyebilen ciltte alerjiye benzeyen reaksiyonlara, enfeksiyona, karaciğerde veya sindirim sisteminde birtakım problemlere yol açabiliyor. Bunlardan korunmak için özellikle bağışıklık sistemini baskılayan ilaç rejimi uyguluyoruz. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları kullanmayı bırakana kadar da hastaların koruyucu ilaç kullanmak, sıkça kontrole gelmek, beslenmeye dikkat etmek gibi tedbirlere dikkat etmeleri gerekiyor’’ dedi.

"Merkezimizde kök hücre naklinde sağladığımız başarı, Avrupa başarı oranı ile yarışıyor"
2015 yılından sonra güncel gelişmelere paralel olarak Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde doku grubu tam uyumlu olmayan hastalara nakil yapmaya başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Can Boğa, “Avrupa Kan ve Kemik İliği Nakli Birliğinin her yıl gönderdiği karnelere göre kayıtlı 300’den fazla kemik iliği nakil merkezinin ortalama eğrilerine göre düzenli hasta takip etme derecesi yönünden merkezimiz ortalama eğrileri yüzde 90’ın üzerinde yer alıyor. Hastaların düzenli takibinde birkaç yıldır aynı performansın sürdüğünü görüyoruz. Merkezimizde kök hücre nakli ile ilgili FACT-JACIE uluslararası kalite yönetim sisteminin uygulanması, graft-versus-host hastalığı dediğimiz alerjiye benzeyen yan etkinin az olması ve takip için başka merkezlere yönlendirilmeden düzenli takip edilebiliyor olmaları, hastalara önemli bir avantaj sağlıyor’’ şeklinde konuştu.

"Orak hücre hastalarında uyumsuz vericiden nakil, tedavi seçeneği olarak değerlendirilebilir"
Prof. Dr. Boğa, özellikle Doğu Akdeniz Bölgesi’ne özgü hemoglobin anormalliğinin sıkça görülmesi ve orak hücreli hastalarda naklin başarı oranının önem taşıdığını ifade ederek, “Avrupa kayıtlarında tam uyumlu kardeş vericiden bugüne kadar yaklaşık 500 civarında yetişkin hastaya nakil yapıldı. Bu olguların 80’i merkezimizde yapılan nakilleri kapsıyor. Başarı oranı ise yüzde 90’ların üzerinde. Güncel bilgilerimize göre, hastalığı sadece nakil ortadan kaldırıyor. Ancak bu hastaların önemli bir kısmının vericisi yok. Orak hücre hastalığı dünyanın en sık rastlanan genetik hastalıklarından birisi ve hastaların yaşam kalitelerinin bozulmasına yol açtığı gibi, doku hasarı yaptığı için de hastaların yaşamlarını tehdit ediyor. Amerikan kayıtlarına göre orak hücre hastalığı olan yaklaşık 50 yetişkin hastaya uyumsuz vericiden nakil yapılmış. Bizim merkezimizde de bu program başladı sonuçları yakından takip ediyoruz. Olumlu sonuçlar alındığı takdirde özellikle kötü huylu hastalıklarda yaptığımız gibi uyumsuz vericiden bu hastalara nakil yapılabilmesi hastalar için büyük bir umut olacaktır’’ dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.14 17:57:12
Son Düzenlenme Tarihi :





ATSO Başkanı Hacısüleyman, işyeri planlama eksikliğine dikkat çekti

Başkan Hacısüleyman, “Henüz hangi iş yerlerinden ne kadar açılacağını, hangi mahalleye kaç restoran, market veya eczane gerektiğini bilimsel olarak belirleyen bir çalışma yok. ATSO olarak bu çalışmayı başlatmayı planlıyoruz” dedi.

ATSO BAŞKANI HACISÜLEYMAN: ENFLASYONDA DÜŞÜŞ BEKLİYORUZ

 

ATSO Ağustos Meclisi’nde ekonomi, nefes kredisi, KOBİ tanımı, yangın yönetmeliği ve turizm gündeme geldi.

 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATSO Meclis Salonu’nda Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ün başkanlığında gerçekleşti. Toplantının açılışında konuşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Oda çalışmalarının yanı sıra, ekonomi ve gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu. Enflasyon, faiz oranları, kurumlar vergisi tablosu, krediye erişim sorunları, nefes kredisi, KOBİ tanımının değişimi konularına değinen Başkan Hacısüleyman, Burdur ile iş birlikleri, kooperatifler için arazi tahsisi çalışmaları hakkında bilgi verdi.

 

Enflasyonda Düşüş Beklentisi

ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Temmuz ayında enflasyonun aylık yüzde 2,06, yıllık ise yüzde 33,52 olarak gerçekleştiğini hatırlatarak, bunun son 44 ayın en düşük seviyesi olduğunu söyledi. Yılsonuna kadar yüzde 6–7 civarında bir iyileşme daha beklendiğini kaydeden Hacısüleyman, Merkez Bankası ve ekonomi uzmanlarının öngörüsünün de bu yönde olduğunu ifade etti.

Faizlere ilişkin de değerlendirmede bulunan Hacısüleyman, “Bugün itibariyle faizlerde beklediğimiz düşüşler henüz tam istediğimiz gibi olmadı. Şu anda faizler yüzde 43 seviyesinde. Ancak Eylül, Ekim ve Aralık aylarında yapılacak toplantılarda ikişer buçuk puanlık indirimlerle yılsonunda yüzde 35 seviyelerine gerilemesi öngörülüyor. Yılsonuna kadar bu faiz oranıyla mücadele etmek zorunda kalacağız” dedi. Hacısüleyman, BDDK ve Merkez Bankası tarafından bankalara getirilen kredi sınırlamalarının en azından üretici kesim için gevşetilmesi gerektiğini de vurgulayarak, “Finansa erişim konusundaki zorluklarımızın bir nebze açılması için bu konuda bir adım bekliyoruz” diye konuştu.

 

Nefes Kredisi ve KOBİ Tanımı

TOBB Nefes Kredisi’nin şirketlere bir rahatlama sağladığını belirten Hacısüleyman, “Ancak bu rahatlama beklendiği kadar güçlü olmadı. Birçok üyemiz ‘derin nefes almak istiyorduk ama tam anlamıyla oh diyemedik’ şeklinde geri dönüş yaptı. Yine de kredilerin fayda sağladığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı. Türkiye genelinde 23 bin 515 şirketin toplamda 30 milyar TL Nefes Kredisi kullandığını aktaran Hacısüleyman, Antalya verilerine henüz ulaşamadıklarını söyledi. TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun girişimleriyle ikinci paket için çalışmaların sürdüğünü belirten Hacısüleyman, “Ne zaman hayata geçeceğini bilmiyoruz ama kısa sürede bir nefes daha almayı umut ediyoruz” dedi.

KOBİ tanımında yapılan güncellemeye de değinen Hacısüleyman, bilanço üst sınırının 500 milyon TL’den 1 milyar TL’ye yükseltilmesini memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi. Ancak çalışan sayısı sınırının 250’de kalmasının önemli bir sorun olduğunu belirterek, “Örneğin, 900 milyon TL ciro yapan bir şirket 260 kişi çalıştırdığı için KOBİ kapsamı dışında kalıyor. Oysa bu şirket yüzlerce aileye ekmek kapısı oluyor. Bu nedenle çalışan sayısı sınırının tamamen kaldırılmasını, yalnızca mali kriterlere bakılmasını öneriyoruz” diye konuştu.

 

Orman Yangınlarıyla Mücadelede Gece Görüşlü Helikopter İhtiyacı

ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadelede ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu söyledi. Yangınların başlıca sebeplerinin ihmal, kaza, piknik ve sorumsuz davranışlar olduğuna dikkat çekti. Hacısüleyman, gece yangınlara müdahale etmenin zorluğuna işaret ederek, “Hava karardıktan sonra etkin bir işlem yapılamıyor. Bu nedenle gece görüşüne sahip yangın söndürme helikopterlerine acil ihtiyaç var” dedi. Antalya olarak bu konuda yapılacak yardım kampanyalarına destek vermeye hazır olduklarını da vurguladı.

Akdeniz ülkelerindeki tabloya değinen Hacısüleyman, son 10 yılda Portekiz’in en fazla orman kaybı yaşayan ülke olduğunu söyledi. İtalya, Yunanistan, İspanya, Fransa ve Türkiye’nin de ciddi kayıplar verdiğini belirtti. “Yangın sorunu yalnızca bize özgü değil, tüm ülkeler bu sorunla mücadele ediyor ve birbirine yardım ediyor. Ancak gece müdahale edilemediğinde tüm çabalarımızın karşılığını tam anlamıyla alamıyoruz. Bu nedenle gece görüşlü helikopterler kritik önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

 

Binaların Yangından Korunma Yönetmeliği İçin Ortak Akıl Toplantısı

Hacısüleyman, Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı davetiyle binaların yangından korunma yönetmeliği taslağı üzerine yapılan toplantıya katıldıklarını hatırlattı. Taslak yönetmeliği detaylı şekilde incelediklerini ve ATSO komitelerinin görüşlerini güçlü şekilde dile getirdiklerini söyledi. Toplantıda görüşlerinin not alındığını belirten Hacısüleyman, bir sonraki buluşmanın ATSO ev sahipliğinde yapılacağını açıkladı. “29 Ağustos günü saat 10’da bakanlıktaki bürokratlarla birlikte taslak tekrar tartışılacak. Mesleği veya binasıyla ilgili olan tüm üyelerimiz davetlidir. Ayrıca diğer ilgili kuruluşlara da duyurular yapılacaktır” dedi.

Hacısüleyman, bu toplantının büyük fırsat olduğuna vurgu yaparak, “Genellikle yönetmelik yayımlandıktan sonra önümüze geliyor ve görüş bildirmek için geç kalıyoruz. Artık ortak akıl toplantılarıyla görüşlerimizi yönetmelik çıkmadan önce aktarabileceğiz. Bu yöntem, olumsuz bir düzenlemeyle karşılaşmamamız için kritik öneme sahip” diye konuştu. Yangın yönetmeliği toplantısında ATSO komitelerinden çok değerli katkılar geldiğini kaydeden Hacısüleyman, taslak yönetmeliğe ilişkin 10 önemli konunun gündeme getirildiğini söyledi. Bundan sonra da benzer durumlarda ulusal veya Antalya çapında yapılacak düzenlemelerde ortak akıl toplantılarıyla görüş oluşturacaklarını ifade etti.

 

Antalya Turizminde Planlama ve Gelecek Stratejileri

Turizmin Antalya ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olduğunu belirten Hacısüleyman, sektörde henüz anlamlı bir iyileşme görülmediğini dile getirdi. “Sadece yüzde 1’lik küçük bir değişimden bahsediyoruz. Bu sektörün genel durumu açısından yeterli değil” dedi.

 

Artan yatak kapasitesini karşılayacak talep hacmine ihtiyaç olduğunu kaydeden Hacısüleyman, geçen yıldan bu yana kârlılık oranlarında düşüş yaşandığını, maliyet artışlarının da bu durumu etkilediğini söyledi. Turizmin ülke ekonomisine yansımasının fiyat artışları şeklinde görüldüğünü belirterek, “Artık insanlar eskisi gibi dışarıda harcama yapamıyor, tatil bütçelerine öncelik veriyor” dedi.


Planlama eksikliğine dikkat çeken Hacısüleyman, “Henüz hangi iş yerlerinden ne kadar açılacağını, hangi mahalleye kaç restoran, market veya eczane gerektiğini bilimsel olarak belirleyen bir çalışma yok. ATSO olarak bu çalışmayı başlatmayı planlıyoruz” diye konuştu. Bu projenin uzun soluklu olacağını söyleyen Hacısüleyman, mahalle bazlı nüfus, iş kapasitesi ve sektörel dağılım analizlerini içerecek bir model üzerinde çalışacaklarını açıkladı. “Antalya kısa süreli değil, uzun yıllar yaşanacak bir şehir. Planlı bir stratejiyle turizm potansiyelini en iyi şekilde kullanmalıyız. Bu çalışma için yeni bütçe döneminde kaynak aktarımı talep edeceğiz” ifadelerini kullandı.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.08.27 12:41:36
Son Düzenlenme Tarihi :