SON DAKİKA

logo

Rektör Kalan, öğrencilerle bir araya geldi

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan, makam koltuğunu ALKÜ Uygulama Anaokulu öğrencilerine devretti.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla ALKÜ Uygulama Anaokulu öğrenci ve öğretmenleri ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan’a ziyarette bulundu. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısı ile her yıl olduğu gibi bu yıl da makam koltukları bir günlüğüne çocuklara devredildi. Kalan, bu yıl makam koltuğunu ALKÜ Uygulama Anaokulu öğrencisi Can İlhan ve Deniz Mercan Akdenizli’ye devretti. Günün anlam ve önemi çerçevesinde öğrenciler ile bir araya gelen Rektör Kalan, minik öğrenciler ile tek tek sohbet etti. Rektör Kalan’ın öğrencilere yönelttiği sorulara verilen yanıtlar ise ortamda neşeli anlara sahne oldu.
"Geleceğimiz"
Rektör Kalan, Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın dünyada başka bir örneğinin olmadığını vurgulayarak, “ALKÜ Uygulama Anaokulu öğrencileriyle birlikte olmaktan büyük mutluluk duydum. Çocuklarımız hem ülkemizin hem de bizlerin geleceğidir. Hepsinin heyecanlarını yürekten yaşıyor, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum” dedi.
Sıcak ve samimi sohbetin ardından minik öğrencilere günün anlam ve önemine binaen verilen hediyeler ile ziyaret sona erdi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.24 15:05:18
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Prof. Dr. Bozkırlı: “Kilo vermenin temelinde sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz yatıyor”

Obezite tedavisindeki kilo verme sürecinin temelinde “sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz alışkanlığının” yer aldığını vurgulayan Endokrinolog Prof. Dr. Emre Bozkırlı, “İnanılmaz olarak lanse edilen tedavi yöntemlerinden uzak durulmalıdır. Zararsız-bitkisel olduğu iddia edilen ancak içeriği bilinmeyen takviye ürünleri hayati risk oluşturabilir” uyarısında bulundu.
Acıbadem Adana Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Emre Bozkırlı, kısaca “vücutta sağlığı bozacak düzeyde anormal veya aşırı yağ dokusu birikimi” şeklinde tanımladığı obezitenin, son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde görülme sıklığı giderek artan ciddi bir halk sağlığı problemi olarak karşımıza çıktığını söyledi.
Prof. Dr. Bozkırlı, modern yaşam tarzı ile birlikte yenilen-içilenlerin işlenmiş, yüksek kalorili gıdalara kayması ve toplumun giderek hareketsiz bir yaşam tarzına yönelmesinin bu durumun temel sorumlusu olduğunu ifade etti. Hastalığın başta hipertansiyon, diyabet, kan yağlarında yükseklik gibi metabolik bozukluklar olmak üzere, kalp-damar hastalıkları, solunum sistemi problemleri, karaciğer yağlanması, sırt-kalça ve diz eklem problemleri ve hatta birçok kanser türü ile olan yakın ilişkisi bulunduğunun altını çizdi. Bütün bu olumsuz tablolarda kilo vermeyle çok anlamlı düzelme sağlanabildiğini, bu nedenle toplum genelinde farkındalık oluşturma ve obeziteyle savaşın önemli olduğunu dile getirdi.

“Tedavinin temeli sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz”
Prof. Dr. Bozkırlı, hastalığın tedavisinde öncelikle, kilo problemi yaşayan bireylerin bu konuda deneyimli bir hekim tarafından değerlendirilmesi ve bu durumu açıklayacak altta yatan başta hormonal hastalıklar olmak üzere sağlık problemleri yönünden tetkik edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kilo vermeye engel durumlar yönünden uygun doktor önerilerinin alınması sonrasında tedavinin temelinde sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz alışkanlığının yer aldığını vurguladı.
Yaşam tarzı değişikliği haricinde günümüzde obezite tedavisinde doktor kontrolünde kullanılabilecek zayıflama ilaçları mevcut olup, önerilere uyan hastalarda yüz güldürücü sonuçlar elde edildiğini belirten Prof. Dr. Bozkırlı, “Bütün bu yöntemlerin haricinde, ileri düzeyde kilo problemi olan hastalardan yapılan değerlendirmeler sonrası uygun olduğu gösterilen bir kısmında da obeziteye yönelik cerrahi girişimler kilo vermede faydalı olabilmektedir” dedi.

“Motivasyon kaybıyla yeniden kilo alınabilir”
Mevcut kilosundan memnun olmayan ve uzman kontrolünde kilo vermeye yönelik tedavilere başlayan hastalarda başlangıçtaki motivasyonla kilo kaybı yönünden büyük oranda başarı sağlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Bozkırlı, “Ancak hastalığın tedavisinde en önemli unsurlardan biri sürdürülebilirlik olup, hastaların büyük bir kısmı zaman içerisinde motivasyon kaybı ile yeniden kilo almaya başlayarak eski kilolarına dönmektedir. Bunun yanında tüm insanlarda kilo vermeyle birlikte vücudun savunma mekanizması olarak açlık hissini arttıran hormonlar artış gösterirken, tokluk hissine neden olan hormonlar azalmakta ve vücut metabolizma hızını yavaşlatarak yeniden kilo almaya yatkın hale gelmektedir” diye konuştu.

“Verilen kiloyu korumak daha zor”
Kilo vermeye kararlı hastaların uzman kontrolünde uygun önerilerle büyük oranda başarılı sonuçlar alabildiğine işaret eden Prof. Dr. Bozkırlı, “Ancak kilo vermek mi yoksa verilen kiloları korumak mı daha zor diye soracak olursak şunu bilmeliyiz ki verilen kilolar vücudun savunma mekanizmaları ve zaman içinde sağlıklı beslenme ve hareket alışkanlığının kaybı ile yeniden kilo alabilmektedir. Yani verilen kiloların korunması, baştaki kilo kaybına göre çok daha zor görünüyor. Verdiği kiloları koruyan hastalarımızın ortak özelliklerine baktığımızda; iradesi yüksek, diyet ve egzersiz disiplinini kaybetmeyen, sağlıklı beslenme ve hareketi günlük doğal yaşantıları haline getirmiş bireyler olduğunu görüyoruz” dedi.
Bu nedenle tedavinin olmazsa olmazının “ömür boyu devam ettirilmesi mümkün olmayan ağır diyetler ve aşırı egzersizlerden uzak durulması” olduğunu önemle vurgulayan Prof. Dr. Bozkırlı şunları söyledi: “Tedavinin yapı taşlarını yaşam boyu devam ettirilebilecek sağlıklı beslenme ve sağlıklı hareket alışkanlığının kazanılması oluşturmalıdır. Kilo problemi kısa sürede oluşmadığı, zaman içinde gerçekleştiği için kısa vadeli inanılmaz olarak lanse edilen tedavi yöntemlerinden uzak durulmalıdır. Zararsız-bitkisel olduğu iddia edilen ancak içeriği bilinmeyen-doktor olmayan kişilerce önerilen takviye ürünlerin kullanımı gibi uygun olmayan girişimler hayati risk oluşturabilecek düzeyde sağlık problemlerine yol açabilmeleri nedeniyle dikkate alınmamalıdır.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.21 12:11:22
Son Düzenlenme Tarihi :





Sıfır otomobile el altından para alarak oda başkanını bile dolandırmaya çalıştılar

Antalya’da sıfır otomobil satışı gerçekleştiren bir bayinin el altından ücret alarak kendisini de dolandırmaya çalıştığını belirten Antalya Emlakçılar, Oto Galericileri, İş Takipçileri Odası Başkanı İsmail Çağlar, “Otomobilin değeri 800 bin TL, el altından da 200 bin TL istediler. Faturayı 800 bin..

Antalya’da sıfır otomobil satışı gerçekleştiren bir bayinin el altından ücret alarak kendisini de dolandırmaya çalıştığını belirten Antalya Emlakçılar, Oto Galericileri, İş Takipçileri Odası Başkanı İsmail Çağlar, “Otomobilin değeri 800 bin TL, el altından da 200 bin TL istediler. Faturayı 800 bin TL kesiyorlar, aldıkları 200 bin TL faturada yok. Bunun gibi bana binlerce şikâyet geliyor” dedi. Çağlar ayrıca ikinci el otomobilini sıfırın üzerinde satmaya çalışan ve denetime takılmak istemeyen satıcıların pazarlıkları telefon aracılığıyla yaptığına dikkat çekti.
Sıfır otomobil piyasasındaki üretim ve tedarik problemlerinden dolayı ortaya çıkan arz problemini fırsat bilen bazı sıfır araba bayileri, müşterilerinden ‘uydurma gerekçelerle’ ekstra ücret istemeye başladı. Antalya Emlakçılar, Oto Galericileri, İş Takipçileri Odası Başkanı İsmail Çağlar, Antalya’da bu konuda çok sayıda şikayet aldıklarını belirterek, denetimlere ağırlık verilmesini istedi.

“Otomobilin değeri 800 bin TL, el altından da 200 bin TL istedi”
Kendisinin de yaşadığını bir olayı anlatan Çağlar, “Kısa bir süre önce akrabalarım yüzde 90 engelli bir yakınımıza ÖTV indirimden faydalanarak otomobil almak için bayiye gitti. Bayi otomobilin olmadığını söylemiş. Bunun üzerine ismi geçen bayiye ben gittim. Çalışanlar bana aracın olmadığını söyleyince müdür beyle görüşmek istediğimi belirttim. Müdür bey gelerek önce istediğimiz otomobilin olmadığını söyledi, sonra bana 200 bin TL verirsem otomobili bulabileceğini belirtti. Önce yok dedi sonra elden 200 bin TL vermem durumunda bulabileceğini belirtti. Otomobilin değeri 800 bin TL, el altından da 200 bin TL istedi. Faturayı 800 bin TL kesiyorlar, aldıkları 200 bin TL faturaya yansımıyor. Yanlış olduğunu söyledim. Bunun üzerine sattığı otomobili 1 ay sonra yerine koyamayacağını söyledi” ifadelerine yer verdi.

“150-200 bin TL fark verdiler mi otomobil var diyorlar”
Bayilerin acilen daha sık denetlenmesi gerektiğini belirten Çağlar, “Yeni çıkan yasa çok güzel, ama denetimlere ağırlık verilirse ancak sonuç alınır. Bunun gibi bana binlerce şikâyet geliyor. Müşteri sıfır otomobil almaya gidiyor, otomobil yok diyorlar. Sonra 150-200 bin TL fark verdin mi otomobil var diyorlar. Bunu herkese vermiyorlar, şikâyetçi olmayacak kişilere veriyorlar. İlk önce bunların tespit edilmesi gerekir” açıklamasını yaptı.

“İkinci el otomobiller sıfır otomobilin üzerinde satılmaya devam ediyor”
Çağlar, “Bu işin üzerine gidilmesi gerekir. Mesela memurlarımız sivil olarak gitsin olayın farkına varacaktır. İkinci el otomobiller sıfır otomobilin üzerinde satılmaya devam ediyor. Oda olarak bize yetki versinler, biz de denetleriz. Ticaret İl Müdürlüğümüz denetim yapıyor ama onlar da şikayetçi bulmakta zorlanıyorlar” dedi.

“İnternete 80 TL yazıyor telefonda 800 bin TL diyor”
Vatandaşların ilan sitelerinde ikinci el otomobillerdeki satış rakamları üzerinden denetime takılmamak için “0” rakamlarını silmesini de değerlendiren Çağlar, “Devletimiz bu sıfırları atanları direkt arayarak konuşacak. Bu iş zor değil. Örneğin vatandaş satıcıyı arayınca ’80 TL’ye araç mı var?’ cevabı alıyor. Telefonda 800 bin TL olduğunu belirtiyor. Yapılan düzenlemeler fiyatları etkilemedi, etkilemez de. Yapılması gereken önce siteler, bayiler ve korsan satıcılar üzerinde kontrolü ele geçirmek gerekir” açıklamasını yaptı.

“15 bin korsan emlakçının içerisinde 2-3 bin yabancı var”
Turizm kenti Antalya’da 6 bin üyesi olduğunu buna rağmen 15 bin korsan emlakçı olduğunu belirten Çağlar, “Benim esnafımın her türlü devlete kaydı var. Kayıtlı esnafın her attığı adım vergi olarak devletimize geri dönüyor. 15 bin korsan emlakçının içerisinde 2-3 bin yabancı var. Bunlar hiçbir şey vermeden işlem yapıyor. Bizden fazla işlem yapıyorlar. Burada hem biz hem de devletimiz kaybediyor. Sosyal medyada grup kuruyorlar, oradan alışveriş yapıyorlar. Kendi dilinden ırkından insanlara satış yapıyorlar” sözlerine yer verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.20 15:35:49
Son Düzenlenme Tarihi :