SON DAKİKA

logo

Depremin ikinci günü enkazdan kurtarılan baba kızdan vefa

Hatay’da yıkılan apartmandan Mersin itfaiyesi tarafından kurtarılan baba ve kızı, kendisini kurtaran itfaiye eri Abdurrahman Özgül’ü evinde ziyaret etti. Enkazdan çıkarılan Ayhan Güvercin, kızıyla birlikte kendilerini kurtaran ekibin hastane sürecinde dahil o günden bu yana kendileriyle yakından ilgilendiklerini belirterek, ekibe bir teşekkür ziyaretinde bulunduklarını söyledi. 14 yaşındaki Zeliha Güvercin de Özgül’e karakalem resim çalışmasını hediye etti.
Kahramanmaraş merkezli 11 ilde büyük yıkıma neden olan deprem felaketinin ikinci günü Mersin itfaiyesi Antakya’daki Taşpınar Apartmanı’nın riskli bir bölümünde enkaz altında kalan önce baba Ayhan’ı (40), ardından kızı "Zeliş" olarak seslenilen 14 yaşındaki Zeliha Güvercin’i enkazdan 4.5 saatlik çalışmayla çıkarmayı başardı. Baba Adana’da, kızı ise Antalya’da tedavi altına alındı. İtfaiye ekibi bu süreçte de aileyle irtibatı koparmayıp, yakından ilgilendi. Halen bir ayağı alçıda olan Zeliha ile babası, kendilerini enkazdan çıkaran ekipte bulunan itfaiye eri Abdullah Özgül’ü Mersin’deki evinde ziyaret etti.

"Bize ulaştıklarında dünyalar bizim oldu"
O günü hiç unutamadığını belirten Ayhan Güvercin, "Ben ve kızım enkazda kaldık. Mersin itfaiyesi ile buluştuk. Bizi buldular, çok şükür bizi bırakmadılar. Arkadaşlarımız enkaz altında bayağı da çabaladılar. Abdullah arkadaşımız bizi hiç bırakmadı. Enkazdan çıkarttı bayağı uğraştı. Davut ağabeyimiz de aynı. Zor günler geçirdik, çıktıktan sonra hastanelerde. Bizi yine yalnız bırakmadılar, sağ olsunlar. İlgi gösterdiler, farklı bir duygu, anlatamam. Bize ulaştıklarında dünyalar bizim oldu. Çünkü o soğukta, o enkazın altında, taşların üstünde yani böyle can çekişiyorduk. Bize ulaştıklarında dünyalar bizim oldu" dedi.

"Kızımla ilk buluşmamız 12 gün sonra"
Enkazda hemen kızının yanında olduğunu aktaran baba Güvercin, "Ben sürekli onu teselli ettim. Durumu daha kötüydü benden. Teselli etmeye çalıştım, ta ki itfaiyemiz gelene kadar. Sağ olsunlar geldikleri gibi ilgilendiler hemen. Ben çıkarıldım, hemen hastaneye götürüldüm, oradan Adana’ya gönderdiler bizi devlet hastanesine, sonra ben kızımı göremedim zaten. Benim tedavim bittikten sonra Antalya’da olduğunu duydum, sonra taburcu olduktan sonra yanına gittim. Orada da bir buluşmamız oldu kızımla, ilk buluşmamız 12 gün sonra" diye konuştu.

Depremde eşi ve bir kızını kaybetti
Depremin acı hikayeler de bıraktığına değinen baba Güvercin, "Evde biz 3 çocuk, bir karı kocaydık. Eşimi kaybettim, bir de 11 yaşındaki küçük kızımı kaybettim. Bir oğlum var 4.5 yaşında. O da kucağımda kurtuldu. Zaten enkaz açılmadan az önce ufak bir delik açıldı, o delikten çıkarmayı başardık çocuğu, kurtardık. Sonradan itfaiye gelince bizi çıkarttılar. Enkazda kalan eşim, küçük kızımı kurtarırken ikisi vefat etti" şeklinde konuştu.

"Sizi çıkaracağız deyince ben çok sevindim"
Kurtarılan çocuklardan Zeliha Güvercin ise, "Ayağım merdivenin altında kalmıştı. Annemler arkamdaydı ikisine dokunuyordum. İlk yıkıldığında onların ikisini de uyandırmaya çalıştım ama uyanmadılar. Ekipler geldiğinde çok sevindim. İlk gelen Hatay’dan itfaiye ekibi o bizi çıkaramayacağını söyledi. Kepçeyi vurursa ev yıkılacaktı. Öyle deyip bırakmışlardı bizi. Sonra Mersin itfaiye ekibi geldi. Onlar sizi çıkaracağız deyince ben çok sevindim. Merdivenin korkuluğu üstümüzdeydi. Yavaş yavaş taşları çıkara çıkara küçük bir delik açtılar. İkimizi de çıkardılar, sağ olsunlar" ifadelerini kullandı.

Karakalem resmini çizip hediye etti
Kendisini kurtaran Abdurrahman Özgül’ü karakalem ile çizdiğini aktaran Zeliha, "Resim öğretmenimden de yardım aldım, bana nasıl çizeceğimi gösterdi. Öyle yardım ala ala bir günde çizdim. Bizi kurtardıkları için teşekkür manasında geldik buraya. Çizdiğim bu resmi de ona hediye ettim" diye konuştu.

"Amirimle birlikte 4.5 saatte kurtardık"
Mersin Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nda görevli Abdurrahman Özgül ise, "Biz Mersin itfaiyesi olarak 50 can kurtardık, Allah’a şükürler olsun. Onlardan birisi Zeliş ve babası oldu. Bizi en çok mutlu eden zaten Zeliş’in haliydi. Neden derseniz daha önce bir ekip gelmiş, ekipler buranın riskli alan olduğunu müdahale edemeyeceklerini söylemişler. Amirim Davut Yeşilyurt ona döndüm baktım, o da bana baktı. ’Alacağız’ dedi, ’çıkartacağız’ dedi. İşte bu dedik, beraber girdik ve Zeliş’imizi ve babasını kurtardık. Binalar çöküktü. Aşırı derecede, zaman zaman artçılar vuruyordu. Zeliş’i çıkartırken de 10 defa sallandık. Ona rağmen Zelişi’mizi bırakmadık. 4.5 saat uğraştım ama değdi" diyerek yaşadıklarını özetledi.
Özgül ayrıca Zeliha’ya depremde kaybettiği kuşunun yerine bir muhabbet kuşu hediye etti.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.25 15:02:01
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Muhtarların arkasına SIĞINAN BAŞKAN !

1980 yılında Milliyet Gazetesi’nde GAZETECİLİK mesleğine adım attığım ilk günden itibaren bugüne kadar ki süreçte çok başkan gördüm. Gördüm derken resimlerde ya da yolda falan değil...Düzenledikleri basın toplantılarında, çalıştığım gazete ya da gazetelerimi ziyaretlerinde, toplantılarda, vatandaşı dinlerlerken, esnafları dolaşırken, meclis toplantılarında.

    Bir örnek vereyim, İYİ Parti’den. Bugünün milletvekili Hasan Subaşı 1989 yılında belediye başkanı olduğu zaman kendi özel Renault marka aracı ile gerçekleştirdiği ev ziyaretlerinin birini Yüksekalan Mahallesi’nde gerçekleştirmiş ve o ziyarette gazeteci olarak ta sadece ben bulunmuş ve ziyareti haber yapmıştım. Rahmetli Yener Ulusoy’un aday olduğu süreçte seçim çalışmalarını gazeteci bir arkadaşımın babası yürütürken ben GAZETECİ’ydim. Sırasıyla yine rahmetli Metin Kasapoğlu, Bekir Kumbul, Menderes Türel ve  Mustafa Akaydın döneminde de aktif olarak bu mesleği yapıyordum, şimdi ki başkan Muhittin Böcek döneminde de yapmaya devam ediyorum.
    Antalya, büyükşehir statüsünü kazanınca merkezde beş ilçe belediyesi kurulmuş ve ben ilk başkanlarından son başkanlarına kadar gazeteci olarak onlarla birlikte çalışma (habercilik açısından) imkanı olmuştur, olmaya da devam ediyor.
    Elmalı’da bile Hüseyin İnce, Hüseyin Altıntaş,  rahmetli Hüseyin Yapıcı ve Ümit Öztekin  dönemlerinde gazeteci olarak onlarla tanışma, görüşme, toplantılarına katılma imkanı bulmuşumdur, onları aileleri kadar yakın tanımışımdır.
    Ama onca tanıdığım başkandan hiçbirini bir kişinin, bir kurumun arkasına sığındığını görmemişimdir. Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk,  muhtarların arkasına sığınan bir başkan olarak tarihe geçmiştir, hayırlı olsun.

******
    Gazeteciliğin ilk kuralı cesaretli olmaktır.
    Çünkü eleştirdiğiniz, yanlışlarını kamuoyuna duyurduğunuz, beceriksizliklerini gün ışığına çıkardığınız  kişi ve kurumlardan hiçbir zaman olumlu tepki almazsınız, çoğu zamanda hedef tahtası haline getirilirsiniz. 
    En yakın bir örnek ;Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk. 
    2 Ekim 2019 günü sosyal medya hesaplarımızdan önce “Karapınar’da Mangal Partisi mi ?”, ardından “Hem de eşli” ve son olarak ta “Öğretmenevi’nde ciğer ziyafeti mi ?” paylaşımlarında bulundum.
    İsim vermedim.
    Meğer o mangal partisine eşiyle katılan tek kişi Halil Öztürk’müş.
    Kendisine de ifade ettim, “bana telefon açan Elmalı protokolünün eşleriyle orada olduğunu söyledi, ben ne senin, ne de kimlerin katıldığını bilmiyorum. Bana sakin bir dille Erkin oraya eşiyle katılan sadece bendim deseydin, isim vermeme rağmen yine de senden özür dilerdim” dememe rağmen...
    Bir meclis toplantısı öncesi...
    Kapıyı kapattırdı...
    Meclis salonunda bulunan ve görüntü alınan kameranın da kapatılmasını istedi..
    Hışımla yerinden kalktı...
    Yanıma gelip, bağırıp çağırmaya başladı.
    Hakaretlerde bulundu.
    Beni belediyeye sokmamakla tehdit etti..
    Hatta daha da ileri giderek “bundan sonra görüşürüz” dedi..
    Mehmet Çetin araya girdi, Öztürk’ü yanımdan uzaklaştırdı, onu ve beni sakinleştirmeye çalıştı.
    Bir başka zaman “ hadi gir bakalım girebilirsen belediye” ifadesini de kullandı.
    Peki ne mi oldu ? Bu tehditvari konuşmanın gerçekleşmesinden sonraki ilk belediye meclis toplantısını izlemek üzere TEK BAŞIMA Elmalı Belediyesi’ndeydim.

******
    Muhtarlar konusuna gelince... 
    Kıbrıs gezisini eleştirdim ama gezi güncelliğini kaybettiği için ısıtıp birileri önüme getirmedikten sonra da gazeteme  taşımıyorum.. 
    Hemen belirteyim Kıbrıs gezisi ile yazdıklarıma, eleştirilerime 60 muhtardan sadece 4’ü yorum yaptı.  Bunlardan biri “ gazetecisin elbette eleştireceksin, sözüm sana değildi” dedi. Birisi çok kızgındı,  konuştuk niye tepki gösterdiğini anlattı sonuçta bugün kendisiyle yakın iki dost olduk...
    İki muhtarın sosyal medyadan yaptığı yorumlara ise cevap vermedim.
******
    Muhtarlar Derneği’ne tahsis edilecek yer ile ilgili ise eleştirdiğim konu tahsis değil, tahsisin zamanlamasıydı.  Halil  Öztürk’e “Madem tahsis edecektin, o halde neden sözkonusu yeri önceden ihaleye çıkardın, belediyenin kasasından az da olsa fazla para çıkmasına sebep oldun ?” diye sordum.
    Böyle bir tahsise karşı olmak mümkün mü ?
    Nitekim yazımda Muhtarlar Derneği’nin Elmalı’nın ilk STK’sı olduğunu belirterek tahsis edilen yeni yerlerinin hayırlı olması temennisinde bulundum.
    Başkan Salih Ergül yazımın bu bölümünü atlamış ...
    Halil Öztürk aklı sıra beni muhtarlarla karşı karşıya getirecek. Üstelik birde beni kışkırtıyor. Neymiş, cesaret edip meclis toplantısına katılmamışım.
    Halbuki unutmuş olsa gerek; Kıbrıs gezisi eleştirilerimin hemen sonrasında gerçekleşen ve muhtarların bu gezi sebebiyle başkana plaket verdiği meclis toplantısını yerinde takip etmiştim... 
    Meclis toplantısının bitiminde Muhtarlar Derneği’nin çiçeği burnunda Başkanı Salih Ergül’ü aradım, haziran ayı toplantısının yapıldığı derme çatma salonda bende olsaydım sizin yani  muhtarların sözlü ya da filli saldırılarına mı maruz kalacaktım? diye sordum.
    Olur mu öyle dedi...
    Olmayacağını ben de biliyorum. 
    Bu arada Halil Öztürk bilmiyor,  benden öğrensin. Muhtarlar Derneğinin mevcut hizmet binası İkiz Kule altında bulunuyordu ve Hüseyin Altıntaş döneminde tahsis edilmişti.

******
    Neymiş şimdiye kadar şahsına yöneltilen hiçbir yazıdan, ne gazeteden, ne televizyondan ne etkilenmiş, ne de cevap vermiş... 
    Veremezsin ki...Şahsınla ilgili ya da şahsının başında olduğu belediye ile ilgili gazetemde yayınladığım, sosyal medyada paylaştığım haber, eleştiri, köşe yazım, hepsi belgeye dayalı, dolayısıyla gerçeklik payı yüzde 100. 
    Gerçek olan bir şeye yalan diyemezsin, biliyorsun dediğin an bu kez belgeleriyle yazarım.
    Bu arada kin tutmuyormuş. Bunu ayrı bir zamanda değerlendireceğim, özelikle bana karşı nasıl kin güttüğünü ispatlarıyla  kamuoyuna sunacağım. 
******
    Bana soru soruyor: Elmalı’ya ne hizmet ettin ?  ve ardından da ekliyor  “Para karşılığında ne aldınız, ne sattınız ? Hangi yazıları yazdınız ?
     Elmalıların yeri geldi dili, yeri geldi gözü oldum. Onların sorunlarından başta sen olmak üzere ilgili kişi ve kurumların haberdar olmasını ve bu sorunların çözümlenmesini sağladım, sağlamaya da devam ediyorum.
    Yetmez mi ?

*******
    Ne demiştin, makamda üzerime yürürken....
    “Sen ilan için bana gelirsin”
    Çok şükür başkan koltuğuna oturduğun ilk günden bugüne kadar ki zaman diliminde başta bu konu olmak üzere bir kez bile kapısını çalmadım, telefon açmadım, araya adam koymadım.
    Demek ki neymiş, para için yazı yazmıyormuşum...
    Peki sen haberleri ve anketlerini hangi gazeteye, televizyona/televizyonlara ya da birilerine kaç para ilan ya da başka adlarla para ödeyerek yaptırdın/yazdırdın ?  

     * Erkin ÖZGÜNSÜR


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.06.05 22:47:20
Son Düzenlenme Tarihi :





“Ne yediğimizin farkında mısınız?”

Muratpaşa Belediyesi’nin iklim krizi, gıda, tüketim alışkanlıkları konularında söyleşi ve atölye çalışmaları devam ediyor. ‘Bahçede Yaşam Var’ adıyla gerçekleşen etkinliklerinin ikincisinde ‘tarladan sofraya gıda güvenliği’ konuşulacak

Antalya Muratpaşa Belediyesi’nin ‘Bahçede Yaşam Var’ etkinliklerinin ikincisinde “Ne yediğimizin farkında mısınız?” sorusuna cevap aranacak. Gıda mühendisi Özlem Demir’in söyleşisi, 20 Eylül Çarşamba, saat 10.00’da İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü’nün yeşillikler içindeki bahçesinde gerçekleşecek.

Muratpaşa Belediyesi’nin iklim krizi, gıda, tüketim alışkanlıkları konularında söyleşi ve atölye çalışmaları devam ediyor. ‘Bahçede Yaşam Var’ adıyla gerçekleşen etkinliklerinin ikincisinde ‘tarladan sofraya gıda güvenliği’ konuşulacak. Ne yediğimizin farkında mısınız? başlıklı söyleşide, ‘gıda zehirlenmeleri, alerjen gıdalar, bilinçli tüketici olma, gıdaların uygun saklama-pişirme-ısıtma koşulları, gıda etiketlerini okuma’ hakkında temel bilgiler verilecek.

Antalya Olimpos Rotary Kulübü iş birliğinde gıda mühendisi Özlem Demir’in katılımıyla gerçekleştirilecek söyleşi, 20 Eylül Çarşamba, saat 10.00’da İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü’nün yeşillikler içindeki bahçesinde gerçekleşecek.Kontenjanla sınırlı olan söyleşiye katılım için Turunç Masa’nın 444 80 07 numaralı çağrı merkezinden kayıt yaptırılabilir. * Muratpaşa Belediyesi Bülten


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.09.16 11:32:25
Son Düzenlenme Tarihi :