SON DAKİKA

logo

Adil Yıldırım Kepez’de okurlarıyla bir araya geliyor


İlişki koçu ve yazar Adil Yıldırım, 5. Kepez Kitap Fuarı’nda ‘Doğru İnsanı Bulmak’ konulu söyleşi ve imza günüyle hayranlarıyla buluşacak. 
Kepez Belediyesi’nin düzenlediği 5.Kepez Kitap Fuarı, Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde 3-13 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek. Onlarca yazarın katılacağı Kepez Kitap Fuarı’nda, İlişki koçu ve yazar Adil Yıldırım da, 13 Mayıs’ta saat 16.00’da ‘Doğru İnsanı Bulmak’ konulu söyleşi ve imza gününde hayranlarıyla buluşacak. Yazma serüvenine hikayeler yazarak başlayan Yıldırım’ın kimi eserleri, İtalya’da gazetelerin hafta sonu eklerinde ve internet bloglarında yayınlandı. Türkiye’deki, ilk romanı da ‘Gecede Saklı Yalnız Aşklar’ olan Yıldırım’ın, Flört Etme Sanatı, 50 Maddede İlişkiler, 40+İtiraf Hikayeleri, Farkındalık Okyanusu, Zamanın Sessiz Ruhu, Şeytan Tüyü gibi kaleme aldığı bir çok eseri bulunuyor.  -bld.bsn.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.27 12:22:46
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Depremde kolunu kaybeden anne, kızıyla olan hayallerini gerçekleştirebilmek için biyonik kola kavuşmak istiyor

Asrın felaketinde sağ kolunu ve ayak parmaklarını kaybeden anne, ’hayattaki tek varlığım’ dediği kızıyla olan hayallerini gerçekleştirebilmek için 3 buçuk milyon TL olduğunu söylediği biyonik kola kavuşmak istiyor.
Hatay’ın Defne ilçesinde yaşayan 24 yaşındaki Gizem Sönmez, 6 Şubat’ta 04.17’deki depreme, kendisine siper olan 26 yaşındaki eşi Şahin ve bir buçuk yaşındaki kızı Elif ile birlikte Samandağ ilçesindeki evinde yakalandı. Kendisine siper olan eşiyle birlikte 2 gün boyunca enkaz altına kalan genç kadın, depremde sağ kolunu ve ayak parmaklarını kaybetti. Eşi vefat eden ve kızı sağ salim enkazdan çıkarılan anne, kızıyla birlikte Defne ilçesi Özbek Mahallesi’nde ailesinin desteğiyle devlet tarafından verilen konteynerde yeni bir yaşam kurdu. Kolu olmadığı için kendi işlerini yapamayan ve ayakta durmakta güçlük çeken genç kadının en büyük destekçisiyse annesi oldu. ’Hayattaki tek varlığım’ dediği kızıyla hayallerini gerçekleştirmek isteyen Sönmez, yaklaşık 3 buçuk milyon TL değerindeki biyonik kola kavuşabilmek için devlet yetkililerinden ve hayırseverlerden destek bekliyor. Sönmez’in en büyük hayalleri; kızının saçını tarayabilmek, elinden tutup parka ve okula götürebilmek.

“Deprem anında eşim bize siper oldu”
Enkazın altında eşinin kendisine siper olduğunu ifade eden Gizem Sönmez, “Deprem anında eşim bize siper oldu. Siper olduğu zamanda ev çöktü, ben yana düştüm. O esnada beni elektrik çarptı. Elektrik bu hale getirdi; kolumu ve ayak parmaklarımı. Şu an ayak parmaklarım yok. Sonrasında eşim 2 gün üstümde kaldı. Eşimi çıkaramadılar 2 gün ve vefat etti. Kızım 1 gün sonra çıkarıldı, ben de eşimle birlikte 2. günde çıkarıldım. Hastanede kolum kesildi ardından Adana’da tedavi olurken de ayak parmaklarım kesildi. En az 3-4 ay orada kaldım” dedi.

“Mersin’e gittim fiyat aldım, yaklaşık 3 milyon 500 bin TL dediler”
Mersin’de yaptığı görüşmelerde biyonik kol için gerekli olan miktarın yaklaşık 3 buçuk milyon TL olduğunu öğrendiğini ifade eden Sönmez, “Benim kolumun olmaması zoruma gidiyor. 1 tane kızım var ve 1 buçuk yaşında. Ona bakmam gerek, ben kızıma bakmak istiyorum. Biyonik elektrikli kolum olsun istiyorum. Model öneriyorlar ama hareket etmediği için benim işime yaramaz. Ben elektrikli biyonik kol istiyorum. Mersin’e gittim fiyat aldım, yaklaşık 3 milyon 500 bin TL dediler. 118 bin euro dediler. Benim de öyle bir param yok. Ben hayırseverlerden yardım istiyorum. Devletimizden yardım bekliyorum” ifadelerini kullandı.

“Kızımla hayallerim var, kızımın elini tutup parka götürmek istiyorum”
Kızıyla olan hayallerini gerçekleştirebilmek için biyonik kola ihtiyaç duyduğunu söyleyen Sönmez, “Kızımla hayallerim var; kızımın elini tutup parka götürmek istiyorum. Onunla gezmek istiyorum, saçını örmek isterim büyüdüğünde. Onunla ilgilenmek; elini tutup okula götürmek isterim. Kızım benim her şeyim, benim dayanağım. Ben kolumun olmasını kızım için istiyorum. Her şeyi kızım için istiyorum. Bana yardım edecek kişilere çok dua edeceğim” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.09 17:23:40
Son Düzenlenme Tarihi :





70 yaşında ahşap oyma sanatını yaşatmaya çalışıyor

Isparta’da 35 yıldır ahşap oyma sanatı ile ahşaptan biblo, heykeller yapan Fatih Mehmet Sezer, sanatını yaşatmaya çalışıyor.
35 yıldır el sanatları ile uğraşan 70 yaşındaki Fatih Mehmet Sezer, kurduğu küçük atölyesinde yaptığı objelerle ahşap oyma sanatını yaşatmaya çalışıyor. Küçük yaşlarda ağaç oyma sanatına el yatkınlığı olduğu fark edilen Sezer, ahşaptan yaptığı objeleri satıyor. 1966’da Isparta’ya geldiğini dile getiren Fatih Mehmet Sezer, ilkokul yıllarında hem ahşap oyup hem de okuduğunu belirterek, “Ahşap oyma işine başlamadan önce babama sordum, ’Baba ben ahşap oyma işini yapmak istiyorum’ dedim. Babam o zamanlar beni destekleyerek, ’Oğlum yaptığın ne iş olursa arkandayım’ dedi. ’İşini iyi yap kimsenin hakkı yeme, haram yeme, hatta kul hakkı yeme’ dedi bana. Bu şekilde vasiyetidir babamın, o zamandan beri çalışıyorum. Bu şekilde ahşaba şekil verme işini boş zamanlarımda değerlendirmek için yapıyorum fakat isteyen olursa da satıyorum” dedi.
El sanatında kendi kendini geliştirdiğini, hiç ustası olmadığını söyleyen Sezer, yaptığı eserlerin çizimleri ve tasarımlarının kendisine ait olduğunu belirterek, “Ortaokulda ve lisede öğrendiğim çizimler sayesinde elim yatkın çizimlere. Tasarımların çoğu bana aittir. Bazen müşterilerim internetten bir şey beğenir, ’Bunu yapabilir misiniz?’ diye gelir. Ben onu boyutlandırarak çizimini, kesimini yaparım, ’Beğenirsen alırsın, beğenmezsen önemli değil’ derim gider" diye konuştu.
Çoğunlukla çevre illerden sipariş aldığını belirten Sezer, “Antalya’dan, Burdur’dan, Afyonkarahisar’dan müşterilerim var. Yaptığım objeleri süs olarak kullanıyorlar veya hediye götürüyorlar” şeklinde konuştu.

"Öğrenmek isteyene engel yok"
Ahşap oyma sanatında şimdiye kadar 10 kişiye ustalık yapan Sezer, sanatını torunlarına da öğrettiğini söyledi. “Benim ilk göz ağrım torunum var Ceren, buraya geldiği zaman bir şeyler yontar, sonra ’Dede ben bunu boyayabilir miyim?’ der. ’İstediğin renk boyayı seç, ne renk istiyorsan boya’ derim. Engel yok, oturur yapar, ben de uzaktan takip ederim onu. ’Ceren bak bıçağı öyle yapmayacaksın’ derim, yani öğrettiğim insanlar oldu. Şimdi benim çocuklar, gelinim, hatta damatta bazen ’İşi bırak’ diyor da ’Ne yapacağım oğlum’ diyorum. Ben evde oturan birisi olsam çabuk ölürüm. Ceren şimdi ortaokulda, onun üniversiteyi bitirmiş olması lazım bu işi bırakmam için” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.30 14:22:48
Son Düzenlenme Tarihi :