SON DAKİKA

logo

Depremzede Asel bebek, Adana’da hayata tutundu

Hatay’da deprem sonrasında zor şartlarda prematüre ve kalbinde delikle dünyaya gelen Asel bebek, Medical Park Seyhan Hastanesindeki 1 aylık yoğun bakım sürecinin ardından yaşam mücadelesini kazanarak taburcu oldu.
Hatay’da meydana gelen deprem sonrası zor şartlar altında doğum yapan anne ve bebeğinin yaşam mücadelesi mutlulukla sonlandı. Prematüre ve kalbinde delik olan Asel bebek, deprem sonrasında Medical Park Seyhan Hastanesine kaldırıldı. Bebek yoğun bakımda geçirdiği 1 aylık bir tedavi sürecinin ardından, sağlığına kavuşmuş bir şekilde ailesine teslim edildi.
Bebeklerini sağlıklı bir şekilde kucaklarına almanın sevincini yaşayan Salih-Emine Karakuş çifti, bu zorlu süreçte kendileriyle yakından ilgilenen Yenidoğan Yoğun Bakım Hekimleri Uzm. Dr. İhsan Yüksekkaya’ya, Uzm. Dr. Günay Mirzayeva’ya, Sorumlu Hemşire Özlem Gündüz’e ve tüm servis personeline teşekkür etti.

“Hem prematüreydi hem de kalbinde delik vardı”
Konuyla ilgili bir açıklama Yenidoğan Yoğun Bakım Hekimi Uzm. Dr. İhsan Yüksekkaya, "Deniz Asel, ülkemizi 6 Şubat 2023’te acılara boğan depremden yaklaşık 2 hafta kadar sonra dünyaya gözlerini açmıştı. Belki de annesinin yaşadığı stres, travma ve zor şartlar yüzünden olması gerekenden erken doğmuştu. Deprem sebebiyle gelişen olumsuz çevresel şartlar ve prematüre doğmanın getirdiği yük ve zorlukların yanı sıra, kalbinde de problem vardı. Bu sebeplerden dolayı hastanemize sevk edilmişti. Kalpten çıkan 2 büyük damar arasında duktus dediğimiz bir yapı vardır. Anne karnındaki yaşamda açık olan bu yapının, bebek doğduktan sonra kapanması gerekir. Deniz Asel’in ise, duktusu kapanmamış, bu durum kalbine ek yük binmesine sebep olmuş, buna paralel olarak da zaten erken doğum yüzünden mevcut olan solunum sıkıntısı artmıştı. Ayrıca kan tetkiklerinde enfeksiyon değerleri de yüksekti. Bebeğimizi tedavinin başlarında solunum cihazına alarak solunum yükünü azalttık” şeklinde konuştu.

“Önce solunum cihazından sonra da oksijen desteğinden ayrıldı”
Antibiyotik tedavileri düzenledikten sonra bebeğin kalbindeki deliğin küçülmesi ve kapanması için ilaç tedavileri verdiklerini belirten Uzm. Dr. İhsan Yüksekkaya, şunları söyledi:
“Asel bebeği başlarda hortumla azar azar besleyebildik. Tedaviye yanıt aldıkça solunum sıkıntısı geriledi. Önce solunum cihazından, takiplerinde oksijen desteğinden ayırdık. Minik ve yorgun kalbi rahatladıkça bebeğimizi ağızdan beslemeye başladık. Zaman içinde beslenmesini her gün artırarak serum ihtiyacını da ortadan kaldırdık. Tamamen ağızdan beslenmeye geçtik. Kontrolümüz sonrasında kalp ekokardiyogramında kalbindeki deliğin küçülmüş ve kapanmak üzere olduğunu, artık kalbine ek yük bindirmediğini tespit ettik. Sorunlu doğan bebekler için tam donanımlı yenidoğan yoğun bakım üniteleri son derece önemli. Hastanemizin Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde bebeğimizin normal gelişimini sağlamak için ekibimizle beraber üstün çaba sarf ettik. Bu çabamız da sonuç verdi. Bebeğimiz sağlıklı bir şekilde ailesine kavuştu. Bu sevinci paylaşmanın mutluğunu yaşıyoruz" dedi.
Baba Salih Karakuş ise, bebeklerinin sağlığına kavuşması için çaba sarf eden doktor, hemşire ve yardımcı personele teşekkür etti.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.29 12:58:11
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap







Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.12 11:44:01
Son Düzenlenme Tarihi :





ANSİAD’ın 7. Olağan Toplantısı’nın konuğu TAİDER oldu

ANSİAD’ın 7. Olağan Toplantısı’nda ‘Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma Deneyimleri’ konuşuldu. Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD), 2023 Faaliyet Dönemi 7. Olağan Toplantısı 25 Nisan Salı günü Akra Otel’de gerçekleşti. 

‘Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma Deneyimleri’ temasıyla düzenlenen ve toplantı başkanlığını Koltucks Mobilya Ltd. Şti. ‘nin sahibi, ANSİAD Üyesi Derya DALMAZ’ın yaptığı toplantının konukları CRYOCAN Yönetim Kurulu Başkanı, Önceki Dönem TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Tekin URHAN; Batı Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Üyesi, TAİDER Üyesi Feyyaz ÜNAL ile Şentaş Tarım Ürünleri Kalite ve Kurumsal İşler Müdürü ve Yönetim Temsilcisi, TAİDER Üyesi Temel Aycan ŞEN oldu. 

Toplantının açılışını yapan ANSİAD Üyesi ve toplantı başkanı Derya DALMAZ, “Ülke olarak her gün yeni bir gündeme uyanıyoruz ama hiçbir gündemin 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen iki büyük depremi unutturmasına izin vermememiz gerekiyor. Önümüzdeki günlerde çok heyecanlı bir seçime gidiyoruz. Burada da sizlerin sağ duyunuzu kullanmanızı ve vatandaşlık görevinizi yerine getirmenizi rica ediyorum. Son olarak, her zaman sağ duyulu davrandıkları için ANSİAD Üyesi olmaktan gurur duyuyorum ve başkanımız nezdinde herkesi tebrik ediyorum” dedi.  

Aile şirketlerinde kurumsallaşmanın önemine dikkat çeken TAİDER Önceki Dönem Başkanı Tekin URHAN, “Aile şirketi demek oy haklarının en az %25’i aileye ait olan şirket demektir. Konu aslında tamamen hissedarlıkla bağlantılıdır. Diğer bir değişle hissedarlık kavramı şirketin kime ait olduğunu belirleyen bir kavramdır. Bir yönetim biçimi değildir” dedi. Aile şirketlerinin özelliklerinden bahseden URHAN, “Aile şirketlerinde hisselerin büyük çoğunluğu aileye ait olması nedeniyle genel kurulda seçme kontrolü hissedar aile üyelerinin elindedir. Hissedar aile üyeleri stratejik kararlar konusunda merkez merci olmakla birlikte şirkette genelde farklı nesiller birlikte çalışmaktadır.” dedi.  

“Aile şirketleri Türkiye milli gelirinin % 90’ını temsil ediyor”
URHAN, konuşmasına şu şekilde devam etti, “AB raporlarına göre dünyada var olan şirketlerin % 50’si, Amerika’daki şirketlerin % 90’ı, Fortune 500’e göre dünyadaki en büyük ve başarılı şirketlerin % 40’ı aile şirketidir. Aile şirketlerinin ortalama ömrü 25 – 30 yıldır. Türkiye’de aile şirketlerinin ortalama ömrünün ise 25 yıl olduğu belirtilmektedir. Aile şirketleri Türkiye milli gelirinin % 90’ını temsil ediyor. Türkiye’de % 75 - 80 civarında aile şirketi bulunuyor. Bunların % 38’inin birinci, % 47’sinin ikinci, % 13’ünün üçüncü, % 2’sinin dördüncü ve daha sonraki nesillerden aile bireylerine ait olduğu çeşitli kaynaklarda yer alıyor”. 





Aile şirketlerinin güçlü yönlerinden bahseden URHAN, aile şirketleri aile fertleri arasındaki güven sebebiyle hızlı karar verebilme yeteneğine sahip olduğunu söyledi. URHAN, “Aile şirketleri, değişen dünyaya daha hızlı uyum sağlıyor. Markanın itibarini ve ürün kalitesini kendi aile değerleri ve itibarları arasında gördükleri için şirketlerine sıklıkla yatırım yapmaya çalışıyor. 
Elimizdekilerin hepsini şirkete yatırmaya çalışıyoruz çünkü işimizi sürekli daha güçlü hale getirmek istiyoruz. Aile şirketlerinin güçlü yanları olduğu kadar zayıf yanları da var. En temelinde bir kere sürdürülebilirlikte ciddi bir sıkıntı var. İkinci kuşağa geçerken şirket çok ciddi anlamda erozyona uğruyor. Finansal yapı ve iç kontrol ortamının yetersizliği, liderlik ve güçlü insan kaynağına ulaşamama ve elde tutamama, inovasyon rekabeti, aile ve şirket ilişkilerinde çatışmalar, yönetim karmaşıklığı gibi ciddi sıkıntılar var. Bu çatışmaları yönetmekte ne yazık ki güçlü davranamıyoruz” diye konuştu.  

“Kurumsallaşma başlamazsa problemler başlar”
Aile şirketlerinde kurumsallaşmanın önemine dikkat çeken URHAN, kurumsallaşma başlamazsa problemler başlamaya başlar. Kurumsallaşma bir işletmenin faaliyetlerini bireylere bağlı kalmadan sürdürebilmesi için gerekli tüm alt yapıların kurulması anlamına geliyor. Başka önemli bir tanım da kurumsallaşma ailenin ve işletmenin adillik, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve sorumluluk ilkelerine bağlı olmasını istiyor. Bir de aile anayasası ile hissedarlık sözleşmesi birbirine karıştırılabiliyor. Aile anayasası niyeti ortaya koyarak kurallar ile birbirimizle olan ilişkilerimizi düzenlememizi sağlıyor. Hissedarlık sözleşmesi ise ortaklıktaki temel kuralları bağlayıcı bir biçimde ortaya koyuyor” diye konuştu. URHAN ayrıca, “Markalaşma ve inovasyonun önem vermediğimiz anda çok büyük firmaların ne yazık ki silinip tarih sahnesine adını yazdırdığını görüyoruz” dedi.  

“Şirketimizde Anayasa yok ancak anayasaya giden yolda başka çözümler ürettik”
İş hayatındaki tecrübelerinden örnekler vererek aile şirketlerinin gelişim ve kurumsallaşma sürecinden bahseden Batı Anadolu Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi, TAİDER Üyesi Feyyaz ÜNAL, “Şirketimizin, 55 yıllık bir hikayesi var ve 4500 ortakla kuruldu. Çok ortaklı bir şirket. Her zaman profesyoneldi. Anayasa yok ancak anayasaya giden yolda başka bir çözüm bulduk. Kurumsallaşma için bir proje düzenledik ve altı ay içinde önce içeride çalışanların % 25’i ile teke tek mülakatlar gerçekleştirdik. Dışarıdaki paydaşlar, tedarikçiler ve bayiler sektördeki diğer firmalarla teke tek mülakatlarla bir de bunu rakamsal ve finansal analizlerle destekleyip şirketin son 10 yılda nereden nereye geldiğini eksikleri ve fırsatlarının ne olduğunu, geliştirmeye açık alanlarının ne olduğunu tespit ettiğimiz bir çalışma sürdürdük. Bunun sonunda kurumsallaşmada bizim şirkette eksik üç ana başlık çıktı.  Bir tanesi bilgi sistemleriydi, bütçe yoktu ve bütçe yaptık. Bir kurumsal kaynak planlama programımız vardı fakat günün koşullarına hizmet etmiyordu onu değiştirdik. PC’lerden thin clientlara döndük bilgi sistemleri masraflarını azalttık. Kamyonların giriş çıkışında plakaları okuyan bir otomasyon sistemi getirdik. Faturalar yığılıyordu, herkes tek tek imza atıyordu onları otomatik imzalı matbaadan çıkar hale getirdik. Yıllar içerisinde buna benzer bilgi sistemleri tarafındaki iyileştirmelerle şirketlerin iç süreçlerini rahatlatmaya ve yöneticilerin daha katma değer ve daha kara dokunacak işler yapmasını sağlamaya çalıştık” şeklinde konuştu.

“Şirketi insanlara değil sisteme bağlı çalışır hale getirdik” 
“Şirketi insanlara değil sisteme bağlı çalışır hale getirdik” diyen ÜNAL, “İşe giriş, mülakat sistemi ve görev tanımlarını baştan aşağı gözden geçirdik. Organizasyon şemasının çizdiğimizle uyguladığımızın birebir örtüşmesini sağladık. Yetki limitlerini gözden geçirdik ve güncelledik. Şirket içinde performans yönetim sistemini kurduk. Eğitim sistemi kurduk ve çalışanlarımızı eğitmeye başladık. O güne kadar yapılmamış bir düzendi. Son olarak da pazarlama tarafında 



yeni ürün geliştirdik, müşterileri dinledik. Müşterilerin istediklerine göre ürünleri revize ettik ve bayi performans geliştirme sistemi kurduk. Bayilerin o güne kadar ki performanslarını finanse olarak inceleyip izleyip onu iyileştirebileceğimiz bilgi sistemleri ile de bağlantılı bir düzenek haline 
getirdik. Bunları niye anlattım? Bunlar şirketin insana değil sisteme bağlı yönetilmesi için yani kurumsallaşması için şirket içindeki eksikliklerdi ve bunları gidermek için zaman içerisinde aşağı yukarı 7 yılımızı harcadık. Şirketi insanlara değil sistemlere bağlı çalışır hale getirmek kurumsallaşma yolunda atılabilecek en doğru adımlardan birisidir” diye konuştu. ÜNAL, Bu 55 yıllık süreçte 4500 kişinin yer aldığı bu hikâyede olumlu olumsuz bir sürü hikaye yaşadık. 4. Nesilim ve her nesil geçişinde ve her neslin yönetimde olduğu dönemde biz birer tane kalp krizi yaşadık” dedi. 

“Liderin ileri görüşlü ve vizyon sahibi olması gerekmektedir”
“Aile şirketlerinde; aile ilişkilerini, iş ilişkilerini, dünyanın zorlukları ve Türkiye’nin bitmeyen zorluklarını ailecek sürdürmenin zorluklarından bahseden Şentaş Tarım Ürünleri Kalite ve Kurumsal İşler Müdürü ve Yönetim Temsilcisi, TAİDER Üyesi Temel Aycan ŞEN, “Dedem, bizlere liderlik, ileri görüşlülük, ufuk ve vizyon sahibi olmanın örneğini vermiştir. Bir aile şirketinin uzun ömürlü olması için böyle bir liderliğe ihtiyaç var ama bu liderlik nesiller arasında zaman içinde değişecektir; ancak her gelen yeni liderin ileri görüşlü ve vizyon sahibi olması gerekmektedir” diye konuştu. 

“Bizim bu işleri başarmamızdaki en önemli noktalardan birisi, ileri görüşlülük ve sürdürebilirliği bir sonraki nesillere en iyi şekilde aktarmaktır” diyen ŞEN, “Eğer yeni nesiller yaptığınız işlerde sizinle aynı heyecanı duymuyorsa ve hevesle arkanızdan gelmiyorsa siz ne kadar iyi bir şey oluşturursanız oluşturun onları bir sonraki nesle aktarmakta sorunlar yaşarsınız. Çocuklarınıza küçük yaştan itibaren yavaş yavaş yaptığınız işin güzel yanlarını anlatmalı ve bu işin faydalarını bu işe dahil olmanın seçeneklerini ve özelliklerini onların akıllarına sokmalısınız.  Sizin lideri olduğunuz ve başarılı olduğunuz şirketi sizin genlerinizi taşıyan liderlik yapmak isteyen bireylere devretmek istiyorsunuz ancak bunu isterken onlara bu işin keyifli yanını göstermezseniz bu konuda başarılı olamazsınız. Genç arkadaşların yeni fikirlerine yaklaşırken dikkat etmek ve onların önünü kesmemek çok önemli. Her beraberlik gibi şirketlerinde bir gün bitebileceğini, birilerinin ayrılmak isteyeceğini birilerinin de ya da üretimin sona ereceğini bilmek ve ona hazırlıklı olmak lazım. Buna göre yedek alternatifler hazırlamak lazım” şeklinde konuştu. 

Konukların sunumlarının ardından interaktif ortamda soru cevap bölümü ile devam eden toplantı ANSİAD Başkanı Akın AKINCI ile Toplantı Başkanı Derya DALMAZ’ın TAİDER Önceki Dönem Başkanı Tekin URHAN’a, TAİDER Üyesi Feyyaz ÜNAL ve TAİDER Üyesi Temel Aycan ŞEN’e plaket takdimi ile sona erdi.

-ansiad bsn.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.27 10:13:54
Son Düzenlenme Tarihi :