SON DAKİKA

logo

Temizlik Yaparken Kimyasal Ürünlerden Gözünüzü Koruyun!

Ev temizliğinde kullanılan deterjan, lavabo açıcı gibi maddeler göze büyük zararlar veriyor. Yapılan temizliklerde yoğun olarak kullanılan bu kimyasal ürünlerin dozuna dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, “Çamaşır suyu, lavabo açıcıları gibi kimyasal maddeler bazen patlayıp direkt gözümüze gelebiliyor. Temizlik maddeleri yerinde ve kararınca kullanılmalı. Özellikle buhar çıkaran maddelerden mümkün mertebe uzak durulmalı ve ilaçların gözdeki yakıcı etkileri ortadan kalkana kadar ortam havalandırarak temizlik yapılmalı” dedi.

Temizlik yaparken kullanılan kimyasal maddeler, yemek pişirilirken sıçrayan kızgın yağlar göz yaralanmalarına sebebiyet veren durumlardır. Dünya Göz Etiler Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, Ramazan Bayramı öncesi yapılan temizliklere dikkat çekerek kimyasal ürünlerin dozunda kullanılması gerektiğini söyledi. Bazı ev içi yaralanmalarında hemen hastaneye gidilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Kubaloğlu, “Eğer çamaşır suyu, kezzap, lavabo açıcı gibi kimyasal bir maddeye maruz kalmışsak yapacağımız şey sadece yüzümüzü, gözümüzü bolca suyla yıkayıp bir an önce hastaneye gitmektir. Onun dışında evde bulduğu herhangi bir ilacı alıp ‘ben bunu damlatayım’ diye yaklaşmamak lazım. Çünkü bunların sonuçları körlüğe kadar gidebilmektedir” dedi. 

“EV İÇİ YARALANMALARIN EN ÖNEMLİ NEDENİ KİMYASALLARDIR” 

Göz aciline müracaat eden hastaların yaklaşık olarak yüzde 10’unda göz yaralanması olduğunu söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, “Bunun temel nedeni iş kazalarında, ev gibi ortamlardaki kimyasallara maruz kalmalarda veya çocukların oyun sıralarında yaralanmaları sonrası meydana gelen kazalardır. Ev içi yaralanmaların en önemli nedeni kimyasallarla meydana gelen kazalardır. Ya da çocukların oyun ortamında birbirlerine fırlattıkları şekilli cisimlerle meydana gelen göz kesilmeleri ve delinmeleri gibi yaralanmalarıdır. Kimyasallar genellikle iki gruptur ve ev ortamında da sıklıkla kullanırız. Bunlar bazik, alkali dediğimiz ajanlar özellikle temizleyici maddelerde amonyum içeren maddelerdir. Genellikle yüzey temizleyicileri, cam suyu, fırın temizleyicileri gibi maddeler bunları içermektedir. Bir de bahçemizde kullandığımız kimyasallarda gübrelerin içinde bu amonyum bulunur. İkinci grubu ise kostik sodalar oluşturur. Kostik soda çamaşır suyu, çamaşır açıcıları ya da boya açıcı gibi maddelerde kullandığımız kimyasallardır. Bunların da özellikle göze oldukça zararı vardır. Diğer bir grup da sönmemiş kireçtir. Bunlar bazik maddelerdir. Bazik maddelerin göze girişi çok hızlı olur. Hızla gözün tüm ön yüzeyini kaplar. Gözün şeffaf dokusundan içeri girer ve gözün ön tarafındaki tüm dokulara zarar verebilir. Bu bazik maddelerinden diğeri de lavabo açıcılarıdır. Lavabo açıcıların özellikle kontrolsüz uygulamalarında genellikle belli bir dozun üzerinde uygulandığında ve üzerine de farklı bir madde, özellikle asit gibi bir madde uygulandığında bir patlama şeklinde olup tüm göz ve cilt yüzeyini çok ciddi olarak etkileyebilmektedir. Diğer bir grup maddemiz ise asitler. Bunlar genellikle kezzap, tuz ruhu gibi ya da akülerin içinde bulunan sülfürik asit gibi oldukça tehlikeli maddelerdir” diye konuştu. 

“MUTLAKA DOKTORA MÜRACAAT ETMEK GEREKİYOR” 

Yaralanma olduğu zaman çocukların bunu genellikle söylemeyeceğini ifade eden Prof. Dr. Kubaloğlu, “Çocuklar korktukları ya da ailelerin izin vermediği bir şeye maruz kaldıkları için bunu saklama duygusu içindeler. Böyle bir duygu olduğu zaman çocukta daha ciddi bir hasar meydana gelebiliyor. Bu tür yaralanmalarda ya da çocukların kazalarında eğer gözde yaşarma, kanlanma, sulanma, ağrı ve görmeme hissi varsa mutlaka doktora müracaat etmek gerekiyor. Kimyasal maddelerle yaralanma normal göz hastalıklarında hastaların yüzde 3’ünü oluşturan ve körlüğe kadar gidebilen ciddi sonuçlu olan yaralanmalardır. Eğer çamaşır suyu, kezzap, lavabo açıcı gibi kimyasal bir maddeye maruz kalmışsak sadece yapacağımız şey yüzümüzü, gözümüzü bolca suyla yıkayıp bir an önce hastaneye gitmektir. Onun dışında evde bulduğu herhangi bir ilacı alıp ‘ben bunu damlatayım’ diye yaklaşmamak lazım. Çünkü bunların sonuçları körlüğe kadar gidebilmektedir. Diğer bazı yaralanmalarda ise özellikle evdeki tamirat gibi bir şeye maruz kaldığımızda göze bir yabancı cisim çarpabilir. Bu yabancı cismi çıkarmadan doktora gitmek lazım. Çünkü o cismin çıkarılması o sırada göze çok ciddi hasarlar verebilir. Bu tür durumlarda evde yapılacak hiçbir tedavi yoktur. Şüphe duyulduğunda mutlaka hastaneye müracaat edilmelidir” ifadelerini kullandı. 

“HASTANIN GÖZÜNÜ ÖZEL SOLÜSYONLARLA SAATLERCE YIKAYABİLİYORUZ” 

Göz yaralanmalarında hastanede uygulanan tedavi yöntemini anlatan Prof. Dr. Kubaloğlu şunları ekledi: 

“Hastayı muayene ettikten sonra eğer gözünde ciddi bir yaralanma varsa o hastanın gözünü özel solüsyonlarla saatlerce yıkayabiliyoruz. Ondan sonra hasarın ne derecede olduğunu anlıyoruz. İkinci aşamadaysa bazı testler yapıyoruz. Ama bu testler sadece o teşhise yönelik oluyor. Çünkü o durumlarda biz hastaya zarar vermemek açısından daha ileri bir değerlendirme yapmıyoruz. Bu değerlendirme yapıldığında eğer gözde bir kesilme, yaralanma varsa mutlaka onun tamir yoluna gidiliyor.” 

“HER ŞEYİ DOZUNDA KULLANMAK LAZIM” 

Ramazan Bayramına çok az kaldığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, “Hanımlar bayram dolayısıyla gerek tatlılar gerek ev temizliği gibi çok önemli bir hazırlık içindeler. Bu dönemde özellikle mutfakta yapabilecekleri en önemli şeylerden bir tanesi bir şey kızartırken, pişirirken mümkün mertebe koruyucu önlemler almalılar. Kimyasallarla yapılan temizliklerde ise her şeyi dozunda kullanmak lazım. Bunların kullanım talimatlarına çok iyi dikkat etmeleri gerekiyor. Özellikle çamaşır suyu, lavabo açıcıları gibi temizleyicileri çok fazla koymak daha iyi bir netice doğurmuyor. Bu kimyasal maddeler bazen patlayıp direkt gözümüze gelebiliyor. Temizlik maddeleri yerinde ve kararınca kullanılmalı. Özellikle buhar çıkaran maddelerden mümkün mertebe uzak durulmalı ve ilaçların gözdeki yakıcı etkileri ortadan kalkana kadar ortam havalandırarak temizlik yapılmalı. Güvenli bir şekilde temizliğin yapıldığı bir bayram hazırlığından sonra tüm vatandaşlarımızın sağlıklı huzurlu bir bayram geçirmesini diliyorum” dedi. www.dunyagoz.com/tr



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.01 18:57:11
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Kiracıya ’elektrik sayacı’ zulmü: Sayacı depoya taşıyıp kapısına çifte kilit vurdular

Antalya’da yaşayan 4 çocuk annesi Elif Atlı, ev sahibinin evi boşaltmaları için elektrik saatini söktüğünü, yandaki depoya taşıyıp kapısını da çift asma kilitle kilitlediğini söyledi. Kirayı yüzde 100 arttırmasına rağmen evden çıkmaya zorlandıklarını iddia eden Atlı, 3 gündür elektriksiz kaldıklar..

Antalya’da yaşayan 4 çocuk annesi Elif Atlı, ev sahibinin evi boşaltmaları için elektrik saatini söktüğünü, yandaki depoya taşıyıp kapısını da çift asma kilitle kilitlediğini söyledi. Kirayı yüzde 100 arttırmasına rağmen evden çıkmaya zorlandıklarını iddia eden Atlı, 3 gündür elektriksiz kaldıklarını söyledi.
Muratpaşa ilçesi Yeşilova Mahallesi’nde 2 katlı bir müstakil evin alt katında 4 yıldır kirada oturan Hatice Atlı, bir süre önce kira ücretini yüzde 100 arttırdı. İddiaya göre buna rağmen evi boşaltmalarını isteyen ev sahibi, geçtiğimiz çarşamba günü hem üst hem alt katın elektrik sayacını, yandaki bir depoya taşıdı. Bununla da yetinmeyen ev sahibi, kiracısının sigortasını kapatıp, depoya girilmemesi için kapıya 2 asma kilit vurdu. 40 dereceyi bulan sıcak havada 3 gündür elektriksiz kalan Atlı ve ailesi sorunlarının bir an önce çözülmesi için yetkililerden yardım istedi. Polis ekipleri de elektrik sayacının söküldüğüne dair tutanak tuttu.

"Kiramızı düzenli şekilde ödüyoruz"
Son dönemde yaşananları anlatan 4 çocuk annesi 30 yaşındaki Elif Atlı, 4 senedir oturdukları evin kirasını düzenli olarak ödediklerini söyledi. Ev sahibi ile aralarında sözleşme olmadığına değinen Atlı, "Başka bir yerde kiracıydım ama ev sahibimiz, tanıdık olduğu için bizim oturmamızı istedi. Biz de geldik. Ev sahibimizin annesi vardı, yaşlı ara ara onunla da ilgileniyorduk. Düzenli şekilde kiramızı ödüyorduk. Faturaları biz yatırıyor, kiradan kalan kısmı onlara veriyorduk. Anne öldükten sonra bizim evden çıkmamız istenmeye başlandı. Eşim pazarcı, ben serada çalışıyorum. Düzenli şekilde kiramızı ödüyoruz, daha önce elden ödediğimiz kira bedeli için IBAN numarası isteyince bizi evden çıkarmak istediğini söyledi" diye konuştu.

"Depoya aldırdı"
Bunun ardından olayların başladığını anlatan Atlı, "Biz çıkmayacağız demiyoruz, ev arıyoruz. Bu mahallede ev tutmak zorundayım, burada çalışıyorum, çocuklarımın okulu var. Her düzenim bu mahallede. Kent merkezindeki evlerin kiraları da çok yüksek. Ödeyemeyeceğim eve neden kiraya oturayım. Kendime uygun bir ev arıyorum. Ama ev sahibi eziyet ediyor. Geçtiğimiz çarşamba günü geldi özel bir elektrikçiyle elektrik saatini söktürdü ve depoya aldırdı. Bugün de geldi şalteri kapattı. Gerekli yerlere müracaat ettik. Polis merkezine gittik. Elektriğimiz açılmadı. Bir anda ev bulup nasıl çıkacağım. Hava sıcak, bugünün şartlarında bir günde nasıl taşınırsınız" dedi.

"Mağdur olduk"
3 gündür karanlıkta kaldıklarının altını çizen Atlı, "Mecburiyetten karanlıkta yaşıyoruz. Buzdolabımda etim, sebzelerim, kahvaltılık malzemelerim, ilaçlarımız var. Bozulmak üzere. Klima da açamıyoruz. Mağdur olduk. Elektriğimi 2 gündür açtıramıyorum. Herkesin vicdanına kalmış. Bunlar insanlığa yakışmayan davranışlar" dedi.
Öte yandan, ev sahibi ise konuyla ilgili açıklama yapmak istemedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.16 11:09:17
Son Düzenlenme Tarihi :





Mersin’de incirde rekolte sevinci

Mersin’in Mut ilçesinde 8 bin dekar alanda üretilen beyaz incirden bu sene yaklaşık 30 bin ton rekolte beklenirken, fiyatının bahçede 55 TL’nin altına inmemesi üreticisinin yüzünü güldürdü.
Mut ilçesi başta kayısı, erik, zeytin ve incir olmak üzere birçok ürünü üreterek hem yurt içine hem de yurt dışına satılmasını sağlıyor. Kayısı ve erik sezonunun tamamlanmasının ardından hasadı başlayan beyaz incirde de sona yaklaşılıyor. İlçede 8 bin dekar alan üretilen şehrin beyaz altını incirden bu sene 30 bin ton rekolte bekleniyor. İlçede üreticinin önemli gelir kaynaklarından olan beyaz incir rengi, aroması, tadı ve sevkiyata dayanıklılığı ile tercih ediliyor. Turfanda da kilogramı 65 liradan alıcı bulan incir hasatta sona doğru yaklaşılırken 55 liradan alıcı bulmaya devam ediyor. Geçen yıl 15-20 TL’ye kadar düşen incirin fiyatının bu sene 55 TL altına inmemesi üreticisinin yüzünü güldürmeye devam ediyor.
Hem üretici olan hem de tüccarlığını yapan 49 yaşındaki Mehmet Yıldız, “İncir alımı geçen ayın 25’inde başladı. İlk alımına 65 ile 70 liradan alımına başladık. Şu an incirin sonuna geliniyor. Şu an fiyatı 55 liradan devam ediyor. Üretici para kazanıyor. Ben hem üreticiyim hem alıcıyım. Alıyoruz ticaretini yapıyoruz” dedi.
Üretici Doğan Can Şahin ise “Biz üreticiyiz çiftçiyiz bu sene incir fiyatlarımız 65 liradan başladı incirin sonuna gelmemize rağmen bugün 55 liraya satıyoruz. Bu senen incirden güzel paralar kazandık ve gelirimiz çok güzel oldu” diye konuştu.
Mut İlçe Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri, Mut Kaymakamlığı ve İlçe Tarım Müdürlüğü öncülüğünde Mut incirinin coğrafi işaret marka çalışmalarının devam ettiği ve en kısa zamanda sonuçlanmasının da beklendiği belirtildi.
Öte yandan kuru incirin fiyatının ise bu sene 250 TL civarında olduğu ifade edildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.18 16:25:12
Son Düzenlenme Tarihi :