Orta saha bol, sol bek yok!
Britt Assombalonga’nın imza töreninde “Fırsat transferleri haricinde transferi noktaladık” açıklamasına karşın çalışmalarını sürdüren Antalyaspor, son olarak Hapoel Beer Sheva’dan İsrailli orta saha oyuncusu Ramzi Safouri ile 3 yıllığına anlaşmaya varmış; ancak 27 yaşındaki oyuncunun sağlık kontrollerinde ortaya çıkan menisküs problemi sebebiyle anlaşma iptal edilmişti. Ramzi Safouri sonrası B planını devreye sokan Antalyasporlu kurmaylar; daha önce görüşmeleri belirli aşamaya getirdikleri Dario Saric için Palermo ile yeniden masaya oturmuş ve İtalyan ekibi ile sıkı pazarlıklar sonucu el sıkışarak oyuncuyu önceki akşam Antalya’ya getirmişti.
Santrfor ve stoper hattındaki eksikliklerine
karşın orta saha transferine devam eden kırmızı beyazlılarda, bu bölgede forma
giyebilecek oyuncu sayısının 10’a çıkmasıyla, kadro planlamasına yönelik
eleştiriler de yüksek sesle dillendirilmeye başladı.
Hali hazırda Fredy Riberio, Erdal Rakip, Deni Milosevic ve Ufuk Akyol gibi orta saha menşeili oyuncuları barındıran kırmızı beyazlılar, transfer sezonunun hemen başında bonservisini elinde bulunduran genç Polonyalı Jakup Kaluzinski’yi de kadrosuna dahil etmişti. Mustafa Erdilman, Mevlüthan Ekelik ve Emre Uzun gibi genç oyuncuların da yer aldığı rotasyona kariyerinin büyük bir bölümünde 10 numara pozisyonunda forma giyen Sander van de Streek’i de dahil eden kırmızı beyazlılar, merkez orta saha oyuncusu Dario Saric ile anlaşmasıyla birlikte 10.orta saha oyuncusunu da takıma dahil etmiş oldu.
Ayrılık Gelebilir
Geride bıraktığımız sezon gençlere forma vermemesi sebebiyle yoğun eleştiri alan Nuri Şahin için bu sezon da aynı eleştiriler gelebilir. Zira genç teknik adamı Mustafa Erdilman, Mevlüthan Ekelik ve Emre Uzun’a forma şansı verebilmesi için; Fredy, Ufuk Akyol, Deni Milosevic ve Erdal Rakip ile birlikte yeni transferlerden Jakup Kaluzinski, Sander van de Streek ve Dario Saric’ten bir ya da birkaç tanesini kesmek zorunda kalacak.
Öte yandan 10 oyuncu içerisinden sürpriz ayrılıklar da gerçekleşebilir. Her ne kadar Nuri Şahin’in “şansı hak ediyor” demeci vermesine karşın Deni Milosevic için transfer tescil döneminin son gününe kadar gelecek tekliflerin değerlendirileceği öğrenildi. Geçtiğimiz sezon neredeyse forma şansı bulamayan genç oyunculardan Mustafa Erdilman ve Mevlüthan Ekelik için ise sezon içerisinde garanti olarak forma giyebilecekleri bir kulüp arayışında olunduğu bilgisine ulaşıldı. Kırmızı beyazlıların Angolalı orta sahası Fredy için de Süper Lig ve TFF 1.Lig’den birkaç takımın ilgisi olduğu biliniyor.
Orta sahada 3’lü bir kurgu ile oynayan Antalyaspor teknik direktörü Nuri Şahin’i sezon boyunca zor seçimler beklerken, sol bek pozisyonu içinse aynı şey geçerli değil. 34 yaşındaki çalıştırıcının elindeki tek sol bek menşeili oyuncu, 35 yaşındaki Güray Vural. Tecrübeli oyuncunun alternatifi olarak kadroda yer alan orta saha menşeili Erkan Eyibil ve sağ kanat menşeili Erdoğan Yeşilyurt görülse de, her iki oyuncunun kariyerleri boyunca toplamda sadece 6 kez sol bek oynamaları, sadece Antalyaspor teknik ekibini değil; Antalyasporlu taraftarları da düşündürüyor.
Kaynak : Salih ÖZGÜNSÜR
Ekleme Tarihi : 2023.08.25 09:19:57
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.08.31 11:00:37
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Asrın felaketine asrın dayanışması ile cevap vereceğiz”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’a geldi. Yılmaz, Kahramanmaraş Afet Koordinasyon Merkezi’ni ziyaret ederek yetkililerden brifing aldı.
“Asrın afetine asrın dayanışması ile karşılık vereceğiz”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, “İlk yaşandığı andan itibaren Cumhurbaşkanımızın liderliğinde depremle ilgili çalışmalar başlatılmıştır ve bugüne kadar da çalışmalarımız devam etmektedir. İnşallah depremlerin yaralarını devlet ve millet olarak hep birlikte saracağız. Büyük bir afet yaşadık, buna da asrın afeti diyoruz. Asrın afetine asrın dayanışması ile karşılık vereceğiz, başından beri bu anlayış ile hareket ediyoruz. İlk müdahaleler sonrasında geçici barınma çalışmaları aşağı yukarı tamamlandı. Önce çadır kentler sonra konteyner alanları oluşturuldu. Şimdi gündemimizde kalıcı konutlarının oluşturulup vatandaşlarımıza teslime edilmesi var. Ancak en az konutlar kadar önemli olan altyapının yenilenmesi, bu sıkıntıların giderilmesi bir taraftan da sosyal ve ekonomik hayatın normalleşmesi ve canlılığının kazanması. Dolayısı ile önümüzdeki süreçte bir taraftan kalıcı konutları inşa ederken diğer taraftan da altyapıyı geliştirmeye ve ekonomik hayatı canlandırmaya dönük adımlar atmaya hep birlikte devam edeceğiz” dedi.
“Toplamda 650 bin konutu inşa etme hedefimiz var”
Deprem bölgelerinde inşa edilecek olan kalıcı konutların inşası hakkında bilgiler veren Yılmaz, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bütün bakan arkadaşlarımızın, kurumlarımızın katkısı ile çalışmaları yürüteceğiz. Bugüne kadar da devlet ve millet el ele çok önemli çalışmalar yapıldı. Uzaktan konuşmak kolay, klavyelerin başına geçip cümleler kurmak da kolay. Ama bu tür olaylarda sahada olmak, vatandaşlarımızın en zor zamanında yanında olmak en değerli durum ve davranış. Kim taş üstüne taş koyduysa, kim depremzede vatandaşlarımızın elinden tuttuysa hepsine şükranlarımızı sunuyoruz. Yılsonuna kadar biliyorsunuz 1 yıl içerisinde 300 binden fazla konutu inşa etme ve toplamda da 650 bin konutu inşa etme hedefimiz var. Bir yandan da diğer yıkılan yapıları da hesaba kattığınızda 850 bine kadar çıkıyor bu rakam. Çok büyük bir faaliyet ama Allah’ın izni ile daha önceki depremlerde nasıl başarılı olduysak, nasıl yaraları sardıysak bu depremin de yaralarını saracağız” diye konuştu.
“Hem sosyal hayat hem de ekonomik hayat sağlam zeminler üzerinde gelişmeye devam edecek”
11 ilde meydana gelen yıkımların ardından hızlı bir toparlanma evresine girildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Depremin elbette moral bozucu bir tarafı var, ilk dönemlerde özellikle bu iş toparlanabilir mi, bu şehir ne olacak tarzında kaygılar oluşuyor. Ama benim nöbetçi bakan olarak Van’da örnek umutsuzluk örneği vardı, moral bozukluğu vardı. Depremden 2 sene sonra gittiğimde Van’ın nüfusu 50 bin artmıştı. Bu illerimizde de aynı tabloyu göreceğiz. Tabii ki belli bir sürece ihtiyacımız var ama bu sürecin sonunda bu illerimiz bir taraftan depremin yaralarını saracaklar, diğer taraftan gelecekte yaşanabilecek depremlere karşı da çok daha sağlam bir bünyeye kavuşmuş olacaklar. Gerek yüzyıllardır boşalmayan enerjinin boşalması, gerekse bu deprem sonrası yapı stokunun tamamına yakınını sağlıklı hale getirilmesi bu bölgelerimizi Türkiye’nin en güvenli bölgeleri haline getirecek. İnşallah gerek sosyal hayat gerek ekonomik hayat bu sağlam zemin üzerinde gelişmeye devam edecek” şeklinde konuştu.

