SON DAKİKA

logo

Kronik damar tıkanıklığında CTO işlemi yüzde 95 üzerinde başarı sağlıyor

Kronik damar tıkanıklığı tedavisinde CTO işlemiyle başarı oranının yüzde 95 üzerinde olduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Davran Çiçek, “Yeni yöntemler ve teknolojik malzemelerle kalpteki bütün damarları açabilecek nitelikteyiz. Damar açıldıktan 1 gün sonrası hastaları komplikasyonsuz bir şekilde taburcu ediyoruz” dedi.
Memorial Antalya Hastanesinden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Davran Çiçek, kalp ve damar hastalıkları tedavilerinde yeni teknoloji yöntemlerine ilişkin bilgiler paylaştı. Kalp hastalıklarının dünyadaki en sık ölüm nedenlerinin başında geldiğini belirten Prof. Dr. Davran Çiçek, kalp damar tıkanıklığında medikal, balon ve stent yöntemi, bypass cerrahisi olmak üzere 3 tedavi yöntemi olduğuna değindi. Hasta durumuna bağlı olarak ilk önce medikal tedavi seçeneğini uyguladıklarını ifade eden Çiçek, "Bu yöntemle stabile olan hastalarda mümkün olduğunca bu şekilde kalmaya çalışıyoruz. Daha sonraki aşamada da balon ve stent yöntemlerini uyguluyoruz. Büyük bir kısmını bu kategoride tedavi edebiliyoruz. Bu tedavinin uzun süre sonra sonlandığı noktada ise üçüncü aşamaya geçip bypass cerrahisine geçiyoruz. Günümüzde oranlayacak olursak hastalarımızın bu süreç içerisinde bypass cerrahisine gönderilmesi çok az bir kısmını oluşturuyor” diye konuştu.

“Son seçenek bypass cerrahisi”
Bypass cerrahisinin son seçenek olduğunu aktaran Çiçek, “Kalp damarlarında üç ana damar ile yan damarlar tıkandıysa, hastamız diyabet hastasıysa, kalp fonksiyonlarında bir kötüleşme var ise, balon ve stent, yeni nesil tedavilerini tamamen tüketmişsek bu durumda son seçenek olarak hastalarımıza bypass cerrahisi kararını veriyoruz” ifadelerini kullandı.

“Yeni yöntemler ve teknolojik malzemelerle kalpteki bütün damarları açabilecek nitelikteyiz”
Prof. Dr. Çiçek, son 20 yılda kalp ve damar tıkanıklığı tedavisinin oldukça geliştiğine dikkat çekerek, çoğu hastanın bypassa gönderilmeden tedaviye olumlu dönüş sağladığını aktardı. “Yeni yöntemler, malzemeler, stentler, balonlar ve kateterle beraber aslında kalpteki bütün damarları açabilecek nitelikteyiz” diyen Çiçek, hastaya nasıl bir fayda sağlanabileceğinin bilinmesinin oldukça önemli olduğuna vurgu yaparak, “Hastalarımızın damarları eğer eskiden tıkanmışsa buna kronik olarak adlandırıyoruz. Özellikle daha önce bypass yapılmış hastalarımızın yüzde 54 gibi bir oranında kronik damar tıkanıklığı mevcuttur. Bu hastalar kendilerini semptomatik olarak gizlerler. Hareketleri kısıtlanmıştır, ağrı olmayabilir, terleme olabilir. Göğüste baskı hissederler ve nefes darlığı çekebilirler. Yaşlı hastalar zaten çok fazla aktivite göstermediği için semptomlar gizlenir. Biz bu damarları yeni yöntemlerle ameliyatsız bir şekilde açtığımızda, hastaların yaşam kalitesi artmakta” şeklinde konuştu.

“5 unsura mutlaka dikkat edilmeli”
Kalp damar hastalıkları açısından hastalığı bulunan ya da bulunmayan tüm bireylerin 5 unsura dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Çiçek, “Tüm hastalarda eğer genetik yatkınlık, şeker hastalığı, hipertansiyon tedavi edilmemişse, kolesterol seviyesi yüksek ise ve sigara içmeye devam ederlerse, bu damar tıkanıklıkları tekrar edebilir. O yüzden bizim hayat tarzı değişikliği olarak adlandırdığımız bu 5 unsura mutlaka hastalarımızın dikkat etmeleri lazım. Biz ne kadar yeni yöntemler yapıp bu damarları açsak bile, hastalarımız bu faktörlere dikkat etmez ise kısa süre içerisinde damarları tekrar tıkanabilir. Hastalığı bulunmayanların da bu unsurlara dikkat etmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

“CTO ile damar açıldıktan 1 gün sonrası taburcu ediyoruz”
Kronik damar tıkanıklığı tedavisinde yeni teknolojiyle yöntemlerinden de bahseden Çiçek, şunları kaydetti:
“Kronik damar tıkanıklığının bypasslı hastaların yüzde 50’sinde, normal anjiyo yapılan hastaların yüzde 18 gibi büyük bir oranda görülen bir durum. Hastalarımızda tıkalı damarın aşağı kısımları, kılcal damarlarla beslenmeye devam ederler. Hastalarımız hayatlarına devam ederler fakat hayat standartları düşmüştür ve bunu fark etmeyebilirler. Çabuk yorulma, nefes darlığı, isteksizlik, cinsel fonksiyon bozukluğu gibi semptomlarla kendini belli edebilir. Bu hastalarımızı bypass ameliyatına vermeden, yeni yöntemlerle, yeni teknolojik alet ve cihazlarla bu damarları açabilmekteyiz. Bu normal anjiyografik işleme göre süresi biraz daha uzun. Anjiyografi 10-15 dakikada yapıyoruz ya da işlem süresi değişmekle beraber bazen yarım saat ya da bir saatte sürebiliyor. CTO işlemleri ise bazen 30 dakika, bazen 1,5-2 saat sürebilen bir işlemdir. Bu işlem için çok farklı malzemeler kullanıyoruz. Bu yöntemde, Japonya’da üretilen teller ile ABD’de üretilen mikro kateter dediğimiz damar açma cihazlarını kullanıyoruz. Hastaları bypass yapmadığımız için, sonuçta bir kesme, hastaların kapasite kaybı, uzun süre hastanede kalma gibi durumlar söz konusu olmuyor. Damar açıldıktan 1 gün sonrası hastaları komplikasyonsuz bir şekilde taburcu ediyoruz.”

“Başarı oranı yüzde 95’in üzerinde”
CTO işlemlerinin deneyimli operatörler ve yeni teknolojik malzemelerle yapılması gerektiğini vurgulayan Çiçek, “Bu işlem 10-15 yıl kadar önce yapılmaya başlandı. İlk başlandığı zaman dünya genelinde başarı oranı yüzde 70’ler civarındaydı ama bugün geldiğimiz noktada işlemdeki başarı oranı yüzde 95’lerin üzerine çıktı” dedi.

“Yaşam kalite ve süreleri artıyor, kalp fonksiyonlarında iyileşme sağlanıyor”
Çiçek, kronik damar tıkanıklığı geçiren hastaların bypass geçirmiş ya da geçirmemiş hastalar olabileceğine işaret ederek, “Eğer hasta daha öncesinde bypass geçirmemiş ise ve bu hastalarda kronik damar tıkanıklığı varsa, onları biz normal bir şekilde yatışını yapıp 1 gün içerisinde ameliyatsız bir şekilde taburcu ediyoruz. Eğer hasta şeker, sigara benzeri unsurlara dikkat edip ilaçlarını düzgün bir şekilde kullanırsa, ameliyat ihtiyacı olmadan 10-20 yıllar hayatına devam edebilir. Daha önce bypass yapılmış hastalarda ise yüzde 50’nin üzerinde damar tıkanıklığı olduğunu biliyoruz. Bu durum bypass olan hastaların yaşam kalitesini düşürmekte. Eğer bu hastalarda mutlak endikasyon bulursak, bu damarları açtığımız takdirde hem yaşam kalitelerini hem yaşam sürelerini hem de kalp fonksiyonlarında iyileştirme sağlıyoruz. Bu durumda hastalar sanki bypass geçirmemiş gibi yeniden hayatlarına devam edebiliyorlar” şeklinde konuştu.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.17 10:50:02
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Vali Yazıcı: Bu şehri mutlu etmek hepimizin görevi

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca belirlenen turizm strateji ve politikaları doğrultusunda Türkiye’nin turizm hedeflerine ulaşması, mevcut turizm olanaklarının dünya çapında tanıtılması ve pazarlanması, potansiyel turizm olanaklarının ise keşfedilerek geliştirilmesi ve kazandırılmasına ilişkin faaliyetleri yürütmek üzere kurulan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) ile ilgili toplantı Antalya Valiliği’nde gerçekleştirild

Toplantıya Vali Ersin Yazıcı’nın yanı sıra, Vali Yardımcısı Suat Seyitoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanlığı Genel Sekreteri Cansel Tuncer, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Özlenen Özkan, BAKA Genel Sekreteri Volkan Güler, ATSO Başkanı Davut Çetin, ANTAB Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gürbüz, TÜRSAB Başkanı Ferit Turgut, ATAV Başkanı Yeliz Gül Ege, THY Antalya İstasyon Müdürü Mustafa Tez, Fraport Genel Müdürü Deniz Varol ve AKTOB temsilcileri katıldı.

2022 Yılında Çok İyi Bir Sezon Geçireceğiz

Antalya’nın bir turizm şehri olduğunu bu yüzden de herkesin bir şekilde turizme katkı sunduğunu belirten Vali Ersin Yazıcı; “Geçen yıl kötü bir sezon geçirdik. Bu da Antalya’da yaşayan herkesi olumsuz yönde etkiledi. Rakamlarımız özellikle Ekim ayında çok iyi düzeye geldi. 2019 yılı bizim pik yılımız. Ben inanıyorum ki 2022’de, 2019’u geçeceğiz.” dedi.

Bu Yıl Herkesin Yüzü Gülüyor

Antalya’nın turizmle yaşayan bir şehir olduğunu vurgulayan Vali Yazıcı; “Turizmde güçlü kalabilmek, daha fazla misafir ağırlaya bilmek, dünyadan daha çok misafir çekebilmek için doğal olarak sürekli aktif olmamız lazım, sürekli tanıtım halinde olmamız lazım. Biz üst yöneticiler olarak bu şehrin turizmle yaşadığını turizmsiz olamayacağını geçen yıl gördük. Moral motivasyon açısından söylüyorum, ben bu yılla geçen yılı kıyasladığımda herkesin yüzü gülüyor. Özellikle esnafımızın morali iyi. Bu da turizmin olumlu hareketi. Daha iyi olabilirdi beklentilerimiz yüksek ama birçok insanında şükrettiğine bizzat şahidim. Bu şehri mutlu etmek de hepimizin görevidir.” şeklinde konuştu.

Vali Ersin Yazıcı’nın konuşmasının ardından, Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı tarafından yapılan sunumda, TGA’nın kurulma amacının destinasyon tanıtımı ve markalaşmayı arttırarak, Türkiye’de ki turizmin katma değerinin arttırılması olduğu belirtildi. Şehirlerin 3 grup ayrılarak tanıtımının yapılacağı; A Grubunda yer alan illerin sadece yurt dışı, B Grubundaki illerin hem yurt dışı hem yurt içi, C Grubunda yer alan illerin ise sadece yurt içine tanıtımının yapılacağı ifade edildi. Antalya’nın A grubunda yer aldığı ve yurt dışına tanıtımının yapılacağı vurgulandı.

TGA’nın, Go Türkiye adını verdiği tanıtım platformunun, ayda 8 milyon ziyaretçiye ulaştığını ifade ederek, Go Türkiye’nin önemli algoritmalar, dijital mecralar ve sponsorlarla çalışılarak da dünyadaki turizm algılarını, turizm hedeflerini, ziyaretçilerin deneyimlerini ve ziyaretçi yönlendirmelerini takip eden bir sistem olduğu belirtildi.

 

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.11.04 15:01:01
Son Düzenlenme Tarihi :





Antalya’da 2022 yılında 10 bin 123 ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi

Türkiye’de karayolu ağında 2022 yılında toplam 1 milyon 232 bin 957 adet trafik kazası meydana geldi. Turizm kenti Antalya’da ise 10 bin 123 ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi. Trafik kazalarında ölenler ve yaralananlar cinsiyetlerine göre incelendiğinde ise ölenlerin yüzde 76,7’sini ..

Türkiye’de karayolu ağında 2022 yılında toplam 1 milyon 232 bin 957 adet trafik kazası meydana geldi. Turizm kenti Antalya’da ise 10 bin 123 ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi. Trafik kazalarında ölenler ve yaralananlar cinsiyetlerine göre incelendiğinde ise ölenlerin yüzde 76,7’sini erkekler oluşturdu.
TUİK, 2022 yılı karayolu trafik kaza istatistiklerini paylaştı. Buna göre Türkiye’de karayolu ağında 2022 yılında toplam 1 milyon 232 bin 957 adet trafik kazası meydana geldi. Bu kazaların 1 milyon 35 bin 696 adedi maddi hasarlı, 197 bin 261 adedi ise ölümlü yaralanmalı trafik kazasıdır. Yıl içerisinde meydana gelen ölümlü yaralanmalı trafik kazalarının yüzde 82,5’i yerleşim yeri içinde yüzde 17,5’i ise yerleşim yeri dışında meydana geldi.
Trafik kazalarında 5 bin 229 kişi hayatını kaybederken 288 bin 696 kişi yaralandı
Türkiye’de 2022 yılında meydana gelen 197 bin 261 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası sonucunda 2 bin 282 kişi kaza yerinde, 2 bin 947 kişi ise yaralanıp sağlık kuruluşlarına sevk edildikten sonra kazanın sebep ve tesiriyle 30 gün içinde hayatını kaybetti.

Trafik kazalarındaki toplam ölü sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,5 azaldı
Türkiye’de 2022 yılında bir önceki yıla göre trafikteki motorlu kara taşıtı sayısı yüzde 4,9 artarken, toplam kaza sayısı yüzde 3,9, ölümlü yaralanmalı kaza sayısı yüzde 4,9, maddi hasarlı kaza sayısı yüzde 3,7 ve yaralı sayısı yüzde 5,1 arttı. Toplam ölü sayısı ise yüzde 2,5 azaldı.

Trafik kazalarında ölenlerin yüzde 44,9’unu sürücüler oluşturdu
Ülkemiz karayolu ağında 2022 yılında gerçekleşen trafik kazalarında ölen kişilerin yüzde 44,9’u sürücü, yüzde 31,8’i yolcu, yüzde 23,3’ü ise yayadır. Trafik kazalarında ölenler ve yaralananlar cinsiyetlerine göre incelendiğinde ise ölenlerin yüzde 76,7’sinin erkek, yüzde 23,3’ünün kadın, yaralananların ise yüzde 69,4’ünün erkek, yüzde 30,6’sının kadın olduğu görüldü.

Kazaya neden olan kusurlar içinde sürücü kusurları yüzde 86,8 ile ilk sıradadır
Türkiye’de 2022 yılında ölümlü yaralanmalı trafik kazasına neden olan toplam 235 bin 176 kusura bakıldığında kusurların yüzde 86,8’inin sürücü, yüzde 9,5’inin yaya, yüzde 2,1’inin taşıt, yüzde 1,2’sinin yolcu ve yüzde 0,4’ünün yol kaynaklı olduğu görüldü.

Ölümlerin yüzde 54,9’u tek araçlı kazalarda oluştu
Kazaya karışan taşıt sayısına göre kazaların sonuçları değerlendirildiğinde, kaza sonucundaki ölümlerin yüzde 54,9’u tek araçlı, yüzde 39,2’si iki araçlı ve yüzde 5,9’u çok araçlı kazalarda meydana geldi. Yaralanmaların ise yüzde 51,6’sı iki araçlı, yüzde 41,5’i tek araçlı ve yüzde 6,9’u çok araçlı kazalarda oluştu. Ölümlü yaralanmalı kazaların yüzde 50,1’i iki araçlı, yüzde 44,3’ü tek araçlı ve yüzde 5,6’sı ise çok araçlı kazalardan oluştu.

Ölümlü yaralanmalı kazaların yüzde 66,9’u gündüz meydana geldi
Ülkemiz karayolu ağında 2022 yılında meydana gelen 197 bin 261 ölümlü yaralanmalı kazanın yüzde 66,9’u gündüz, yüzde 30,6’sı gece ve yüzde 2,5’i alacakaranlıkta oldu.
Antalya’da ise 2022 yılında 10 bin 123 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi. Isparta’da bin 270 Burdur’da bin 160 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.25 11:18:40
Son Düzenlenme Tarihi :