SON DAKİKA

logo

ANTGİAD Başkanı Osman Sert: “Antalya’da konuta talep devam ediyor”

Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD) Başkanı Osman Sert, Antalya’da konuta olan talebin devam ettiğini belirterek, "Son açıklanan Mart ayı TÜİK verilerine baktığımızda konut satış sayısında İstanbul ve Ankara’nın arkasından 3. durumdayız. Nüfusu Antalya’dan daha fazla olan İzmir ve Bursa’nın önündeyiz. Yabancıya konut satışında ise listenin en tepesindeyiz” dedi.
14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimleri için adayların belirlendiğini ve seçimlerin bir demokrasi şenliği şeklinde gerçekleşmesini arzu ettiklerini kaydeden ANTGİAD Başkanı Osman Sert, “Türkiye, hedefleri olan, potansiyeli yüksek bir ülkedir. Halkımız, 14 Mayıs’ta ülkemizin potansiyelini ortaya çıkarabilecek yönetim kadrolarını belirlemek için yine sandığa gidecek. Bu sürecin, ayrışmaya değil aydınlık Türkiye vizyonunda bütünleşmeye vesile olan, cumhuriyetin 100. yılına yakışır olgunlukta bir demokrasi şenliği şeklinde gerçekleşmesini diliyoruz” diye konuştu.

“Antalya’da konuta talep devam ediyor”
Antalya’da kiraların bir sene öncesinin 3,62 katına çıktığını ifade eden Başkan Sert, şu ifadelere yer verdi:
“Hatta 1 yıllık süreçteki aylık raporlar incelendiğinde ’Önceki raporlarımızda belirttiğimiz gibi Antalya en yüksek kira artış oranının gözlemlendiği il olmuştur’ cümlesinin maalesef tekrarlandığı görülmektedir. Merkez Bankası verilerine göre bölgemizde konut fiyat endeksi bir sene içinde yine yaklaşık 3 katına çıkmış durumdadır. Oysaki ne işverenin ne de çalışanın geliri bu oranda artmadı. Emlak rantından kazanılan parayı biz üreterek, çalışarak, emek vererek kazanamadık. Son açıklanan Mart ayı TÜİK verilerine baktığımızda konut satış sayısında İstanbul ve Ankara’nın arkasından 3. durumdayız. Nüfusu Antalya’dan daha fazla olan İzmir ve Bursa’nın önündeyiz. Yabancıya konut satışında ise listenin en tepesindeyiz. Bu veriler ve süregelen talep, Antalya’da barınma sorununun kendi haline bırakılamayacağını açıkça göstermektedir.”

"Diğer taraftan birçok iş insanı da yaşanan kira artışlarını karşılayamıyor"
“ANTGİAD olarak bir süredir yeni yatırımları, yeni iş fikirlerini, kente vizyon verecek projeleri değil Antalya ekonomisinin dinamiği olan insan kaynağımızı nasıl koruyacağımızı konuşur olduk” diyen Başkan Sert, “İş insanı arkadaşlarımız yüksek nitelik istenmeyen işlerde bile asgari ücretin üzerinde bedelle çalışacak kişi bulamadıklarını söylüyorlar. İş başvurularında adaylara ilk sorumuz nitelikleri değil, ’Antalya’da yaşayacak yeriniz var mı?’ oluyor. Çünkü ortalamanın üzerinde ücret alan bir çalışanın bile astronomik artan kiraları karşılamasının ve temel standartlarda bir hayat yaşamasının mümkün olamayacağını ve işine odaklanamayacağını biliyoruz. Diğer taraftan birçok iş insanı da yaşanan kira artışlarını karşılayamıyor, iş yerini tasfiye ya da başka yere taşıma yoluna gidiyor” şeklinde konuştu.

“Boş konut vergisi, fazla konuta ekstra vergi gibi önlemler konuşulmalı”
Konutu bir yatırım aracı olmaktan çıkaran, herkesin ulaşması gereken bir barınma aracı olarak gören düzenlemelerin acilen ulusal düzeyde konuşulması gerektiğini düşündüklerini belirten Başkan Sert, “Bu çerçevede Kanada gibi ülkelerde uygulanmış ve başarıya ulaşmış boş konut vergisi gibi adımlar meclisin gündemine girmelidir. Belli sayının üzerinde konut sahibi olandan ekstra vergi alınması gibi uygulamalar kamuoyunda ve akabinde mecliste daha ciddi konuşulmalıdır. Bir tarafta barınma ihtiyacını karşılayamayan insanlar varken diğer tarafta konut alabilenin koleksiyon yaptığı süreci sonlandırmalıyız. Konut, barınma aracı olarak görülmelidir, biriktirilecek bir meta olmamalıdır. Konut sahipliğinin rantı ve tasarruflar üretime, sanayiye, yeni iş fikirlerine yönlendirilmelidir. Böylece ülkemiz üretimle, istihdamla zenginleşme imkanına sahip olacaktır” sözlerine yer verdi.

"Antalya için durum daha acil"
Antalya için ise konunun aciliyetine binaen özel tedbirlerin devreye alınması gerektiği belirten Başkan Sert, “Bu çerçevede ilk olarak yabancıya konut satışının süreç normalleşinceye, ilimizdeki konut arzı talebi karşılayacak düzeye ulaşana kadar durdurulması gerektiğini düşünüyoruz. Antalya, kontrolsüz büyümeye teslim edilemeyecek değerde bir şehirdir. İlimizde göç kaynaklı hızlı büyüme, çağdaş kentleşme ilkelerinden ve ekonominin dinamiklerinden taviz verilmeden kontrol altına alınmalıdır. Bu çerçevede Antalya’ya göç sınırlandırılıp, ilimizde çalışan alt-orta gelir düzeyindeki vatandaşlarımızın erişebileceği imkanlarda sosyal konut projeleri devreye alınmalıdır. Bunlar ilk etapta aklımıza gelen önerilerdir. Tüm bu öneriler ve daha fazlası kamuoyunda konuşulmalı ve bir an önce adımlar atılmalıdır. Aksi taktirde Türkiye turizm ve tarımının lokomotifi olan Antalya ekonomisinin dinamizmini ve katma değerini sürdüremediğini görmemiz muhtemeldir. Turizm de tarım da emek yoğun sektörlerdir. İnsan kaynağımız ne kadar güçlüyse bu sektörlerimiz de o kadar güçlüdürler. Sektörleri bilen, tecrübe kazanmış insan kaynağımızı kaybedersek önümüzdeki süreçte katma değerli üretimden ve refah artışından söz etmemiz mümkün olamaz” açıklamasına yer verdi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.19 14:18:20
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






TİROİD İLE İLGİLİ MERAK EDİLEN 10 SORU VE YANITI

Tiroid kanseri, diğer kanser türlerine oranla iyi seyir gösteriyor ve kadınlarda, erkeklere oranla daha sık ortaya çıkıyor. Tüm dünyada troid kanserinin görülme sıklığında ortaya çıkan %100’ün üzerinde artışa ise radyasyona maruziyet, teknolojinin günlük yaşamın içinde olması, genetik yatkınlık ve düzenli tarama yöntemleri ile çok küçük nodüllerin saptanabilmesi neden oluyor. Peki, her tiroid nodülü kanser mi? Ne zaman doktora başvurmalı ve ne sıklıkla tarama yaptırılmalı? Memorial Ataşehir/Hizmet Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Çitgez, 25-20 Mayıs Tiroid Farkındalık Haftası’nda, tiroid hastalıkları ve kanserleri ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı. 

 

1- Her nodül kanser midir? 

 

Çoğunlukla görüntüleme veya fizik muayene sırasında tesadüfen saptanan tiroid nodülleri yetişkin popülasyonun yarısını etkilemektedir. Yüksek yayınlık oranına rağmen genellikle belirti vermeyen tiroid nodüllerinin yalnızca %10-15'i kötü huylu tümör olarak kendini göstermektedir. Tiroid nodüllerini değerlendirmede önemli olan iyi huylu nodüllerde hasta özelinde tedavi uygulanması ve düşük risk oluştursa da tıbbi müdahaleden fayda sağlayacak kötü huylu nodüllerin belirlenmesidir.

 

2- Tiroidin kanser dışı hastalıkları nelerdir?

 

Tiroid hastalığının iki ana tipi hipotiroidizm ve hipertiroidizmdir. Her iki duruma da tiroid bezinin çalışma şeklini etkileyen diğer hastalıklar neden olabilmektedir. Hipertiroidizm semptomları kaygı ve sinirlilik hali, hiperaktivite, uykusuzluk, yorgunluk, ısıya duyarlılık, kas güçsüzlüğü, ishal, normalden daha sık idrara çıkmak, susuzluk hissi, kaşıntı ve cinsel isteksizliktir. Hipotiroidizm belirtileri durumun ciddiyetine bağlıdır. Sorunlar genellikle birkaç yıl içinde yavaş yavaş gelişir. Yorgunluk ve kilo alımı gibi hipotiroidizm semptomları çabuk fark edilmez. Ancak metabolizma yavaşlamaya devam ettikçe daha belirgin problemler gelişebilir. Hipotiroidizm belirtileri yorgunluk, soğuğa karşı intolerans, kabızlık, kuru cilt, kilo alımı, şişmiş yüz, boğuk ses, kaba saç ve cilt, kas güçsüzlüğü, kas ağrıları, kaslarda hassasiyet ve sertlik, normalden daha şiddetli veya düzensiz olan adet döngüleri, saç dökülmesi, yavaşlamış kalp hızı, depresyon ve unutkanlığı içermektedir.

 

3- Tiroid nodülü nasıl fark edilir? 

 

Tiroid nodüllerinin çoğu belirti göstermeden ortaya çıkmakta, fizik muayenede veya tesadüfen diğer görüntüleme işlemleri sırasında yakalanmaktadır. Yakındaki yapıları sıkıştıran kötü huylu veya belirti gösteren nodüller için cerrahi gerekebilir. Bu nedenle tedavinin ilaçla mı yoksa cerrahi müdahale ile mi yapılacağının belirlenmesi için ileri tetkikler istenebilir. Tiroid nodülleri için tercih edilen görüntüleme yöntemi ultrasondur ve ultrason rehberliğinde ince iğne aspirasyon biyopsisi tercih edilen doku örneklenmektedir. Bir santimetre ya da daha büyük nodüller, ultrasonda şüpheli görünüme sahip nodüller veya kötü huylu nodül riskini daha iyi ölçmek için hücresel analiz gerekir. Ameliyat öncesi biyopsi ve patolojik tanı, hastayı ikinci kez ameliyat riskinden kurtarmaktadır.

 

4- Tiroid kanseri belirtileri nelerdir? 

 

Çoğu tiroid kanseri, hastalığın erken döneminde herhangi bir belirti veya semptoma neden olmamaktadır. Tiroid kanseri büyüdükçe boyunda ele gelen yumru, dar gömlek yakalarının çok sıkı hale geldiği hissi, artan ses kısıklığı da dahil olmak üzere sesinizdeki değişiklikler, yutma güçlüğü, boyundaki şişmiş lenf düğümleri, boğaz ve boyunda ağrı gibi semptomlara neden olabilmektedir.

 

5- Tiroid kanseri vücuda yayılır mı?

 

Tiroid kanseri bazen yakındaki lenf düğümlerine veya vücudun diğer bölgelerine yayılabilmektedir. Yayılan kanser hücreleri, ilk tanı konulduğunda veya tedavi sonrası takiplerde saptanabilir. Tiroid kanserlerinin büyük çoğunluğu ise hiç yayılım yapmaz.

 

 

6- Tiroid kanserinde tedavi nasıldır? Kemoterapi gerekli midir?

 

Tiroid nodülü küçük ve tek taraflıysa nodül bulunan kısım çıkarılırken, büyük bir tiroid nodülü varsa tüm tiroid alınmaktadır. Ameliyat sonrası kan dolaşımına katılarak var olabilecek kanser hücrelerini yok eden radyoaktif iyot tedavisi, radyoterapi, kemoterapi ve hedefe yönelik tedaviler gerekli hastalarda uygulanabilir. Kemoterapi, tiroid kanserini tedavi etmek için nadiren kullanılır, ancak bazen vücudun diğer bölgelerine yayılmış tiroid kanserinin agresif ve nadir görülen türünde tercih edilebilir. Kemoterapi tedavisi süreci kanserli hücreleri öldüren güçlü ilaçlar almayı içerir. Tiroid kanserini tedavi etmez, ancak semptomları kontrol etmeye yardımcı olabilir.

 

7- Tiroid kanseri genetik midir? Ailede tiroid tespit edilirse ne yapmak gerekir? 

 

Dokularda oluşan kanser tipleri arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Medüller olmayan tiroid kanseri papiller, foliküler ve anaplastik türleri içermektedir. Tiroid kanserlerinin büyük çoğunluğu, yaklaşık %70 ila %80'i papiller tiroid kanseridir ve genellikle hastalığın agresif olmayan ve yüksek oranda tedavi edilebilir bir şeklidir. Bu vakaların çoğu seyrek olarak ortaya çıktığından veya herhangi bir belirgin genetik geçişe bağlı olmadığından, kişisel veya aile öyküsünde tekil bir papiller tiroid kanseri vakası olan birine genetik danışmanlık veya test önerilmektedir. Cowden sendromu, ailesel yani genetik olarak geçen koşullarda meydana gelmektedir. Bu nedenle ailede bir kişide tiroid kanseri varsa, erkenden teşhis etmek için diğer aile bireylerine de tiroid ultrasonu çekilmesi önerilmektedir. Papiller tiroid kanseri öyküsü bulunan yakın akrabası olan bir aileye sahip kişilerde de ultrason ile tiroid kanseri taraması yapılmalıdır. Medüller tiroid kanseri ile ilişkili olan tip 2 (MEN2) kalıtsal bir hastalıktır. Bu tip tiroid kanseri olan tüm bireyler, genetik danışmanlık için sevk edilmeli ve genetik test önerilmelidir. Bir ailede RET geninde bir mutasyon tespit edilirse, koruyucu cerrahiden (tiroidektomi) yararlanabilmeleri için diğer akrabalarda bu durumu teşhis etmek önemli olacaktır. Genel olarak, hastalar tiroid bezleri çıkarıldıktan sonra uygun ilaç tedavisi ve takip ile uzun, kaliteli ve aktif bir yaşam sürebilmektedir.

 

8- Tiroid kanseri diğer kanser türlerine göre daha mı az risklidir?

 

Tiroid kanseri olan çoğu hasta için prognoz yani hastalığın ileriki dönemde nasıl etkileneceğine dair sonuçlar mükemmeldir. Hastaların genelinde tiroid kanserinin yaşamı tehdit edici olmadığı ve tedavi edilebilir olduğu anlamına gelmektedir. Ancak küçük bir hasta grubunda hastalık ilerlemiş olabilir.

 

9- Tiroid hastalığının kilo ile ilişkisi var mı? 

 

Hipotiroidizmi olan bir kişide bazal metabolik hız azaldığından, aktivitesi azalmış bir tiroid bezi genellikle bir miktar kilo alımı ile ilişkilidir. Kilo alımı, daha şiddetli hipotiroidizmi olan kişilerde fazla görülür. Bununla birlikte, hipotiroidizme bağlı bazal metabolik hızdaki azalma genellikle hipertiroidizmde görülen belirgin artıştan çok daha az dramatiktir ve tiroidin daha az aktif olması nedeniyle ağırlıkta daha küçük değişikliklere yol açmaktadır. Hipotiroid bir kişide kilo alımının nedeni de karmaşıktır ve her zaman aşırı yağ birikimi ile ilişkili değildir. Hipotiroid bireylerde kazanılan ekstra kiloların çoğu, aşırı tuz ve su birikiminden kaynaklanır. Kilo alımı nadiren hipotiroidizm ile ilişkilidir. Hipotiroidizmin mevcut tek semptomu kilo alımıysa, bunun yalnızca tiroide bağlı olması daha az olasıdır. Hipertiroidizm durumunda ise vücudun normalde olduğundan daha fazla enerji kullanması söz konusudur ve bu da kilo kaybına neden olabilmektedir.

 

10- Tiroid hastalığı veya kanseri gebeliği etkiler mi? 

 

Aktif hipertiroidizmi olan kişilerin gebelik sırasında antitiroid ilaçlaı alması gerekir. Bunlar plasentaya geçtiğinden, bebeğin etkilenme olasılığı daha düşük olacak şekilde mümkün olan en düşük doz ile reçete edilmektedir. Hipertiroidizm için başka bir tedavi olan radyoaktif iyot hamilelik sırasında kullanılamaz. Eğer hipertiroidizm kontrol altında değilse, hamileliğin erken evrelerinde düşük yapma riskini artırabilir. Bu nedenle gebelik sırasında ilaç kullanmak istemeyen anne adayları, gebelik öncesinde Graves Hastalığı için radyoaktif iyot tedavisi veya ameliyat seçeneğini tercih edebilir. Antitiroid ilaçların dozu çok yüksekse, bebeğin tiroidi yetersiz hale gelebilir ve bebekte guatr gelişebilir. Bu nedenle gebe kalma planı öncesinde doktor kontrolünde ilaç kullanımı düzenlenmeli ya da bırakılmalıdır. Tedavi edilmemiş aşırı aktif tiroid bezi, gebelik için antitiroid ilaç almaktan daha büyük risk taşımaktadır. Hamilelikte yüksek tansiyon, bebeğin zayıf büyümesi ve erken doğum gibi komplikasyonlara yol açabilir. İlaç dozunun uygun olup olmadığının kontrolü için gebelikte tiroid fonksiyon testlerinin düzenli olarak yapılması gerekir.

 

Hipotiroidizmi de tedavi edilmediğinde gebelikte erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve solunum sıkıntısına yol açabilir. Hipotiroid anneyi tedavi etmek için tiroid hormon tedavisi kullanılır ve ilacın dozu, bireyin tiroid hormon seviyelerine bağlıdır. Gebeliğin ilk yarısında tiroid hormon düzeyleri 4 haftada bir kontrol edilmelidir. Tüm yenidoğanlar için rutin tarama ise, tiroid hormon düzeylerinin test edilmesini içerir.

 

Gebelikte tiroid kanseri tespit edilmesi durumunda, tümör yavaş yayılımlı olduğu için pek çok hastada ameliyat için doğum sonrası beklenebilir. Ancak kanser hızla büyüyorsa veya tiroidin dışına boyundaki lenf bezlerine yayılmışsa, ameliyat gebelik sırasında yapılabilir. Bunun için en uygun zaman, ikinci trimesterdir. Birinci ve üçüncü trimesterlarda da hastalar güvenli sonuçlarla tiroidektomi olabilse de bu zaman çerçevesi ideal değildir. Yine de agresif hastalık durumunda tedavi için önerilir. -HBR.MRK


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.26 16:26:41
Son Düzenlenme Tarihi :





ALKÜ Rektörü Türkdoğan’dan, öğrencilere mesaj

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, 2023-2024 öğretim yılının başlamasıyla birlikte öğrencilere, “Yeni dönemin bizlere ufkun ötesini gösteren bir yıl olmasını diler, başta akademisyenlerimiz olmak üzere idari personelimiz ve öğrencilerimiz için sev..

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, 2023-2024 öğretim yılının başlamasıyla birlikte öğrencilere, “Yeni dönemin bizlere ufkun ötesini gösteren bir yıl olmasını diler, başta akademisyenlerimiz olmak üzere idari personelimiz ve öğrencilerimiz için sevgi ve başarılarla dolu bir yıl olmasını temenni ederim” dedi.
ALKÜ Senatosu tarafından 2023-2024 öğretim yılının 2 Ekim’de başlama kararı almasının ardından yeni dönem 16 bin 675 öğrencinin; Kestel, Akseki, Gazipaşa ve Konaklı yerleşkelerine gelmesiyle başladı.
ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, sınıflarda yerini alan öğrencilere videolu mesaj yayımlayarak yeni dönemin hayırlı olmasını diledi.
Rektör Türkdoğan mesajında, “Kıymetli öğrencilerimiz, öncelikle, sizleri yeni başladığınız bu heyecan verici yolculukta selamlıyor, 2023-2024 Öğretim Yılının size, bilgi ve deneyimlerle dolu bir dönem getirmesini diliyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılında yeni ufuklara giden yolda akademisyenlerimiz, idari personelimiz ve öğrencilerimizle birlikte yürümekten büyük kıvanç duyduğumu özellikle belirtmek isterim. Üniversite, bilginin ve keşiflerin sonsuz dünyasıdır. 2023-2024 Öğretim Yılı, sizin için yeni fırsatların, deneyimlerin ve başarıların kapısını aralayacak. Üniversite sadece derslerle sınırlı değil, aynı zamanda yeni arkadaşlar edinmek, farklı kültürleri tanımak ve kendinizi kişisel olarak geliştirmek için iyi bir fırsattır. Kendinizi keşfedin, ilgi alanlarınızı genişletin ve tutkularınıza sadık kalın. Bu saydığım başlıklar ilerideki kariyerinizin temelini oluşturacaktır. Ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmak ve ileriye daha hızlı giden bir Türkiye için bilimsel ve çağdaş eğitime daha fazla önem vermemiz gerektiği bilinciyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi kafi değildir.” sözünü hatırlatarak 2023-2024 Öğretim Yılının bizlere ufkun ötesini gösteren bir yıl olmasını diler, başta akademisyenlerimiz olmak üzere idari personelimiz ve öğrencilerimiz için sevgi ve başarılarla dolu bir yıl olmasını temenni ederim” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.02 17:04:01
Son Düzenlenme Tarihi :