SON DAKİKA

logo

BAŞKAN ŞÜKRÜ SÖZEN BELEDİYE PERSONELİYLE BAYRAMLAŞTI

SÖZEN ATA GELENEĞİ SÜRDÜRDÜ
Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, belediyede çalışan personeliyle iş yerlerini ziyaret ederek bayramlaşma geleneğini bu bayram da sürdürdü. Sözen, Ramazan Bayramı öncesinde Manavgat Belediyesi Huzurevi’ndeki büyükleri de ziyaret ederek ellerini öptü. 

BABASI ve DEDESİ DE BELEDİYE BAŞKANI
Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, bu Ramazan Bayramı öncesinde belediye personeliyle bayramlaşmayı ihmal etmedi. Kendisi gibi Manavgat’ta daha önce belediye başkanlığı yapan Babası İbrahim Sözen ve dedesi Şükrü Sözen’in geleneğini sürdüren Başkan Sözen, bayram öncesinde işyerlerini ziyaret etmek suretiyle belediyede çalışan personelleriyle bayramlaştı. Başkan Sözen sabah erken saatlerde ilk olarak Manavgat Belediyesi Fen İşleri ve Park Bahçeler Şantiyelerinde çalışanlarla bayramlaştı.

İYİ DİLEK VE TEMENNİLER
Başkan Sözen’e ziyaretler sırasında belediye başkan yardımcıları Mustafa Ceylan, İsmail Hakkı Ödevoğlu, Levent Ardıç, Semra Öztürk, Hakime Yılmaz ve Özel Kalem Müdürü Hatice Sözen de eşlik etti. Başkan Sözen daha sonra Boğaz Otel, Side Ek Hizmet binası, Temizlik İşleri Şantiyesi, Sarılar Kreş ve Gündüz Bakımevi, Manavgat Belediye Başkanlığı hizmet binası, Atatürk Kültür Merkezi ve AKM’de Zabıta Müdürlüğü memurları ile bir araya geldi. Bütün çalışanlar Başkan Sözen’i ayakta karşıladı. Tek tek personelin elini sıkıp Ramazan Bayramlarını tebrik eden Başkan Şükrü Sözen, herkesin aileleriyle birlikte mutlu bir bayram geçirmelerini temenni ettiğini söyledi.

BÜYÜKLER VE KÜÇÜKLERİ UNUTMADI
Başkan Sözen, ülke olarak zorlu bir süreçten geçildiğini dile getirerek bu bayramın birlik, beraberlik, kardeşlik ve hoşgörüye vesile olmasını dilediğini söyledi. Başkan Sözen huzurevi sakinleriyle de bahçede keyifli bir sohbet yaptı. Huzurevi’nde yaşayan büyüklerin ellerini öpen Başkan Sözen, dilek ve şikayetleri dinledi. Huzurevi sakinleri Başkan Sözen’in bayram ziyaretinden çok mutlu olduklarını dile getirerek, “Kendisi bizi hiçbir bayram unutmuyor. Bunun dışında da her fırsatta uğrayarak halimizi hatırımızı soruyor. Ziyaretinden çok memnun olduk. Allah başkanımızdan razı olsun” dedi. Sözen ardından Sarılar Kreş ve Gündüz Bakımevi’nde de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na hazırlanan miniklere bayram çikolatası ve hediyeleri dağıttı. 

-BLD.BSN.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.19 15:38:20
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Bakan Çavuşoğlu: “Şimdiden gaz ticaretinde önemli bir ülke haline geldik”

Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, “Şu anda Doğu, Güneydoğu Avrupa ve Balkanlar başta olmak üzere Avrupa’ya gaz tedariki yapmaya başladık. Azerbaycan’dan gelen boru hattının kapasitesini iki katına çıkarıyoruz. Cezayir ve Nijerya gibi 15 farklı ülkeden LNG’yi tankerle getiriyoruz, terminallerde gaza dönüştürüp boru hattı ile gaz ihracatı ve ticaretine başladık. Bulduğumuz doğal gazın bir kısmını sisteme bağladık, bu bizim için yeterli değil. Şimdiden gaz ticaretinde önemli bir ülke haline geldik” dedi.
Antalya Ticaret Borsasının (ATB) düzenlediği Kent Buluşmaları’nın Mayıs ayı toplantısı gerçekleştirildi. ATB Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen Kent Buluşmaları’nın bu ayki konuğu Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu oldu.
Konuşmasına deprem bölgesine Antalya’dan yapılan yardımlar için teşekkür ederek başlayan Bakan Çavuşoğlu, “Depremzedelere sahip çıktınız. Elbette doğal afetlere karşı çaresiz kalıyoruz ama yaraları sarmak için devlet millet el el çalışıyoruz. En kısa sürede bu şehirleri yeniden inşa edeceğiz. Antalya’mızın ticareti her geçen gün artıyor, şirket sayısında Türkiye ortalamasında yüzde 25 artış var, Antalya’da yüzde 58 artış var. Şehirden ihracatımız 2 milyar dolara çıktı. Tarım ürünleri ihracatımız ise 800 milyon dolar oldu. Bizim görevimiz üreticimizi desteklemektir. Ürünleri satarken içeride ve dışarıda önündeki engelleri kaldırmaktır. Antalya’mıza sahaya indiğimiz günden bu yana neler yaptığımız hizmetleri gözden geçirdik. Sorunları çözüyoruz ve çözmeye devam ediyoruz. Demirkapı tünelinin açılışını gerçekleştirdik. Özellikle kamyonlarımız zorlanmadan Türkiye’nin her tarafına gidecek. Kumluca yolumuz gitti. Antalya Alanya otobanının ihalesi 16 Haziran’da yapılacak” diye konuştu.

“Toplam ticaretimiz 254 milyar dolara ulaştı”
İhracatın Türkiye’nin her bölgesinden artarak devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, “Geçen yıl 25 milyar dolarlık ihracat yaptık. Toplam ticaretimiz 254 milyar dolara ulaştı. Ticaretin önündeki engelleri de kaldırmak için çalışıyoruz. Lojistik ve ulaşımda karşılaşılan engelleri kaldırmak için çalışıyoruz. Sizlerden gelen talepleri dikkate alıyoruz. Domates ihracatında küçük bir yol kazası oldu, Cumhurbaşkanımız hemen talimat verdi. Rusya ile ilgili artık bir kota olmayacağını söyleyebiliriz. Ürünlerimizin gümrük kapılarında beklemesi sorunlara yol açıyor. Bulgaristan sınır kapısında günde bir defa gönderilen numuneleri Sofya’ya 4 defa gönderiyoruz. Bunu hızlandırdık, oraya yeni bir laboratuvar inşa ediyoruz, Sofya’ya gitmeye gerek kalmayacak. Yaptığımız düzenlemeler sayesinde tırlarımızın 120 saat beklemesini 2 saate düşürdük. Güzel bir haberi paylaşmak isterim; Bulgaristan tarafından 3 tane şerit açıldı. Belki seçim sonrası açarız, faaliyete geçti, 2-3 saat bekleme süresi daha da azalacak. Gurbetçilerimiz için de önemli bir gelişme olacak. Ticaretimizin ürünlerinin her ülkeye gitmesi bizi memnun ediyor. Ürünlerimizin ulaşmadığı ülke yok. Bizim önümüzdeki süreçte ihracat ve ticaretimiz ile ilgili çalışmalarımız var. Ticaretimiz daha da artıyor. Afrika açılımımız sayesinde 2002’de 4 milyardan az olan ticaretimiz 40 milyar doların üzerinde çıktı. Asya ile olan ticaretimiz yüzde 40 arttı” açıklamasına yer verdi.

“Güneydoğu Avrupa ve Balkanlar başta olmak üzere Avrupa’ya gaz tedariki yapmaya başladık”
Dünyanın zor bir zamandan geçtiğini ifade eden Çavuşoğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Çatışmalar ve krizler derinleşiyor, bunların yüzde 60’ı bizim etrafımızda oluyor. Türkiye olarak istikrar abidesiyiz. Bu istikrarımızı ve gücümüzü dünya barışı için kullanıyoruz. Bunun faydalarını görüyoruz. Denge politikasını sürdürmemiz lazım. Tahıl anlaşmasında yaşananları gördük. Dünya gıda fiyat endeksi 2008’den sonra ilk defa düştü. Fiyat istikrarı oluştu ve gıda krizinin önüne geçtik. Dünyaya çok önemli bir katkı sağlıyoruz. Denge politikamız sadece bize değil, dünyaya da katkı sağlıyor. Çok önemli görevler üstleniyoruz; Libya’da biz olmasaydık bir iç savaş olacaktı. Türkiye kilit bir ülke oldu. Şu anda Doğu, Güneydoğu Avrupa ve Balkanlar başta olmak üzere Avrupa’ya gaz tedariki yapmaya başladık. Azerbaycan’dan gelen boru hattının kapasitesini iki katına çıkarıyoruz. Amerika’dan Umman’dan da aynı şekilde sözleşme imzaladık. Cezayir’den Nijerya’dan 15 farklı ülkeden LNG’yi tankerle getiriyoruz, terminallerde gaza dönüştürüp, boru hattı ile gaz ihracatı ve ticaretine başladık. Bulduğumuz doğal gazın bir kısmını sisteme bağladık, bu bizim için yeterli değil. Şimdiden gaz ticaretinde önemli bir ülke haline geldik. Türkiye çok kilit bir ülke oldu, bu imkanları bizim çok daha iyi değerlendirmemiz, çok daha istikrarlı bir ülke olmamız lazım” şeklinde konuştu.

“Kira konusu gerçek bir sorundur, bunu çözmek için bazı tedbirlerimiz olacak”
Konuşmasını seçim çalışmalarını değerlendirerek noktalayan Bakan Çavuşoğlu, Antalya’da kendisine yoğun bir ilgi olduğunu söyledi. Çavuşoğlu sözlerini şu cümleler ile tamamladı:
“Önümüzdeki seçimler Türkiye’nin istikrarı açısında önemlidir. Biz gelecek vizyonumuzu her yerde anlatıyoruz. Antalya’da sahada yürümekte bile zorluk çekiyoruz. Vatandaşlarımız da seçimin önemini biliyor. Biz destek talebimizi iletiyoruz, Antalya’mızda demokrasi açısında olgun bir ortam var. Kira konusu gerçek bir sorundur, bunu çözmek için bazı tedbirlerimiz olacak. Meclisin açılması ile beraber Cumhurbaşkanımız da bunun sinyalini verdi. Ticarette farklı yatırımlar olur, burada yaşayanların da mutlaka ticareti vardır. Almanya’da bizim de vatandaşlarımızın bazı noktalarda öne çıktığını söyleyebiliriz. Biz yabancıya mülk satışı ve oturum izni konusunda bazı kısıtlamalar yaptık.”

“Biz çevreyi koruyan, tarımı önemseyen kurum olarak devam edeceğiz”
Bakan Çavuşoğlu’nun her zaman desteğini gördüklerini ifade eden ATB Başkanı Ali Çandır, “Sorunlarımızı kendisine dünyanın neresinde olursa olsun ulaştırdık. İlk fırsatta bizi aradı. Bütün sorunlarımızı çözüyordu. Bulgaristan’da gümrükte ne sorun varsa, tarım ile ilgili bir sorunumuz varsa ulaşıyorduk. En son domates sorununda da aynı şey oldu. Biz kendisinden razıyız, bizim projelerimizde de kendisinin desteklerini hissettik. Özellikle YÖREX’e desteklerini gördük. Seçimlerde tüm adaylara başarılar diliyoruz. Biz çevreyi koruyan, tarımı önemseyen kurum olarak devam edeceğiz. Kentimizde son zamanlarda kiralar öne çıkmaya başladı. Bunun yanında ticarette de birtakım değişiklikler yaşanmaya başladı. Bunlarla ilgili önümüzdeki dönemde belirli kararlar alınmasını bekliyoruz. Umarım kendi insanımızın daha iyi ticaret yapması için mücadele ederiz. Elbette sermeye getiren, iş yapan herkesin başımızın üzerinde yeri var” ifadelerini kullandı.
Toplantıda ATB Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci ve yönetim kurulu üyeleri de hazır bulundu.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.08 11:57:27
Son Düzenlenme Tarihi :





"ANLAYIŞI VE ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRMEKTEN BAŞKA ÇARE YOKTUR"

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, Gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Düzen, “Milyonlarca vatandaşımız her gün derinleşen problemlerle karşı karşıya kalırken iktidar partisinin yaptığı gibi tatil amacıyla 1 Ekim tarihini bekleyecek değiliz!” dedi
Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, Gündemle ilgili açıklamalarda bulundu.
Düzen, Siyasette konfor arayanlardan hiç olmadık! Siyaseti bugüne kadar para, makam ve şöhret için yapanlardan olmadık, olmaya da asla niyetimiz yok diyerek; “Siyaseti inandığımız değerler çerçevesinde yapma gayreti içindeyiz. Şimdiye kadar milletin derdine derman olmak, ülkemizin problemlerine çözüm üretmek için siyaset yaptık. Bundan sonra da böyle yapmaya devam edeceğiz” diye ifade etti
Düzen, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Milyonlarca vatandaşımız her gün derinleşen problemlerle karşı karşıya kalırken iktidar partisinin yaptığı gibi tatil amacıyla 1 Ekim tarihini bekleyecek değiliz!... 7 bin 500 lira maaşla geçinmeye çalışan yüz binlerce emeklimize; “ne yapalım biraz daha bekleyin de Meclis açılsın, sonra bakarız.” deme lüksümüz yok. Kimsenin de yok. “Geçinemiyorum, ayın sonunu artık getiremiyorum” diye haykıran çiftçimize, üreticimize, işçimize, memurumuza, esnafımıza “yıl sonu gelsin de yeni bir düzenleme yapılır.” demekten de denilmesinden de hayâ ederiz! 
Gün, bugündür! Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Meclis aritmetiği muhalefet partilerinin ve TBMM’nin etkinliğini kısıtlamış olsa da; biz üzerimize düşen sorumlulukları hakkıyla yerine getirme gayreti içinde olacağız.”
ANLAYIŞI VE ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRMEKTEN BAŞKA ÇARE YOKTUR
Düzen, açıklamasını şöyle devam ettirdi: “Son 5 yıldır hiçbir öngörüsü tutmayan, sürekli olarak öngörülerini revize eden, etmek zorunda kalan iktidar, ekonomide ferahlama için şimdilerde 1,5 yıl sonrasını, yani 2025 yılı ortalarını işaret etmeye başladı. Başkanlık sistemi gelecek ve havalanıp “uçacaktık”; ancak her geçen gün irtifa kaybettik, kaybetmeye de devam ediyoruz. “2023’te şahlanışa geçecektik”; 2023 adeta “ekonomik bunalım” yılı oldu! Geçen hafta da belirttiğimiz gibi milletimiz önünü göremediği bir “belirsizlik ortamı”na sürüklendi. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından “enflasyon canavarı” zapt edilemez hale geldi ve 2,5 ayda milletimizin boynunu büktü, belini doğrultamaz duruma getirdi. Şimdi Yerel Seçimler yaklaşıyor; buradan halkımıza bir uyarıda bulunmak istiyoruz: İktidarın seçim öncesi söyledikleri konusunda dikkatli olun. İkinci kez kanmamanızı salık veririz.
Seçim sonrası yaşananlar ortada. Aslına bakılırsa, şimdi yaşadıklarımız Mart 2024’te yapılacak Mahalli seçimlerinin ardından yaşanacakların sadece kısa bir özeti gibi görünmektedir. Bugün, dünü nasıl arar hale gelmişsek, bu anlayış ve politikalar devam ettiği sürece yarın da bugünleri arar hale gelebiliriz. Sn. Erdoğan çok doğru söylemiştir: “bu kötü gidişata son vermek için” anlayışı ve zihniyeti değiştirmekten başka çare yoktur!
İSİMLERİ DEĞİL POLİTİKALARI SİL BAŞTAN DEĞİŞTİRMEK ŞARTTIR
İsimleri değiştirmek değil politikaları sil baştan değiştirmek gerektiğini belirten Düzen, Bu olmadığı takdirde, Ahmet gitmiş Mehmet gelmiş; hiçbir önemi yoktur ve defalarca görülmüştür ki bunun bir faydası olmuyor diye belirterek; “Borç-faiz-borç sarmalından çıkaracak somut adımlar atılmadığı takdirde, dün IMF’den bugün de başkalarından borç dilenmeye devam edilecektir. Sadece borçlu olduğun yer değişir, borçluluk hali ise değişmez. Hem de nesiller boyu devam eder. Adına dün başka bir şey dersin, bugün Kur Korumalı Mevduat dersin; milletin alın terini bir avuç insana faiz olarak aktarırsın. İsminin ne olduğunun önemi mi var? Çiftçimizin toprağa döktüğü alın terinin hakkını birkaç büyük şirkete aktarmaya devam ettiğin sürece; bankanın adı Ziraat olsa ne olur, olmasa ne olur? Asgari ücretli, zamlı maaşını daha eline almadan açlık sınırının altında kalıyorsa; asgari ücret 8500 lira olsa ne olur, 11 bin 400 lira olsa ne olur?”
KİRACILAR İLE EV SAHİPLERİNİ BİRBİRİNE DÜŞMAN EDİYOR
Düzen, açıklamasında şunları konuştu: “Kira fiyatlarına kalıcı çözüm bulmadığın takdirde, sözde %25 sınırı getirerek sadece kiracılar ile ev sahiplerini birbirine düşman etmiş olursun. O kadar. Çiftçiyi, besiciyi, üreticiyi desteklemediğin sürece; yaz günü meyve-sebze fiyatları 30-40 liranın altına düşmez!  Türkiye gibi bir ülkede, “Yaz geldi ama daha bir karpuz alıp da yiyemedik.” diyen binlerce vatandaşımızı, bir dilim karpuza imrenir hale getirmiş olursun.
Bu cümlenin ne kadar ağır olduğunun farkındayım. Evet, bu cümlenin ağırlığı bir iktidarı sarsmaya, kendine getirmeye yeter de artar bile; ama hisler mefluç hale gelmişse yapılacak fazla bir şey yoktur. Bir annenin “Çocuğumu parka götürüyorum, dondurma istiyor alamadan geri dönüyorum.” cümlesi, iktidarda bulunanların uykusunu kaçırtacak ağırlıkta bir cümledir; ama nedense daha fazla, daha derin uyumayı tercih ediyorlar. “Kaç senedir tatile gidemiyoruz” diyen on binlerce ailenin olduğu bir ülkede “Meclis de tatil yapmasın, problemlerimize çözüm üretsin” beklentisi karşısında iktidar blokunun milletvekilleri ne hissediyorlar, ne düşünüyorlar doğrusu merak ediyoruz.”
MECLİS’TE KAÇSANIZ PAZARDA YAKALAYACAĞIZ
Meclis, millet iradesinin tecelligâhıdır. Bu zorlu dönemlerde Meclis’i tatile sokmak kabul edilebilir bir şey değildir diye vurgulayan Düzen, açıklamasını şöyle devam ettirdi: “TBMM tatili bırakıp bir an evvel toplanmalı ve Birinci Meclis ruhuyla çalışmalıdır. Milletimizin gözü üzerinizdedir. Bunca sıkıntıdan gözü açılan milletimizin gözünden kaçamayacaksınız! Milletimiz, kendisini mahkûm ettiğiniz yoksulluğun hesabını gün gelecek soracaktır Bir dönem IMF’nin acı reçeteleri meşhurdu. Şimdi ise AKP’nin acı reçeteleri. IMF ve AKP reçeteleri aynı anlama gelecek şekilde nitelik bakımından özdeşleşti. Bakmayın siz, “IMF’ye olan borcu bitirdik, hatta biz IMF’ye borç veriyoruz” edebiyatı yaptıklarına…
Hepsi boş! Hepsi masal! İnanın bu iktidarın reçeteleri, IMF’in reçetelerinden de beter. IMF’den eksiklikleri yok, fazlaları var! Şundan emin olabilirsiniz: IMF gelse, bu kadarını bizden isteyemezdi! İstemesine isterdi de bu kadarı aklına gelmezdi. 
Hep birlikte hatırlayalım; ne vardı IMF reçetelerinde? “Üç şeyi artıracaksın”: Vergileri arttıracaksın, zamları arttıracaksın ve faizi arttıracaksın! Peki seçimden bu yana iktidar ne yapıyor? Durmadan vergileri arttırıyor, zamlar zaten yağmur gibi yağıyor; iğneden ipliğe fiyatı artmayan hiçbir şey kalmadı. Faize gelince; “nas var nass!” diyen arkadaşlar, şimdi yeniden “faiz, dünya gerçeğidir” anlayışına sarıldılar. Tek seferde, Cumhuriyet tarihinin en yüksek faiz artış oranını gerçekleştirdiler. Yine IMF reçetelerinde, “üç şeyi de azaltacaksın” diye yazar ve borçlu ülkeleri rejime sokar. Çalışanın ücretini azaltacaksın, çiftçinin ürününe düşük taban fiyatı uygulayacaksın böylece ucuza kapatacaksın, yani çiftçinin - üreticinin gelirini azaltacaksın ve halkın alım gücünü düşüreceksin. 15 milyondan fazla emekli bugün açlık sınırının altında; 7.500 lira maaşla geçinmek zorunda bırakılan milyonlarca emekli var. Bu açlık da değil artık “hiçlik sınırı!” Ve ilginçtir, bu iktidar emekliye yapılacak artışı yük olarak görüyor. Ancak, iktidar şunu bilmelidir ki, bu ülkenin sırtındaki asıl yük; yanlış politikalarla ülkeyi bir uçurumun kenarına getirmiş ve kendi iş bilmezliğinin faturasını garip gurabaya ödetmek isteyen  iktidarın bizzat kendisidir.  IMF bunlara şapka çıkarmaktadır! Marifet, ne IMF ne de uluslararası tefecilere muhtaç olmadan, “milli görüş” bakış açısıyla fiziki ve beşeri sermaye kaynaklarını çok iyi kullanarak ülkeyi maddi ve manevi yönden kalkındırmaktır. 
Gelin, algıları değil bunları konuşalım; gerçekleri masaya yatırıp, uçurumun kenarına gelmiş ülkemizi birlikte bu çıkmazdan kurtaralım. Milletin derdine derman olacak kanunları, düzenlemeleri hep birlikte hızlı bir şekilde çıkaralım. Gelin, sırf Mart 2024’te birkaç tane daha belediye başkanlığı kazanabilmek için, her geçen gün daha da büyüyen bu ekonomik yangının üstüne benzinle gitmeyelim!
Bilelim ki, Türkiye, artık kesin ve keskin bir yol ayrımındadır: Ya ekonomideki problemler görmezden gelinmeye devam edilecek, ya da bu süreçten ders alınarak köklü yapısal reformlar gerçekleştirilecek. Ya israf ve tüketim ekonomisi devam edecek, ya da üretim ve istihdam ekonomisine bir an evvel geçilecek. Ya yanlış yatırım anlayışıyla kalan son kaynaklarımız da çarçur edilecek, ya da hızlı ve yaygın kalkınma hamleleriyle ülkemiz bir bütün olarak ayağa kaldırılacak. Bu işin ortası yoktur, bu işin lamı cimi de artık kalmamıştır!”
* SP Basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.10 19:12:06
Son Düzenlenme Tarihi :