SON DAKİKA

logo

Osman Sert’ten Ramazan Bayramı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı mesajı

Bayramların birlik beraberlik, dostluk ve yardımlaşmanın en güzel şekilde yaşandığı günler olduğunu belirten Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Osman Sert; “Birliktelik içerisinde bir Ramazan Bayramı’nı daha karşılamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bayramlar, insani değerlerin hatırlandığı, karşılıklı dostluk, kardeşlik duygularının güçlendiği, sevginin ve saygının üst seviyede hissedildiği özel günlerdir. Ne mutlu ki Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü heyecanını yaşadığımız bu özel 2023 yılında yine iki önemli değerimizi; Milli ve dini bayramlarımızı tüm bu duyguların yoğunluğunda birlik ve beraberliğin enerjisiyle aynı günler içerisinde kutluyoruz. 

Genç iş insanları olarak ülkemizin ve çocuklarımızın daha iyi bir gelecekte yaşamaları için var gücümüzle çalışıyoruz. Çocuklarımız umudumuzdur, çocuklarımız geleceğimizdir. Mutlu ve eğitimli bireyler olarak hayatlarına devam etmeleri yegâne isteğimizdir. Onlara güzel bir gelecek sunabilmek için ANTGİAD olarak hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan Bayramının ülkemiz ve İslam âlemi başta olmak üzere tüm dünyada barış, huzur, sağlık, mutluluğa vesile olmasını diliyor ve Büyük Önderimiz ATATÜRK’ün çocuklarımıza armağanı olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramını kutluyor, tüm çocuklarımızı sevgiyle kucaklayıp gözlerinden öpüyorum.” dedi



- ANTGİAD BSN.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.20 11:11:25
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Klima hastalıklarından korunmanız için 9 püf nokta

Bunaltan yaz sıcaklarında hepimizi ferahlatan, hayatımızın vazgeçilmez teknolojilerinden biri olan klimalar, bazı koşullara dikkat edilmezse, farklı hastalıkların ve sağlık sorunlarının nedeni haline gelebiliyorlar. 
Klimaların solunum yolu enfeksiyonlarından kas tutulmalarına, alerjiden felce kadar farklı sorunlara yol açabileceğine dikkat çeken  Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu “Klimanın yanlış ve bilinçsiz kullanımı, özellikle kışın alışkın olduğumuz ama ‘yazın olur mu?’ diye düşündüğümüz soğuk algınlığı, nezle, ateşli boğaz enfeksiyonları ve lejyoner (klima) hastalıklarının önemli nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor. 
Üstelik bu hastalıkların bazıları; bağışık sisteminin zayıf olduğu bazı hastalarda, kronik hastalığı olanlarda, sigara kullanıcılarında ve 50 yaş üstü kişilerde ağır seyredebiliyor. Aynı zamanda alerjik bünyeli kişiler için klimalarda üreyebilen küf mantarları da alerjik rinit ve alerjik astıma yol açabiliyor. Peki, klimalar nasıl oluyor da hastalıklara neden olabiliyor ve tedbir almak için nelere dikkat etmemiz gerekiyor?
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu klimaların olası risklerini anlattı, korunma yolları hakkında önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 
1. RİSK: ALERJİLER
Yeterli bakım yapılmamış klimaların ortama soğuk hava üflerken içindeki tozları, küf mantarlarını yani içinde bulunan alerjik etkenleri de üfler. Bu durum normal kişileri etkilemezken özellikle alerji sorunu olan kişilerde şikayetlerin artmasına ve alerji ataklarına neden olabiliyor. Bazı hastalarda kuru öksürüğe hatta astım krizlerinin yaşanmasına yol açabiliyor. 
2. RİSK: KAS AĞRILARI VE FELÇ
Yazın sık sık kas tutulmalarından ya da ağrılarından şikayet eden kişilere rastlanmasının nedenlerinden biri de klimalar oluyor. Klimaların üflediği soğuk havaya doğrudan maruz kalan kişilerdeki yüz sinir kılıfları etkilenirken, ileri etkilerde ödem yapabiliyor. Ancak bu durum, yüz felcine de yol açabilir ki böyle bir durumda ilk yapılması gereken acilen en yakın sağlık kuruluşuna gitmektir. 
3. RİSK: SOLUNUM YOLLARI ENFEKSİYONLARI
Klimaların korkulan etkilerinden biri, solunum yolu enfeksiyonlarına yol açması. Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu, klimaya bağlı solunum yolu enfeksiyonları yaşanmasının iki nedeni olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor: “Dışarıda çok sıcak bir hava varken içerde klimayı yüksek soğukluk derecesinde kullanmak bazı riskleri de beraberinde getiriyor. İç-dış sıcaklık arasındaki yüksek farklılık, ani ısı değişikliği etkisine, aynı zamanda sürekli soğuk ve kuru havaya maruz kalmak vücut direncinin düşmesine yol açar. Bu da kişinin hastalığa davetiye çıkarması gibi bir durum. O nedenle tedbir alınmalı, klima ile dış sıcaklık arasındaki farkın en fazla 7 derece olmalıdır.”
İkinci nedenin ise klimanın çalışırken içindeki bazı bakteri ve virüsleri havaya üflemesi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu “Bunlar solunum yoluyla kişiye bulaşırlar. Havayı serinletirken aynı zamanda kurutan klimalar, üst solunum yollarında farenjit, burun tıkanıklıkları ve sinüzit gibi hastalıklara yol açıyor. Nezle, grip gibi hastalıkların yanı sıra halk arasında klima hastalığı olarak bilinen ağır sağlık sorunlarına yola açabilecek hastalıklar da görülebiliyor” diyor.   
9 ÖNERİYLR YAZ SICAĞINDA SAĞLIĞINIZI KORUYUN
Peki, yazın vazgeçilmezlerimizin başında gelen klimaların sağlık risklerinden uzak durmak için hangi tedbirler alınabilir. 
İşte Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu’nun önerileri:  
- Odanız ne çok soğuk ne çok sıcak olmalı. Klimanızı 22-25 arası bir dereceye sabitleyin. 
- Odanız sıcakken klimanızı ani bir şekilde çok soğuk dereceye getirmeyin. Isıyı yavaş yavaş düşürün ki vücut sıcaklığınız ani düşmesin. 
- Dış sıcaklık ile klima çalışan odadaki sıcaklık arasındaki farkın en fazla 7 derece olmasına dikkat edin.  
- Klimanızın üfleme gücünü sabit ve en fazla orta seviyede tutun. Aniden yükselttiğiniz üfleme gücüne maruz kalmanız vücut sıcaklığının ani düşmesine, kaslarınızın da olumsuz etkilenmesine neden olur.  
- Klimanızın üflediği noktada bulunmaktan kaçının. Doğrudan klimanın üflediği yerde bulunmak sizi o an ferahlatsa da çok zararlıdır. 
- Çok terlediniz, çok sıcakladınız ve yüzünüze püfür püfür essin istiyorsunuz ancak  klimayı yüzüne doğru üfletmeyin. Bu hem yüz felcine hem de içinde varsa hastalık etkenlerini hızlıca solumanıza yol açabilir. 
- Kuru hava sağlığa zarar verebildiğinden nem dengesini sağlayan klimaları tercih edin. 
- Klimaların yeterli düzeyde solunum yollarınızı nemlendirememe ihtimaline karşılık bol bol su için. 
- Bakımı titizlikle yapılmayan klima sularında bakteri üreyebileceğinden klima ve havalandırma sistemlerinin filtrelerini her yıl değiştirip bakımlarını yaptırın.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.31 10:37:42
Son Düzenlenme Tarihi :





Başkan Hacısüleyman: İnsanları zorla bir yerden bir yere (şehir içine) getirme şansınız yok

“Gelen turist şehre gelmiyor, şehre inmiyor” diye sürekli serzenişlerde bulunulduğunu hatırlatan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Bir yerde sizi cezbedecek bir şey yoksa oraya gider misiniz ? Zamanınızı oraya ayırır mısınız ? Ayırmayız, ayırmazsınız” dedi.

Başkan Hacısüleyman, “Kısıtlı bir zamanınız var, yılda  bir kere yıllık izin kullanıyorsunuz. Antalya’ya gelmişsiniz. Gidilecek ve yenilecek bir sebep yaratılsanız o zaman insanlar (otellerinden ayrılıp şehre) iniyor” derken, önceleri ‘oteller kimseyi dışarıya bırakmıyor ‘ diye bir takım eleştirilerin olduğunu ancak şimdi tam tersine otellerin konaklayan misafirler dışarıya çıkarsa benim  maliyetim azalır düşüncesi içinde olduğunu kaydetti.
“Otellerde, tatil köylerinde konaklayanlar dışarıya niye çıkmıyorlar ? Otelde çıkarmak istiyor, otelde kalan misafirler niye çıkmıyorlar ?” diyen ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Sunduğumuz bir şey yoksa eğer şehirde, onu oraya (şehre) getirtecek bir şeyiniz yoksa eğer, insanları zorla bir yerden bir yere getirme şansınız yok” dedi ve   bu noktada gastronominin ön plana çıktığını kaydetti.
Başkan Yusuf Hacısüleyman şöyle devam etti: “Gastronomi her zaman sizi bir yere götürecektir. Herhangi bir yiyecek, herhangi bir restaurantın ismi, orayı merak etmeniz, veya herhangi bir etkinlik bunların hepsi sizi bir yerden alıp bir yere götürebilir. Gastronomi alanında Türk mutfağı bana göre dünyada birinci sıradadır. Biz bir mutfağın üretebildiği yiyecek türlerinin hepsini ve çok çeşitli olarak üretiyoruz. Tatlılardan hamurlulara, sıcağından soğuğuna kadar. 
Mesela Antalya usulü kabak tatlısı. Bunu merak ettirecek bir seviyeye getirmemiz lazım. Antalya piyazı. Antalya’ya gelen herkesin Antalya piyazı yemek istiyorum diyerek  şehir içindeki restaurantlara getirtebilmemiz lazım. Bu ve buna benzer yöresel yiyeceklerimizi marka haline getirebilmek, markalaştırabilmek lazım.” 
BİR ÜLKEYE GİTME NEDENLERİNDEN YÜZDE 88’İ YEREL YİYECEKLERLE İLGİLİ
Dünya Turizm Örgütü’nün yaptığı bir araştırmada bir ülkeye, bir destinasyona  gitme sebeplerinin yüzde 88’inin yerel yiyeceklerle ilgili olduğunun ortaya konulduğunu paylaşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Yani 100 kişiden 88’i diyor ki ben orada (Tatile gideceğim yerde) ne yiyebilirimi  araştırarak ve onu yiyebilmeyi hedefleyerek gider, diyor.  Bizde böyle değil miyiz ? Bir şehre gittiğimiz zaman burada ne yiyebiliriz, hangi  restaurant var, hangisi yerel ürünler yapıyor ? Neyi ile burası ünlüdür diye merak etmiyor muyuz ? Araştırmıyor muyuz ? Arkadaşlarımıza, ‘Buraya gittiğin zaman mutlaka şunu ye demiyor muyuz, ya da arkadaşlarımızdan bunu duymuyor muyuz ?” dedi.
Antalya TSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman turistin kaldığı tesislerden ayrılması için Gastronominin Antalya’nın zenginleştirilmesi ve markalaşması gereken  en önemli şeylerden biri olduğunu kaydetti.            * Ferudun ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.01.28 08:58:16
Son Düzenlenme Tarihi :