SON DAKİKA

logo

1 ayda 184 bin711 gıda denetimi yapıldı

Tarım ve Orman Bakanlığı, Ramazan ayında üretim, toplu tüketim ve satış yerlerine başta ramazan kumanyaları ve iftariyelikler olmak üzere gıda denetimlerini sıklaştırdı. Ekipler Ramazan'ın başladığı günden bayrama kadar ülke genelinde 184 bin 711 gıda denetimi yaptı.
Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, ülke genelinde çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Kayıtlı ve onaylı işletmelerde tüketicinin aldatılmasının önlenmesi ve gıda güvenilirliğinin temini için, gıda ve yem ile ilgili faaliyet gösteren tüm üretim, satış ve tüketim yerlerine yönelik yürütülen denetim ve kontroller, Ramazan ayında artırıldı. 
Denetimlerde 81 il müdürlüğü ve bağlı ilçe müdürlüklerinden 7 bin 570 resmi kontrol personeli görev aldı. Denetimlerde gıdalardan numune alınarak laboratuvarlara gönderildi.
Ekipler, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğünce hazırlanan kontrol planı ve ihbar, şüphe, şikâyet gibi denetim programlarına ek olarak Ramazan nedeniyle üretim, toplu tüketim ve satış yerlerine başta ramazan kumanyaları ve iftariyelikler olmak üzere gıda denetimleri sıklaştırdı. Bu kapsamda, Ramazan ayında ekmek ve ekmek çeşitleri üretim yerlerinde 7 bin 435, unlu ürünler üretim ve satış yerlerinde 15 bin 79, şekerleme üretim ve satış yerlerinde bin 639, pastacılık ürünlerine ait işyerlerinde 6 bin 677, toplu tüketim ve satış yerlerinde ise 153 bin 881 olmak üzere Türkiye genelinde toplam 184 bin 711 denetim gerçekleştirildi.
CEZALAR
Söz konusu denetimler sonucunda bin 158 adet idari para cezası uygulandı, 4 işyeri için ise savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Bu cezalar ağırlıklı olarak bozulmuş, son tüketim tarihi geçmiş ürünler, kayıt yaptırmadan faaliyette bulunan işletmeler, hijyen kurallarına aykırılık ve Türk Gıda Kodeksine uygunsuzluktan dolayı uygulandı.
Ramazan Bayramı'nın yaklaşmasıyla birlikte denetimlerini artıran ekipler, şeker ve şekerli mamuller, pastacılık ürünleri, unlu mamuller, tatlı üretim ve satış yerleri başta olmak üzere tüm gıda iş yerlerine yönelik resmi kontrollere hassasiyet gösteriyor.
Tüketicilerin gıda ile ilgili herhangi bir ihbar ve şikâyeti için 7 gün 24 saat aralıksız hizmet veren Alo 174 Gıda Hattı ve Whatsapp Gıda İhbar Hattı (0 501 174 0 174)'na veya bulundukları illerdeki İl Tarım ve Orman Müdürlüklerine başvurulabiliyor.
* Antalya OBM Basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.22 16:46:57
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Antalyaspor, bu hayati sorunu çözmeli!

Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sahibi, Antalyaspor’un ise “kiracısı” konumunda olduğu Corendon Airlines Park Antalya Stadyumu’nda “AMBULANS” sorunu her maç bir kez daha gün yüzüne çıkmaya devam ediyor.

Geçtiğimiz sezon 4 Şubat 2023 tarihinde Gaziantep Futbol Kulübü’nün konuk edildiği karşılaşma esnasında, Maraton tribününde bir taraftar merdivenden kayarak düşmüş ve başından yaralanmıştı. Güney kale arkasında konumlanan ambulans, bulunduğu köşeden manevra yapmakta ve Maraton tribününe doğru ilerlemekte oldukça geç kalmış, yaralının hayati bir tehlikesi olmaması sebebiyle adeta faciadan dönülmüştü.

Dün oynanan Samsunspor maçının son bölümlerde de benzer bir durum ile karşı karşıya kalındı. Kuzey kale arkasında fenalaşan bir taraftar için ambulans talebinde bulunulurken, ambulans bölgeye doğru geç hareket etmesinin yanı sıra yine manevra yapacak alana sahip olmadığı için ilerleyemedi. Fenalaşan taraftar, bir kale arkasından ambulansın yer aldığı diğer kale arkasına sedye ile taşınmak durumunda kaldı.

Daha büyük bir tehlike olabilirdi

Ambulansın manevra yapamaması ve gerektiğinde tribüne ulaşamaması akıllara, “Ya daha büyük ve daha acil bir durum yaşansaydı?” sorularını getirdi. Acil ve hayati durumlar için çözüm önerisi üretilmesini talep eden kırmızı beyazlı taraftarlar, panolarının en azından stadyum köşelerinden kaldırılarak ambulansa manevra alanı açılabileceğini ya da mini golf arabalarının donanımlı hale getirilerek tribünlere hızlıca ulaşabileceklerini ifade ettiler. 


Kaynak : Salih ÖZGÜNSÜR
Ekleme Tarihi : 2023.09.24 09:02:25
Son Düzenlenme Tarihi :





ALKÜ’de arkeolojik istihbaratın önemi anlatıldı

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) ev sahipliğinde Alanya İlçe Jandarma Komutanlığı ve Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü iş birliğinde “Alanya Bölgesi Arkeolojisi ve Arkeolojik İstihbarat” semineri düzenlendi.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinde (ALKÜ) tarafından Alanya İlçe Jandarma Komutanlığı ve Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü iş birliğinde “Alanya Bölgesi Arkeolojisi ve Arkeolojik İstihbarat” başlıklı seminer düzenlendi. ALKÜ Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuna Akçay tarafından hazırlanan seminere ev sahibi ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan’ın yanı sıra Alanya Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer, Alanya İlçe Jandarma Komutanı Vekili Binbaşı Ali Arlı, Alanya İlçe Emniyet Müdürü Murat Kenan Patat, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Erdoğan Aslan, Prof. Dr. Nilgün Tatar, ALKÜ Genel Sekreteri Alper Özyürek ile dekanlar, jandarma ve emniyet mensupları katıldı.
Rektör Kalan: “Toprağın altındakilerine de sahip çıkmalıyız”
ALKÜ Eğitim Fakültesi Başöğretmen Atatürk Konferans Salonunda düzenlenen seminerin açılış konuşmasını gerçekleştiren ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan, arkeolojinin insanlığın geçmişine ışık tutmasının yanında geçmişe dair de çok önemli bilgilerin elde edilmesinde yardımcı olduğuna vurgu yaptı. Rektör Kalan, arkeolojinin kendi içinde birçok farklı bilim dalını barındırmasıyla önemli bir alan olduğunu hatırlatarak, “Arkeologların buluntuları sonrasında o topluluğun ekonomisini, inanışlarını, yetiştirdikleri bitkilerden tutunda daha geniş çerçeveli çalışmalarla hemen hemen her alanda kısacası geçmişe ilişkin her konuda bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ülkenin sağlam temellere oturması için gerekli olan tarih ve kültür bilincinin ne denli önemli olduğunu “Toprağın üstündekilere ne kadar sahip çıkıyorsak, toprağın altındakilerine de o kadar sahip çıkmalıyız” sözüyle anlıyoruz. Arkeoloji dalının ne kadar önemli ve çerçeveli olduğunu görmek ve göstermek için bu organizasyonu düzenleyen Doç. Dr. Tuna Akçay hocamıza ve katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

“Alanya’nın yüzü Selçuklu’dur”
Konuşmasının devamında Alanya’nın antik tarihi ile ilgili kısa bilgiler veren Rektör Kalan, “Alanya gün gelir Korakesion, gün gelir Kalonoros ve Alâiye olur. Pek çok medeniyetten izler taşısa da halen yüzü Selçukludur. Alanya’ya bakanlar, onda Uluğ Alaaddin Keykubat’ın emeğini görür. İlk anda aşina eder kendini kartal yuvası kayalıklar ve onları süsleyen gerdanlık gibi surlar. Uluğ Alaaddin Keykubat, ilk fethinin şerefine Türk-İslam geleneğini burada uygular” dedi.

“Selinus Antik Kenti için çok önemli bir proje hazırladık”
ALKÜ’nün vizyonu ve isminin ağırlığı nedeniyle Tarih ve Arkeoloji bilimlerine özel önem verildiğini söyleyen Rektör Kalan, “Bünyemizde Selçuklu Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi bulunmaktadır. İleride Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü kurmayı planlamaktayız. Bunun dışında Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümü, teknoloji ile arkeolojinin buluştuğu ve aynı zamanda TEKMER’de bir uygulama şirketi olan Dijital Arkeoloji Yüksek Lisans programlarını oluşturmak hedeflerimizin arasındadır. Ayrıca üniversitemizin akademik personeli ile Alanya ve Gazipaşa’da arkeolojik kazılar planlamış bulunmaktayız. Gazipaşa’daki Selinus Antik Kenti için çok önemli bir proje hazırladık. Alanyalı destekçilerimiz ile birlikte Selinus, Iotape, Syedra ve Alanya Kalesi’nin içinde olduğu bir kültür rotası projemiz de akademik personelimiz tarafından çalışılmaktadır. Hali hazırda Gazipaşa’daki Antiochia ad Cragum ve Alanya Kalesi kazılarının başkan yardımcıları üniversitemizin akademik personelidir. İnşallah ilerde Syedra kazılarını da üniversitemize kazandıracağız” diyerek konuşmasını tamamladı.

Doç. Dr. Akçay: “Ajanlar, arkeolog olarak faaliyetlerini yürüttüler”
ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan’ın açılış konuşmasından sonra Arkeolojik alanda yaptığı çalışmalar ile öne çıkan ALKÜ Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tuna Akçay “Alanya Bölgesi Arkeolojisi ve Arkeolojik İstihbarat” sunumunu gerçekleştirdi. Akçay, sunumunda Osmanlı Devletinin parçalanmasında İngiliz istihbarat ajanlarının arkeolog olarak Ortadoğu ve Anadolu’da onlarca yerde görev yaptığını söyledi. Akçay konuşmasının devamında, “Arkeoloji sadece arkeoloji değildir. Osmanlı Devleti’nin parçalanmasında ve özellikle Ortadoğu coğrafyasında Arapların ayrılmasında İngiliz ajanların arkeolog kılıfı altında yürüttüğü faaliyetler önemli bir yer tutuyor. Arkeolojinin alt yapısını kullanan İngiliz İstihbarat Merkezi Arap Büro konumuz gereği önemlidir. Ortadoğu’daki faaliyetlerin takip edilmesi, iletişim dilinin tahsis edilmesi ve gelen istihbaratlar ile propaganda yapılması için bu büro aktif olarak İngilizler tarafından Ortadoğu’da kullanılmıştır. Kahire’deki Savoy Hotel’in üç odası Arap Bürosu çalışanları için ayrılmış ve Büro orada konuşlandırılmıştır. Bu teşkilatın en önemli amacı; Arap dünyası ile işbirliği yaparak topladığı istihbaratı merkezîleştirerek Yakın Doğu’da Britanya’nın politik faaliyetine uyumlu hale getirmektir. Kurulduktan belli bir süre sonra arkeolog David Hogarth, Arap Bürosu’nun başına getirilmiştir. Hogarth ekibini kurarken güvendiği ve tanıdığı kişiler olmasına dikkat etmiştir. Bu ekipte arkeoloji camiasının de çok iyi tanıdığı kişiler vardır” diye konuştu.
1.Dünya Savaş’ı sonrasında Kudüs’ün paylaşımında arkeolojik araştırmaların dikkate alınmasının özellikle vurgulanması gereken bir durum olduğunu ifade eden Doç. Dr. Tuna Akçay; “İsrail’in milli bir kimlik oluşturulmaya çalıştığı dönemlerde arkeolojik verileri de kullanması, bir dayanak yapıp toprak istemesinde ön plana çıkartması geçmişte yapılan arkeolojinin istihbaratı ve diplomasi çerçevesindeki önemini göstermektedir.” dedi. Akçay devamında; “Arkeoloji ile istihbaratın buluşması günümüz dünyasında da devam edecek gibi görünmektedir. Topraklarımızda Göbeklitepe gibi alanların olması birçok arkeolojik bilginin değişmesine neden olacaktır. 23 senedir Anadolu’nun dağlarında, arazilerinde kazı ve yüzey araştırması yapan bir arkeolog olarak ülkemize yeni bir yumuşak güç sunmaya hazırız. Sözlerime şu soru ile son vermek isterim. Arkeolojik İstihbaratı hep savunmada kalmak için mi anlamamız gerekir?” dedi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.03.29 17:42:06
Son Düzenlenme Tarihi :