SON DAKİKA

logo

Gazipaşa Belediyesi asfalt emülsiyon üretim tesisi kurdu

Gazipaşa Belediyesi Asfalt Emülsiyon Üretim Tesisi kurdu. Fen İşleri Müdürlüğü’nün Pazarcı Mahallesi’nde bulunan şantiye alanına kurulan Asfalt Emülsiyon Üretim Tesisi faaliyete başlıyor.
Gazipaşa Belediyesi tarafından kurulan Asfalt Emülsiyon Üretim Tesisi ile Gazipaşa’da asfalt serimi yapılması gereken tüm yollarda çalışma başlatılacak. Gazipaşa’nın 53 Mahallesinde ihtiyaç duyulan asfaltlama ve yama çalışmalarını hızlandırmak amacı ile kurulan Asfalt Emülsiyon Üretim Tesisi ile saatte 10 ton asfalt emülsiyonu üretilebilecek.
“GAZİPAŞA’MIZDA İLKLERİ GERÇEKLEŞTİRMEYE DEVAM EDİYORUZ.”
Gerçekleştirdikleri tüm yatırımların vatandaşların tamamına dokunduğunu ifade eden Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, “Gazipaşa’nın bugüne kadar hiç sahip olmadığı bir yatırımı belediyemize kazandırdığımız için mutluyuz. Vatandaşımızdan aldığımız vergileri, kuruşu kuruşuna vatandaşımız için kullanıyoruz. Büyük emeklerle kurduğumuz asfalt emülsiyon tesisimizde üretim yapıp, ilçemizdeki asfalt serimine uygun her noktada hızlı bir şekilde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Gazipaşa’mızda ilkleri gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Asfalt Emülsiyon Üretim Tesisimiz hepimize hayırlı uğurlu olsun.”  dedi.
* Bld. basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.15 11:45:50
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Bahar’la sanayicinin ekspertiz krizi aşıldı

Antalya Organize Sanayi Bölgesi, sadece ülke ve bölge ekonomisine ciddi bir katkı sağlamamakta, aynı zamanda da turizmden sonra bölgenin en önemli istihdam kapısıdır.Her ne kadar Antalya’da 3T yani Turizm, Tarım ve Ticaret ön plana çıkarılmaya çalışılsa da, Antalya ekonomisinin 3 T’sinin, artık 2T (Turizm ve Tarım) + 1S (Sanayi) diye revize edilmesi şarttır.

    Çünkü, turizm ve tarımın yanısıra, Antalya Organize Sanayi Bölgesi ile de Antalya sanayide de artık sadece Türkiye’de değil, dünyada sözsahibi olmaya başlamıştır.
    Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nin kuruluş hikayesi 1976 yılında başlasa da, Antalya’nın Türkiye’nin en önemli, organize ve büyük bir sanayi bölgesi haline gelmesi 2015 Şubat ayında o dönemde Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olan Çetin Osman Budak’ın, aralarında Antalya Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanlığı da dahil görev aldığı 12 ayrı kurum ve kuruluşundaki yönetim kurulu başkanlığı, başkan yardımcılığı ve yönetim kurulu üyeliklerinden istifa etmesi  ve yine o dönemde ATSO Başkan Yardımcısı olan Ali Bahar’ın bu görevi üstlenmesiyle başladı.
    Gazetecilerle biraraya gelen Antalya Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ali Bahar, bölgenin geldiği noktayı ve bundan sonraki hedefleri net bir şekilde ortaya koyarken, sanayicinin de ekspertiz krizinin aşıldığı müjdesini paylaştı.
    Başkan Bahar, OSB’nin 1 metrekare değerinin daha önce 300-500 lira arasında belirlendiğini, belirlenirken geçmişte icradan satılan bir fabrika varsa, o fabrikanın değeriyle veya anlaşmalı satışla veya iki-üç emlakçıya sorularak değer tespitlerinin yapıldığını hatırlatarak, yaptıkları ısrarlı ve sürekli çalışmalar neticesinde bu rakamın 856 lira olarak şekillendiğini söyledi ve ekledi: Antalya OSB’nin değeri bugün 1,8 milyar lira daha arttı. Bu mülkün artan değeri değil, yatırım gücümüzün artan değeridir” dedi
    Bu sonuca 5 yıllık bir mücadele sonunda 6’dan fazla düzenlenen toplantı sonunda geldiklerinin altını çizen Antalya OSB Başkanı Bahar, fabrikanın ekspertiz değerlendirmesinde sadece binanın değil, makinaların ve çatıda kurulu bulunan GES’ler ile trafolarında dahil edildiğini belirterek Gaziantep örneğini verdi.Başkan Bahar, “Gaziantep OSB’de 220 bin kişi çalışıyor. Bizde 20 bin kişi çalışıyor. Şehrin nüfusu 2 milyon.Şimdi sıra da Teknopark var. Türkiye’de örneği yok. 50 kuluçka, 60 start-up girecek. Yani, 280 fabrika. 140 inovasyon ve ar-ge firması. Antalya’yı güçlendireceğiz.”

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.09.28 21:09:07
Son Düzenlenme Tarihi :





Su içseniz bile yarıyorsa nedeni metabolizma hızınız olabilir

Bazal metabolizma hızının kimi bireylerde oldukça düşük olabileceğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Aktaş, “Bu kişilerin yediklerine dikkat etmeleri ve hareketli bir yaşam tarzını benimsemelerine rağmen kilo almalarının sebebi metabolizma hızlarının yavaş olmasıdır” dedi.
Medline Adana Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Aktaş, aşırı kilonun kişide diyabet, kalp ve koroner damar hastalıkları, erken yaşta hipertansiyon, estetik, psikolojik ve sosyal sorunlar ile kanser riskine yol açabildiğini belirterek, obezite ile mücadelede yapılması gerekenleri anlattı. Şişmanlığın ‘Vücut Kitle İndeksi’ ölçümüne göre hesaplandığını kaydeden Doç. Dr. Aktaş, “Kişinin kilogram cinsinden terazide ölçülen kilosu, boyunun metre cinsinden karesine bölünüyor. Eğer kişinin vücut kitle indeksi 18,5-25 arasındaysa ideal kiloda, 25-30 arasındaysa kilo fazlası olduğu anlamına geliyor. 30-40 arası obez ya da şişman olarak kabul edilirken, vücut kitle indeksi 40’ın üzerindeyse morbid obez şeklinde tanımlanıyor” dedi.

Genetik yatkınlığa dikkat
Genetik yatkınlık, metebolizmanın yavaş olması, hormonal problemler, stres, yanlış beslenme ve hareketsizlik gibi faktörlerin bireylerin kilo durumlarını etkileyerek obeziteye kapı aralayabildiğini ifade eden Doç. Dr. Aktaş, “Bireyde söz konusu faktörler varsa yağ dokusu hızla artarak şişmanlık problemi ortaya çıkabiliyor. Özellikle genetik yatkınlığı olan kişiler, yaşam tarzlarına dikkat etmemeleri halinde zaman içerisinde sürekli şişmanlayacaklardır. Bundan dolayı bu kişilerin sağlıklarını korumak için normal bireylere göre çok daha özenli bir hayat tarzına sahip olmaları gerekir” diye konuştu.

"Metabolizmanız yavaş olabilir"
Toplumda sıkça karşılaşılan ’Su içsem bile yarıyor’ diyen bireylerin varlığına değinen Doç. Dr. Aktaş, “Bazal metabolizma hızı kimi bireylerde oldukça düşük olabilir. Bu kişilerin yediklerine dikkat etmeleri ve hareketli bir yaşam tarzını benimsemelerine rağmen kilo almalarının sebebi metabolizma hızlarının yavaş olmasıdır. Şu anda olmasa bile ileride obezite sorunu yaşamamaları için gerekli testleri yaptırarak bir hekim ve beslenme uzmanı desteği almaları önerilir” şeklinde konuştu.
Yaş ve cinsiyet gibi değiştirilemez faktörlerin yanında beslenme alışkanlığı, fiziksel aktivite yapmak gibi kişilerin müdahale edebileceği faktörler de bulunduğunu söyleyen Aktaş, “Bireylerin kendi değiştirebilecekleri bu faktörler yardımıyla metabolizmanın hızlandırılması sonucu daha fazla enerji üretimi ve yapıtaşı kullanımı gerçekleşir. Bu sayede de vücuttaki kas kütlesi artarken yağ miktarı azalır ve hızı artan metabolizma ile bir yandan kilo verilebilirken, bir yandan da sağlıklı bir vücut elde edilebilir” dedi.

"İnsülin direncini gözden kaçırmayın"
Kimi bireylerin ise ’Herkesten az yiyorum, spor yapıyorum ama asla kilo veremiyorum. Üstelik zor verdiğim kiloları da hızla geri alıyorum’ şeklinde yakındıklarını dile getiren Aktaş, “Sağlıklı beslenmenize ve spor yapmanıza rağmen kilo veremiyor, hatta alıyorsanız sebebinin insülin direnci olması muhtemeldir. İnsülin çok fazla salgılandığında gıdaların yağ olarak depolanmasına neden olur. Bu da kilo artışına veya kilo verememe gibi sorunlara yol açar. İnsülin direnci yaşam kalitesini düşüren, bu nedenle kontrol altına alınması gereken ciddi bir sorundur ve tespit edilmesi durumunda gerekli tedaviye vakit kaybetmeden başlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Aktaş, insülin direncinin kırılmasına yönelik ilaç tedavisi, kalorisi hesaplanmış kişiye özel bir diyet programı ve düzenli egzersiz yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.08 22:31:11
Son Düzenlenme Tarihi :