SON DAKİKA

logo

Antalya’da refüje çıkan otomobil takla attı: 3 yaralı

Antalya’da sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobil, refüje çıkarak takla attı. Kazada sürücü ve 2 yolcu yaralandı.
Kaza, gece saatlerinde Muratpaşa ilçesi Mevlana Kavşağı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, A.Ç.S. idaresindeki 07 AZD494 plakalı otomobil, refüje çıkarak takla attı. Kazada..

Antalya’da sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobil, refüje çıkarak takla attı. Kazada sürücü ve 2 yolcu yaralandı.
Kaza, gece saatlerinde Muratpaşa ilçesi Mevlana Kavşağı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, A.Ç.S. idaresindeki 07 AZD494 plakalı otomobil, refüje çıkarak takla attı. Kazada araçta bulunan sürücü ve 2 yolcu yaralandı. Yaralılar hastanelere kaldırılırken, olay yerine gelen polis ekipleri ikinci bir kaza yaşanmaması için yolda önlem aldı. Araç çekici yardımıyla otoparka çekildi.
Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.17 11:37:55
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Güne patlamalarla uyanıyorlar, tozdan yaşayamaz hale geldiler

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde faaliyet gösteren taş ocağı, bölge halkına korku ve endişe veriyor. Patlatmalar sırasında ocaktan fırlayan taş parçaları yerleşim yerindeki evlerin, arsaların üzerine düşüyor. Mahalleli 2016’dan bu yana faaliyet gösteren taş ocağı için tedbir alınmasını istiyor.
..

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde faaliyet gösteren taş ocağı, bölge halkına korku ve endişe veriyor. Patlatmalar sırasında ocaktan fırlayan taş parçaları yerleşim yerindeki evlerin, arsaların üzerine düşüyor. Mahalleli 2016’dan bu yana faaliyet gösteren taş ocağı için tedbir alınmasını istiyor.
Gazipaşa ilçesinde faaliyet gösteren taş ocağı, kurulduğu günden bu yana dinamit patlatılması, ocaktan fırlayan taş parçalarının ise yerleşim yerindeki evlerin ve arsaların üzerine düşmesi nedeniyle ilçe halkı tedirgin. Her gün evlerin ve ekili arazilerin üzerine taşların düşmesinden dolayı vatandaşlar yıllardır korku içinde yaşıyor. Şikayetçi olan mahalle sakinleri, taş ocağı ile ilgili çözüm bekliyor.

“Toz bulutları mahalleyi kapladı”
Bölgede oturan ve patlamalara birebir şahit olduğunu belirten Kerim Uğur “Bu bölgede insanların geçim kaynağı tarım. Atalarımız bizleri bahçelerinde olan keçi boynuzu (harnup), zeytin gibi tarım ürünleri satarak okuttu. Maalesef ki yıllar önce mahalle yaşam alanı içine kurulan bu taş ocağı yüzünden artık mahallede kimse evlerinin balkonunda oturamıyor. Dışarıda hiçbir eşyanı koyamıyorsun" açıklamasını yaptı.

“Hiçbir güvenlik önlemi yok ”
Taş ocağında genel anlamda hiçbir güvenlik önlemi alınmadığını dile getiren Uğur, “Taş ocağında yapılan kırma, dökme ve öğütme işlemleri sulama ile yapılması gerekirken gelişi güzel yapılıyor. Herhangi bir güvenlik önlemi alınmadan yaklaşık 200 metre yukarıdan aşağıya taşları kepçe ile döküyorlar. Hem tehlike arz ediyor hem de toz çevreye zarar veriyor dedi.

“Mahallenin yüzde 80’i akciğer hastası”
Uğur, babasının da astım hastası olduğunu belirterek, “Taş Ocağından çıkan toz nedeniyle çocuklar ve mahalle halkının yüzde 80’i nefes darlığı problemi yaşıyor. Babam astım hastası. Artık nefes alamaz hale geldik" ifadelerini kullandı.

“Evlerde derin çatlaklar oluştu”
Taş ocağında yapılan dinamit patlamalarından dolayı evlerde derin çatlaklar oluştuğuna dikkat çeken Uğur, “Bahçelerimizdeki meyve ağaçları da meyve vermez oldu. Seralarının havalandırmasını yapamadığımız için ürünlerimizin verimi de düştü. Ben kendim 17 Eylül Pazar günü canlı olarak şahit oldum. Ocakta yapılan dökme işleminden dolayı toz bulutları mahalleyi kapladı. Artık bu taş ocağı ile ilgili acil yetkililerin yaptırım uygulamasını ve acil çözüm üretmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.

"Tadımız kalmadı"
Bölgede oturan Ümmü Uğur, eşinin de astım hastası olduğunu belirterek, taş ocağının evlerine yaydığı tozdan ve patlamalardan dolayı çok korktuğunu, eşinin sağlığından dolayı da endişe ettiğini dile getirdi. Uğur, “Kime şikayet etmemiz gerekiyor bilmiyoruz. Okuryazarlığım yok. Evimizin balkonuna tozdan çıkamıyoruz. Tadımızla evimizde ekmek yiyemiyoruz. Toz ocaktan direk buraya geliyor hemen karşısı olduğu için yüksek burası hiç toz kesilmiyor bu yüzden. Her sabah toz siliyorum. Eşim astım hastası dün gece yine rahatsızlandı, hastaneye götürdük. Yıllardır hasta yatıyor. Dışarı çıkarıp eşime bir hava bile aldıramıyorum. Devlet ise millet ise baksın derdimize. İyice canımıza doyduk . Dayanamaz hala geldik patlamanın gecesi gündüzü belirsiz. Kaymakamlığa da şikayet ettik ama hiçbir faydası olmadı. Biz burada kırılıp duruyoruz. Başka bir yere mi göçelim? Böyle giderse burada ne adam kalacak ne de bir ağaç. Hep millet astım hastası oldu. Köyün hepsi hasta bu tozdan dolayı. Patlama olduğunda evin her yeri yarıldı. Sürekli patlamalar oluyor zaten, patlama olduğunda göğe iner çıkarım, çok korkuyorum. Çok vakit bayılıyorum korkudan. Direk doktora götürüler beni. Eşim zaten hasta, komşularımda hasta, hep ihtiyarız, burada gençler de kalmadı. Yazık mı değil bize. O kadar canımıza bıktık ki. Bize artık yardımcı olsunlar.” İfadelerini kullandı.

"Camekanlarımızın duvarları hep çöktü"
Dursun Akgün ise “Yıllardır taş ocağının tozundan köy olarak hastalıklarla boğuşuyoruz. Astım ve bronşit var bende. Tozla gece gündüz sürekli mücadele ediyoruz. Gece gündüz fark etmiyor saati toz ve patlamalar sürekli oluyor zaten. O patlamalardan evlerimiz çatladı hep. Evi kalmadı kimsenin .Şöyle etrafa bakın hep yarık. Camekanlarımızın duvarları hep çöktü. Zeytin ağaçlarımız hep kurudu. Tarım yapamıyoruz artık” diyerek yetkililerden yardım istedi.

Patlama anları güvelik kamerasında
Öte yandan bölgedeki dinamitle patlama anları güvenlik kamerası ile bölge sakininin cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Görünütlerde patlama sonrası büyük bir toz bulutunun oluşup görüntülerin kaydedildiği alana doğru ilerlediği gözlendi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.20 15:01:24
Son Düzenlenme Tarihi :





Akdeniz Üniversitesi’nde Gastronomi Öğrencilerine Ceket ve Bıçak Töreni

Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 1. sınıf öğrencileri, meslek yolculuklarının en anlamlı anlarından birini yaşadı. Turizm Fakültesi Nuri Özaltın Konferans Salonu’nda düzenlenen “Ceket Giyme ve Bıçak Takdim Töreni” ile öğrenciler, şef ceketlerini giyerek mutfak sanatlarına ilk adımlarını attı. Öğrencilere, ilk profesyonel bıçaklarını Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan verdi

Törene, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Özen, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ebru İçigen, akademisyenler, üst sınıf öğrencileri, Swandors Hotel temsilcileri ve davetliler katıldı. Programda öğrencilere, mutfak disiplini, meslek etiği ve dayanışma ruhunun önemini vurgulayan konuşmalar yapıldı. 

YEMEĞİN BİZİM İÇİN ÖZEL BİR YERİ VAR

Yemeğin Türk kültüründe önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Yemeğin bizim için aslında çok özel bir yeri var. Yemek, kültürümüzde yalnızca bir ihtiyaç değil; mutlulukta da hüzünde de sofralarda bir araya geldiğimiz bir gelenektir. Atatürk’ü düşündüm. Atatürk hep sofralarda siyaseti, bilimi, eğitimi, vatanı konuştu. Bu anlamda çok önemli bir iş yapıyorsunuz. Üzerinizde taşıdığınız ceketin çok özel bir önemi var. Tutkuyu, disiplini, hijyeni ve insana olan saygıyı aslında anlamlandırıyor. Bu anlamda ben teşekkür ediyorum, çok güzel.” dedi.

CEKETLERİNİZ VE BIÇAKLARINIZ KESKİN OLSUN

Turizmcilere destek çağırısı yapan Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Antalya, turizm ve tarım kenti diyoruz ama maalesef beklediğim desteği göremiyorum. Bence daha çok şey yapılması gerekiyor. Baktığınız zaman daha özel mutfaklarımız olması gerekiyor. Biz sonuçta buradan sektöre insan yetiştiriyoruz. Bu sektöre de kazanç sağlayacaktır.” diye konuştu. Öğrencilere başarı dileklerinde bulunan Rektör Prof. Dr. Özkan, “Size de bu yeni hayatınızda çok saygın bir hayat diliyorum. Yaptığınız iş çok kıymetli ve özel bir iş umarım Akdeniz üniversitesi isminde beraberinde markalaştırırsınız.” şeklinde konuştu.

CEKETLER VE BIÇAKLAR NESNEDEN İBARET DEĞİL

Yeme içmenin sadece fiziksel bir ihtiyaç değil aynı zamanda kültürümüzü, değerlerimizi ve yaşam kalitemizi doğrudan yansıtan bir deneyim olduğuna vurgu yapan Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ebru İçigen, “Fakülte yapısı içerisinde 256 tane mezunumuzu Gastronomi ve Mutfak Sanatları sektörüne kazandırdık. Öğrencilerimiz için ilk defa bu yıl düzenlediğimiz ve geleneksel hale getirmek istediğimiz bu törende bizi yalnız bırakmayan sayın Rektörümüz Prof. Dr. Özlenen Özkan Hocamıza, etkinliğimize destek veren Swandor grubuna çok teşekkür ediyorum. Sevgili Öğrenciler kariyeriniz boyunca size eşlik edecek olan ceketleriniz ve bıçaklarınız sadece bir nesneden ibaret değil. Akdeniz Üniversitesi’nden olmanın ayrıcalığını ve sorumluluğunu yansıtan ve bu sorumluluğu taşıyacağınızı lütfen unutmayınız. Keyifli ve verimli bir eğitim ve sonrasında iş hayatı diliyorum.” diye konuştu.

OKULUN VE HOCALARIN KIYMETİNİ BİLİN

Törende konuşma gerçekleştiren Swandors Otel Temsilcisi Burkay Durukan, “Bizleri bu değerli günde iştirak olarak kabul ettiğiniz için hepinize sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca işletmem adıma onur duyduğumu belirmek istiyorum. Ben de sizlerden biri, meslekten beyaz ceketli bir arkadaş olarak mesleğe başladığım ilk günü hatırlatmak istedim. İstanbul’da ben bu işe başladım ilk ceketi 1988 yılında giydim. İstanbul’da olsam da tarhana ile büyüyen bir çocuğum. Birden bir Fransız lokantasının içine düştüm. Fransız lokantasının içindeki terimler beni çok şaşkına çevirmişti. Bugün 38 yıl öncesine dönselerdi tekrar bu işi yapardım ama sizin gibi üniversite ve akademik eğitimi alarak başlamayı yeğlerdim. Lütfen bulunduğunuz okulun ve hocaların kıymetini bilin istiyorum. Hoşgörüden uzak kalmadan kariyerinizde başarılar diliyorum.” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından bıçak takdim töreni ile devam eden etkinlik, toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.04.25 15:16:12
Son Düzenlenme Tarihi :