Tütüncü’ye personelinden sürpriz
Tütüncü’ye personelinden sürpriz
Kepez Belediyesi’nin bürokratları, memurları ve işçileri, adaylığı ilan edilen Hakan Tütüncü’ye karşılama töreni sürprizi yaptılar. Kepez çalışanları, adaylığı ilan edildikten sonraki ilk mesaisinde belediyeye gelişinde Başkan Hakan Tütüncü’yü, kırmızı gül ve karanfiller eşliğinde büyük bir sevinçle karşıladı.
Geçtiğimiz pazar günü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Kepez Belediye Başkanlığı adaylığı 3. kez açıklanan Hakan Tütüncü’ye, 10 yıldır birlikte çalıştığı yol arkadaşları sürpriz bir karşılama töreni hazırladı.
Başkan Hakan Tütüncü, adaylığı açıklandıktan sonraki ilk mesaisi için geldiği belediye binasında, “yol arkadaşlarım”, dediği personelinin coşkulu karşılama töreniyle büyük bir mutluluk yaşadı.
Protokol kapısı önündeki karşılama törenine, belediye başkan yardımcıları, birim müdürleri, memurlar ve işçiler katıldı. Personeli tarafından çiçekle karşılanan Başkan Tütüncü, törende hazır bulunan belediye personeliyle tek tek tokalaştı ve hayırlı olsun dileklerini kabul etti.
Tütüncü, “Bu anı unutmayacağım”
Daha sonra bir konuşma yapan Tütüncü, sürpriz karşılama töreniyle ilgili şunları söyledi: “Bana yaşattığınız bu tarifsiz anı hiçbir zaman unutmayacağım. Hepinizi çok seviyorum. Hepinize gönül dolusu teşekkür ederim. Hitap da usta olduğum söylenir ama bugün ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Gerçekten çok şaşırdım. Hepinizden Allah razı olsun. Karşılama töreniyle ilgili bilgim yoktu. Geldiğimde acaba belediyenin önünde bir eylem mi, nümayiş mi var, diye düşündüm. Hiç aklıma gelmeyen bir sürprizi bana yaşattıkları için bütün yol arkadaşlarıma teşekkür ederim. Hepsinden Allah’ım binlerce kez razı olsun.”
Kepez’de kardeşlik var
Tütüncü, 10 yıl önce göreve geldiğinde belediye personeli arasında bir kardeşlik hukuku tesis etmeyi amaçladığını belirterek, şunları kaydetti: “10 yıldır durmadan, dinlemeden geceyi gündüze katarak hep birlikte çalıştık. 10 yıl evvel görevi devraldığımda personelimizi mutlu etmeliyiz ve onların arasında farklı bir kardeşlik hukukunu tesis etmeliyiz, diye söz verdim. Şucu, bucu, oncu olmasın, gönüller bir olsun, yürekler bir olsun ve o yürekler Kepez’e hizmet için işleyip dursun, dedik. Çalışanlarımızla güzel bir aile olduk. Kepez Belediyesi’nin bütün çalışanları birbirleriyle, bizimle kardeş olsunlar istedim, Rabbimin bizleri böyle güzelliklere kavuşturmasını arzu ettim. Bugün bu karşılama töreninde gördüğüm manzara personelim arasındaki kardeşliği gördüm. Bu karşılama ile bana en güzel hediyeyi verdiniz.”
“10 yıllık başarının karnesini aldık”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kepez Belediyesi için 3. dönem adaylığını bütün kamuoyuna ilan ettiğini aktaran Tütüncü, konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Kepez Belediyesi Başkanlığına 3. Kez aday olmaktan onur duydum, mutlu oldum, şeref duydum. Bu ilan geçtiğimiz 5 yılın da karnesi demekti. Bundan dolayı çok mutlu oldum. Siyasette özellikle belediye seçimlerinde belediye başkan aday adaylığı süreci oldukça zor ve yoğun ve çetin geçer. Hele hele arkanızda 10 yıllık bir secere varsa o zaman çok daha zor geçer. Ama biz her zaman en büyük gücü milletimizden, Kepezlilerden aldık.
“31 Mart’ta bayramımız var”
Adaylık sürecinde gerek kamuoyu yoklamalarında gerek çeşitli anketlerde bize destek veren Kepezlilere bugün bir kez daha teşekkür ederim. Bugün adaysam geçmiş 10 yıllık zamanda iyi niyet zemininde atmış olduğumuz adımların çok büyük etkisi var. İşte o başarının esas sahne arkasındaki kahramanları çalışanlarımdır. Bu büyük başarıda emeği geçen personelime bütün kardeşlerime sonsuz kere teşekkür ederim. Allah onlardan razı olsun.
Bu kardeşlik hukukunu, birlik ve beraberliği sürdürdükçe daha çok yapılacak işler var; yürünecek büyük hedefler var. İnşallah dün arefeydi, 27 Ocak Kepez seçimlerinin arefesiydi. İnşallah 31 Mart 2019’da bu arefenin bayramı olacak. Buna yürekten inanıyorum.
“Kepez’in Allah razı olsun duasını aldık”
Son 120 günde 750 evi ziyaret ettiğini hatırlatan Başkan Hakan Tütüncü, “Her bir evde çay içtik, sohbet ettik. Hatıralar biriktirdi. Evlerde kimler vardı? Milletin ta kendisi olan Kepezli hemşehrilerim vardı. Ev ziyaretlerinde, hemşehrilerimiz, personelimizin, bizim gece gündüz çalışmamızı layıkıyla takdir etiğini gördüm. Hemşehrilerimiz Allah razı olsun sizden, yol arkadaşlarınızdan diyorlar. Bir insanın Allah razı olsun duasını almaktan daha büyük bir devlet olabilir mi? Şair ne güzel demiş, “ Başta devlet, dilde himmet, elde fırsat var iken../ Tut elinden düşmüşlerin, sana saadet yâr iken../ Kimseye baki değildir, mülk-ü devlet sim-ü zer../ Bir harap olmuş gönlü tamir etmektir hüner!.." Kepez Belediyesi ailesi, elde imkan var iken bir tane daha fazla iş yapabilmek için çalıştık, didindik, durduk. Elhamdülillah, halkımız da bunun gereğini en güzel şekilde yerine getiriyorlar. Kalplerinde gördüm ki bizim için kocaman bir yer ayırmışlar. Bütün Kepezli kardeşlerime teşekkür ediyorum..” diye konuştu.
“Allah razı olsun, duasına talibiz”
Başkan Tütüncü, seçim süreciyle ilgili şu önemli mesajları verdiği konuşmasını şöyle devam ettirdi: “Kanuni Sultan Süleyman ne güzel diyor,’Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibiOlmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi Saltanat dedikleri ancak cihân gavgâsıdur Olmaya baht ü seâdet dünyada vahdet gibi’ diyor ki, saltanat dedikleri boş bir kavgadan ibaret ama önemli olan bir olmak, beraber olmak, önemli olan kalplerin birlikte çarpmasıdır.
Sultan Süleyman’a kalmayan mülk bize de kalmayacak. Bu gün belediyenin merdivenlerinden belediye başkanı olarak inip çıkıyoruz. Günün birinde Kepez’in sokaklarında, kaldırımlarında sıradan vatandaş olarak gezeceğiz. Ama o zaman arkamızda güzel hatıralar biriktirebilmişsek, Allah razı olsun diyenlerimiz varsa, bize dua edenler varsa, bir çığır aşmışsak işte o bizim için çok büyük bir miras olacak.
Kızama bırakacağım miras!
Bir kızım var 7 yaşında.. Bu yıl ilkokul birinci sınıfa başladı. Benim kızıma bırakabileceğim en büyük miras evlerin tapuları, arabaların anahtarları, paralar değil; yarın ötekini gün emrihak vaki olduğu zaman kızıma, Allah razı olsun, baban iyi adamdı demeleri, benim en büyük miras, en büyük servetim olacak. Bu bilinçle belediye başkanlığında hareket etmemiz lazım. Makamlar gelir geçer. Yarın bakarsınız gün geçer. 31 Mart da geçer. Ama biz hep birlikte, hep beraber olmaya devam edeceğiz.
“Kepez’in mutluluğu için çalışmaya devam edeceğiz”
Bu birlikteliğimiz bilesiniz ki, kuru bir iktidar kavgası değildir. Hizmet edebilmek için imkan lazım bu aziz millet, Kepezli hemşehrilerim her şeyin en güzelini hak ediyor. Kepezli kardeşlerimi mutlu edebilmek için; yavrularımıza güzel bir şehirde yaşamanın lezzetiyle buluşturabilmek için, yaşlılarımızı, hastalarımızı, korunmaya muhtaç olan hemşehrilerimizi evet, benim belediyem Kepez, ben Kepezliyim ondan dolayı mutluyum. Gücümün yetmediği her yerde arkamda belediyem var, dedirtebiliyorsak biz şanslıyız ve mutluyuz. Yavrularımıza iyi bir istikbal hazırlama konusunda önemli adımlar atabilmişsek biz bununla mutluyuz. Yıllardır tapularını almak için bu belediyenin kapıları önünde bekleyen hemşehrilerimiz Allah razı olsun, tapularımızı aldık, güzel binalar da yaptık diyebiliyorlarsa işte biz o zaman mutluyuz.
Biz birileri gibi yürüdüğü hedefe varmadan cebinden kin ve nefret tohumları çıkaranlardan olmadık. Biz hedefe doğru yürürken koynumuzda kırmızı karanfiller, kırmızı güller hazırladık.
İnanıyorum ki hizmet götürdüğümüz tüm hemşehrilemiz kırmızı güllerin en güzelini hak ediyor. Biz hemşehrilerimize heybelerimizde yediveren güller hazırladık. Şimdi vakit gülleri dağıtma vaktidir. Bir olacağız. İri olacağız, diri olacağız ve hep birlikte Kepez olacağız.”
“Çalışanlarımızın kalbinde 10 yıllık sevginin titremesi var”
Başkan Hakan Tütüncü, konuşmasının sonunda yol arkadaşlarım diye hitap ettiği çalışanlarına şöyle seslendi: “Belediye önüne geldiğimde önce şaşırdım sonra acaba ne var diye meraklandım. Sonra her birinizin elini sıkarken 10 yıllık mazimizde aslında biriktirdiğimiz sevginin yansıması olarak sarıldığımızda kalplerimizdeki o titremeyi hissettim. Bana güzel bir vakit armağan ettiğiniz. Benim çalışanlarım, kardeşlerim her şeyin en iyisini hak ediyorlar, diye işte defalarca haklı çıktığım bu söylemimim bugün bir kez daha haklı olduğunu hep birlikte gördük. Biz bir aileyiz. Yeni hedeflere birlikte yürüyeceğiz. Unutmayın, bu seçim seçimlerden bir seçim değildir. Bizim daha büyük hayallerimiz var. Daha büyük hedeflerimiz var. 600 bin Kepezlinin her birine mutluluk götürmek gibi bir sorumluluğumuz var.
Kepez’e adaylık teşekkürü
Biz o sorumluluğu yüreğinin derinlerinde hisseden bir ekip olarak bu seçimlere çalışacağız. Sen, ben, o yok. O görüşten, bu görüşten yok. Hepimiz bir elin parmakları gibiyiz. Ne güzel demiş atalar, bir elin nesi var, iki elin sesi var, diye. Bir başıma ne yapabilirim? Hiçbir şey yapamam. Birlikte olursak beraber olursak, yüreğimizde heyecanı hissedersek çok şeyler yaparız. Çok şeyler yaptık. Bundan sonra da artan bir heyecanla daha güzel işler yapmaya devam edeceğiz.
Kepezlilerin desteği ile yola devam. Beni bir kez daha belediye başkanlığı adaylığına layık gören bütün hemşehrilerime teşekkür ederim.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2019.01.29 17:05:37
Son Düzenlenme Tarihi :
HACISÜLEYMAN: SÜRECİN EN AZ HASARLA ATLATILMASINI İSTİYORUZ
ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “En büyük sorunumuz olan enflasyonun aşağı çekilmesi ülke olarak birinci önceliğimiz, bununla beraber firmalarımızın da ayakta kalmasını, bu süreci minimum hasarla atlatmalarını istiyoruz” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATSO Meclis Salonu’nda gerçekleşti. ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ün açılış konuşmasıyla başlayan Meclis’te, Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, merhum dönem Başkanımız Ali Bahar’ı anarak sözlerine başladı. Ali Bahar’ın çalışmayı çok sevdiğini kaydeden Başkan Hacısüleyman, “Geçen bir ay içerisinde onun eksikliğini çok hissettik. Sohbetini, fikirlerini ve projelerini dinlemeyi özledik. Ali Başkanın vefatının ardından taziye ziyaretinde bulunan, taziye dileklerini ileten, acımızı paylaşan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Allah rahmet eylesin; mekânı cennet olsun, nur içinde yatsın” dedi. Hacısüleyman, Oda faaliyetlerinin yanı sıra, Türkiye ve Antalya ekonomisi, enflasyon, iş dünyasının beklentileri ile sektörel gündem konularında açıklamalarda bulundu.
ENFLASYONUN DÜŞECEĞİNE HERKES İNANDIRILMALI
Yılın son 4 ayında Türkiye’nin ekonomik göstergelerinin büyük ölçüde bekledikleri gibi gerçekleştiğini kaydeden ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Ancak son aylarda üretim ve iç satışlarda firmalarımız oldukça zorlanmaya başladı. En büyük sorunumuz olan enflasyonun aşağı çekilmesi ülke olarak, birinci önceliğimiz olmakla birlikte, firmalarımızın da ayakta kalmasını, bu süreci en az hasarla atlatmalarını istiyoruz” diye konuştu. Baz etkisiyle başlayan enflasyon düşüşünün birkaç ay daha devam etmesini beklediklerini dile getiren Hacıdüleyman, “Mayıs ayında yüzde 75,5 ile zirve yapan enflasyon Haziran’da yüzde 71,6’ya, Temmuz’da ise yüzde 61,8’e düştü. Ancak önemli olan baz etkisi ortadan kalktıktan sonra da enflasyonun gerilemeye devam etmesidir. Bunun için toplumun tüm kesimlerinin bu sürece inanması gerekiyor. Piyasa katılımcılarının 12 ay sonrası için TÜFE beklentisi yüzde 30 iken, reel sektör yüzde 55, hane halkı ise yüzde 72 oranında beklenti içinde. Bu kopukluk, tüm kesimlerin enflasyonun düşeceğine ikna edilmesini zorunlu kılıyor” dedi.
ÖZEL SEKTÖR ENDİŞELİ
Antalya iş dünyası olarak, enflasyonun ülke ekonomisi, işletmeler ve halk için büyük bir tehdit olduğunu bildiklerini dile getiren Hacısüleyman, fiyat istikrarını sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Ancak, yüksek seyreden enflasyonun maliyetleri yukarı çekmesi ve tüketicilerin satın alma gücünü hızla azaltmasıyla birlikte, yeni vergi düzenlemeleri ve zamlar maliyetleri daha da artırıyor. Üstelik kredi kullanımımız, hem yüksek faiz oranları hem de miktar sınırlamaları nedeniyle sınırlı kalıyor. Şirketlerimizin ayakta kalması için ticari krediler üzerindeki sınırlamaların kaldırılmasını bekliyoruz. İşletme kredileri yatay seyrediyor ve finansman maliyetleri yüksek olsa da krediye erişim engellenmemeli.”
ARZ UCUZLAMALI
Üretim maliyetlerinin hızla arttığı bir ortamda, tarımda, konutta, turizmde ve reel sektörde yüksek maliyetlerle karşılaştıklarını vurgulayan Hacısüleyman, “Bu durum hem üreticileri hem tüketicileri zorluyor. Türkiye’de üretim maliyetlerinin genel olarak yüksek olduğunu ve bu maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini açıkça gösteriyor. Enflasyonla mücadele için kredi maliyetlerinin bir süre daha yüksek kalacağını biliyoruz; ancak diğer üretim faktörlerinin maliyetlerinin de acilen düşürülmesi gerekiyor. Çalışanların ücretlerini ve vatandaşların satın alma gücünü koruyarak arzı ucuzlatmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
İŞ DÜNYASI SABIRLI OLMALI
2021’de başlayan yanlış ekonomi politikalarının etkilerini yaşadıklarını ifade eden Başkan Hacısüleyman, “Bu durumun düzeltilmesi zaman alacak. Enflasyonun düşmesi zaman alsa da aceleci faiz indirimleri büyük zararlara yol açabilir. Şu an en çok sıkıntıyı vatandaşlar ve çalışanlar çekiyor, ardından şirketler geliyor. Hepimizin bu sürece sabırla yaklaşması gerekiyor” dedi.
ENFLASYON PROGRAMININ EKSİKLERİ
Dezenflasyon programından sapmanın büyük zararlarla sonuçlanacağını ve başka bir yol olmadığını kaydeden Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Programın mükemmel olmadığını biliyoruz. Enflasyonla mücadelede geciken maliye ve harcama politikaları, yapısal sorunlarımızı çözme konusundaki yavaş ilerlemelerle birleşti. Ayrıca, yüksek teknolojiye yönelik çabalarımızda ilerleme kaydedemedik. Türkiye olarak, orta gelir tuzağından çıkabilmek için işletmelerimizin rekabet gücünü artıracak dönüşümlere acilen ihtiyacımız var. Öyle bir seviyedeyiz ki; artık eskisi gibi düşük maliyet ve düşük fiyat politikasıyla diğer ülkeler ile rekabet edemiyoruz. Çünkü bizde maliyetler yüksek” diye konuştu. Kalkınma, eğitim düzeyi, küresel standartlara uyum gibi süreçlerin Türkiye’de ücret düzeyini yukarı çektiğini ifade eden Başkan Hacısüleyman, “Bu artık aşağı inemez. Yani düşük gelirli ülkelerle rekabet şansımız azaldı. Diğer taraftan ülkemizdeki teknolojik seviye de henüz istediğimiz düzeyde olmadığı için gelişmiş ülkelerle rekabette de zorluk yaşıyoruz. Şimdi düşük ücret politikası ile bu rekabet sınavını geçemeyeceğimize göre, teknoloji alanında atılım yapmamız gerekiyor” açıklamasında bulundu.
ENFLASYON MUHASEBESİ EZİYETE DÖNÜŞMESİN
Son günlerin en tartışmalı konusu olan enflasyon muhasebesi konusunda açıklamada bulunan Hacısüleyman, şöyle devam etti;
“Aslında konu bir yıla yakındır ülke gündeminde ancak vergi dönemleri geldiğinde tartışma yeniden alevleniyor. Düzenlemede eksik bulunan ya da hatalı olduğu düşünülen noktalar doğal olarak iş dünyası temsilcileri tarafından yüksek sesle gündeme taşınıyor. Enflasyon muhasebesi, enflasyonun mali tablolarda yarattığı yanıltıcı etkileri ortadan kaldırmak amacıyla uygulanıyor. Vergi Usul Kanunu’na göre belirli şartlar altında zorunlu hale gelen bu uygulama, 2024 yılında tekrar yürürlüğe girdi. Ancak, 2021’deki ertelemeden sonra bu uygulamanın bugünkü ekonomik koşullarda firmalar üzerinde önemli zorluklar yarattığı görülüyor. Türk iş dünyası enflasyon muhasebesini 2003 ve 2004’te de tecrübe etmiş olmasına rağmen yıl başladığında, pek çok kişinin aklına şu anda yaşanan sorunlarla karşılaşılabileceği gelmemişti. Sorunların bugün çok can yakıyor olmasının ardında, yirmi yıl önceki konjonktür ile bugünkü konjonktür arasında yatan önemli farklar var.”
TAM TERSİ BİR EKONOMİK KONJONKTÜR
2003-2004 döneminde enflasyon muhasebesi uygulanırken, enflasyonun yüzde 18 ve yüzde 9 olduğunu dile getiren ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Türkiye 2001 yılında büyük bir ekonomik kriz yaşamış, ekonomi daralmış, yıllık enflasyon yüzde 69’a çıkmıştı. Enflasyon 2002’de yüzde 30’a, 2003’te yüzde 18’e ve 2004’te yüzde 9’a düştü. Türkiye yeniden büyümeye başlamıştı. Hem iç talep, hem ihracat oldukça canlı bir performans gösteriyordu. Kredi faizleri oldukça düşüktü, ülkeye dışarıdan yatırımlar artmaya başlamış, AB ile son derece pozitif bir gündem yakalanmıştı. Bugün enflasyon muhasebesi tam tersi bir ekonomik konjonktürde uygulanıyor. Sıkılaşma tedbirlerinin en kritik dönemindeyiz. Enflasyon yüzde 75’ten yeni yeni düşmeye başladı. Yurtiçi satışlar soğuma dönemine girdi. Üstelik ihracat pazarları da durgun. Kredi faizleri çok yüksek ve kredi büyüme oranlarına sınırlama getirildi. Yani bankalar müşterisi faize razı olsa da istediği kadar kredi kullandıramıyor” diye konuştu.
İŞLETMELERİN AYAKTA KALMAYA İHTİYACI VAR
Uygulamada enflasyon düzeltmesinin bilançoda yer alan parasal olmayan kalemler üzerinde yapıldığını ancak parasal kalemlerde değişiklik yapılmadığını vurgulayan Hacısüleyman, “Bu çerçevede stoklar, demirbaşlar, hatta henüz devam eden yatırımlar yeniden değerleniyor ancak kasada duran nakit, bankadaki nakit, alacaklar ve borçlar enflasyon değerlemesine tabi tutulmuyor. Bu durumda elinde yüksek mal stoku olan firmalar, yeni yatırım yapan firmalar, öz kaynakları zayıf borçluluk oranı yüksek firmalar büyük zorluklarla karşılaşıyor. Dolayısı ile kazançtan alınmayan ama varlıkların değerlenmesinden alınan bir vergi ile karşı karşıya kalıyoruz” dedi. İlk geçici dönemde uygulamanın ertelendiğinden ancak ikinci geçici dönemde ertelenmediğinden bahseden Başkan Hacısüleyman, “Ülke genelinde toptan ve perakende satışlarda yavaşlama hatta gerileme varken, kredi faizleri yüksek ve kredi kullanımı zorken, işletmelerin ayakta kalmaya ihtiyacı varken, sistem, firmaları daha da zor duruma sokuyor. Enflasyon muhasebesi uygulaması geçici dönemler için değil, 2024 yılsonu mali tablolarında uygulansa daha iyi sonuçlar alınabilirdi. Bir de üzerine yukarıda saydığımız yan etkiler ortaya çıktı. Bir erteleme olmayacaksa bile, ayakta kalmakta zorlanan şirketlerin haklı şikâyetlerinin giderilmesi gerekiyor” diye konuştu.
İŞ DÜNYASI YENİ DÜZENLEMELER NEDENİYLE TEDİRGİN
Yeni kanunlaşan vergi paketiyle birlikte farklı alanlarda yeni vergi düzenlemelerinin getirilmesini ve kayıt dışılıkla mücadele kapsamında yeni adımlar atılarak birçok vergi kanununda idari cezaların da yükseltildiğini ifade eden Başkan Hacısüleyman, “Denetim elbette yapılmalı, yanlışın üstüne elbette gidilmeli ancak iş dünyası yeni düzenlemeler nedeniyle tedirgin bir dönem geçirmektedir. Yeni vergi uygulamalarının özel sektöre getireceği yüklerin, henüz ne boyutta olduğu tam olarak anlaşılmış değildir. Böyle bir ortamda yalnızca ceza kesmeye odaklı denetimler yapılması, bu tedirginliğin daha da artmasına neden olmaktadır. Kayıt dışılığı önlemek ve vergi yükünün toplumda eşit bir şekilde dağıtılması amacıyla mükelleflerin vergi bilincinin artırılması gerekmektedir. Bu nedenle yapılacak keyfi uygulamaların ve yalnızca ceza kesmeye odaklı denetimlerin yapılması mükelleflerin vergi sistemine olan güveninin azalmasına neden olacaktır” açıklamasında bulundu.
SON KAVŞAKTAYIZ; YAVAŞLAMANIN DOZU KAÇMASIN
Türkiye ekonomisinde yavaşlama işaretlerinin belirginleştiğini sözlerine ekleyen Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Hepimiz yakından şahidiz. Sanayi üretimi çok zayıfladı, Haziran’da yüzde 4,6 düştü. PMİ endeksi son 13 ayın 11’inde 50’nin altında değer aldı ki bu da sanayinin zor durumda olduğunu gösteriyor. Perakende satışlardaki reel büyüme yüzde 20’lerden tek hanelere indi. Kredi kartı ile yapılan harcamalarda keskin bir yavaşlama var. Konkordatolar ve ödenmeyen çek-senet sayısı artıyor. Son olarak işsizlik Mayıs ayında yüzde 8.5 iken Haziran’da yüzde 9.2’ye yükseldi. Temmuz-Ağustos’ta ve sonbaharda işsizlikte artışın devam ettiğini göreceğiz. Artık yavaşlamanın daha ciddi sorunlara dönüşmemesi için son kavşaktayız” dedi. Yakın zamanda gidişatta değişiklik yapacak önlemler alınmazsa ciddi yan etkilere sebep olacağını kaydeden Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz ve Hazine-Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek başta olmak üzere ekonomi yönetiminin bu uyarılarımızı dikkate almasını, sorunun sadece iş dünyasının yavaşlayan satışları ve karlılığı olmadığını, değerlenen kur nedeniyle ihracatın yara almaya başladığını, çalışanlarımızın ve halkımızın azalan gelirleri nedeniyle büyük sıkıntı içinde olduğunu, enflasyon programından sapmadan, özellikle halkın alım gücünün desteklenmesi gerektiğini bilhassa vurgulamak istiyorum” açıklamasında bulundu.